Yerel Politika

Araştırmacı Yaldız, tartışmalı kurultayı yorumladı: Tugay’ın akçeli işi olmaz, ikna timindedir!

İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız, CHP kurultayında para karşılığında oy kullanıldığı iddiaları üzerinden yürütülen soruşturma ile ilgili değerlendirme yaptı. İzmir delegesi Hatip Karaaslan’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay aleyhine ifade vermesini yorumlayan Yaldız, “Karaslan’ın sözleri dedikodu… Cemil Tugay, delegelerin Özel’e oy vermesi konusunda ikna timinde olmuştur ancak para ile ilişkisi olabileceğini düşünmüyorum" dedi.

Abone Ol

EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız, SonSöz TV yayınında Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Programın gündeminde CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te Ankara'da yapılan 38. Olağan Kurultayı'nda "kurultay günü para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma ele alındı.

Soruşturma kapsamında, savcıya ifade veren partinin İzmir delegesi Hatip Karaaslan, Kılıçdaroğlu'na oy veren delegelere para karşılığında Özgür Özel'e oy verilmesi noktasında teklifler sunulduğunu, bazı kurultay delegelerinin bu sebeple tercihini değiştirdiğini, kurultayın şaibeli olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini içeren iddiaları gündeme getirerek mahkemeye başvurması gündem olmuştu. Karaslan ayrıca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, YDK üyesi Özkan Tice de dahil olmak üzere birçok ismin bu sürece dahil olduğunu iddia etmişti.

SAVCI OLSAM ODADAN KOVARIM
Araştırmacı Yaldız, konuya ilgili olarak yaptığı yorumda “Hatip Karaaslan’ın açıklamalarını okudum. Yüzde 98'i dedikodu. Onu duydum, böyle olduğu söyleniyordu, Özkan Tice çantalarla para götürüyordu, Cemil Tugay’ı da duydum gibi dedikodu. Ben savcı olsam ve bana böyle ifade verseler kovalarım. Belge yok, bilgi yok. İstanbul'da konuşan biri daha var. O da aynı şekilde. Yüzde 80-90 bir şey çıkmaması lazım. Ben para verilmedi demiyorum. Bunu bilme şansımız yok bizim. İnsanlar sıcak para ile ikna edildiyse devletin ilgilileri bulurlar ve bilirlerdi. Dedikodu bu. Nereden çıkar? İstanbul'da yönetilen bir soruşturma var. Kara para transferlerinden söz ediliyor. Kripto varlıklar üzerinden birilerine para gidip geldiği, ortada ıslak imzalı protokol olduğu, bunların altında partiyi bağlayan ki bana gelen Selin Sayek Böke’nin imzasını olduğu ve partinin buradan kayyuma götürülebileceği söylemleri var. Kent uzlaşısı içinde protokol varsa, burada adı geçenleri isimlerin terör ile bağlantısı varsa ortada para transferi varsa burada CHP'nin canı yanabilir. Hatip Karaaslan dışına İstanbul'da ortaya çıkan partili dışında birkaç partili daha ortaya çıkar ve ‘bana para verdiler’ der mi onu bilemem. Bugün ortaya çıktığı kadarıyla buradan bir şey çıkacağı kanaatinde değilim” dedi.

TUGAY'IN PARA İLE İLİŞKİLENDİREBİLECEĞİ DÜŞÜNCESİNE EN UFAK KATILMIYORUM
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın soruşturmaya dahil edilmeye çalışılması ile ilgili olarak değerlendirme yapan Yaldız, “Türkiye genelinde bilhassa doğu ve güneydoğuda gittiği adresler var. Giderken peşinden çantalı adamlar götürüp çantalar bırakıp mı dolaşmış? Böyle bir belge mi var ortada? Hatip Karaaslan’ın ki dedikodu. Para işlerini o ayarlıyordur diyor. Suçladığı 3-5 kişiden biri. Ben Cemil Tugay'ın para ile ilişkilendirebileceği düşüncesine en ufak katılmıyorum. Cemil Tugay, delegelerin Özel’e oy vermesi konusunda ikna timinde olmuştur ancak para ile ilişkisi olabileceğini düşünmüyorum. 55 imzayı Kemal Kılıçdaroğlu'na verip aradan 12-13 tane imza verip oy vermeyenler vardı İzmir'de. Bunlardan birkaçı belediye başkanı oldu. İmzasının arkasında durmayanlar oldu. Bu benim tasvip ettiğim davranış değil. Kurultay sürecinde Kılıçdaroğlu olduğu için kurultay listesine yazıldı, sonra Kılıçdaroğlu karşıtı, değişimci olduğu ortaya çıktı. Orada bir politika yaptı Cemil Tugay... Sonrasında açık oynadı kartları. ‘Ben değişimciyim, imza atmıyorum’ dedi. Bu önemliydi. Çoğunluk Kılıçdaroğlu'nun kongreyi rahat kazanacağını ve Tugay dahil olmak üzere çoğunu siyaseten cezalandıracağını düşündü. Bu bir risktir. Kelle koltukta mücadele etti Cemil Tugay bu süreçte” ifadelerini kullandı.

CHP KİRLENİYOR

Ümit Yaldız şunları söyledi:

“Burada sanki 18 oyla kaybedilmiş kurultayın acısıyla yapılmış karşı hamle var. Eğer Kemal Bey kazansaydı, Karaaslan başkan yardımcısıydı en kötü bir yerde. Ben oradan çok bir şey çıkacağını düşünmüyorum. Yasal olarak bir şey çıkmaz. Ancak ne çıkar? CHP kirleniyor. CHP'nin yönetilebilirlik algısına ağır zarar eriyor. Yani 'bunlar mı Türkiye'yi yönetecek' denir. Çıkmış kurultay üyesi, gençlik kollarına ateş ediyor. Eski belediye başkanı çıkıp kayyum atansın diye itiraz ediyor.  CHP kendi içine dönüp kendi kendine ateş ediyor. Bunlar olurken TÜSİAD başkanın koluna polisler giriyor, teğmenler  görevden alınıyor. Ekonomik açıdan Türkiye yönetilemez noktaya gidiyor. Tüm bu noktada CHP'nin fikri nerede, hangi politikayı uyguluyor. TÜSİAD başkanın yapması gereken muhalefeti başkası yapmadığı için belki de TÜSİAD başkanı bu muhalefeti yapıyor ve bedeli o ödüyor. Eylül ayında ölçtüğümüzde ‘CHP, Türkiye'yi iyi yönetir’ diyenlerin oranı yüzde 34'dü. Şu anda ölçeyim yüzde 24'e düşmüştür. Eminim düşmüştür. Yaşananlar CHP'ye hukuken değil manevi olarak ağır zarar veriyor. Halkın CHP'den umudu kesmesi, CHP'nin kendi eliyle kirletilmesi isteniyor. CHP'nin kurdu kendi içinde. Kendi kendini tüketiyor. Bunlar devam ettiği sürece CHP Türkiye'de iktidara yürüyemez.

CHP'NİN SEÇMENİ ALSANCAK'TA OTURUR, ÜYELERİ KADİFEKALE'DE OTURUR

Araştırmacı Yaldız, CHP’nin üye yapısında sorunlar olduğunu belirterek şunları söyledi:

Yarışın olduğu her zaman ikna süreci vardır. Bu bazen sözle, ideolojik zeminleri yoklayarak olmayabilir. Bunların yetmediği yerde başka şeyler devreye girer. Adam müteahhit, ihale vaat edersiniz. Adamın çocuğu işsizdir, işe alırsınız. Bunlar olmadı mı? Bunlar oluyor. Her kurultay döneminde CHP belediyelerinin personel sayısı yüzde 10 artıyor. Van delegelerinin yarısının çocukları İzmir’de belediyelerde çalışıyordur. Mardin delegelerinin yarısını çocuğu burada belediyelerde çalışıyordur. Mesele ne? Para vererek satın alma. Para meselesi vardır, yoktur bu başka bir şey. 

Demokrasiyi az da olsa yaşatan CHP dışında 2 adaylı kongre yapan kalmadı.  MHP kongrelerini yapıyor, gören duyan var mı? İl ve ilçe kongreleri bitiyor, sen sağ, ben selamet...  Rekabet, yarış yok. İYİ Parti yaptı kongrelerini... Bir kaç yerde aday çıktı.  Düzenli olarak demokrasiyi yaşatan, çarşaf liste uygulaması yaşatan, iki genel başkan adayı çıkabilen tek parti CHP. Bu ülkenin kurucu felsefesini yaşatmaya çalışıyor çeyrek de olsa.

Son 20 yılda AK Parti'ye o kadar çok benzediler ki tüzükte, şemada... Erdoğan'dan etkileniyorlar. Üzüm üzüme baka baka kararır neticede. Bu partinin genel başkanı, genel başkan yardımcıları ara sıra dost sohbetlerinde basın toplantılarında ağzından kaçırarak, bazen kızarak öfkelenerek bu partini üye yapısı bozuk sorunlu der. Bizde bunu çokça örnekledik. İzmir'den örnek verdiğimizde CHP'nin seçmeni Alsancak'ta oturur, üyeleri Kadifekale'de oturur. Orada o yüzleri yönetmek kolaydır.  Alsancak Kültür Mahallesi’nde delege seçimlerine kamyonlarca Kadifekale’den adam doldurup getirildiğine şahit olmuş bir gazeteciyim ben. Bunlar CHP'de yapıldı. CHP üyelerinin yüzde 30'u partiye oy vermiyordur. CHP'li değil çünkü adam. Ağalar var, onlar yazıyor sülalesini. HDP'li olan var, AK Partili olan var. Niye var? CHP'nin 35 üyesi olup sıfır oy aldığı 10 sandık vardı 2007 seçimlerinde. Eski İl Başkanı Kemal Karataş şahittir. Böyle yerler var. CHP üye yapısı bozuk. Böyle olunca delege yapısı da bozuk oluyor. Çünkü kontrol edebileceğimiz delegeler istiyoruz.