Martı CANITIN
Piriştina gülümsedi
5 Haziran 2013 Çarşamba

İster tesadüf deyin, ister kader.
Geçen gece Gezi Parkı protestoları nedeniyle İzmir'de olayların tırmandığı, Kültürpark Lozan Kapısı alevler içinde kaldığı sırada oradaydım.
Saat geceyarısını geçtiği sıralarda protestonun tadı ve dozu kaçsın diye uğraşanlar da oradaydı.
Yaşları 16 bile olmayan gençleri, aralarına karışmış bazı abiler yönlendiriyorlardı.
Kaldırım taşlarını söktürüp yola barikat yaptırdıkları gençlere, TOMA'lara karşı nasıl savaşacaklarını gösteriyorlardı.
Öfkeleri körüklenmiş, çığrından çıkmış gençlere yolu nasıl kapatacaklarını söylüyorlardı.
Bir anda Kültürpark Lozan Meydanı'ndaki kapı ateşe verildi.
Lozan Kapısı gece karanlığında dev bir meşale gibi yanmaya başladı.
Bu bazı provokatif abiler gençleri alev alev yanan Lozan Kapısı'nın sağındaki Ahmet Piriştina'nın İzmirliler'i selamladığı resmine yönlendirdiler.
Yakmalarını istediler.
Ahmet Piriştina, 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde ikinci kez İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde henüz 10 yaşında bile olmayan bu delikanlılar "Roma'yı da yakarım" çılgınlığıyla kavruldukları o an, aniden durdular.
Ahmet Piriştina'yı görünce durdular.
Kimse onları hatırlamadığı için hayata, herkese çok öfkeli olan bu gençler aramızdan 9 yıl önce ayrılan Ahmet Piriştina'yı hatırladılar.
İsyancı gençler sivil abilere karşı geldi.
Alevlerin Lozan Kapısı'nın üstünde yer alan Ahmet Piriştina'nın dev resmini sarmaması için büyük çaba vererek resim panosunu yanmaktan kurtardılar.
Bir şey onları durdurdu.
Bu gençler, Piriştina "İzmir için ölürüm" dedikten kısa bir süre sonra 52 yaşında, Başkanlığının ikinci döneminin ikinci ayında hayata veda ettiğinde küçük, haylaz çocuklardı.
Bu gençler o yıllarda muhtemelen,
Yukarı yoksul mahallelerinde Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çim sahalarda top peşinde koşturuyorlardı.
Hayatlarında ilk defa gerçek bir basketbol potası görmüşler, basketbol topuyla oynuyorlardı.
Belki oturdukları semte ilk defa yapılan çocuk parkında salıncağa biniyorlardı.
Belki de okulları onarılmıştı. Kaloriferleri, tuvaletleri, çatısı tamir edilmiş, öğretmenler odasına yeni mobilyalar alınmıştı. Temiz boyalı okul koridorlarında koşuşturuyorlardı.
Bu gençler belki sonra her şeyi yarım bıraktılar.
Şimdi işsizler, kimsesizler.
Paraları yok, sevgilileri yok, güvenleri yok, hayalleri yok.
Öfkeliler.
Ama vefaları var.
Kelimenin tam anlamıyla zıvanadan çıkmış oldukları sırada, etrafı yakıp yıkarken bir anda durdular.
Ahmet Piriştina'nın resmini görünce, çocuk gözleri hatırladı.
Belki sınıfta sırada yanlarına oturmuştu Piriştina. Keyiften gevrek bir kahkaha atmıştı sınıfın ortasında çocuk gibi.
Belki içlerinde biriyle sohbet etmişti mahallede. Başını okşamıştı.
Onlara kıymet vermiş gri saçlı, kocaman adamı hatırladılar.
Yıllardır İzmirliler'i gülümseyerek selamlayan Ahmet Piriştina'nın yakılmasına izin vermediler.
İsyancı gençler gecenin karanlığında eli sopalı polislerden kaçarak ara sokaklara daldığında, ben de alevlerin ışığında yanıp sönen Ahmet Piriştina'ya baktım.
15 Haziran'da aramızdan ayrılışının 9. yılına gireceğimiz Başkan gençlerin arkasından gülümsedi gibi geldi bana.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 6 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 23 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TÜRKER 6 Haziran 2013 Perşembe 03:31

Dünü- bugünü çok güzel yoğurup gözler önüne koymuşsun.Bu çocukların da örnek insanlara ihtiyaçları var. Ne yazık ki örnek saydıklarımız ördek oluyorlar.

Yorumu oyla      12      5  
Gülengül 5 Haziran 2013 Çarşamba 23:12

harika bir yazı..gözlerim doldu..nur içinde yatsın PİRİŞTİNA'MIZ..:)

Yorumu oyla      13      5  
Güler Sarıgöl 5 Haziran 2013 Çarşamba 20:50

o yaşasaydı herşey bambaşka olacaktı, nurlar içinde yatsın.. çok güzel anlatmışsınız.

Yorumu oyla      17      5  
akın 5 Haziran 2013 Çarşamba 18:53

Yüreğinize sağlık . Okuyunca bile tüylerim diken diken oldu. Gülümseyen başkanımız, mekanın cennet olsun:))

Yorumu oyla      17      5  
a.safter karabağlı 5 Haziran 2013 Çarşamba 17:56

işte sözün bittiği an.ışıklar içinde yatsın.çok ama çok özlüyoruz.a.safter

Yorumu oyla      16      5  
Ben 5 Haziran 2013 Çarşamba 16:22

Eline, diline sağlık. Başkan bunu da okurken gülümsüyordur, kim bilir :))

Yorumu oyla      18      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmirli o üniversite bulutların üstünde!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva