Havuz İzmir’de “Sevgi Varsa Engel Yoktur” etkinliği
Havuz İzmir’de “Sevgi Varsa Engel Yoktur” etkinliği
İçeriği Görüntüle

Berivan KAYA/ EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU), Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin 36 ay boyunca işletmesi için çıktığı ihalede Alkataş İnşaat ve Taahhüt Şirketi 1 milyar 904 milyon 501 bin 617 TL'lik teklif sundu.

Çiğli ATT’nin işletilmesi için çıkan ihale kamuoyunda geniş yer buldu. Egedesonsöz'e açıklamalarda bulunan Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Körfezi’nin kirliliğini hatırlatarak tesis işletilmesinde hiçbir hatanın kabul edilmeyeceğini belirtti. Çevre Mühendisleri Odası, Çiğli ATT’nin kamu eliyle işletilmesi gerektiğini vurguladı.

TESİS DEĞİL AMA HİZMET ÖZELLEŞTİ
Hizmetin özelleştirildiğine dikkat çeken Çevre Mühendisleri Odası açıklamasında, “İhale konusu belirli bir dönem için hizmet alımını kapsamakta olup tesisin değil ama hizmetin özelleştirildiğini söyleyebiliriz. Genel olarak atıksu arıtma tesisleri işletme hizmetlerinin özel sektöre devredilmesindeki risklerin yanı sıra tesis özelinde görüşlerimizi daha önce İdare ile de paylaşmıştık. Atıksu arıtma tesisinin işletimi personel, ekipman ve zaman yönetimini içeren çok katmanlı bir süreçtir. İşçi sağlığı güvenliği, risk yönetimi, enerji yönetimini de içermektedir. Atıksu arıtma tesislerinin doğru bir şekilde işletilmesi için deneyimli ve yetkin teknik kadroya ihtiyaç vardır. Yeterli sayı ve nitelikte mühendis, tekniker ve işçi kadrosunun yanı sıra lojistik altyapı ve finansman bulunmalıdır. Arıtma tesisleri uzun yıllar için kurulan ve işletilmesi gereken tesislerdir. Deşarj standartlarının sağlanması en önemli gösterge olsa da bu sonuca ulaşmak için sürecin nasıl yönetildiği ve aktarılan kaynağın nasıl kullanıldığı sonuçlar kadar önemlidir. Atıksu oluşumu ve iletim sürecindeki planlama, işletme ve denetim performansının atıksu arıtma tesisi performansını önemli ölçüde etkilediği unutulmamalıdır” denildi.

HATA KABUL EDİLEMEZ
İzmir Körfez’inin kirliliğini hatırlatan Çevre Mühendisleri Odası, “İzmir Körfezinin hassas durumu göz önünde bulundurulduğunda Çiğli atıksu arıtma tesisinin işletilmesinde hiçbir hatanın kabul edilemeyeceği açıktır. Çiğli AAT ne iletilen atıksu konsantrasyonları, kirlilik yükleri ve değişimleri, debi salınımları, deniz suyu girişimleri ile Birleşik şebekeyle tesise ulaşan yağmursuyu debilerinin de yalnızca Çiğli atıksu arıtma tesisinde değil, körfezdeki etkilerinin de doğru bir şekilde değerlendirilmesi gereklidir. Önceki dönemde tesisteki revizyon ve kapasite artışı ile ilgili süreçler nedeni ile tesisin verimli çalışmadığı bilinen bir gerçektir. 4. Faz devreye alındıktan sonra mevcut tesisinin kapasitesi artmış ve fazla atıksu debisi gelmesi yönü ile oluşabilecek riskler azalmakla birlikte mevcut tesisin uygun şekilde işletilmesi ciddi bir organizasyon gerektirmektedir” ifadeleri kullanıldı.

KAMU ELİYLE İŞLETİLSİN!
Kamu eliyle işletilmesinin daha doğru bir yaklaşım olacağına dikkat çeken açıklamada, “Şartnamede işletme dönemi 3 yıl olarak tanımlanmıştır. 3 yıl sonra başka bir yükleniciye de İdare’ye de devredilse tesisi işleten kadrolar değişecektir. Kentin altyapısının ve arıtma tesisinin tanınması, risklerin bilinmesi, geçmiş yıllara ait deneyimin aktarılarak daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir işletimin sağlanması adına İdarenin kendi kadrolarının görev alması; diğer taraftan kamu kaynağının yine kamu idaresi içinde kullanılması önemlidir. İhale gerçekleştiği için bundan sonraki süreçte yüklenici tarafından yetkin teknik kadroların görevlendirilmesi, tesisin yukarıda belirtilen koşullar göz önünde bulundurularak işletilmesi, İdare tarafından her adımın etkin bir kontrol mekanizması ile denetlenmesi gerekmektedir. Yine de; işletmenin sürekliliği için, tesisin geçmişini, mevcut durumunu, işletme risklerini bilen deneyimli teknik kadroların İdarece görevlendirilerek tesisin kamu eliyle işletilmesinin daha doğru bir yaklaşım olacağını vurgulamak isteriz” dedi.

BÜYÜK RİSK TAŞIYOR
Çevre Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamanın devamı şu şekilde;

“Çevre ve halk sağlığını doğrudan ilgilendiren; normal şartlarda 24 saat 365 gün işletim; olağanüstü koşullarda acil durum yönetimi gerektiren, İSG açısından çok tehlikeli sınıfa giren arıtma tesislerin işletimi, ekonomisi, bakım, onarım, revizyon süreci, denetimi ile özel yönetim ve kadro koşulları gerektirir. Özelleştirme uygulamalarında pratikte yaşanan sorunlar değerlendirildiğinde ekonomik kazancın önce çıkarıldığı özelleştirme uygulamaları büyük risk taşımaktadır. Bunun yerine kamuda teknik uzman personel kadrosu ve denetimin güçlendirilmesi ana amaç olmalıdır.”