Tayfun MARO
İşler güçler
12 Ağustos 2017 Cumartesi

Kapitalist Dünya sisteminde işler karıştı. Ayak seslerini duyduğumuz bilişim devrimi, üretim teknolojilerinde, üretim ve tüketim ilişkilerinde, istihdam koşullarında radikal bir değişimin dinamiklerini harekete geçirdi. İşler artık endüstri devrimi ve sonrasında yürüdüğü gibi yürümüyor.

Yaklaşan bilişim devriminin başlattığı yapısal değişim sürecinde, toplumsal alanı en fazla sarsacak ve üzerinde en çok tartışılacak Dünya problemi olarak, istihdamı görüyorum.

Sorun şu ki endüstri devrimi sonrasında oluşan istihdam politikalarının sürdürülebilirliği kalmadı. İşsizliğin tetiklediği toplumsal sorunlar Dünya gündeminde.  Kısa vadede iş de yok, çözüm de…

Günümüzde, işe girmek, çalışmak, işyeri, çalışma koşulları, iş tanımı, meslekler ve daha birçok kavramın, olgunun, terimin çalışma hayatında tutuğu yer ve anlamı değişiyor. Bilinen istihdam alanları ya yok oluyor veya yeniden yapılanıyor, biçim değiştiriyor.

Ve bu değişim sürecinde görüldüğü gibi, siber toplumda iş gücüne eskiden olduğu gibi talep olmayacak. Dolayısıyla, insan emeğine duyulan ihtiyacın yeniden tanımlanması gerekiyor. Fabrikalarda insansız üretime başlandı bile.. Bir zaman sonra, kişiye özel üretim başlayacak.

 

Bilişim devrimi bir bilgisayar oyunu değil. Bilişim teknolojileri, üretimde kol gücüne ihtiyacı yok etti. Üretim süreçlerini yatay olarak algılayan üretim programları hiyerarşik yapıya son verdi. Ardından da robot üretimle işçileri devre dışı bırakmaya başladı. Bürokraside e-Devlet uygulaması, çalışan ihtiyacını minimize etti. İşler çok az sayıda insanla yapılır hale geliyor. Siber toplum ortaya çıkıyor.

Üretim araçlarının mülkiyetini elinde tutan sınıfın karşısında kendisi için sınıf olan bir işçi sınıfının varlığından söz etmek artık çok zor. Sömürü katlanarak büyürken kent ölçeğinde proleterleşme söz konusu. Ancak, bu yeni sosyolojinin toplumu nasıl dönüştüreceğine, toplum dinamiklerini nasıl çalıştıracağına dair çok fazla veri yok. Öncüller, değişim ve dönüşümün gerçekleşirken neler getireceğine dair bilgi vermiyor. Muhtemelen, beklenmedik bir çöküş olacak. Çünkü sistem bilişim devrimine direniyor.

Trump’ın çöküşe önlem olarak gümrük duvarlarını yükseltmesi, ortaya çıkan direncin boyutları hakkında fikir veriyor. En ucuz iş gücü ve ham madde, en ekonomik ulaşım yolları nerede ise üretim orada yapıldı. Ne var ki kapitalizmin bu altın kuralı işlemedi. Sistemde çöküş sürüyor.

Şimdiki halde, sermayenin sanayi bölgelerini aşıp kentin bütününü mekân edinmesi, emek-sermaye çelişkisini yeniden tanımlamayı zorunlu kılıyor. Yeni sosyolojinin getirecekleri henüz tam olarak bilinmiyor. Mevcut durumda, emekçilerin üretimden gelen gücü, iktidarı ele geçirecek bir sınıf hareketini desteklemiyor. Buna karşın, burjuvazi, hazin ama gerçek, elan Dünya’nın tek devrimci sınıfı olarak 500 yüzyıllık iktidarını sürdürüyor. Fakat onun da sonu geldi gelecek…

 

Dünya, o bildiğimiz Dünya olmaktan hızla uzaklaşıyor. Kısaca, bir yıl boyunca, insanlık tarafından yeryüzü ölçeğinde yapılan üretimden, yaratılan değerden her kişi kendi payına düşeni istiyor. Ne ki, yeryüzü nimetlerinin nasıl paylaştırılacağına dair zaten sürüp giden kafa karışıklığı, sistem son büyük krize girdikten sonra tam bir çıkmaza girdi.

Bırakın tam istihdamı, sistemin gerçekleştirebildiği sürdürülebilir politikalar bile artık hayal oldu. Ve bunlar iyi günlerimiz… Gelir dağılımını adil kılacak politikalar çökmüş durumda, paranın yeniden tüketiciye dönmesini sağlayacak enstrümanlar doğru dürüst çalışmıyor. Üretim araçlarının mülkiyetini elinde tutan burjuvazi, sürekli genişleyen artı değere bağlı olarak karlarını katlarken, iyice yoksullaşan kitleler giderek tüketimden uzaklaşıyor. Üretim süreçlerinde zaten yoklar…

İnsan üretimde neredeyse yok, teknoloji onun yerini aldı. Toplumlar yoksullaştı, artık tüketemiyor. Gelir dağılımı düzeltilemiyor. İstihdam politikaları çöktü. Nasıl olacak da işler yeniden yoluna girecek! Sistem kendi içinden çözüm üretemiyor. Kapitalistlerin kâbusudur bu! Kazandıkları servetlerin altında kaldılar.

Eğer para ve mülkiyet üzerine yeniden düşünmek ve bu kavramları yeniden tanımlamak ihtiyacı ortaya çıktıysa ki kapitalist iktisatçılar bile bu ihtiyacı dile getiriyor; Dünya sistemi kapitalizmin, her tarihsel sistem gibi, kaçınılmaz sona yaklaştığını düşünmenin zamanıdır.

Tanrı mabedi ile Para mabedi arasında salınan gündelik hayatta çalışmanın ibadet olduğuna inandırılan insan, bir süredir boşlukta; çalışacak iş yok. Çünkü üretim mantığı değişiyor, teknoloji değişiyor, tüketim kültürü değişiyor. İş, işyeri, çalışmak gibi terim ve kavramların içi boşalıyor veya anlam kaymaları sonucu ifade ettikleri, günün ihtiyaçlarına karşılık gelmiyor. İstihdam politikaları çöküyor. Gelir dağılımını gerçekleştirecek enstrümanlar çalışmıyor. Sosyal devlet işlemiyor. Hibe ekonomisiyle daha uzun süre gitmeyeceği belli. Sistem, “Çabalama kaptan, ben gidemem!” diyor.

Çok uzaklara bakarak, “Başka bir Dünya mümkün!” diye slogan atmayı seviyoruz; Hâlbuki “başka bir Dünya” hemen dibimize geldi.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Anneler Günü Münasebetiyle: Sütveren Meryem Ayazması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yatak odasında tartışma!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Şampiyon Göztepe!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Siyaset insanı bozuyor
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sahipsiz kalan eski İzmir…
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Nepotizm hastalığı ve belediyecilik...
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Erdoğan yalnız değil; Özgür Özel de istiyor!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
AVM krizinde kim kazandı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva