Kamuoyunda, iki konu gündeme geldiğinde, bir konu çok konuşulur.

Nedir bu iki konu?

Seçimler yaklaşınca..

Bir milletvekili partisinden istifa edip bir başka partiye geçince..

En çok konuşulan konu nedir?
 

Önseçim…

Yıllar yılı bu konu belirttiğim tarzda sürüp gider.

Devirler, iktidarlar, partiler değişir ama konu değişmez.

Çözme yolunda da bir adam atılmaz.

Ancak..

Belirttiğim konular gündeme gelince yani istifa ve seçim yaklaşınca konu hemen gündemdeki yerini alır.

İlgili ilgisiz herkes önseçimden söz eder.

Şimdi..

Seçim kapıda.

Çelebi de istifa edip bir başka partiye geçti.

Çelebi’nin istifası, bir başka partiye geçmesi, siyasi hayatın pek çok örnekleri bulunan davranışlardan biri. Elbette çok şey yazılabilir, söylenebilir.

Ancak konumuz bu değil.

Konumuz önseçim..

Bu konuda TBMM’ye verilmiş bir kanun teklifi var mı bilmiyorum.

Ben TBMM’de görev yaparken, aralık 1997 tarihinde Meclis başkanlığına ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiş bir kanun teklifi sundum.

Yüzlerce kanun teklifi gibi bu teklif de kanunlaşmadı.

Ancak..

Bu vesile ile teklifimin özetini bilginize sunmak istiyorum.

Öncelikle sadece milletvekili, belediye başkanı ve meclis üyeleri ön seçimle belirlenmemeli.

Delege sistemi tamamen kaldırılmalı.

Bütün kongreler üyelerin tamamının katılımı ile yapılmalı.

Yani.

İlçe, il ve büyük kongre kayıtlı üyelerin tamamı ile ve hakim nezaretinde yapılmalı.

Bunun içinde üye kayıtları da seçim kurulu gibi kurulacak bir kurul tarafından yapılmalı ve her ay ilçe başkanlıklarına bu kayıtlar bildirilmeli varsa bir itiraz itirazın sonucuna göre kayıtlar yapılmalıdır.

Eş dost ahbap çavuş ilişikleri ile kayıtlar yapılmamalı.

Yoksa seçildiği ileri sürülen aslında tayin edilen dört yüz veya altı yüz veya bin iki yüz delege ile yapılmamalı.

Birinci şart bu.

Her üye partinin her kademesinin tespitinde söz sahibi olmalı.

Sadece Genel Başkanı karşılama törenlerinde aranılır olmamalı.

İkinci kural.

Milletvekili, belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri, yine üyelerin tamamının katılacağı ön seçimle olmalı.

Böylece, sadece üyelerin söz sahibi olduğu bir sistemi önermemiş oluyoruz aynı zamanda bu yolla “Lider sultasına” son vermiş oluyoruz.

Bütün bu önerilerimi, öncelikle Anavatan Partisi grubunda Genel Başkanın isteği ile dile getirdim.

Sonra...

Yazılı ve sözlü basında savundum.

Bu konuyu araştırmak isteyenler Meclis arşivine bakabilirler.

Özetle...

Şunu demek istiyorum.

Seçim yaklaşınca veya istifalar olunca ön seçim diyerek önseçim gelmez.

Bunun için yasal ve siyasal girişimlerde bulunmak gerekir.
 

Aksi halde “havanda su dövmek” olur. Öyle de oluyor zaten.

Sonuç değişmiyor.
 

Genel Başkanlar bildiklerini okuyorlar…