Engin ÖNEN
Çeşme'ye çökme ısrarı!
17 Temmuz 2022 Pazar

Emlak ve inşaat sermayesinin ısrarla saldırdığı iki belde dikkat çekiyor. Başka yerler de var şüphesiz ama en iştah kabartan iki yer Bodrum ve Çeşme.

Pahalılık ve kalabalık haberleri sıkça yapılır. Restoran adisyon fotoğrafları sıkça paylaşılır şu mevsim. Otopark, trafik, kirlilik ve bir de yangınlar eşlik ediyor bu beldelere ilişkin haberlere.

Doğal güzellikleri ve sakinliği ile ilgi çekiyordu yıllar yıllar önce. Zamanla oteller, yazlıklar, villalar ile şiştikçe şişti sahil kasabaları. Otoyollar, havaalanları, limanlar, marinalar derken bambaşka bir yapıya kavuştular.

Önce kitle turizmi yatırımları ağırlıktaydı. Memur ve esnaf kooperatifleri, pansiyonlar, kamp yerleri vb. Zamanla hedef kitle değişti. Yeni orta sınıf, iş adamları, tüccarlar, sporcular, sanatçılar, yabancılar, yani astronomik kazanç sahipleri de bu sahil kasabalarının bakir bölgelerine göz dikmeye başladılar. Özel mülk satın alıp lüks villalar yaptılar.

Ancak bu da yetmedi. Çünkü ahali ile birlikte olmak, komşu olmak, aynı plajı paylaşmak istemiyorlardı. Pahalı bir yaşam, pahalı mekanlar ve lüks tüketim alanları yaratarak kendileri gibi olanlarla elit gettoları oluşturmaya başladılar. Hem kendilerini ahaliden ayırmak hem de güvenlikli ortamlarda kendileri gibi olanlarla yaşamak istiyorlardı. İşte bu talep beton sermayesi ve onların hamisi iktidarı arayışlara yöneltti. Saray rejimi ile al gülüm ver gülüm ilişkisi içinde olan koçbaşı müteahhitlerle bakanlık yetkilileri artık kamu arazilerini bu amaçla satma ve pazarlama derdine düştüler. İmar planları, sit dereceleri bu pazarlama stratejilerine uygun şekilde yeniden düzenleniyordu.

Bodrum’da Belediye Başkanı zaman zaman bu girişimlere karşı duracağını ısrarla vurguladı. Çevreci bazı sivil toplum girişimleri ile bu mücadeleyi sürdürüyor.

Çeşme’de ise yarımadanın büyük bölümünün, sözünü ettiğimiz amaçla pazarlanmasını içeren ve her türlü ekolojik kriteri ihmal eden çökme projesine karşı, İzmir TMMOB, İzmir Barosu, Tabip Odası ve Egeçep gibi kuruluşların bazı çevrecilerle yürüttüğü mücadele, yerelde pek destek görmüyordu. Hatta yerel yönetimin aldığı pozisyon ve telkinleri ile yerel halkta, mülk sahiplerinde projeye pozitif bakış daha ağırlıktaydı.

Söz konusu kuruluşların bu projeye ilişkin açtıkları Yürütmeyi Durdurma davasında, Bilirkişi Heyeti çok kapsamlı ve sağlam gerekçelerle bu projenin sürdürülebilirlik ilkelerine aykırı olduğunu ve hiçbir kamu yararı içermediğini içeren bir rapor yayınladı. Bu raporun en önemli yararı, projeye destek veren ana muhalefetin iki yıl sonra, biz de karşıyız pozisyonuna geçmesi oldu.

En önemli yararı bu oldu çünkü esas dikkate alması gereken Danıştay 6. Dairesi, neredeyse bir yıl bekleyerek sonunda oy çokluğu ile bu raporu dikkate almayan ve hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadan davayı reddetti.

Mahkemelerin uzun süredir hukuka göre değil, Sarayın telkinlerine göre karar verdiğini biliyoruz. Ama yine de bu kadar sağlam bir rapor ve meslek örgütleri tepkisi karşısında hukuki bir karar verebileceklerini umut ettiğim olmuştu gerçekten. Bu umudumu besleyen nedenlerden biri de keşif sırasında Danıştay hakiminin objektif bir yönetim sergilemesi ve hemen her istendiğinde taraflara söz hakkı vermesi olmuştu.

Belli ki her türlü hukuki ve ekolojik ilkeye aykırı olmasına rağmen, Çeşme’ye çökme ısrarı sürüyor.

Artık bundan sonrası, yerel yönetimleri elinde bulunduran muhalefetin samimiyet sınavı olacak…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
M.Taner Kurtuluş 20 Temmuz 2022 Çarşamba 23:36

Kıyı Kanunu denizden herkesin eşit istifadesini mümkün kılar. Bu ister karadan olur, isterse tekne ile denizden. Hiç kimse diğerine haksızlık edemez. Yalnız yanlış veya eksik bilinen bir husus var. Ötv siz yakıt kullananlar özel tekneler değil, ticari teknelerdir. İnsan yazmadan önce bilmediği konuyu bir araştırır.

Yorumu oyla      2      3  
Bülent Işık 17 Temmuz 2022 Pazar 09:17

Dalyan mahallesi Sera beach işletmesinin olduğu koyda onlarca tekne kıyıya en fazla 100 metre mesafade demir atmış durumda. Halkın denizde girebildiği nadir koylardan birinde halkın denize girmesi istenmiyor. Varsa yoksa vergisiz yakıt kullanan özel tekneler.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu vapur bir milletin kaderini nasıl taşıdı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva