ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal grup toplantısında partililere sesleniyor. Konuşmasının başında Deniz Feneri iddianamesinin neden hazırlanmadığını soran Baykal, Başbakan'a çattı ve 'Damadının şirketlerinin yerine işleri düşün' dedi.
İşte Baykal'ın konuşmalarından satır başları:
DENİZ FENERİ İDDİANAMESİ NEREDE
Deniz Feneri olayını hatırlıyor musunuz. Bizim baskımız ve zorlamamızla getirdiğimiz dosyalara baktığımızda 1 yıl önce zorla dosya geldi. İddianame hazırlandı mı peki?İddianame hazırlanmadı. Almanlar bunların hepsini halletti. Yargıladı. Hükmü verdi. Türkiye’’ye her türlü belgeyi aktardılar. Esas sorumlular orada dediler. Dosya bir türlü gelmedi. İddianame hazırlanmadı bir türlü. İddianame olsa savcı ne talep ediyor öğreneceğiz. Ne karışık işmiş bu?
BAZI ÖZEL ŞİRKETLERE RESMİ ŞİRKET MUAMELESİ
PKK davası daha kısa sürmüştü. Ne yatıyor bunun altında. Yargının özeni dikkati mi yatıyor?İnşallah o yatıyordur. Yoksa ’“Aman başımız iş açmayalım. Burada yargılananlar başbakanın yakını. Geciktirelim’” mi geçiyor bunun altında.
Herkes bunu düşünüyor ama söyleyemiyor. Ama ben söylerim. Benim görevim bu. Türkiye’’de karanlık bir dönem yaşandı. Ekonomi temel kuralları bir kenara atılarak yürütülmeye çalışıldı. Bazı özel şirketler resmi şirket muamelesi görüyorlar. Devlet kaynakları medya grupları satın alındı. Bunun altında başbakanın bilgisi yoktur diyebilir miyiz?
EMEKLİLERE SAHİP ÇIKILMALI
Yaşanan sıkıntılar ortada. Türkiye artık yeni bir döneme girecek. Millet de kararını verdi. Yeni iktidar döneminde biz ne yapacağız diye sorduk ve cevabını verdi. Sayın Başbakan da bu cevaplardan çok rahatsız olmuş görülüyor.
Ne demişti, yeni Türkiye ortamında bir şeyler değişecek dedik. Bunu başında emeklilerin konumu olacaktır. Çünkü demiştik emekliler Türkiye’’de yaşanan sorunların aşılması konusunda çok özel bir noktadadır. Emekliler halkımıza yapılacak desteğin en uygun kanalıdır.
DAMADININ ŞİRKETLERİNİ DÜŞÜNECEĞİNE...
Emeklilere yapılacak destek sadece onlara değil, işsiz kalan çocuğuna, onlardan medet uman ailelere destek olmaktır. Bugün emeklilerin etrafında işini kaybetmiş gelinler damatlar çocuklar torunlar vardır. Herkes o emeklilere özlemle bakmaktadırlar. O insanları boynu bükük bırakmaya kimsenin hakkı yoktur.
SENİ BAKKALLAR DA GÖTÜRÜR
''İnsanların kazanılmış haklarını, kendi yanlışların dolayısıyla elinden almaya hakkın var mı?'Var' diyorsan, kendinde bu hakkı görüyorsan, 'senin karşında ben de hakkımı alıncaya kadar bu işin peşinde duracağım' diyen TEKEL işçilerinin de hakkı var. Başbakan, Vali'ye, 'dağıtın burayı' diye talimat verdi, arkasından baktı bu iş yanlıştır. Sayın Başbakan, demokratik bir toplumda bunları hazmedeceksin. Sana daha önce de söyledim, seni asker değil ama TEKEL işçisi götürür. 'TEKEL işçisi mi beni iktidara getirdi' diyorsan, bu kafayla çok daha büyük yanlışlar yaparsın. Nitekim yapmaya başladı, şimdi bakkallara taktı. 'Seni asker değil TEKEL işçisi götürür' dedim inanmadın, devam ediyorsun. TEKEL işçisinin yanında seni bakkallar da seni götürür.''
Milletin bu işe sahip çıktığını, Başbakan'ın bunu anlaması gerektiğini ifade eden Baykal, olayın basit bir itiş kakış olayı olmadığını belirterek şöyle devam etti:
''Milletin sağduyusu harekete geçmiştir. Bunu anlamak lazımdır. Büyük hata yapılıyor. Dayatmacı bir siyaset anlayışını Başbakan bırakmalıdır. Kendisini uyarıyorum: direnmeyin Sayın Başbakan, direnmeyin, değmez, yazıktır, günahtır. O insanlara acıyın, o insanların ailelerine acıyın.''
Başbakan'ın bakkalları ve esnafı da sevmediğini, esnafların bir araya gelerek büyük alışveriş merkezleri açmasını önerdiğini söyleyen Deniz Baykal, ''Alışveriş merkezi kurmak için gerekli krediyi oğlunun başında olduğu şirkete açtığın gibi, sen mi açıvereceksin?'' diye sordu.
Bakkalların sadece işyeri değil, sosyal merkez, aile ve mahalle yaşamının güvencesi olduğunu ifade eden Baykal, şu ifadeleri kullandı:
''Başbakan büyük hata yapmıştır. Sen onları kaldırıp, insanları birer robot haline getirdiğin zaman bu ülke yaşanmaz hale gelir. Türkiye'nin temeli aileye dayanır. Türkiye'nin temelinde esnaf vardır, var olmaya devam edecektir. Senin görevin esnafa sahip çıkmaktır. 2 milyon insanı tarımdan kopardı yetmedi, şimdi bakkalların iş yerinin kapanmasını anlayışla karşılamayı sağlamaya çalışıyor. Yanlıştır.''
'ÇOK PASLAŞMAYIN, KENDİ KALENİZE GOL OLUR'
''Balyoz Darbe Planı'' iddialarıyla ilgili de değerlendirmeler yapan Baykal, 7-8 yıl öncesinden medet umulur hale gelindiğini vurguladı:
''Ne oldu?Efendim bakıyoruz, inceliyoruz... Bakıp inceleyeceğiniz hiçbir şey yoktur. En son gele gele 'biz paslaşıyoruz kendi aramızda' dediler. Çok paslaşmayın kendi kalenize gol olur. Kale önünde, tehlikeli sahada, dar alanda paslaşma çok tehlikelidir. Hiç belli olmaz. Ne olacağı belli olmaz. 'Geçmişi birlikte mi suçlayacağız, yoksa ben tek taraflı suçlayacağım, sen bunu anlayışla karşılayacaksın' mutabakatı mı yapmaya çalışıyorlar?
Kim kırdı o DVD'yi?O DVD'de ne var?O DVD'de şunlar var diye yandaş gazetelerde korkunç yayınlar yapıldı. Şimdi mahkeme sürecindeyiz. Birileri, 'bizim hakkımızda iddiaların olduğu bu DVD'yi bir de biz inceleyelim' dediler. DVD kırık. O DVD'yi kim hazırlamış, kim planlamış, ona bakacağız. Hayır. Nedir?İçinde şunlar var, siz içindekine bakın. Böyle hukuk olur mu?Ona göre suçlamayı yapmışsın. Böyle bir yargılama süreci Türkiye'ye yakışıyor mu?Bunca iddiadan ne çıktı?Dursun Çiçek olayından ne çıktı?Başbakan Yardımcısına suikast iddiasından ne çıktı?Kırık DVD'ler, kayıp CD'ler... Böyle şey olur mu?
Bugün Türkiye'de tuzak kurulmuştur. Türkiye'de senaryolar imal edilmiştir. Bilinçli karalamalar üretilmiştir, karargahlarda, belli merkezlerde. Tertipler kurulmuştur, kampanyalar yapılmıştır. Aynı güvenle şimdi de söylüyorum ki tarihi tersine çevirmek istiyorlar, yanlışı doğru diye göstermek istiyorlar, haksızı, haklı diye göstermek istiyorlar, bu memleketin namuslu, dürüst, temiz insanlarını çiğnemeye çalışıyorlar. Şimdi de o gün yaptığımızı yapacağız. Her geçen gün her şey ortaya çıkacak. Kırık CD'ler, uydurma gizli tanıklar, Başbakan kararıyla ortaya atılan iddialar, 'Yok Danıştay için değil, bunun için yapıldı saçmasıyla' koca yargı sisteminin meşgul edilmesi, insanların tutuklanması, intihar etmesi, ölüme sürüklenmesi, ailelerin ıstırap çekmesi, Türkiye'nin karıştırılması vicdansızlıktır, zulümdür, haksızlıktır.''