Fatih YAPAR
Referandumun 'altında' ne var?
7 Ekim 2017 Cumartesi

İzmir’in uzun yıllar gündeminde olan bir konuydu Çamlı Barajı.

Yaz döneminde sıcaktan kavrulan Yarımada Bölgesi’nin su ihtiyacını karşılayacaktı. Hem de yıllık 21.5 milyon metreküp su toplayarak.

Sonrasında Orman ve Su İşleri Bakanlığı, “Size Manisa’da Gördes Barajı’nı yaptım. Yılda 52 milyon metreküp su veriyorum. İzmir’in su ihtiyacı karşılandığına göre buna da gerek yok” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü hem stratejik planına hem de kasaya bu işin parasını da koydu. Her şey hazırdı. Ama olmadı, yapılamadı.

Bugün gelinen noktada İzmir’in Güney’ini Tahtalı Barajı, Kuzey’ini ise Menemen Sarıkız ve Göksu kuyularındaki sular besliyor. Çünkü Gördes Barajı’nın altı delinip, su kaçırdığı için bir yıldır İzmir su alamıyor. Şehrin geri kalan kısmı yani çeperleri, çevre ilçeleri ise kuyulardan besleniyor.

Güzelbahçe’de Teke Dağı’nın eteklerinden doğan eski adı Kocadere yeni adıyla Çamlı Deresi üzerine kurulması planlanan Çamlı Barajı’nın bugün Karabağlar ve Menderes İlçesi sınırlarında yer alan Efemçukuru-Kavacık Tüprag Altın Madenine kurban gittiği de hep konuşuldu. Çünkü baraj, zirvede yer alan altın madeninin eteklerine kurulacaktı.  Ve bir gizli el su yerine madeni tercih etti.

Konu yeniden gündeme geldi.  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu muhtarlar toplantısında şöyle dedi:

“Yarımada bölgesinin su ihtiyacı şu an kuyulardan karşılanıyor. Maden nedeniyle gerekli izinleri sağlayamadığımız için şu ana kadar yapımına başlayamadık. Ben oraya altın arama ruhsatı vermedim. Devlet Su İşleri  'baraj yapmayacağım, önce altını çıkarsınlar gitsinler, sonra izin vereceğim' diyor. Oysa burası, Yarımada'nın su ihtiyacını karşılayacak en büyük kaynak. Altın arandığı sürece baraj yapılmayacak diyen DSİ ile görüşüyoruz. Biz işin ucunu bırakmıyoruz. DSİ de bırakmıyor. 13 senedir bu ipi bir onlar çekiyor bir biz çekiyoruz. Bana kalsaydı, ben barajı yapardım. Oraya da altın ruhsatı vermezdim”

Görüldüğü gibi iki kurum 13 yıldır anlaşabilmiş değil. Böyle giderse anlaşması da mümkün değil. Çünkü altın madeninin çıkan altını bitirip gitmek yerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na “kapasite artış” talebi var.

İşte burada bir sorun, kısaca Ali Cengiz oyunu daha var!

Karabağlar İlçesi sınırlarında yer alan dünyaca ünlü sofralık siyah üzümlerin yetiştiği Kavacık Köyü Güzelbahçe İlçesi’ne bağlanmak istiyor. Bunun için köyden imzalar toplanmış. İmzaları toplayan, öncülük eden iki kişi “daha çok altın, daha çok para” anlayışıyla hareket eden madende çalışıyor.

“Bu kadar da olur mu” demeyin.  İsteyince oluyor!

Asıl film bundan sonra başlıyor. İmzalar toplanıyor ve doğru Güzelbahçe AK Parti İlçe Başkanı Vasfi Çakıroğlu’na götürülüyor. O da imzaları toplayanlara öneriler sıralıyor. Sonrasında bir çalışma için ilçeye gelen Antalya Milletvekili İzmir Koordinatörü Mustafa Köse’ye durumu iletiyor. İzmir’in milletvekillerinin, siyasi parti temsilcilerinin bile haberinin olmadığı bu temas sonrası imzalar öneri üzerine İzmir Valiliği Mahalli İdareler Müdürlüğü’ne götürülüyor.

Gerekçe; “Referandum yapılsın, biz Karabağlar’dan ayrılalım ve Güzelbahçe’ye bağlanalım”

Ve ilginçtir Karabağlar Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, AK Parti İlçe Başkanı Kazım Erten, 2014 Belediye Başkan Adayı ve Milletvekili Necip Kalkan’ın yaşanan gelişmelerden haberi bile yok.  Özellikle bu işe karşı çıkacaklarını, Kavacık’ın Karabağlar’da kalması gerektiğini belirtiyorlar.

Sonrasında, Kavacık’taki plan Güzelbahçe üzerinden Valilik’te vücut buluyor.

Bu arada sürpriz bir gelişme daha yaşanıyor. Mahalli İdareler iki kişinin topladığı imzaları gerekçe göstererek referandum yapılması kararı alıyor. Hem de çok hızlı bir şekilde. Tarihi de 22 Ekim Pazar günü. Seçim Kurulu bilgilendiriliyor ve Kavacık Köyü’nün Muhtarı Şinasi Köse’ye davet gidiyor.

Muhtar ise şaşkın: “Birileri bir iş çeviriyor ama bilmiyorum. İmzaların arasında sahtelerinin olduğu, çocukların adına imzalar atıldığı konuşuluyor. Ben bu işte yokum” diyor.

Bir ilçenin mahallesinin başka bir ilçeye bağlanma talebi makul ve anlamlı olabilir. Gerekçeler tatmin de edebilir. Bunda bir sorun yok. Ama “ortak aklın” olmadığı da bir gerçek!

Tabi ki son sözü halk söyleyecek.

Bakalım bu işin altından ne çıkacak?

Son Söz: Her parlayan şey altın değildir

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Şinasi Köse kavacık Muhtar 9 Ekim 2017 Pazartesi 10:21

yazınızı okudum teşekkür ederim Fatih bey günaydın

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
47 yıldır karanlıktaki 'katliam!'
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva