Vekil Demir ve Müdürü Yıldırım Şakran’da: 2 kritik rapor

Şakran Cezaevi olarak bilinen, İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Hamit Karslıoğlu'nun, kurum içi yazışmada cezaevindeki şartlarla ilgili ortaya attığı iddialar üzerine Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, yerinde inceleme yaptı. İddiaların bir kısmının doğru, ama genellikle duyumlara dayalı olduğunu söyleyen Yıldırım, "Üç cinsel taciz vakası var. Birisi cezalandırıldı. Gerekli incelemeleri yaptırmak için iki kontrolör görevlendirdik. Yazılanlar, müdür beyin duyumlara dayalı, halk arasında konuşulanları ifade eden bir perspektifte hazırlanmış. Farkındalık yaratmak için yapılmış bir rapor" dedi.

- CHP’NİN KOMİSYON ÜYESİ VEKİLİ’NDEN ŞAKRAN ÇIKARMASI…

Aliağa İlçesi Şakran Mahallesi'ndeki İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Hamit Karslıoğlu'nun, kurum içi yazışmaları dün ortaya çıktı.

2 Aralık 2014 tarihli evrakta zayıf çocukların güçlülerin ve büyüklerin cinsel istismarına uğradığı, çocukların birbirlerine işkence yaptığı gibi çok önemli ve ağır iddialar gündeme getirildi.

Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım iddiaların basında yer almasından bir gün sonra Şakran Cezaevi'ne gelip açıklama yaptı.

Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yardımcısı Burhanettin Eser, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru ile birlikte açıklama yapan Yıldırım, 2012 yılından beri 3 cinsel saldırı olayının olduğunu anlattı.

Yıldırım, “İç yazışmayla ilgili bir cezaevi infaz kurumumuzun, ceza infaz kurumunun psikososyal servisine yaptığı raporla bu tartışmalar gündeme geldi. Bu yazışmaları incelediğimizde iki bölümü var. Birinci bölümde içerideki çocuklar arasında meydana gelen gelebilecek çeşitli somut olaylardan bahsedildiğini, ikinci bölümde ise, bu olaylardan hareketle psikososyal servisin alması gereken tedbirlerden bahsediliyor. Birinci kısım gündeme geldi. En çok merak edilen bu olayların cezaevinde yaşanan olaylar mı olduğu konusu. Bu olaylara müdürü tarafından tamamen duyuma dayalı olarak ya da birkaç olay içinde kendi kayıtlarını çıkarmak içini aldığı olaylardır. Tamamı kurumumuzda yaşanmış olaylar değildir. Bunu ifade etmek istiyorum. Cinsel istismar olayları, ifadeleri, karşılaşılıyor. 2012 yılından beri üç iddia olduğunu üç iddia hakkında da adli ve idari soruşturma gereği yerine getirildi. Birincisi faili hakkında 13 yıl ceza verildi. Bu ceza daha kesinleşmedi. Diğer iki iddiada birisi için takipsizlik verildi. Birisi de soruşturma aşamasında... Yazıda yer alan olaylar, farkındalık yaratmaya yönelik ifadeler, infaz kurumumuzda karşılık bulan olaylar değildir. İki kontrolör görevlendirdik. Genel yazınının içeriği bu yazılardan sonra kamuoyuna yansıyan olaylarla ilgili inceleme yapıp kamuoyuna iletilecekler" dedi.
 
Yıldırım ayrıca, “Bu yayınlar, çocukların sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bunlarla ilgili, iddialarla ilgili gerekli incelemeler yapılmadan bir şey söylemem mümkün değil. Münferit birkaç olay yaşanmış olabilir. Bu iddialar genellikle halk arasında söylenen ifade edilen genel bir persfektiften yararlanıp hazırlanan bir rapor bu" dedi. Yıldırım, bilirkişi ve doktor incelemesi yapılacağını da söyledi. Yıldırım “Her türlü iddiayı tüm ayrıntılarıyla araştırmak bizim sorumluluğumuz ve vicdani sorumluluğumuzdur" dedi.

CEZAEVİ BASIN MENSUPLARINA GEZDİRİLDİ
Şakran Cezaevi olarak bilinen İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun kapıları ilk kez basın mensuplarına açıldı. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, cezaevini basın mensuplarına gezdirdi. Yüksek güvenlik önlemleriyle dikkat çeken cezaevine basın mensupları da iletişim araçlarından yoksun olarak alındı. Basın mensuplarına ilk olarak, ödül kazanan çocukların aileleriyle, 3 saat ile 24 saat arasında kalabildikleri aile odaları tanıtıldı. Burada ödül alan çocukların aileleriyle baş başa kaldıkları anlatıldı.
 


287 KAMERA SÜREKLİ GÖZETLENİYOR
Ardından halen cezaevinde bulunan 55'i 18 yaşından büyük toplam 222 çocuk ve genç tutuklunun, sosyal alanlardaki hareketlerinin 24 saat gözlendiği kamera odaları tanıtıldı. Çocuk mahkumların kendi odaları hariç, kullandıkları tüm alanların, hiçbir nokta kalmayacak şekilde 24 saat kayıt altında olduğu öğrenildi. Kayıtların da bir yıl boyunca olası iddialar karşısında kullanılmak üzere saklandığı bilgisi verildi. Burada basın mensuplarına geçen Ağustos ve Aralık aylarında seçilin iki günde mahkumların cezaevinde geçirdikleri anların da görüntüleri izlettirildi.
 
TEK KİŞİLİK ODALARDA KALIYORLAR
Basın mensuplarının bir sondaki izleme noktası ise, çocuk ve genç mahkumların kaldığı 36 üniteden birisi oldu. Burada çocukların içerisinde, tuvalet, banyo, yatak ve giyinme dolabının bulunduğu tek kişilik odalar, tanıtıldı. Çocuk ve genç mahkumların, sabah saat 08.00'den itibaren odalarından çıktıkları saat mevsime göre havanın karardığı saate kadar bahçede kaldıkları, ardından da saat 23.00'de kadar sosyal ve oyun alanlarında vakit geçirdikleri anlatıldı.
 
Mahkumların son olarak ise, saat 23.00'de tek kişilik oralarına geçtikleri, kapılarının üzerlerine kapatıldığı ve infaz koruma memurlarının özel manyetik kartla açmadığı sürede de dışarıya çıkamadıkları öğrenildi. Çocuk mankumlara, mesai saatleri içerisinde, 'yaşam koçu' ya da 'ağabey' olarak adlandırılan infaz koruma memurlarının eşlik ettiği, bunların onlara yardımcı oldukları onları gözlemleyip, raporlar hazırladıkları açıklandı. Bu kişilerin mesailerinin bitmesinin ardından ise saat 17.00 ile 23.00 saatleri arasında nöbetçi memurların birer saat arayla, bu yaşam bölümlerini gezip gözlemledikleri ve bunları raporlarına kaydettikleri bilgisi verildi. Ancak nöbetçi memurların, olası şiddet ve taciz iddialarının önüne geçmek için iki kişi, olarak bu denetimleri yaptıkları da açıklandı. Ayrıca cinsel taciz, saldırı gibi iddiaların günleme gelmemesi içinde, kesinlikle iki mahkumun aynı odaya girmesine izin verilmediği de cezaevi yetkililerince, ifade edildi.
 
MAVİ ODA TANITILDI
Çocuk ve genç mahkumların yararlanabildikleri, el işinden, ebru sanatına, saz kursundan, süs balıkları yetiştirme alanlarına, kütüphane, spor anlarına kadar tüm bölümler basın mensuplarına tek tek gezdirildi. Bu etkinliklerden yararlanan çocukların ise, aileleriyle görüşmek için ödül puanları kazandığı öğrenildi. Burada basın mensuplarının ısrarla, kamuoyunda 'işkence odası' olarak da bilinen 'mavi oda'yı sorması üzerine, o bölümünde gezdirilmesine karar verildi. Cezaevi yetkilileri, 'insanın içini rahatlatıp, şiddet eğilimini azalttığı için' psikologların da tavsiyesiyle mavi rengin tercih edildiğini açıkladı.
 
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, burada yaptığı açıklamada, "Mavi oda, kesinlikle cezalandırma alanı yada işkence bölümü değil. buraya sadece kendisine zarar verme ihtimali bulunan çocuklarımız konuyor. Burada birkaç saat kaldıktan sonra ise, sakinleşmelerinin hemen ardından odalarına alınıyorlar. Ancak çocukların odaları izlenmiyor ama burası sürekli kameriyla takip ediliyor. Çocukların kendilerine zarar verme durumu olduğu için de zaten böyle yumuşak bir maddeyle kaplı burası" dedi. Yıldırım, basın mensuplarının tuvaletin neden açıkta ve kamera önünde olduğu yönündeki soruya ise, mahkumların birkaç saat içeride kalıp genellikle kullanmadığı için böyle bir tercihin yapıldığını söyledi.
 
DÜNYA STANDARTLARINDA İYİ BİR CEZAEVİ
Gezi sırasında sık sık basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, kurum içi yazışmadaki iddiaların tümünün iki kontrolör tarafından araştırılıp, soruşturulacağını, buna halen görevinin başında olan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Hamit Karslıoğlu'nun, da dahil olduğunu söyledi. Yıldırım, "Bizler, yapılan her cezaevinde, şartları, öncekilerden elde ettiğimiz tecrübeyle geliştirerek yapıyoruz. Şu anda Türkiye genelinde bin 215 çocuk tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bunların hepsini, topluma yeniden kazandırmak için çabalıyoruz. Bu cezaevi dünya standartlarının üzeninde biri imkana sahip. En iyi demiyorum. Cezaevinin iyisi olmaz. İmkanları iyi bir noktada. Ayrıca butür iddialar, burada kalan çocukları da yaralıyor. Yarın tahliye olduklarında bu iddialar yüzünden toplumda kabul görmeyip zorluk çekebiliyorlar" dedi. (dha)