RTÜK…

Radyo Televizyon Üst Kurulu…

Yayınları denetliyor…

TBMM tarafından üyeleri seçiliyor…

Her parti grubuna temsil oranında üye veriliyor…

Kısaca üyelerin çoğunluğunu “iktidar ve yanlısı” oluşturuyor…

***

Yayınlarla ilgili yaptırımları var…

İdari ceza…

Para cezası…

***

Ve karartma…

Ve tekrar olduğu takdirde temelli kapatma…

***

Bir müddet önce TELE 1'e beş gün karartma cezası verildi…

Ekran beş gün karartıldı…

Şimdi de Halk TV’ye aynı ceza verildi ve ekran karartılmış durumda…

Şu “karartma” da ne demekse…

Resmen TV kapatıldı; ama bir gün ama üç gün ama bir ay...

***

Bilineni tekrar (malumun ilanı) olacak ama yine de tekrar edeceğiz;

Demokrasi “Çok Seslilik”tir…

Partileriyle…

Yazılı-sözlü basınıyla…

Yurttaşların hür ve korkusuz fikirlerini ifade etmeleri ile…

Demokrasi oluşur…

Bunlar yerine gelmiyor veya getirilemiyorsa o rejimin adı “Demokrasi” değildir…

Ne olduğuna dair pek çok ismi vardır ama asla “Demokrasi” değildir…

Şimdi…

Verilen cezanın ne olay veya olaylarla ilgili ve ne de diğer boyutunu tartışacak değilim…

O ayrı bir konudur ve elbette tartışmaya değerdir…

Esas mesele şudur:

Verilen ceza, “ekran karatma cezası”, aslında “kapatma” esas itibarıyla televizyon kanalına verilmiyor…

Ya kime veriliyor?

Sana, bana ve hepimize…

Neden?

Çünkü ben, yurttaş olarak “ceza” verilen kanalları izliyorum…

Haberleri, yorumları oradan dinliyorum veya dinlemek istiyorum…

Bu benim ve bizim en doğal hakkımız değil mi?

Yasal ve Anayasal hakkımız değil mi?

***

Şimdi…

“Kanalı cezalandırıyoruz…” derken, aslında beni, seni, bizi cezalandırıyorsunuz…

Yasal ve Anayasal hakkımızı elimizden almış oluyorsunuz...

Bizi, beş gün izlemek istediğimiz kanaldan haberleri ve yorumları izleme hakkımızı elimizden almış oluyorsunuz…

Ve hatta, bizi “asla izlemek istemediğimiz” kanalları izlemeye mecbur ediyorsunuz…

O halde…

Ceza kime verilmiş oluyor?

Bana, sana ve hepimize…

Bu kanalları izlemek isteyenlere…

***

Ceza Hukuku’nun en önemli  kuralı olan “cezaların şahsiliği” prensibi burada açıkça ihlal edilmiş oluyor…

Anayasal ve yasal bir hak elden alınmış oluyor…

Sonuç:

Böyle bir ceza hukukun temel ilkelerine aykırıdır…

Kişi hak ve özgürlüklerine aykırıdır…

Doğrudan toplumu “cezalandırma” şekline dönüşmüştür…

***

Bu sebeplerle:

En kısa zamanda bu “hukuka aykırı” ceza şeklinin kaldırılması doğrultusunda ilgili her kurum harekete geçmeli ve gereği yapılmalıdır...

Bu yol:

Şu kanalı seyretme,

Şu türküyü, şarkıyı dinleme,

Şu filmi seyretme,

Daha sayabileceğim pek çok konuyu kapsar hale gelir ki; (zaten gelmedi mi diyenler olacaktır) o zaman meşhur deyimdir, “Yan ağla, dön ağla”...

***

Ama…

Ben kime ne anlatıyorum ki...