Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – İzmir Eczacı Odası’nda 23 yıl başkanlık yapan Tuncay Sayılkan, bayrağı F. Savaş Kılıççıoğlu’na devretti. İki gün süren genel kurulun son gününde kurulan sandıktan zaferle çıkan Kılıççıoğlu, yeni yönetim kuruluyla kolları hemen sıvadı. Kılıççıoğlu, Tuncay Sayılkan’dan aldığı bayrağı daha yukarıya taşımak için çok çalışacaklarını belirtirken, projelerini, nasıl bir yönetim anlayışıyla hareket edeceğini Egedesonsöz’e anlattı.
EN YÜKSEK OYU BAŞKAN KILIÇÇIOĞLU ALDI
İzmir Eczacı Platformu’nun adayı F. Savaş Kılıççıoğlu, 650 oyla başkan seçildi. İzmir Birlikte Güçlü Grubu’nun adayı Tamer Yeşildere ise 588 oy aldı. İzmir Eczacı Hareketi Grubu adayı Murat Çiftçi 487 oyda, İzmir Eczacılar Birliği Grubu’nun adayı Hakan Şimşek 371 oyda kaldı. Bu durumda 7 kişilik yönetim kurulunda Kılıççıoğlu’nun listesinden Berna Kaymaz, Vildan Şemet, Asım Taş; Yeşildere’nin listesinden de Tamer Yeşildere, Adem Kaya ve Belgin Bayer yer aldı.
MESLEĞİMİZİN SAYGINLIĞINI GERİ KAZANDIRMAKTA KARARLIYIZ
İzmir Eczacı Odası’nın çiçeği burnunda Başkanı F. Savaş Kılıççıoğlu, yeni görevinde yapmak istediklerini Egedesonsöz’e şu sözlerle özetledi:
“Projelerimizi tüm eczacı arkadaşlarımıza anlatmıştık. Zaman içerisinde onların hepsini hayata geçirmek için çaba harcayacağız. Yarından itibaren çalışmalara başlıyoruz. Pratik bir hamleyle çözülebilecek sorunların tespitlerini yapmış, işe oradan başlayacağız.
Mesleğimizin saygınlığı ve ekonomik kayıpların sona erdirilmesi anlamında güçlü bir delegasyon yapısıyla Türk Eczacılar Briliği’nde etkin bir rol almak istiyoruz. Mesleğimizin sorunları var. Birincisi, mesleğin saygınlığını tekrar geri kazandırmak istiyoruz. Birinci basamak sağlık sunucusu konumundayız. Yasa bize böyle bir hak vermiş. Ama bunun altının doldurulması gerekiyor. Ekonomik sıkıntılarımıza sebep olan ilaç fiyat kararnamesi meselesi var. Kademelerin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bu işin takipçisi olacağız. Kamu kurumu iskontolarının eczacıları sıkıntıya sokan boyutlara ulaştığını görüyoruz, bunları da makul seviyeye çekilmesi için çalışacağız. Bununla ilgili yol haritamız hazır. Bir de bizim için prestij meselesi haline gelen yeşil pasaport talebimiz var. İzmir Eczacı Odası’nın bu konuda başlatacağı bir imza kampanyası olacak. Bu kampanyaya öncülük yapacağız ve daha sonra Türkiye geneline yayılacak ve dilekçemizle TBMM’ye sunacağız.”
YÖNETİM KURULU, 20 KİŞİYLE MECLİS ORTAMINDA ÇALIŞACAK
Başkan F. Savaş Kılıççıoğlu, nasıl bir yönetim anlayışıyla hareket edeceklerini de net ifadelerle dile getirdi:
“İzmir Eczacı Odası, 7 kişilik yönetim kurulu ve 3 kişilik denetim kurulu üyeleri tarafından yönetilir. Her Çarşamba toplanırlar. Bu konuda bizim bir farkımız olacak. 7 yönetim kurulu 3 denetim kurulu üyesi olarak 10 kişi toplanmak yerine yedek üyelerimizle birlikte meclis havasında toplantılarımızı yapacağız. 20 kişilik bir ortak akılla odamızı yöneteceğiz. Genel Sekreterimiz her gün en az 3 saat, eczacı üyelerimizle muhatap olmak üzere mesai yapacak. Odamıza gelen her eczacı arkadaşın muhatabı olacak bir nöbetçimiz bulunacak. Ayrıca başkan ve genel sekreter dışında, 18 arkadaştan biri de her gün nöbet tutacak, meslektaşlarımızın sorunları ve şikayetleriyle bire bir ilgilenecek. İzmir Eczacı Odasına ne zaman gelinirse gelinsin, derdini anlatabileceği birini mutlaka bulacak. İstanbul Eczacı Odası bunu yaptı. Bizim keşfettiğimiz bir şey değil. Aynısını biz de hayata geçireceğiz. Tüm kararlar ortak akılla alınacak. Haliyle daha sağlıklı kararlar almış olacağız.”
SAYILKAN, FEDAKARCA, VEFAKARCA BU İŞİ 23 YIL YAPTI, ONURSAL BAŞKANLIK HAKKIYDI
Başkan F. Savaş Kılıççıoğlu, geçmiş dönem Başkanı Tuncay Sayılkan’a verilen “Onursal Başkan” unvanıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
“23 yıl odamıza hizmet etmiş olan Tuncay Sayılkan başkanımız, fedakarca, vefakarca görevini başarıyla yerine getirmiş birisidir. Bu işler göründüğü gibi kolay işler değildir. Bir adanmışlık var burada. Dolayısıyla bundan dolayı Tuncay Sayılkan başkanımızı tüm grupların ortak kararıyla Onursal Başkan ilan ettik. Tuncay Bey, artık bizim Onursal başkanımızdır. Bu unvan, hakkıydı.”
