Bilgisayarların vazgeçilmez parçası olan farenin mucidi Douglas Engelbart, 9 Aralık 1968'de yani tam 45 yıl önce "Mother of All Demos" ile bilgisayarla etkileşim kurmanın nasıl bir şey olacağını göstererek tüm dünyanın ilgisini üzerine çekmişti.

Bilgisayar-insan etkileşimini sağlayan ilk bilgisayar faresi çok temel hareketleri algılayabiliyordu ancak o dönem için bu çok büyük bir buluştu.

Oregon Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği okuyan Engelbart’ın 1960’larda geliştirdiği ilk mouse iki metal tekerliği olan ahşap bir kabuk şeklindeydi. Mouse’un patenti 1970’te alındı.

Mouse’un bilgisayar ile beraber kullanılmaya başlanması ve piyasaya çıkması ise yaklaşık 15 yıl sürdü. Mouse ilk defa Apple’ın Macintosh cihazları ile markete görüşe çıktı.

Temmuz ayında 88 yaşında hayatını kaybeden farenin mucidi Engelbart geliştirdiği oNLine System (veya NLS) ile araştırmacıların elektronik bir kitaplık üzerinde belge oluşturmalarına ve paylaşmalarına olanak tanımıştı. Bu sistem önemliydi çünkü, ARPANet bilgisayar ağı için bir uygulama haline gelecekti.

Peki dünden bugüne bilgisayar fareleri nasıl gelişti?

1970 yılının sonrasına doğru Xerox PARC'tan Bill English fareyi biraz daha geliştirdi. Toplu farenin temellerinin bahsi geçen dönemde atıldığı söylenebilir.

Yaşı ileri olan kullanıcılar bir dönemin trackball'larını hatırlayacaktır. Trackball'larda aynı top farenin içi yerine dışına alınmıştı ve parmak hareketleri ile işaretçinin kontrolü sağlanıyordu.

Toplu yapı elbette farenin yaygınlaşmasını sağlamada büyük pay sahibi ancak geniş bir açıdan bakıldığında zamana bağlı bazı sorunları da beraberinde getiriyor.

Artık top yerini bir zemin algılayıcıya bırakmıştı fakat özel bir metal zemin olmadan ne yazık ki algılama gerçekleşmiyordu. Zamanla teknolojilerin ucuzlaması ve gelişmesi sonucunda görüntü işlemcilerin kullanılmasına başlandı ve yüzeyin aydınlatmasında LED'lerden faydalanıldı.