Uzun uzun rakamlar sıralamaya gerek yok. Korona 19 denilen virüse karşı verdiğimiz savaştan iyi haberler gelmiyor. Her akşam beyaz camda can kayıplarını ürkerek ve korkarak izliyoruz. Özellikle İstanbul ve onu izleyen İzmir, Ankara gibi metropollerde durum çok acıklı. Resmî açıklamaların dışında, cephede savaşan doktor ve sağlık emekçilerimizden gelen bilgiler ise daha da korkutucu. Yoğun bakımlarda yer kalmadığı, hastaların sedyelerde, sandalyelerde bekletildiği daha da ötesi evlerine gönderildiğini öğreniyoruz…

Galiba partili Cumhurbaşkanı ve onun sağlık bakanının söyledikleri, alınanlardan daha “ağır önlemler” kapıda. Zaten bilim adamlarının dillerinde tüy bitti. En az 14 veya 21 gün tam kapanmaktan başka çare yok diyorlar.

Bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünü görmek bile istemiyoruz. Şu rakamlara bakar mısınız?

***

16 Mart 2020 gününden bu yana: 2716 bar, 2016 birahane, 8470 müzikli eğlence yeri, 340 diskotek, 549 gazino, 133 gece kulübü, 282 pavyon, 419 taverna, 1490 nargile salonu yasak sonucu çalışmıyorlar yani tamamı kapalı.

17 Kasım 2020 gününden sonra da 130 bin kahvehane, 200 bin lokanta ve kafeterya, 11207 internet, 4092 atari salonu, 3841 çay, 643 kır bahçesi, 6021 dernek lokali, 34 halı sahanın çalışmalarına son verildi.

Toplam korkunç: 369 bin 804 işletmenin sahibi ve çalışanları sokakta! En az 2 milyon kişinin işsiz kaldığı sanılıyor.

Tamam da bunlar ne yiyecek ne içecekler, evlerine nasıl ekmek götürecekler? Dükkân kirası, elektrik, doğalgaz faturalarını nasıl ödeyecekler? İşte bu çıkmaz, daha geçtiğimiz günlerde insanımızı öldüren, yaralayan, evsiz barksız bırakan zelzeleye eş ayrı bir sarsıntı:

***

Sosyal Deprem! Ülkemizin altındaki bu yeni fay hattı tehlike sinyalleri veriyor. Tanrı esirgesin onun patlaması ayrı bir felâket!

***

Pekiyi çare? Avrupa ülkeleri, özellikle Almanya bu durum karşısında kesenin ağzını açmışlar, yurttaşlarını aç bırakmamak için her ay, her aileye önemli ölçüde yardım ediyorlar. Biz ise İBAN numarasını verip insanlarımızdan yardım istiyoruz. Neden? Eğri oturup doğru konuşalım. Acı gerçek ortada; hazine tamtakır!

Pekiyi bu çıkmazdan nasıl kurtulacağız? Bunun çözümü, çaresi yok mu?

Bu sorunun yanıtı da ayrı bir yazı konusu. Az sonra…