EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SonSöz TV’de yayınlanan programda CHP kurultayı sürecinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın aldığı pozisyon ve çizdiği yeni strateji ele alındı.
İzmir Büyükşehir Başkanı Cemil Tugay’ın süreç ile ilgili tutumunu da yorumlayan Yapar, “kendisi ‘hiç kimseyi önermedim, talep etmedim’ dedi. Ona yakın isimler gündeme geldi. Daha önce de önermişti, daha önce önerdiği isimleri bugün önermedim diyor. Veyahut onlarla ilgili de konuşuyor. Başkanın söylediğini ciddiye alıyoruz, söylediklerini tartışmaya açmıyoruz. Büyükşehir belediye başkanı bir şey söylediyse mutlaka kendi açısından bildiği bir şey vardır. Ona ‘yalan söylüyorsun, bu isimleri verdin reddediyorsun’ diye bir şey demiyoruz. Ne dediyse gündeme geldi” dedi.
TUGAY CEPHESİNDEN BENİ ŞAŞIRTAN ŞEY, EDNAN ARSLAN’I DA ÖNERMEM DEMESİ
Araştırmacı Ümit Yaldız ise şunları söyledi:
“Büyükşehir belediye başkanı bir kanatta duruyor, ilçe belediye başkanlarının başını çektiği grup var, üçüncü grup var ama o biraz etkisiz. İzmir’de çatışmalı bir hal var. Tugay’ın açıklamasında beni şaşırtan şey adı geçen üç ismin verilmeyecek olması değil, Ednan Arslan’ı da önermeyeceğim demesi. Arslan iki yıldır Tugay’ın hamlelerine bir biçimde destek olan yegane milletvekili. Diğer milletvekillerinin aksine onunla duygusal bir yakınlık kurdu ve AK Partili vekillerle cenk etti diyebiliriz. Arslan’ı bile önermem demek başka bir duruştur.
KOCAOĞLU İSTEMEDİĞİ KİM VARSA SÖYLERDİ
‘İzmir’in mevcut temsilcileri değişmeli’ dedi. İstemediğini söyledi. Bu tavır Kocaoğlu’nun ilk dönemlerinde, ilk 5-6 yılında vardı. Kocaoğlu’nun kurultaylarda temsilci önerdiğini görmedim. Ama istemediği kim varsa söylerdi. Aziz Kocaoğlu, istemeye Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi ile başladı. Hülya Hanımı, Alaaddin Beyi ve Oğuz Beyi uzun süre orada tuttu. Tugay, Kocaoğlu’nun yolundan gidiyor demiyorum. Tugay bazı seçimlerde çok bodoslama tavırlar aldı. Gelir gelmez, kadın-gençlik kolları gibi seçiimlerde tavır aldı. Bedel ödediği seçimler de oldu. İstihdam sözleri vermek zorunda kaldı, birileri yan yana gelmek zorunda kaldı. Kazanması bile kaybetmesi anlamına gelir. Kamu gücünü kullanarak karşı tarafın da gönlünü kırarsınız.
TUGAY STRATEJİ DEĞİŞTİRDİ
Bence Tugay, bir şeyler öğrenemeye başladı CHP siyaseti açısından… Bence fomat, strateji değişikliğine gitti. Şu an istemediklerine odaklandı. Kocaoğlu gibi gerekçeleriniz olur. Gücünüz bir şeye yetmezse istemediklerinizi söylersiniz. Delege gücünüz, İzmir’deki örgütsel gücünüz bazı arkadaşlarınızı PM’ye yerleştirmeye yetmiyorsa istemediğinize odaklanırsınız. MYK’da iki İzmirli, var. Bir tane daha var ama onu İzmirli saymıyorum. İki ismin birisini çizdirse başarıdır”
KIRATIN YANINDA DURANIN YA HUYUNDA YA SUYUNDAN
Fatih Yapar, Cemil Tugay’ın aldığı pozisyona ilişkin olarak “Strateji değişikliği dedik, Kocaoğlu’nun Tugay’a karşıt bir bakışı olmadı. Kocaoğlu’nun kadroları ile yürüdü, ona yakın isimleri atadı, yolculukta ondan destek gördü, bir sinerji ile yüründü. Kıratın yanında duranın ya huyunda ya suyundan oradan da etkilenmiş olabilir. İsim önermedi, mevcutlarla ilgili olumsuz görüşü var. Bana kimse bir şey sormadı, genel başkanın kendi kararlarını vermesini, İzmir’in bürokratik ve ekonomik gücünü giyerek genel başkanı rahatsız etmek istemiyorum düşüncesi var. Bu felsefede hareket ediyor. Metroda, ulaşımda, körfezde, çöpte başkanın tornistan yaptığı zamanlar var. Bugün a derken yarın b dediği durumlar var. Başkanın bürokratik yönetimsel anlamda işler yaparken zigzagları var. Öyle bir profil de İzmirliler tarafından satın alınmışken onunla ilgili tutumu bildikleri için belediye başkanlarının söyledikleri kabul görmüyor. Uzun uzun sosyolojik felsefe yapmadan Türkçe anlatarak söylüyorum; bunu yemeyenler var” dedi.
TUGAY, MEVCUTLARIN ÜSTÜNÜ ÇİZEREK KENT SİYASETİNDEKİ BELİRLEYİCİLİK FAKTÖRÜNÜN DOZUNU ARTTIRMAK İSTİYOR
Araştırmacı Yaldız, Tugay’ın kendi içinde doğru bir oyun planı kurduğunu düşündüğünü söyleyerek “yanlışı yaprak da doğruyu bulabilirsiniz. Şu veya bu biçimde boy aynasına baktığınızda etki gücünü görürsünüz. Stratejinizi kurarsınız. Tugay, Kocaoğlu’ndan aşina olduğumuz ‘gücün yoksa olmazlarına odaklan’ politikasını güdüyor. Doğru bir politika. Bu şu demek değil, diyelim ki, yarın akşam PM toplantısı öncesinde Özel, Tugay’ı aradı, senden de bir öneri alalım dediğinde, cebinde kesin iki-üç isim vardır. Böyle bir hazırlığı siyaset yapan herkes yapar. Cebinden çıkarırsın çıkarmazsın. Ayrı bir şey. Cebine koymuşsundur. Mevcutların üstünün çizilmesi konusuna bakılırsa yerine birini de önermiyorsunuz. Kent siyasetinde kalıcı olmak istiyorsunuz. Tugay, mevcutların üstünü çizerek kent siyasetindeki belirleyicilik faktörünün dozunu arttırmak istiyor” şeklinde değerlendirdi.
LİSTEYE ADAM SOKMA KONUSU ADAMCILIK İŞİ!
Gazeteci Yapar yaptığı değerlendirmede CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç’ün kurultay sürecine etkisini de yorumladı. Yapar, “Büyükşehir belediye başkanının değerlendirmeleri var. İl başkanı, yeni il başkanı olduğu için de mutlaka ona da sorarlar. Sorarlar ama aldıkları cevabı ne kadar ciddiye alırlar? Güçlü olmanız, İstanbul ile Ankara ile beraber olmanız lazım. İzmir il başkanı olmanız tek başına yetersiz. Listede adam sokma organizasyonu bir iş. Bu iş, adamcılık işi... İl başkanı yeni olduğundan mutlaka yeni bir şeyler söylemek isteyecektir” dedi.
İL BAŞKANI DAHA CV TOPLUYOR YA!
Yaldız ise “il başkanına sormuşlar mıdır? İl başkanı daha CV topluyor ya. Örgütlerden CV toplama işini arkadaşlarını belirleme işinde yaptı. Sonuçta CV’leri topluyor, okuyor. İzmir’in fotoğrafını çekme aşamasındaki birine ‘kimi PM’ye alalım?’ denmez. Yakın arkadaşlarına sorar. Soracağı insanlar var etrafında. Ama asıl soruyu İmamoğlu’na sorarlar. Özeli eskisi kadar sorar mı bilmem. İzmir’le ilgili de sorar. İmamoğlu’nun her yerde ekibi var. İmamoğlu’nun tavsiye listesinde İzmir’den birileri varsa ve ‘İzmir benim bölgem, buradan ben belirlemek isterim, nasıl belediye başkanlarının belirlenmesi sürecinde olduğu gibi İzmir’e karışma’ deme lüksü yok. Daha hazırlık aşamasında öğrenecek. İl başkanın son iki haftadaki açıklamalarına bak; Tugay’la paralel gidiyor. AK Partililere yönelik ben öyşle demek istemedim sözü var. Çıkışını yumuşattı. Bilal Saygılı, ‘belediye başkanına sor, biz İzmir’e neler yaptık’ diyor. İl başkanı derinlemesine bir bakacak, kentin önceliklerine odaklanacak. Hazır hissettiğinde topa girecek” ifadelerini kullandı.
İL BAŞKANI, TUGAY’IN KİMLERLE GÖRÜŞTÜĞÜNÜ BİLMEK ZORUNDA
Gazeteci Yapar ise şunları söyledi:
“İl başkanının yükü şu; genel sekreter yardımcılığından tanıdığı Başkan Cemil Tugay’ı savunuyor ve icraatlarını savunuyor. İzmir Körfezi’ni temizleyin gibi belediye bürokratı kimliği ile siyasetini harmanlıyor. Büyükşehir belediye başkanı sadece bürokratik işlem yapmıyor, siyasi temaslarda da bulunuyor. Çağatay Güç’ün Cemil başkanın kimlerle görüştüğünü, kimlerle temas kurduğunu, kimlerle hangi konularda işbirliği yaptığını bilmek durumunda… Yarın bir gün belediye başkanına sor diyeceği kaç konu çıkacak? Çağatay Güç, belediye başkanının da ne yaptığını bilmek zorunda.
KİMİN AT, KİMİN ARABA OLDUĞU BİR SÜRE ANLAŞILAMAYACAK
Yaldız şunları söyledi: “Onat Tüneli’nin üstündeki mahalledeki isyan sırasında Murat Bakan’ın kendisine ulaşanlara ‘ben Cemil Tugay’ın sekreteri değilim” dediği yazıldı. Egedesonsöz’de okudum. Mahalleli ile konuşmuşlar. Çağatay Güç’ün düştüğü durum oraya gidecek. Parti hiyeraşisine göre Çağatay Güç, Özel’i temsil ediyor. Kimin at, kimin araba olduğu bir süre anlaşılamayacak. Başkan kim? Roller ve taşlar yerine oturana kadar… Bu ilişkilenme biçimine virgül koyalım. Tugay mevcutların üstünü çizerek, Ednan Arslan’ı desteklemeyerek kent siyasetinde baş aktör olmaya oynuyor derim.




