Mahmut YILMAZ
Erdoğan da Atatürk’e sığındı
17 Kasım 2017 Cuma

15 Temmuz Darbe girişiminin hemen ertesi günü, “Ben Yine Atatürk’e Sığınırım” diye yazmıştım “Atatürk’e Sığınırım” adlı şiirime atfen.

Yaram acırsa derinden

Cehaletin kederinden

Palazlanmış şeyh şerrinden

Atatürk’e sığınırım

Dizeleri aslında 15 Temmuz ’ların öngörüsüdür.

Şeyh yargıyı, askeri, polisi ele geçirerek palazlanmıştı. Şeyh kumpas davaları ile provalarını yaptı, 17/25 Aralıkların, 15 Temmuz’ların. Bu gün örgütte örgüt diye çırpınanlar o gün uyanmadılar, uyanamadılar ve hatta yardım ettiler. Bunlar örgüt diyenleri tepelediler örgütle beraber.

Şimdilerde başka cemaatlerin kadrolaştığı söyleniyor.

Palazlandıklarında onlarda örgütleşecekler, kimsenin kuşkusu olmasın.

İşte hiçbir özelliği olmayan, bütün meziyetleri dindar insanların halisane duygularını sömürmeyi becermek olan bu şeyhlerin örgütleşememelerinin, devleti ele geçirememelerinin yegane panzehiri Atatürk’çülüktür. Bunun için Atatürk’e saldırıyorlar.

Erdoğan Atatürk dedi ya, hemen yandaş, yalaka, dalkavuk kesimde Atatürk yazıları yayınlanmaya başladı.

Erdoğan’ın Atatürk açılımını seçimlere oy kaygılarına bağlayanlar var.

Hatta geçmişte şunu dedi bunu dedi diye eleştirenler var.

Bence Erdoğan, Atatürk’ü yanına almayan hiç kimsenin Atatürk ile mücadele edemeyeceğini anladı.

O’da Atatürk’e sığındı.

Şimdi bazı aklı evveller ne demek Atatürk’e sığındı diye atarlanacaklar.

Atatürk, Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeleridir.

Atatürk çağdaş medeniyettir.

Ey kriptolar, takiyyeciler, yalaka yandaşlar.

Sizde sığının, gerçekten sığının ama.

Göreceksiniz huzur bulacaksınız.

ZARRAP DAVASI

27 Kasım’da başlayacak duruşma ile birlikte hepimiz için sıkıntılı günler başlıyor. Özünde Zerrap’ın, önünde yatanların, kol saati takanların, para kasalarının, ayakkabı kutularının desteği ile İran ambargosunun delinmesi olan dava ne yazık ki yolsuzluk yapanlarla sınırlı kalmayacak, bütün ülkeye mal edilecek etkileri ve sonuçları olacaktır.

Fetö’nünde desteği ile Türkiye yargılanacaktır orada.

Dönemin yöneticileri tartışılacaktır orada.

Keşke kapatılmasaydı, keşke yargılanabilseydi suçlular.

En azından savunma mekanizmamız olurdu.

Bu Amerikan oyunudur, bu Fetö oyunudur türü atarlanmalar içeride belki karşılık bulacaktır. Ama dışarıda Amerikan adaletini eleştiren, kabul etmeyen, reddeden kimse bulunamayacaktır.

Kötü çok kötü günler bekliyor özetle.

Uyanık olmakta para etmez bundan sonra.

Ünlü türküden esinlenerek şöyle diyesim geldi.

Ötme Zerrap ötme şen değil bağım…..

BEŞİNCİ KUVVET

İstifa eden VE Partisi Belediye Başkanları, hep bir davadan bahsederler. Genel Başkanlarına toz kondurmazlar, ses çıkarmadıkları takdirde yargılanmama garantisi de aldıklarından rehine kervanına katılırlar.

Tamam VE Partisi Genel Başkanının;

Birinci kuvvet yasama elinde,

İkinci kuvvet yürütme elinde,

Üçüncü kuvvet yargı elinde,

Dördüncü kuvvet medya avucunun içinde,

İyi ama beşinci kuvvet olan ama aslında birinci kuvvet olması gereken halkın yetkileri de gasp edildi.

İstifa eden Belediye Başkanlarını halk seçti.

 O halde görevi sonlandırmakta halka düşer. Yani lider öyle istedi diye istifa olmaz.

Ha bir suç işlemiştir, yolsuzluk yapmıştır, örgüte üye olmuştur o başka. Bu durumda dahi istifa eden başkana müfettiş gönderilir varsa suçu İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınır.

Ey İstanbul’un, Ankara’nın Bursa’nın oy vermişleri. Oylarınız nerede. Oylarınızın hiçbir değerinin olmadığı söyleniyor istifalarla.

Sahip çıkamıyorsunuz.

Gelelim şu dava meselesine,

Nedir dava?

Dava Cumhuriyettir,

Dava demokrasidir,

Dava adalettir, hukukun üstünlüğüdür.

Dava laisizmdir, çağdaş medeniyettir,

Dava kadınların daha özgürleşmesidir,

Dava ekonominin sanayiinin geliştirilmesidir,

Dava gelirlerin adaletli dağıtımıdır,

Dava yolsuzlukların önlenmesidir,

Dava yoksullukla mücadeledir.

Peki, bu davalardan hangisi sizin hedefiniz ve hangisini başardınız, hatta yol aldınız, hatta mesafe kaydettiniz.

Bütün bu hususlarda aldığınız noktadan geriye gitmiş ülke.

Bir gram bile ileri gidiş yoktur.

O zaman hizmet edilen, boyun bükülen, el ovuşturulan dava nedir, ey istifa kervanının yolcuları.

Evet, bir dava ihtimali var. Örgüt üyeliğinden, yöneticiliğinden dava açılması ihtimali. Tutuklanma ihtimali.

İşte asıl dava bu. Korkulan bu, kuyruğu dik tutamamanın sebebi bu.

Yoksa kazandıklarının hesabını verirler ki, bu davanın altından çıkılamaz….

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Doğarken ağladı insan!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Şimdi ne olacak?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Siyasette yumuşama devrimi mi başlıyor?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İtiraz seven kadınların kenti: İzmir
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva