Dr. Berna BRIDGE
Kişisel itibar - itibar yönetimi
20 Ocak 2016 Çarşamba

Yılı bitirdik, yeni yıla girdik üç hafta önce. Bir yıl daha göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Yeni bir yıl geldi, yeni hayaller, yeni planlar… Ülkem için de en güzelini diliyorum, çocuklarım, kendim, sevdiklerim, dünyam için de…

Bazen dünyamız unutuyor, bazen ülkemiz, bazen yakınımızdaki bazı kişiler de, kişisel itibarımızın, kişisel bütünlüğümüzün para, pul, güç, mal, mülkten daha önemli olduğunu… Birçoğu bir para-pul, güç, makam hırsı içinde tutturmuş gidiyor, yalan, kandırma, çalma, çırpma, onurunu, çocuklarına bırakacağı en büyük mirasın onur olduğunu unutarak…

Bu ay bir eğitim konferansı nedeniyle Oxford’daydım, geçen hafta size Bodeleain Kütüphanesini yazdım. Bu hafta da konferansı yazmak isterim. Hem bilgilendim bu konferansta, hem de değişik bir havada, değişik kültürel sohbetler içinde yer aldım, değişik gözlemler yaptım, kişisel bütünlüğe, onura değer veren kişilerle beraber oldum, ülkemizi tanıttım.

Oxford’un akademik ortamının içinde, ölçülülüğü, aklı, bilimi, hanımefendiliği, beyefendiliği, nezaketi, kibarlığı gözlemledim. Kentin ortaçağdan kalma, sarı-kahverengi, gri gökyüzü ile birleşen gotik binalarının hemen hepsi birer eğitim, bilim yuvası. Sonbaharın, kışın yansıması, ağaçlar kırmızı, sarı, kahverengi, yeşil, her renge bürünmüş, bazıları çıplak kalmış. Dökülmüş sarı yapraklar yerleri kaplamış. Üniversite binalarının arasında adım başı kitapçılar. Her kitapçının içinde bir kafe. İnsanlar kahve içip, kitap okuyorlar…

Orada geçirdiğim yaklaşık iki hafta içinde bir gözlemim de kiliselerin yeni fonksiyonu idi. Artık İngiltere’de kiliselere pek giden kalmamış. Ancak nüfusun %10’u gidiyormuş kiliselere. Kiliselerin gelirinin devam edenlerin bağışıyla karşılandığını düşünürseniz, bu eski, ortaçağdan kalan binaların bakımı bağışlar olmadan nasıl yapılacak? Kiliseler halka açılmış. Çoğunun bahçesi ve bir köşesi kafe olmuş. Mis gibi kahveler, mokalar, latteler, yanında fırından yeni çıkmış sıcacık turtalar, kekler, hatta bazılarında şarap ve yemek de var. Yani, kiliseler halkı yedirip, içiren, ağırlayan yerler haline gelmiş. Sımsıcak bir ortam, enerjisi yüksek. Herkes çayını, kahvesini, turtasını satın alıyor, gürültü yapmadan, yere çöp atmadan, mekanı saygıyla, medeniyetle kullanıp, yiyip, içip, soğuktan ısınıp, karnını doyurup gidiyor. Kiliseler de çağa, değişime ayak uydurmuş. Muhteşem…

Konferans arası sohbetlerde çoğu yaşıtım olan hocalarla konu sık sık kişisel bütünlüğe, itibara, ölçülülüğe geliyordu, konferansın konusu da etikti. Dünyanın belki de en çalışkan ve başarılı insanları arasında olan bu kişilerin hırslarını ne kadar güzel denetlediklerini gördüm. Ne mal mülkteydi gözleri, ne kendilerinden daha fazlaya sahip olanlara ülkemizin insanları gibi kıskançlıkla bakıyorlardı, ne güç, makam peşindeydiler, ne de 50 yaşlarında olan erkek meslektaşlarım genç kadın peşindeydiler. Ölçülülük, derinlik, bilimsellik, seviyelilik, alçakgönüllülük…

Yeni yıla girerken ben de tüm dünyam, ülkem, çocuklarım, öğrencilerim, sevdiklerim için böyle güzel dilekler diliyorum… Ölçülü, derin, seviyeli, sevgi dolu olsun herkes. Kişisel hırslardan, mal-mülk, para-pul kavgasından önce gerçek sevgi gelsin, insan kıymeti bilmek gelsin. Güç peşi koşmanın önüne, makam kavgası yerine kardeşlik konsun. Onur önce gelsin, kişisel itibar ve itibar yönetimi önce gelsin…

Hepsinden önce de sağlık, mutluluk, neşe gelsin. Tüm ülkeme sakin, güzelliklerle dolu, barış, kardeşlik, sevgi, saygı dolu bir yıl diliyorum…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva