Birçok kez dile getirmeye çalıştım.

Önümüzde yapılacak seçimlerin en önemlisi “Cumhurbaşkanlığı seçimi”dir…

Çünkü..

Yürürlükteki Anayasa (Ne kadar yürürlükte..) ve yasalara göre bütün yetkiler Cumhurbaşkanındadır.

Bundan sonra da “ne yapılacaksa veya ne yapılmayacaksa tamamı” Cumhurbaşkanı yoluyla olabilecektir.

Ve artık seçimlerin (tabii yapılacaksa, olur ya çeşitli sebeplerle ertelenebilir) Haziran 2023 tarihinde yapılacağı da adeta kesinleşmiştir. Herhangi bir sebeple birkaç ay öne alınmasının hiçbir önemi yoktur..

Şimdi..

Gelelim siyasal tabloya..

Şu an itibarıyla iki ittifak var..

Millet ittifakı ve Cumhur ittifakı…

Cumhur ittifakının adayı aylar ve hatta yıllar önceden bellidir.

Hatta her davranışı bir bakıma gelecek seçime yönelik ve propaganda mahiyetindedir..

Bu konuda yapılan çeşitli yorumların hukuksal dayanağı yoktur.

Bir bakıma “yeni mağduriyet yaratmaya” yönelik de denebilir. Bilerek veya bilmeyerek…

Millet ittifakına gelince..

İlginç bir tablo ile karşı karşıyayız..

İttifaka dahil partiler (Deva ve Gelecek partisi ne kadar dahil bence tartışma konusu) toplantı üstüne toplantı yapıyorlar.

Yapmasına yapıyorlar da..

Sonuç..

Sanki Anayasa değişmiş de, TBMM eski işlevine kavuşmuş da, geleceğe yönelik plan ve projelerden bahsediyorlar...

Güçlendirilmiş parlamenter sistem ve yasalar gibi…

Pekiyi, Cumhurbaşkanı adayı kim? dendiğinde..

Önceleri daha var canım, yıpranır diyorlardı.

İşte seçim kapıda..

Daha var ne demek?..

Sonra yıpranır…

Nasıl yani?

Nasıl bir aday göstereceksiniz ki, hemen yıpransın?...

İş uzadıkça spekülasyonların ardı arkası kesilmiyor..

Napolyon’un “halledilmesini istemediğim konuları komisyonlara havale ederim” sözüne dönmesin sakın…

Ülkemizi gezen biri olarak söylüyorum..

Millet ittifakı’nın başarısını isteyenler yeni bir “Ekmelettin” vakasından endişe etmektedirler haberiniz olsun..

Sonuç..

Geleceğe dönük plan ve projeler yerine bir an önce “Cumhurbaşkanlığı seçimi ve adayı” üzerine odaklanın…

Bir de “altı lider” işini de bir daha iyi düşünün.

Sonra “Basra harap olmasın”…