Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz günlerde Kemalpaşa Ören 75. Yıl Cumhuriyet Mahallesi sınırlarında kalan bir bölgenin imar planlarının askıya çıkması tartışma yaratmaya devam ediyor.
5 bin ölçekli nazım imar planı ile birlikte; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 25 bin ölçekli çevre düzeni planında ‘tarım’ alanında kalan 312 ada 393 parselin statüsü değiştirilirken, yeni plana göre 46 bin 423 metrekare büyüklüğündeki tarım alanı, “Tarımsal Amaçlı Entegre Tesis (Sebze Kurutma, İşleme, Depolama ve Paketleme Tesisi)" ilan edildi.
Parçacıl plan değişikliği tartışmalara neden olurken, plana TMMOB Şehir Plancıları Odası’ndan itiraz geldi. Askı süreci içerisinde gerçekleştirilen itiraz ise bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin meclis gündemine geldi.
Tartışmalara neden olan parsel ise Işık Tarım Şirketi’nin kurucusu ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık’a ait.
BOZTEPE: TARIM ALANLARINI İMARA AÇAMAZSINIZ
Gündem maddesi ile ilgili söz alan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, “Bugün sizlere, Kemalpaşa İlçesi, Ören Mahallesi, 312 Ada 393 Parsel ve Çevresini Kapsayan 47 Dönümde nasıl vahim bir hata yapma noktasında olduğumuzu anlatacağım. Değerli arkadaşlar yıl 2025. Kentimiz için yapılan ilk Çevre Düzeni Planımızın üzerinden 17 yıl geçmiş. O zaman Bakanlığımız, ilk 100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planımızı İzmir-Manisa-Kütahya bölgesi için yapmıştı. O tarihi takiben Büyükşehir Belediyemiz önce 100bin ölçekli Çevre Düzeni Planı doğrultusunda 25bin ölçekli Planını yaptı, ardından bu 100 bin ölçekli ve 25 bin ölçekli planlar, davalar iptaller revizeler gördü, 5216 sayılı yasa, 6360 sayılı yasa derken, günümüze dek değişerek iki çevre düzeni planı halinde geldi. Biliyorsunuzdur Çevre Düzeni Planları bir kentin anayasasıdır. 1/5000 ölçekli Nazım Planlar, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları yapılırken ölçek olarak üst ölçekli Çevre Düzeni Planlarına uygun olmak zorundadır. Ben bu kenti biliyorum, ancak birkaç başka çevre düzeni planı bölgesindeki arkadaşıma da sordum. Şu an Türkiye’de Çevre Düzeni Planı bulunan hiçbir kentte, bölgede veya yörede yasa gereği mevzi plan yapılamıyor arkadaşlar. İzin verilmiyor. İzmir’de de bugüne kadar yasanın dışına çıkılmamış, hem 100 bin ölçekli hem 25 bin ölçekli Çevre Düzeni Planlarına uyulmuş ,mevzuata sadık kalınmıştır. Alt ölçekli planların hepsi Çevre Düzeni Planlarındaki kararlara göre hazırlanabilir. Örneğin gelişme veya yerleşik alanlarda, bizim tabirimizle konut yerleşiminin olduğu sarı ve kahverengi lekede bacalı sanayi yapamazsınız. Turizm lekesinde konut yapamazsınız, liman geri sahasında veya sanayi alanında konut yapamazsınız, tarım alanlarını imara açamazsınız, ağaçlandırılacak alanları imara açamazsınız. Şayet aksi kullanımları yapmak isterseniz Çevre Düzeni Planında değişikliğe gitmeniz gerekir. Bu da ilke olarak bütünsellik ister, parsel bazlı talepler kesinlikle kabul görmez. Çevre Düzeni Planı Kararlarının izin verdiği ölçüde, alt ölçekli planlarda, parsel bazlı olarak yalnızca: eğitim, sağlık kompleksleri gibi kamu yatırımları, belediye hizmet alanları, enerji üretim alanları Ve akaryakıt istasyonları yapılabilir. Amaç planlı bir yerleşimdir. Amaç ilkeleri ve esasları olan bütüncül bir şehir organizasyonudur. Çevre Düzeni Planları yasa ve yönetmeliklerle birbirine bağlıdır. Onları keyfimize göre delemeyiz. Suç işlemiş oluruz. Sayın Başkan değerli meclis üyeleri, peki biz bugün ne yapmaya çalışıyoruz. Madde madde yazayım. Kemalpaşa İlçesi, Ören 75. Yıl Cumhuriyet Mahallesi, 312 Ada 393 Parsel ve çevresini kapsayan yaklaşık 4.7 hektarlık Alanın "Tarım Alanı (Bitkisel Üretime Dayalı Tesis Alanı)"na esas 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı, meclisimizin 13.11.2024 Tarih 1127 Sayılı Meclis Kararı İle Uygun görülmüş, Başkanlık makamınca 05.12.2024 tarihinde onaylanmış, 18.12.2024-16.01.2025 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır. 3 gün önce alanı gittim. Askıda şehir plancıları odasının itirazı olmuştur. Bugün gündemde işte biz bu itirazı konuşuyoruz . Peki ben bu konuyu neden bugün dile getiriyorum. Meclisten geçerken neredeydim ve askıda neden itiraz etmedim? Çünkü uyumuşum, çünkü uyutulmuşuz. Oda itiraz etmese, biz basından okumasak, böyle vahim bir hatanın farkında bile değiliz. İmardaki arkadaşlarımıza güvenip gözümüzü kapatmışız. Fikirleri ve bakış açıları üzerinden birçok zaman karşı karşıya geldiğim meslek odalarına bugün bize görevlerimizi ve sorumluluklarımızı hatırlattıkları için teşekkür borçluyum” dedi.
Boztepe sözlerini şu ifadelerle sürdürdü;
Kemalpaşa 312 ada 393 parsel ve çevresi 100 bin ve 25 bin Çevre Düzeni Planlarında “Tarım Alanı”nda kalmaktadır. Aynı zamanda sadece İzmir’in değil, ülkenin en verimli tarım havzalarından birinin içinde, devletimizin yıllarca sulu tarım yapmak için altyapı yatırımı yaptığı, para harcadığı “Büyük Ova Sınırı” konumludur. Yani “Tarımsal Sit Alanı”dır. Bu parselde parçacı ve mevzi niteliğinde, imar planı ile “Bitkisel Üretim Amaçlı Entegre Tesisi” yapılmak istenmektedir. Yapılmak istenen imar planıdır, çünkü burada istenen şey bir “Entegre Tesis”tir ve 25 bin plan notları “Tarım Alanları”nda “Entegre Tesis” yapılamaz demektedir. Talep sahibi de madem plan notlarında istediğimi yapamıyorum, o zaman “Tarım Alanları”nda parsele oturan plan çalışması yapayım, imar adasını “Tarım Alanı” gibi göstereyim, plan notlarıyla da 25 bin’in yapılamaz ibaresinin arkasından dolanayım demiştir.
100 bin ve 25 bin Çevre Düzeni Planlarında çok nettir. “Tarım Alanları”nda aynen konut amaçlı, ticaret amaçlı, sanayi amaçlı imar planı nasıl yapılamazsa Tarımsal Sanayi Amaçlı, bir imar planı da yapılamaz. Bu bölgede Tarımsal Sanayi Tesisi yapmak istiyorsan, Çevre Düzeni Planında değişikliğe gideceksin, “Tarım Alanı” lekesini “Tarımsal Üretim Tesisi Alanı” lekesine çevireceksin veya Tarım Bakanlığı’na bölgeyi “Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” ne çevirtmek için başvuru yapacaksın, yer seçimi ile yeni bir Tarım Organize bölgesi belirleteceksin. Çünkü mevzuata göre şu an yapmaya çalıştığın “Bitkisel Üretim Amaçlı Entegre Tesisi”e yönelik imar planı, ancak“ Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” veya “Tarımsal Üretim Tesisi Alanı” gibi üst ölçek imar lekesi olan sahalarda yapılabilir. Gitsinler bu bölgeyi usulüne uygun olarak sırasıyla 100 bin, 25 bin’de Tarımsal Sanayi’ye döndürsün gelsinler, alt ölçekli planları kanuna uygun şekilde yapılsın. Bizi, bu 184 tane meclis üyesini niye kanuna aykırı işe zorluyorsunuz, ortak ediyorsunuz.
Ha derse ki yatırımcısı, benim bir parselim için Çevre Düzeni Planı değişmez, o zaman ben de şunu sorarım; bu kentte kaç tane “Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” kuruldu kardeşim. Ne için kuruldu buralar. Kemalpaşa’da da var bu İhtisas Bölgesi. 5’km ötende. Devletimiz, Bakanlığımız onca yer seçimini, onca kamulaştırmayı, onca altyapıyı, onca üretim stratejisini, onca organizasyonu, onca lojistik yatırımı neden yapıyor. Hepsinde hektarlarca boş yatırım alanı var. Sorarım bizim belediyeciliğimiz yatırımcıyı bu bölgelere, Çevre Düzeni Planı’nda tayin edilmiş yerlere yönlendirmek değil mi? Talep sahibi, “ben yatırımcıyım” diyecek, yatırımını eski usül, kafasına estiği yere yapmak isteyecek, biz de mevzuata açıkca aykırı olmasına, kendi üst ölçek planlarımızda yapılamaz denmesine rağmen göz göre göre evet mi diyeceğiz? Ne demektir ben kafama göre “Tarım Alanı”nda Tarımsal Sanayi Tesisi için imar planı yaparım demek. Ne demektir üst ölçekli planında yapamazsın derken ben kural, kanun tanımam demek.
Buna örnek gelecek onlarcası yüzlercesine ne diyeceğiz. Yarın buradan geçtikten sonra binlerce parsel gelir. Mevzi plan yapmaya geri mi döneceğiz. Biz 2025 de bu kadar bilinçsiz olmayı nasıl başarıyoruz? Mevzi plana izin vermek bir imar suçudur . Hem de bunu bölgenin en verimli tarım topraklarının içinde, özel kanunlarla korunan, “Tarımsal Sit Alanı” olarak tabir ettiğimiz “Büyük Ova Sınırında” yapıyor olmak ayrı bir akıl tutulmasıdır, kimse kusura bakmasın. Şimdi bazı arkadaşlar apaçık kanunsuz planı savunacağım diye hedef şaşırtıp, burada “Kamu Yararı” kararı alınmış diyecek olabilirler. O kamu yararı kararı, Çevre Düzeni Planı’nı delebilirsin, imar kanunu delebilirsin, mevzi plan yapabilirsin demek için alınmış bir Kamu Yararı kararı değildir. Bir yer üst ölçeklerden dolayı imara açılmaya adaysa, toplanan kurum izinlerinden sadece biri olarak, Tarım Müdürlüğü’nün de görüşü alınır. Bu alan, “Büyük Ova’da” kalmasından dolayı Toprak Koruma Kanunu gereği, tarım dışı kullanıma uygundur denmek için Kamu Yararı kararı almıştır. Kaldı ki Kanunun 15.Maddesi’nde yazdığı üzere hem Tarım Bakanlığı’nın hem İçişleri Bakanlığı’nın kamu yararı kararının ikisi de olması gerekir. Kurum görüşleri bir ön izindir. Sadece imara açılabilir alanlar için bir anlam ifade eder. Burada üst ölçek müsaadesi yok, burası imara açılamaz, kurum görüşü alsan ne olur. Tarımdan Kamu Yararı kararını alsan ne olur. O karar üst ölçekli lekeleri olan yerler için atlatılması gereken bir kademedir. Ne Tarım İl Müdürlüğü’nün “Büyük Ova” da verdiği kamu yararı kararı, ne Karayolları’nın, Tedaş’ın, DSİ’nin veya filancalarının verdiği görüşler bir yerin imara açılmasının garantisi değildir. Kaldı ki bırakın büyük ovayı, kentimizde kayalık, marjinal arazi niteliğinde binlerce parsel vardır. Tarım İl Müdürlüğünden görüşünü alan her parselin, üst ölçekli plan olmaksızın bu şekilde mevzi plan yapması mümkün olabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi?
Bu plan tüm bu olası taleplere emsal oluşturacak, plansız tüm arazilerin imara açılmasına somut örnek olacaktır. Kendimize gelelim.
Hadi biz meclis üyelerinin ihtisas konuları farklı, bilmiyoruz. Peki mevzuatın tesis edilmesinden sorumlu bürokrat arkadaşlar da mı okumuyor, bilmiyor. Sayın Genel Sekreter Yardımcımız, sayın planlama dairemiz, belediyemizin kendi 25 binine, imar kanununa nasıl aykırı işe imza atabiliyoruz. Yarın dava açıldığında bu planı teknik olarak nasıl savunacaksınız.
Sayın Başkanım sizleri az çok tanıdık. Sizler kentin tarım topraklarına kastedecek, mevzi plan yapmayı geri getirecek bir Başkan olmamalısınız. Sizin yeterince aydınlatılmadığınıza emin bir meclis üyesi olarak rica ediyorum, imar konularına daha detaylı odaklanın.
Başkanım bu itirazın komisyonlarımızca detaylıca ele alınmasını, araştırılmasını, sizlerin artık doğru bilgilendirilmenizi talep ediyorum. Gelin yanlıştan ivedilikle dönelim, kendi Çevre Düzeni Planlarımıza aykırı iş yapmayalım. Tarım alanlarımızı koruyalım. Üst ölçekte plan lekesi bulunmayan parçacı imar taleplerinin mevzuata aykırı olduğunun farkına varalım.
Başkanım bu itirazın zaman aşımına uğratılmadan, zımnen redde götürülmeden, ivedilikle kabul edilmesini ve onaylanan planın iptal edilerek büyük bir yanlıştan dönülmesini talep ediyorum. İmar komisyonu üyesi kardeşlerimizin iyi niyetine güvenmek istiyorum. Almış oldukları bu kararın bir hata olduğunu ümit ediyorum. Onların hatalarından dönmeye davet ediyorum. Geçmiş günlerde burada sunum yapan arkadaşlar oldu. Bu konuyla ilgil de bu arkadaşların çıkıp sunum yapmalarını bekliyorum. Geçmiş yıllarda burada bir Çevre Komisyonu vardı. Çevre Komisyonu olmasına rağmen bir zeytinlik alanını tamamen ortadan kaldırdığını gördük.”
YILDIR: TEK TEK DEĞERLENDİRİRİZ
CHP Grup Başkanvekili Zafer Levent Yıldır ise iddialarla ilgili, "Burada 180 kişi var. 180 kişinin her biri 15 dakika konuşmak istiyorsa buradan çıkma şansımız yok. Süre kısıtlılığı yapıyorsak bir mantığı var bunun. Elden geldiğince konunun özüne dair cümlelerimizi kısa ve özlü şekilde aktaralım. İmar Komisyonundan çıkan bir karar olduğu söyleniyor. Doğal olarak imar komisyonunda buna yanıtı gerekiyor. Burada İmar Komisyonu ve ilgili bürokratlar aracılığı ile meclise suç işletiliyor dendi. Burada ilgili kurumlardan görüşler sağlanmıştır. Tüm bunların ötesinde bir suç ortağımız daha var. O da İzmir Valiliği. İzmir Valiliği'ne sorulan bir soru var. Verilen yanıtta; Talep konusu parsel sulu mutlak tarım arazisi, sulu dikili tarım arazisi olarak sınıflandırılmış, alternatif alan bulunmadığı ve tarımsal bütünlük içinde yer almadığı belirtilmiş. İzmir İl Toprak Koruma Kurulu toplantısında oy birliği ile uygun görülmüş, bahse konu yer için kamu yararına esas olarak teknik rapor hazırlanmıştır. Tesis yapılmak üzere kamu yararı kararı ile uygun görülmüştür denmiştir. Bu durumda Valilikte bizi suça yöneltmiş oluyor. Bu konuda gayet dikkatli ve duyarlı davranan bir meclisiz. Eğer herhangi bir hata varsa itirazları tek tek ele alır değerlendirir ve doğrusunu yaparız" ifadelerini kullandı.
TÜRKMEN: GÖRÜŞ ALINARAK YAPILDI
Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen ise, "Hüsnü Bey konusunda Büyükova dedi. Büyükova'daki yetkiler bakanlığa vermiştir. Bakanlıktan görüş alarak bu arkadaşımız tarımsal üretim yapan Örenli bir iş insanıdır. Aynı köyde tesisi var ve bin 500 kişi çalışıyor. 30 bin ton da ihracatı var. Bu kendisinin arazisi. İzinleri alarak bize geldiler. Birde kendi yöremizin insanı. Burada imar planı yapmadan da yapabiliyor. tarımdan görüş alarak, projelerini getirerek ve tarım görüşü ile biz inşaat ruhsatı verebiliyoruz buraya. Biz imar planı yapılırsa daha iyi olur dedik ve plan yapıldı. Tüm kurumlardan görüş alınarak yapıldı bu. Neticesinde İzBB ile bunu kontrol ederek hiçbir eksiği olmadan geçen meclisimizde bu konu geçti. Bunun en önemli ayağı Tarım Bakanlığı. Burada herhangi bir usulsüzlük veya kanunsuzluk yoktur" diye konuştu.
YILDIZ: MÜZAKERE EDİLMESİNİ İSTİYORUZ
AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, "Bu 4 ihtisas komisyonuna havale olmuş durumda. Hüsnü Bey'in dikkat çektiği konu üst ölçekli planlara uymaması. Biz tüm bürokratlarımızdan ilgili arkadaşlardan ortaya konulan konuların müzakere edilmesini istiyoruz" dedi.
KARAKÜLÇE: İHRACATA BÜYÜK KATKI SAĞLAMIŞ İNSANLAR
CHP'li Meclis Üyesi Selçuk Karakülçe alana gidip incelediklerini belirtirken, "Biz Tarım Komşu olarak onay verdik ve gidip alanı gördük. Alan büyükova. Burada yapılan tesisi de tarım tesisi. Ülke ihracatına da büyük katkı sağlamış insanlar. Burada boya, lastik fabrikası olsa itiraz edebilir. Ancak tarım gelişmesini içeren bir tesis söz konusu" diye konuştu.
Son olarak yeniden AK Partili Hüsnü Boztepe, "Burada plan yapamayız. Depolama tesisi yapabilir. İlçe belediyesi bunun ruhsatını verir. Ancak burada imara açılmak isteniyor. Biz konu anlaşılsın diye 15 dakika konuştuk. Tarım Komisyonu üyesi arkadaşımız nasıl buraya gidip görür de bunları söyler. Bir yerin yerlisi olmak demek oradaki kanunları çiğnemesi demek değildir" dedi.
İlgili konu tartışmalar sonrası İmar ve Tarım Orman Komisyonu'na sevk edildi. İlgili talep çok çokluğu ile kabul edildi.