1 Eylül 2020… Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bizde de resmen Dünya Barış Günü… BM ise “Barış Çanını” bu yıl da 21 Eylül günü çalacak.

Günün ne önemi var? 1 Eylül tarihi Nazilerin yönetimindeki Almanya’nın 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşı'nı başlattığı tarihi unutmamak ve barışın önemini hatırlamak için ilan edildi. 1981’de ise BM sık sık rastlanan tutarsızlıklarına bir yenisini ekledi ve Uluslararası Barış Günü (International Day of Peace) olarak her yıl 21 Eylül tarihinde kutlanmasına karar verdi.Günün değiştirilme nedeni o zamanlar çok tartışılmış, tartışmalar barış ruhuna uymaz, bugün tekrar etmeyeyim.

Sisam Adalı hemşehrimiz Pisagor “Her şey insan içindir. Her şeyin ölçüsü insandır” demiş… İnsanoğlu o zamandan bu yana kendini mutlu kılan tüm değer ve kavramların temelinde barış yattığını öğrenmiş… Barış bugün insanın sağlıklı bir gelişim sürdürerek mutlu yarınlara ulaşması ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesi için yaşamsal bir öneme sahiptir. Suriye örneği bunu sanırım tüm insanlığa öğretti.

2020’nin şu 1 Eylül gününde dünyada kalıcı bir barıştan henüz sözetmek mümkün değil. İnsan hakları ve demokrasi konularında yaşananlar bir yana kalıcı bir dünya barışının sağlanamaması, bugün dünyanın en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor.

Şiddetin beslediği çatışmalar sürüyor, terör durmak bilmiyor ve insan yaşamını hiçe sayan tüm hareketler, mutlu ve huzurlu bir dünya yaratmanın önündeki en büyük engel olarak orada duruyor.

Önemli sivil toplum kuruluşlarının gündeminde barış hep var. Kalıcı bir dünya barışının gerçekleştirilmesi, tüm dünya insanlarının ve kurumlarının olağanüstü çaba göstererek başaracakları değerli bir amaç.

Mesela dünyanın en güçlü sivil toplum kuruluşu Rotary, dünyanın farklı bölgelerinde binlerce insanı etkileyen şiddetin önlenmesi, uzlaşma kültürünün benimsenmesi, hoşgörü ve insan yaşamının kutsallığının özümsenmesini kendine görev kabul etmiş. Bunun da ancak eğitimle olanaklı olduğuna dikkat çekmiştir. Unutulmasın; bireysel çabalar toplumsal uzlaşmayı, toplumsal uzlaşma da evrensel barışı besleyecek en önemli kaynak.

***

Barış için söylemde kalan çağrılar yerine, bireysel olarak onu en iyi biçimde yaşamak ve yaşadığımız toplumdan başlayarak tüm evrene yaymak, bu konuda içtenlikli çabalar göstermek zorundayız.

İnsanların hiçbir ayrım gözetmeden daha mutlu ve huzurlu bir dünyada yaşayabilmeleri, ancak barış ortamında sağlanabilir. Uluslararası barış ve güvenliği herkesin yararına olacak biçimde güçlendirmenin önemini geçen yüzyılda yaşanan olaylar bize öğretmiştir.

Büyük Atatürk'ün “Yurtta barış, dünyada barış” anlayışı, her zaman yol göstericimizdir.

Bu anlayışın tüm ülkelerce benimsenmesi, kalıcı dünya barışına önemli katkı sağlayacaktır.

1 Eylül olsa ne olur, 21 Eylül olsa ne olur?Dünya barışının her yıl kutlanacak sıradan bir gün değil, bir yaşam biçimi olarak özümsenmesi ve benimsenmesi gerek.

Savaşın, şiddetin olmadığı bir dünyada tüm insanların barış içinde kardeşçe yaşamasını umut etmeye devam edelim.