Çok duyulan ama bir türlü gerçeklemeyen vaatler, Türkçeyi de kısırlaştırdı. Gün yok ki ‘reform’ sözcüğü ekranları işgal etmesin. Gazete manşetleri ise akla zarar.

Bir sözcüğü her sorunun çözümü gibi gösterip üç günü geçmeyen propagandanın arkasından sanki hiç gündeme gelmemiş gibi ‘durmak yok, yola devam etmek’ de neyin nesi?

İnsan aklı ve belleği ile bu kadar oynanır mı?

Alay ise hiç edilmez.

Israr edilirse faturası ağır olur.

Kötü bir lise eğitiminden sonra kısa bir yurt dışı seminerler dizisinden geçip sonra da yayın yönetmeni olmak, vatana ve millete manşetten istikamet çizmek bu kadar kolay olmamalı.

***

Ülkeden cehalet hiç eksik olmadı. Ama bazı kuru kafaların, ahali ile irtibatı keseli yıllar olduğundan attıkları manşetlerin, konuştukları ekranların inanılırlığını da ölçemiyorlar.

Bilenler biliyor, çuvalla paraya çalışan, hayalini bile kuramadıkları zevkü sefalara dalan, yarı uyanık halde ahaliye talimat veren ama Kılıçdaroğlu’na çakmadan yazısına ve konuşmasına nokta koymayanlara bel bağlayanlar acaba ne düşünüyor?

Yoksa ihale hazırlamaktan başlarını kaşıyacak zaman mı bulamıyorlar?

***

Oylar düşmeye devam ediyor!

‘İktidar oy kaybediyor doğru ama muhalefette kaybediyor’tesellisi kimin aklı?

Yılların serbest seçimlerini izleyenler bilir ki ortalama %30 seçmen her seçimde parti değiştirir. Durum böyle ise yeni oy oranları hangi noktada?

CHP ve Millet İttifakı hala oy mu kaybediyor?

Bu insanlar hangi matematikle düşünüyor?

İşsizlik, büyüme, enflasyon, pandemi… rakamlarıyla oynandığı gibi seçmen eğilimleriyle de oynanıyorsa işin sonu iyi görünmüyor.

Uyanın, bir duş alın, aklınızı toparlamaya çalışın!

Yalanla yürüyecek peynirden gemilerle alınacak yol buraya kadar!

Gerçeklere hulusu kalple dönün. Bu son şansınız.

Ahali samimi dönüşleri anlar ve ikna olursa duygusallaşır.

Bunu yapmazsanız, sabah akşam, yetmediğinde gece boyu Kılıçdaroğlu da Kılıçdaroğlu der başka bir şey demezseniz, bu işin sonu tımarhane de olabilir.

Dostluğum işinize yaramaz ama doğru söze kulak verin, yeter.