Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kooperatif sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.

DÜZELTİLMEYE İHTİYAÇ DUYAN İFTİRA!

Bornova’nın 8 Bin 500 yıllık hafızası gün yüzünde
Bornova’nın 8 Bin 500 yıllık hafızası gün yüzünde
İçeriği Görüntüle

3 gün süren kooperatif davasında kendisine yöneltilen iddiaların iftira olduğuna dikkat çeken Tugay, “haksız yere suçlanmaktan rahatsız olduğumuz bir konu da İzBB’nin kentsel dönüşüm projelerinin kooperatifler eliyle yaptırılmasıyla ilgili süreç. Bu sürecin sonunda eski belediye başkanın, İZBETON eski Genel Müdürünün, il başkanımızın, genel sekreterin tutuklu olarak yargılanmaları konusu. En başında şunu söyleyeyim. Kooperatif konusunda biz hiçbir makama, savcılığa herhangi bir şikayette bulunmadık. Yargılamaların tutuklu olarak yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu yargılamalar tutuksuz yapılmalıdır. Serbest bırakılmaları bizim de talebimizdir. Suçlanan kooperatifler ve kişiler konuşmalarında zaman zaman adımı geçirerek ya da ima ederek şunu söylüyorlar, Tugay göreve geldikten sonra kooperatif inşaat yapmasını durdurdu. Bu detaylı olarak düzeltmeye ihtiyaç duyan bir iftiradır” dedi.

KOOPERATİF MODELİNE UYMAYAN DURUMLAR VAR

Kooperatif modeli ile ilgili süreçten bahseden Cemil Tugay şunları söyledi:

“İzBB, uzun yıllar önce Örnekköy ve Gaziemir’de ve en sonda Ege mahallesinde bazı bölgeleri kentsel dönüşüm alanı olarak belirledi ve bir model üzerinden kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirmeyi sorumluluk olarak üzerine aldı. İzmir modeli diye bir şey var ve bu zamanında eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ekibi tarafından yürütülen işlerdi. Herhangi bir alanda kentsel dönüşüm yapma kararı verdikten sonra büyükşehir belediyesi evi ya da arsası olanlarla yüzde 100 anlaşma yapıyordu. Onların tapularını İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine alıyordu ve o hak sahiplerine 2286 sayılı kanuna uygun olarak kat karşılığı müteahhit vereceğiz ve sonra dairelerinizi size vereceğiz. Kimin nerede dairesi olacağına kadar her şey belirlendikten sonra projelendirme yapılıyor. Bu şekilde Uzundere 1. ve 2. Etap yapıldı. Bu şekilde Örnekköy’de 1,2, ve 5. Etap ihale edildi. 1 ve 2 tamamlandı. Gaziemir’de 2.etap ihale edildi ve bitime yakın aşamada. Ege Mahallesi’nde de müteahhit verildi ve inşaat çalışması devam ediyor.

Aynı dönemde biz müteahhitlere vermekte zorlanıyoruz diye, Soyer döneminde başka model uygulandı. Ben de meclis üyesiydim, İzbeton’a yapım işini verelim, İzBB’den yetkiyi İzbeton’a devredelim kararı verildi. İzbeton yüklenici oldu fakat daha sonra kendi yapmak yerine iş insanlarına, yani paralarını koyarak bir araya gelecek olan kişilere bunu yaptırma kararı aldı. Kendi sözleşmesini kooperatiflere devretmiş oldu. Fakat yapı kooperatifleriyle ilgili süreç değişik şekillerde itirazlara maruz kaldı. Normalde yapı kooperatiflerinde usul, kooperatif arsanın sahibidir. O zaman müteahhitlik yetkisini de alabilirler ama burada yetki İzbeton’da, arsa sahibi İzBB ama arsanın gerçek sahibi vatandaşlar, normal kooperatif modeline tam uymayan başka bir durum var burada. Kooperatifleri tabi ki doğru buluyoruz ama yapı kooperatiflerinin eskisi kadar popüler olmamasının nedeni bildiğimiz anlamda yapı kooperatifi değil bunlar. Sadece maddi olarak buraya katkı verecek insanların bir araya gelmesi. Bu durum o dönem mecliste muhalefet tarafından çokça konuşuldu ve bazı süreçler yaşandı

BAKANLIĞI CİDDİYE ALMALIYDIK, YOKSA BEN DE CEZAEVİNDE OLURDUM
Çevre şehircilik Bakanlığı’nın konu ile ilgili uyarıcı ve talimat verici bir yazı yazdığını dile getiren Cemil Tugay, “İzbeton yüklenici olarak kooperatifi veremez ve kooperatif de müteahhitlik belgesi olmadığı için inşaatların yapımını üstlenemez. Bu tespit Sayıştay tarafınca aynı şekilde yapıldı. Ben göreve geldikten sonra içişleri bakanlığından İzBB’ye gönderilen başmüfettişin incelemesi sonucunda rapora yansıdı. İZBETON’un bir alt yüklenici olarak kooperatiflere inşaatları veremeyeceği, kooperatif verme işlerinin ihalesiz yapıldığı raporlarda yazıyor beni kişisel görüşüm değil. Bugün İzBB başkanı olarak ben ve diğer arkadaşlarımız bunların muhatabı durumundayız. Bunların üzerine kararlar almak zorundayız. En acımasız iddia şudur, bu kararın kooperatif sürecinin askıya alınması ve inşaatların İzBB tarafından durması kararı üzerinden husumet beslediğimiz konusu bir iftiradır. Bu kararı almamızın sebebi Sayıştay, Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Teftiş kuruludur. Burada hukuksuzluk var diye belirttiği şeyleri dikkate almak zorundayız. Aksi takdirde ben de cezaevinde olurdum. Bürokrat arkadaşlarımız da yargılanırdı” dedi.

ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ YOK!
İçişleri Bakanlığı raporunun ardından kararlar almak zorunda kaldıklarını dile getiren Başkan Tugay, “İşin iki boyutu var. İnşaatlar yapılıyor muydu, ilerliyor muydu diye bakmamız lazım. İlerlemiyorsa kim mağdur oluyor? En önemli mağduriyet hala arsalarını belediyeye veren hak sahipleri. Uzundere’de o eylemleri benden önceki dönemde eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun temel atma törenine geldiği günde eylemler yapmış ve yol kesmişlerdi. Hak sahiplerinin belediyeden aldığı bir söz var, belediye tapuları aldı ve evleri teslim edeceğiz dedi, etmezsek taahhüdümüzü yerine getirmemiş oluyoruz. Önemli olan konu İzBB adına verilmiş bu taahhüdün yerine getirilmesidir. Biz onu yapmak zorundayız. Değişik makamların müfettişlerin bağlı olduğumuz üst makamların uyarılarını dikkate almamak, dinlememek gibi bir lüksümüz olamaz. Kanunla problem yaşayacağımız çok açık. Kendi özgürlüğümüz yok o alanda, dikkate almak zorundayız. Sayıştay ‘İleride kamu zararı oluşmaması adına ivedi şekilde inşaat faaliyetlerinin durdurulması’ ifadelerini kullandı. En son İçişleri Bakanlığı müfettişi bize bunu raporladığında Temmuz 2024’tü. Ondan sonra biz bazı kararlar almak zorunda kaldık” dedi.

İNŞAATLARIN DURUMU NE?
İnşaatların son aşamalarını anlatan Tugay, “Biz göreve geldiğimizde inşaatların durumu neydi? 5 tane kooperatif var. Örnekköy 3 ile 2021 yılında sözleşme imzalanmış, Kasım 2023’te bitmesi öngörülmüş yani biz göreve gelmeden aylar önce bitmesi gerekiyormuş, 210 gün süre uzatılmış ve Nisan 2024’te biz göreve gelince inşaat yüzde 20 seviyesinde tespit edilmiş. Ben o dönemde yorum dahi yapmadım. Temmuz 2024’te mahkeme aracılığıyla seviye tespiti yaptırdık ve yüzde 22 seviyesindeydi. ‘Bu inşaatlar yapılıyordu’ dedikleri inşaatın sözleşme süresi dolmuş, uzatma süresi de dolmuş, 4 ayda yüzde 2 ilerletilmiş. Siz belediye başkanı olsanız bu inşaat biter der misiniz? Sayıştay bu usulsüz, hukuksuz biz sözleşme diyor. Bu durumda biz ‘hayır sizi dinlemiyoruz 4 ayda yüzde 2 ile yapılan inşaatlara devam edeceğiz’ diyebilir miyiz. 4. Etap’ta Aralık 2023’te inşaatın bitmiş olması lazım. 7 ay ek süre verilmiş, 4 Temmuz 2024’te bitmiş olmalıydı. İnşaatların seviyesi yüzde 32, Temmuz sonunda yüzde ise 35. Biz inşaat yapıyorduk dedikleri yerde yüzde 3 ilerleme gerçeklemiş ve ek süreler dahil bitmiş. Daha vahimleri var. Uzundere’de Ağustos 2022’de sözleşme yapılıyor Kasım 2025’de teslim edilecek. Nisan 2024’te göreve geldiğimde arkadaşlarımızın saha tespitinde inşaat yüzde 4.9 seviyesinde. Temmuz 2024’te mahkemenin tespitine göre yüzde 5.3. Uzundere üçüncü etapta bazı binalarla ilgili inşaat ruhsatı belediyeden alınmamış. Uzundere dördüncü etapta nisan ve temmuz ayında inşaat seviyesi yüzde sıfır. Hiç inşaat yapılmamış. İnşaat ruhsatları da hiç alınmamış. 2023 mayıs ayında sözleşme imzalanıyor herhangi bir inşaat faaliyeti gerçekleşmemiş ve hiçbir inşaat yapılmamış. Bu durumu seyretmeye devam mı etmeliydik? Oradaki hak sahiplerinin evlerine kavuşması için inşaatları biz yapmaya karar verdik. Gaziemir’de Şubat 2022’de imzalanıyor Haziran 2024’de bitecek deniliyor. Nisan’da göreve geldiğimizde yüzde 9.5 temmuzda mahkemenin tespitinde 9.75. Binde 2 fark var ama hesaplamadan kaynaklanan bir şeydi. Gaziemir’de hiçbir faaliyet yok olduğu yerde duruyor” dedi.

BU KADAR YALAN VE KÖTÜ İFTİRA OLABİLİR Mİ?

Tugay açıklamasının devamında şunları söyledi:

“Orada kooperatif üyelerinden ne kadar para topladı bilmiyoruz. Bunlarla ilgili bilgimiz yok. Mahkemenin tutanaklarını okurken ifade veren bazı inşaat şirketlerinin temsilcilerinin ifadelerini üzülerek okudum. Diyorlar ki biz yaptık ama paramızı alamadık. Kiminle anlaşma yaptınız? İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve İZBETON’un dışında olan taşeron şirketlerle. Onların kim olduğunu kimin kurduğunu bilmiyoruz. Gördüğümüz şu; inşaatlar ilerlemiyor süreler dolmuş tamamlanmamış kooperatife üye olan insanlar da neden bu inşaatlar yapılmıyor diye soruyor. Bunlar bizim dışımızda olan şeyler.

Bütün bunlardan sona biz ne yaptık? Biz inşaatları bitirmeye çalışıyoruz, bunu anlamak bu kadar mı zor? Örnekköy’deki iki etabın ihalesini yaptık ve geçen Aralık ayından beri yapılıyor. Önümüzdeki Mart, Nisan ayında teslim etmeyi hedefliyoruz. Uzundere’yi ihale ettik, yapımına başlayacak. Mümkün olan en kısa sürede yapıp önce hak sahiplerine ardından kooperatif üyelerine teslim edeceğiz. Burada hukuk ve üst idarenin zorunlu tuttuğu yoldur bu.

Kooperatifler ihalelerle ilgili itirazlarda bulundular hepsi reddedildi. İzBB şu ana kadar kooperatiflerin açtığı hiçbir davayı kaybetmedi. İhalenin uygun olduğunu da onayladı mahkemeler. Aleyhimize sonuçlanan hiçbir dava yok. Uzundere 4 ve Örnekköy 3’te de bürokratlarımız iyi niyet protokolü imzaladı. Nasıl bir zihniyet Cemil Tugay kooperatiflere karşı diyebilir? Bu kadar haksız, yalan, kötü bir iftira olabilir mi, kim diyebilir ki Tugay bunları kooperatiflerden aldı ve İzbb’yi gereksiz yere bu kadar mali yükün altına sokarak inşaatları yapma kararı aldı”

HUKUKA UYGUN OLMAYAN ŞEKİLDE ELDE EDİLMİŞ VE ONAYIMIZ DIŞINDA DAVA DOSYASINA KONULMUŞTUR
Tugay, mahkemeye kamu zararı olmadığına ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki bir iç yazışmanın mahkmeye sunulmasına ilişkin olarak “Mahkeme dosyasına bir belge sunuldu. O belgede, İzBB’nin görüşü bu olayda kamu zararı yoktur şeklinde. Bu belge belediyenin iç yazışmalarından sadece bir birimden alınan bir yazışır. Hukuk birimi savcılık yazısı üzerine ilgili birimlere, ‘sizin görüşünüze göre, bu olayda belediye kamu zararına maruz kaldı mı?’ diye sordu. Sadece bir birimden gelen bir yazıdır. Bu yazı kurumun nihai kanaati değil. Hukuka uygun olmayan şekilde elde edilmiş ve onayımız dışında dava dosyasına konulmuştur. Bu belge hiçbir şekilde idari teamüllere uygun olmayan şekilde İzBB’den çıkarılmıştır. Kamu zararı kararı tüm birimlerin değerlendireceği sonrasında hukuk müşavirliğinde yapılacak inceleme sonrasında mahkemeye sunulacaktır. İzBB’nin görüşü diye sunulan belge nihai kanaat değildir” şeklinde konuştu.

ANLAMSIZ KONUŞANLAR KENDİNE GELSİN

Tugay şunları söyledi:

“Benim bundan sonra herhangi bir kişi tarafınca mesnetsiz, seviyesiz iftiraya maruz kalmamamı diliyorum. Biz sorunu çözmeye çalışan insanlarız. O inşaatı yapıyor olmasaydık hiçbiri yapılmayacaktı. Biz kimsenin eklini kolunu tutmadık. Bu dönemde inşaatlar ya hiç yapılmadı ya da yüzde 1 seviyesinde yapıldı. Bu inşaatların bitmeyeceği belliydi. Ben müfettişe desem ki kendi kafama göre davranacağım yine bitmeyecek. Ne yapacaklardı hak sahipleri de kooperatif üyeleri de kapımıza dayanıp hesap soracaktı. Anlamsız konuşanlar kendine gelsin. Biz sebep olmadığımız hataları düzeltemeye çalışıyoruz, kimse beni bu şekilde suçlayamaz, bürokratlarımı, başkan yardımcılarımı, daire başkanlarımı da suçlayamaz”

ASLA VE ASLA BİR KOOPERATİF BAŞKANININ TELAFFUZ ETTİĞİ KADAR YÜKSEK BİR ÖDEME YOKTUR
Bütçeyi hesapsızca kullanılamayacağını dile getiren Cemil Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde harcamaların hepsinde kullanılan bütçe Cemil Tugay’ın cebinden çıkmıyor. Bu bütçe belediye ve halkın bütçesi. Kanunla ve mevzuatla korunuyor. Sayıştay yaptığımız her harcamayı soruyor. Benim hiçbir şekilde bütçeyi hesapsızca kullanma yetkim yok. Bu kooperatif konusunda da öyle. Mevzuata uygun şekilde kooperatif üyelerinden talep edilecek. Asla ve asla bir kooperatif başkanının telaffuz ettiği kadar yüksek bir ödeme yoktur. Kooperatif üyelerinin üzerine yük binmesin diye masrafların azaltılması ve ek gelirler sağlanması için ne gerekiyorsa onu yapıyoruz” dedi.

SUÇ DUYURUM YOK, KENDİMİ SAVUNMAK ZORUNDAYIM
Kooperatif davasıyla ilgili alakalarının olmadığını belirten Tugay “İZBETON’nun bazı harcamalarıyla ilgili teftiş kurumunun bazı belgelerini bildirdik ama davada konuşulan tamamen kooperatif ve kentsel dönüşüm konusu oldu. Onunla bizim hiçbir ilgimiz yok. Buradan siyasi hasımlık, biz kendi partilimiz olan bazı insanları zor durumda bırakıyoruz gibi ifade kimse kullanmasın. İçinde bulundukları mağduriyetten bize siyasi fatura çıkarmaya çalışıyorlar, bunu kabul etmiyorum. Bu kadar apaçık gerçekler, belgeli gerçekler varken kalkıp kimse bana bu iftirayı atamaz. Ben kooperatif konusunda kimseyle ilgili suç duyurusunda bulunmadım. Ben bu suçlamaya maruz kalmasaydım bu açıklamayı da yapamayacaktım. Önüne gelen anlamsız şekilde beni suçladığı için kendimi savunmak zorundayım” ifadelerini kullandı.

BOZAN YERSİZ SAVUNMA YAPMIŞ
İZBETON eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Alphan Bozan’ın savunmasına yönelik gelen soruyu yanıtlayan Tugay, “O insanları tutuklatan biz değiliz. Mehmet Alphan Bozan’ın yersiz savunma yaptığını düşünüyorum. Orada olmalarının sebebi iç denetim raporu değil. Kendisi tamamen kooperatif davasından dolayı orada. Sözünün doğruluğunu, yanlışlığını bana sormayacaksınız, bu belgedir, hesaplanmış konulardır müfettişler tarafından. Ben bu iddianın doğru olup olmadığını bilemem. İzBB’de bu işi yapan insanların ciddiyetle bu işi yaptığından kimsenin şüphesi olmasın. Bir yerde bir problem olduğunda bildirmezseniz siz sorumlu olursunuz, bizim o sorumluluğu üstümüze almamız için hiçbir neden yok. Bizler yargıçlığa soyunmadık, eğer söylediği gibi ise, bu bir yanlışsa bunu düzeltmesi gereken yer mahkemedir” dedi.