Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Mecliste, Çimento, Kireç, Alçı, Beton ve Mamulleri Sanayi Komite Başkanı, Çimentaş CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Cenker Mirzaoğlu sektöre dair sunum gerçekleştirdi.
‘ÇİMENTO SUDAN SONRA EN ÇOK ÜRETİLEN ÜRÜNLERDEN BİRİ’
Mirzaoğlu, rakamlarla çimento üretimlerine değinerek, “İnşaat sektörünün geleceğini çimento rakamlarıyla öngörebiliyoruz. Çimento yılda 4 milyar ton tüketiliyor. Ülkemizde 70 milyon ton tüketimi var. Dünyada sudan sonra en çok tüketilen mamullerden biri. Çimentonun bugün bildiğimiz bir ikamesi yok, alternatifi olan başka bir ürün yok. Kolay bulunabilirliği açısından alternatif bir ürün çıkmadı. Tüketildiği yerde üretiliyor çoğu zaman. Global ölçekte 240 milyon tonu sadece dolaşıma açık. 100 milyon tonu da kendi fabrikalarından başka fabrikalarına taşınıyor. 150 milyon tonu ticarete dahil oluyor. Üretildiği yerde tüketiliyor. Yükte ağır, pahada hafif bir fiyatı var” dedi.
‘TÜRKİYE ÇİMENTO İHRACATINDA LİDER KONUMLARDA’
Mirzaoğlu, ülkelerin gelişmişlik ve altyapı düzeyiyle çimento üretiminin doğru orantılı olduğunu belirterek, “Altyapı alanında uzun dönemde çimento ana belirleyici. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen çimento tüketimi 400 kilogram civarında. Çimento tüketimi altyapıyı korumak için bu ülkelerde devam ediyor. Türkiye’de kişi başı üretim 800-1000 kilogram arasında gidip geliyor. Gayri safi milli hasıla ve gelişim arttıkça altyapılar tamamlanmış ve çimento üretimi düşmüş oluyor. Türkiye ihracatta en büyük 2 veya 3’üncü sırada. 70 kadar ülkeye çimento gönderiyor. ABD’nin en büyük ihracatçısı Türkiye konumunda. 1999’da 30 milyon tonda iken bugün 70-80 milyon ton civarında bir üretimimiz var. Yoğun sermaye yatırımı olan bir sektör. Firmaların birçoğu borsada işlem görüyor, bu dünyada az rastlanır bir durum. Finans tarafından sadece mevcudu koruyabilir durumda. Bugün 60-70 Euro seviyesinde bir fiyatlandırması var. Avrupa ortalaması ise 170 Euro seviyesinde. Avrupa’da da aynı muadil ürünler kullanılıyor ama fiyatlar arasında büyük bir fark var” ifadelerini kullandı.
Hazır betonun inşaat maliyetinin yüzde 28 olduğunu hatırlatan Mirzaoğlu, “Hızlı kentleşme çok büyük bir altyapı ihtiyacı doğuruyor. Yapacak daha çok işimiz var verilere göre. Nüfus artış hızı artıyor ama haneler küçülüyor, daha fazla konut ihtiyacı doğuyor. Deprem haritasına bakınca içimiz burkuluyor. Deprem riski en yüksek olan yerlerde yüzde 46 kişi yaşıyor. Bu bile çok büyük bir işimiz olduğunu gösteriyor. Türkiye en az 2040’a kadar çimento tüketecek ve Avrupa’nın doğusu kadar bir altyapımız olacak. Yüksek faiz ve krediye erişim sorunu bizim en büyük sorunumuz. Bornova Belediye Başkanımız ikiz kentler üzerine açıklamalar yaptı, içimize su serpildi. Ara eleman eksikliğinin sorunlarını biz de bütün sanayiciler gibi yaşıyoruz. Enseyi karartmadan önümüze bakarak daha iyi günler göreceğiz” dedi.
‘SEKTÖR İKLİM KANUNUNA HAZIR DEĞİL’
İklim Kanunu ile birlikte sınırda vergi tehdidinin sektör üzerinde baskı oluşturduğunu belirten Mirzaoğlu, “Fiili durumda sınırda vergi tehdidi bütün üretilen çimento ve demir çelikten vergilendirme ile fiyata yansımak zorunda kalacak. Sektör buna hazır değil. Zamana yayılmış vergi sistematiği daha iyi olur. Avrupa ihracatında vergilendirmeden dolayı ürün gönderememek dünyanın sonu değil” diye konuştu.
‘BETON YOLLAR İÇİN UĞRAŞ VERİYORUZ’
Mirzaoğlu, Türkiye’de beton yolların yaygınlaşması için yoğun çaba harcadıklarını belirtti. Mirzaoğlu, “Asfalt lobisini ortaya çıkarmak için çok uğraştık. Beton yollar için uğraş veriyoruz. Sendika ve derneklerimizle bunu anlatıyoruz, elimizi taşın altına koyuyoruz. Şu ana kadar 10 bin kilometre yol yapılmıştır, bunun 2 bin kilometresini biz üstlendik. Beton yollar dayanıklılık açısından çok daha avantajlı. İzmir’de beton yol kullanılıyor ama sanırım biz bunu yeterince iyi anlatamıyoruz” dedi.
‘BİNA DENETİMLERİNDE EKSİKLİKLER VAR’
Türkiye’deki yapı stokunun da yenilenmesi gerektiğini vurgulayan Mirzaoğlu, inşaat sektöründeki denetim eksikliklerine dikkat çekerek şunları söyledi:
Türkiye’deki konut stoku çok eski. Eskiden deniz kumu kullanılıyordu. Her iyinin içinde kötü her kötünün içinde iyi olabiliyor. AB’nin uyguladığı kalitelerin hepsi mevcut. Binaların enerji yüküyle ilgili almamız gereken yollar var. Denetimle ilgili eksikliklerimiz var. Elimizden gelen her fırsatta anlatmaya çalışıyoruz. Biz eğitmeye çalışıyoruz, doğrusunu söylemeye çalışıyoruz. Kötü niyetten ziyade bilgisizliğin yol açtığı durumlar var. Biz kendi müşterilerimize laboratuvar hizmetleri veriyoruz.





