Bu güzel ülkede…

Vahşi cinayetlerin biteceği yok…

Bilakis artıyor…

Sadece geçen yıl korumasız 474 kadın…

Erkeklerin elinde son nefesini verdi…

Çocuk tacizcileri var…

Küçük kızının gözleri önünde, kafeteryanın göbeğinde…

Karısının boğazını kesen kocalar var…

Hemen hepsi yakalanıyor…

Mahkemede “süt dökmüş kedi” hali filan, derken…

Vatandaş, doğal olarak…

Galeyana geliyor…

O büyük tepki, “İdam… İdam…” çığlıklarına dönüşüyor…

Bakın…

Böylesi acı olaylar tazeliğini korurken…

Sosyal medya ceza kesiyor:

O ceza, genellikle “dişe diş göze göz” oluyor…

Tek dilek var; Canavar’ın ipte sallanmasını görmek…

***

Pek meşhur bir sohbet konusu vardı; fi tarihinde…

Türkiye’de kelli-felli adamlar…

Memlekette can yakan bi’olay oldu mu…

Hep aynı bilgiçlikle sohbete nokta koyarlardı:

“Sallandıracaksın bir-ikisini Konak Meydanı’nda; bak bi’daha bu işe kalkışan olur mu?”

Sallandırma…

İdam, yani…

Yağlı urganın ucunda hayatın bittiği an…

Yine eskilerin dediği gibi…

Caydırıcı mı, işte o tartışılır!

***

İdam, “dönüşü olmayan” bir infaz yöntemi…

Daha sehpaya çıkarken, kalbi duranlar olduğu gibi…

Cellada bırakmadan…

Ayaklarının altındaki tabureyi tekmeleyen vardı!

Türkiye bunları gördü…

***

Atatürk’e, 94 yıl önce…

İzmir’de bir suikast girişimi planlandı…

Yüzlerce insan sorgulandı…

İstiklal Mahkemesi, 17 kişiyi idama mahkum etti…

Bazıları Ankara’da…

Bir kısmı da…

Mahşeri kalabalığın izlemek için koşturduğu…

Konak’ta kurulan üç ayaklı sehpalarda can verdi…

***

1960 İhtilali’nden sonra…

Başbakana (Adnan Menderes) ve iki bakana…

Ölüm cezası veren ülke olduk…

12 Eylül 1980 Askeri Darbe sonrası…

Türkiye, öylesine “ecüş/bücüş” söylemlere tanık oldu ki…

Vicdanlar dağlandı…

Kenan Evren, milletin gözünün içine baka baka…

“Asmayıp da besleyelim mi?” dedi…

Yetmedi; en acısını ekledi:

İdamlarına karar verilen gençler için:

“Evvela sağdan idam yaparsak, (Bakın solu tutuyor) derler... Soldan idam yaparsak (Sağı tutuyor) derler... Onun için bizim dönemimizde, (Ne sağda ne soldayız, biz dosdoğru orta yoldayız) dedim... Onun için (Bir sağdan bir soldan ikisini beraber yapalım, dosyaları ikişer ikişer getirin) dedim ki; kimsenin böyle bir tenkidine (eleştirisine) maruz kalmayalım... Onun için öyle yaptık…”

Bunları söyleyen Kenan Evren, yıllar sonra…

Belki inanmayacaksınız ama…

“Avrupa Birliği’ni istiyorsak, idam da artık olmayıversin” demişti…

***

Türkiye’de son iki infaz 1984’de gerçekleştirildi…

O gün bu gündür infaz yok…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminde…

Her fırsatta…

İdama karşı olduğunu dile getiriyordu; dediğini yaptı…

İdam Cezası, 2004’te hukuken tarihe karıştı…

***

O tarihten bu güne bazen söylemler de değişiyor…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç gün önce…

İdam cezası tartışmalarını hatırlattı, “Parlamento yeni bir adım atarsa seve seve ben de atarım” diye konuştu…

***

Asıl soru şu:

Türkiye'de idamın geri getirilmesi tartışmaları…

Neden birkaç yıldır gündemde?

Hem de…

An itibarıyla…

102 ülke ölüm cezasını yasalarından tamamen atmışken…

30 küsur ülke ise…

“Yasa dursun ama zaten yıllardır uygulamıyorum” havasında…

Şimdi diyeceksiniz ki…

Amerika, iğne filan yaparak idamı uyguluyor…

Doğru…

Sam Amca’nın ülkesindeki…

50 eyaletin 31’inin yasalarında ölüm cezası var…

Zaten Amerika bu…

Yapma de, inadına yapar…

Aslında…

Ölüm cezası verme ve uygulama rekoru Çin’de…

İkincilik İran’da…

O’nu; Pakistan, Suudi Arabistan ve ABD takip ediyor…

***

Türkiye'de 1920 ile 1984 arasında…

15'i kadın toplam 712 kişi idam edildi…

***

Şimdi, neden Türkiye’nin onca sorunu varken…

Ara ara da olsa…

Siyasi figürler “idam konuşmayı” tercih ediyor?

Derdimiz o kadar çok ki…

Her biri ile “köşe kapmaca” oynuyoruz neredeyse…

Koronavirüs Belası, başköşede…

Dolar, şu satırları okuduğunuz sırada 8 TL.’yi görürüse şaşırmayalım…

Avrupa Birliği ile tam papaz olduk…

Komşu dediğimiz Yunan, neredeyse gözümüzü oyacak…

PKK bitmeyen bela…

Doğu Akdeniz’de sular kaynıyor…

Yüz binlerce işsiz var…

Faturayı ödeyemediği için elektriği / suyu kesilenler kahırda…

Tam bunların arasında “idam muhabbeti”; olacak şey mi?

***

Bilmem, haberiniz var mı?

İdam cezasının halen uygulandığı ülkelerde…

“O suçlarda bir azalma olmuyor!”

***

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop…

Anayasa profesörü…

Önerisi şu:

“Tasarlayarak adam öldürme, vahşice insan öldürme suçları bir de küçük çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar çerçevesinde sadece bunlarla sınırlı olmak kaydıyla idam cezasının olması gerektiğini düşünenlerdenim…”

*** 

Peki, şu son bir yılın…

Adli olaylarından seçme “cezalar”a göz atmak ister misiniz?

Olay, Adana’dan…

Adam, karısını dokuz yerinden bıçaklayarak ağır yaralıyor…

Gözü dönmüş koca 41 hapis istemiyle yargılanıyor…

14 yıla mahkum oluyor!

Cezası “iyi hal”den 4.5 yıla iniyor…

Kararla birlikte serbest kalıyor!

Olay, Eskişehir’den…

Boşanma aşamasında adam karısını 15 yarından bıçaklıyor…

İlk duruşmada tahliye ediliyor…

Olay, Konya’dan…

Karısını yüzünden bıçaklayıp…

Sol yanağına çarpı işareti kazıyan adam…

İlk duruşmada…

Adli kontrol kararıyla serbest bırakılıyor…

***

Belki de, biz “ceza kesme”yi bilmiyoruz…

Üstelik…

Bilmediğimizi de bilmiyoruz!

Sonra…

Aramızdan cılız da olsa “İdam geri gelsin!” sesleri gelmeye başlıyor…

Bu güzel ülkeye artık…

İdam diyerek, idam’ın gelmeyeceğini…

Ölüm cezasını isteyenler de biliyor!

Çünkü…

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin…

6 ve 12'nci protokolleri…

Taaa, 16 yıl önce Türkiye tarafından…

Kabul edilmiş ve imzalanmıştı…

Avrupa Konseyi'ne üye olmak için…

İdam cezasının o ülkede kaldırılmış olması da…

Bir koşul olarak kabul ediliyor…

Nokta…

Sonsöz: “İnsan ne kadar isterse istesin, unutması olanaksızdır… Her şeyin, geçilmesi tehlikeli olan bir sınırı vardır… Bu sınır aşıldı mı, artık geriye dönüş yoktur… / Suç ve Ceza - Dostoyevski, Rus roman yazarı…)