HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
20 Mart 2024 Çarşamba - 08:43

Tunç Soyer yazdı… Reçete: Toplumsal Birleşik Muhalefet!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, dünya ve ülke siyasetine dair makale yayımladı. Türk siyasetinin çıkmaz içerisinde olduğunu söyleyen Soyer, sivil toplumun öncülüğünde yeni bir siyaset formunun inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Soyer, bu siyaset inşasında İzmir’in öncü bir rol oynayabileceğini belirtti.

Tunç Soyer yazdı… Reçete: Toplumsal Birleşik Muhalefet!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Birgün Gazetesi’ne yazdığı makalesinde siyasi gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Soyer makalesinde Türkiye’de siyaset kurumunun toplumun sorunlarına çare olmaktan uzaklaştığını belirtti. Siyasetin seçim kazanma üzerine inşa edilmeye başladığını söyleyen Soyer, bu durumu “seçim siyaseti” tanımlaması ile açıkladı. Siyasette yaşanan tıkanmanın aşılmasında sivil toplum örgütlerinin rolüne vurgu yapan Soyer, “Toplumsal Birleşik Muhalefet”in inşa edilmesi gerektiğini ve bu inşada İzmir’in öncü bir rol oynayabileceğini aktardı.

Soyer’in makalesi şöyle:

"Siyaset, dünyayı kurmanın/yeniden kurmanın, hayatı iyileştirip güzelleştirmenin iradesidir. Bu irade, bir arada yaşama bilincini yani sorumluluğu gerektirir.

Siyaset ile sorumluluk arasındaki bu ilişki, yaşama bilinci nedeniyle oluşur. İnsanı ahlaklı kılan işte bu bilinçtir. Kendi benlik bütünlüğümüzü korurken diğerlerine zarar vermemek, onları da korumak ise vicdandır. Ahlakın ve sorumluluğun kaynağında vicdan vardır.

Türkiye çok uzun süredir siyasetin bu saf ve yalın halinden uzaklaşıp seçim siyaseti dediğimiz başka bir sürecin içine girdi. Yalnızca seçim kazanma faaliyeti olarak varlık gösteren bu süreç, aslında siyasetsiz bir siyasetin giderek daha da hegemonik hale gelmesine yol açtı.

Bu hegemonik durum, iktidarın, totaliter ve popülist yapısını güçlendirdi. Sahip olduğu gücü mutlaklaştıran iktidar partisi, devleti de dönüştürerek bir “parti-devlet” ortaya çıkarttı.

Akademiyi, mülkiyeyi, askeriyeyi, adliyeyi, idareyi ve daha birçok kurumu gücünün parçası haline getiren iktidar, ülkeyi yüzde 80’lerle, 90’larla seçim kazanılan ülkelere benzetmeyi amaç edinmiştir.

∗∗∗

Seçime indirgenmiş siyasal faaliyet, aday belirlemede hiçbir ilke ve değer içermeyen bir parmak sayma faaliyeti ve buna bağlı olan bir “yarış”ın sahnelenmesinden ibaret olmaya başladı. Siyasal rekabet bir güç gösterme yarışına dönüştürülüp, yıkıcı, konuşmayı değersizleştiren kirli bir “yenme” faaliyeti haline geldi.

Siyasetin doğası gereği içermesi gereken rekabet, halkın ihtiyaçları konusuna kimin daha hâkim olduğu, kimin fikirlerinin ve önerilerinin, giderek daha yıkıcı hale gelen gündelik yaşam koşullarını dönüştürmeye muktedir olacağına ilişkin bir rekabettir. Seçim siyasetinin ortadan kaldırdığı şey işte budur.

Bu durum hem siyasal alanı, partileri, örgütleri deforme edip çürütüyor, hem de toplumu bir seçmen kitlesine, seçmeni de kazanılacak taraftar niteliğine indirgeyerek aslında yurttaşlık alanını da ortadan kaldırıyor.

Çünkü yurttaş, bir ortaklık içinde yaşadığı bilinciyle karar veren hak öznesidir.

Oysa taraftara indirgenmiş seçmenden beklenen bağımsız karar vermesi değil, sarsılmaz bir inançla bağlanması, kendi siyasal çıkarları doğrultusunda karar vermesi değil, bağlandığı gücü onaylamasıdır.

∗∗∗

Bu kirli ve sürekli çürüyen düzenin tek kazananı, siyaseti ve Demokrasiyi kişisel erk alanını büyütme faaliyeti olarak kullanan liderlerdir.

Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Türkiye’de yaşayan halklarda başlayan tek tipleşme, bugün düşüncelerimize, kelimelerimize, hücrelerimize kadar sirayet etmiştir.

Doğayı sadece insana, insanı sadece bireye, bireyi ise taraftara indirgeyen kapitalizm bu süreci daha da hızlandırmıştır.

Bu gidişatın sonu, korkunç bir yıkımdan başkası olamaz.

Peki, bu düzeni nasıl düzelteceğiz?

Yapmamız gereken şey, siyasetin kamusal yararı önceleyen erdemini hatırlamaktır.

Siyasetin erdemi, müşterek yaşamın nasıl kurulacağı ve bu yaşamın nasıl sürdürüleceğine ilişkin sorularda saklıdır.

İnsanlık tarihinin en önemli inovasyonlarından olan demokrasi, işte bu arayışın anahtarını sunar.

“Nasıl bir arada yaşayacağız?” sorusuna demokrasinin içerdiği değerlerle yanıt verilecekse asla vazgeçilemeyecek üç ilke vardır:

1) Toplumun, kentin, dünyanın, yeryüzünün bir müşterek yaşam alanı olduğu fikrinin taşıyıcısı olan ortaklık ve bu ortaklık içindeki herkes için gereken adalet ilkesi.

2) Müşterek yaşama katılanların aynı değil, farklı oldukları ama bu farklar arası ilişkinin bir eşitlik ilişkisi olduğu ilkesi.

3) Demokrasinin özü olan “Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi.”

Adalet ilkesi, aslında farklılıklar arası eşitlik ilkesidir ve cumhuriyet fikrinin temelinde yatan bu ilkenin demokratik değerlere referansla tanımlanması gerekir. Eşitlik, bir eşit ilan etme meselesi değildir. Demokratik siyaset, eşitsizlik yaratan tüm yapıları görerek, yani eşitsizliği görerek eşitliği tesis etme mücadelesidir.

Kadınları, çocukları, engellileri, Alevileri, Kürtleri, Romanları, eşit yurttaşlık ortaklığına dâhil olmadıklarını düşünen tüm toplumsal grupları eşitlik bağı dışında bırakan nedenleri görmek, yoksulluğun bir “dezavantajlı” olma hali olmadığını yapısal bir eşitsizlik sistemi sonucunda doğduğunu anlatmak demokratik siyasetin görevidir.

Demokratik siyaset, eşitsizliği görünmez kılma mücadelesi değil, eşitsizliği ortadan kaldırma mücadelesidir.

Farklılıkların ortaklaşmaya zarar veren, toplumu bölen nitelikler olmadığını, tam tersine demokratik bir toplumsallığın esası olduğunu kabul etmeyen bir demokratik siyaset mümkün değildir.

Demokratik bir biraradalık, yaşamı paylaştığımız her türlü var oluş tarzını eş değer bir saygıyla kabul edecek bir bakış açısı gerektirir. Bu ise her türlü yaşam hakkını savunmaktır.

∗∗∗

Siyasete acilen ihtiyacımız var. Çünkü siyasetsiz siyaset oyunu, siyaset sahnesini bir yarışa çevirmekle kalmıyor, toplumsal ilişkileri bozuyor. Herkesin birbiriyle eşit hak sahibi olarak ilişki kurmasını engelliyor. En kötüsü siyaset hem siyaset oyuncuları için hem de toplumun üyeleri için kişisel, grupsal gibi yarar elde etme faaliyetine dönüşüyor. Bunun en yıkıcı sonucu ahlaki yıkımdır. Hiçbir değer içermeyen, kamusal yararı siyasilerin yararının önüne koymayan, geçici gündemlere odaklanan siyasi faaliyet, aklı ve vicdanı köreltiyor.

Ayrıca halkı, kendi yaşamının öncelikleri ve değerleri konusuna odaklanmaktan alıkoyuyor. Hemen şimdi acilen bir sosyal demokrat siyasete, kimsesizlerin sesi olan ve bu sesi bir feryada ve ortak çıkarlarımız için yol gösterici bir siyasal eyleme dönüştürecek bir siyasete ihtiyacımız var.

∗∗∗

Köreltilen ve çürütülen toplumun panzehri yine toplumun içinde, bu körleşme ve çürümeden en az etkilenen toplum paydaşları arasında bulunuyor.

Siyasi partiler, seçim odaklı varoluşlarını güçlendirmek için uyguladıkları yöntemlerle çürümenin dibine vurmuşken, hâlâ cebinden harcayarak, zamanından, sevdiklerinden fedakârlık ederek, içinde yaşadığı topluma duyduğu sorumluluk ve taşıdığı vicdandan vazgeçmeyen “Toplumsal Sivil Muhalefet” paydaşları bu panzehrin kaynağıdır.

Özellikle;

Kadın, gençlik-eğitim, çevre-doğa, engelliler, afet başlıklarında çalışan dernek, vakıf, platform gibi oluşumların, baroların, tabip odalarının, meslek odalarının çalışma alanları ile ilgili hem fikriyatının hem de faaliyetlerinin tüm siyasi partilerden ileride olduğunu, siyasi partilerin bu yapıları, taklit ettikleri ya da örnek aldıkları söylenebilir.

Yapılması gereken;

1) Halkın çıkarlarını koruyan ve temsil eden bu iyi ve temiz yapıların daha güçlü daha geniş çatılar altında birleşerek “Toplumsal Birleşik Muhalefete” dönüşmesini sağlamak.

2) Varoluşlarını vicdan ve sorumluluk duygusundan alan bu yapıların kendilerini engellediklerini düşündükleri “cam duvarı” kırıp geçme gücüne sahip olduklarına inandırmak.

∗∗∗

Binlerce yıllık kadim kültürde kaynağını bulan toplumsal değerlerimizin topyekûn çürümesine izin vermemek ve bu kadar dibe vurduktan sonra, sağlıklı, temiz bir başlangıç yapmak mümkündür.

Özellikle “Toplumsal Birleşik Muhalefetin” açacağı yeni siyasi zemin demokratik siyasetin erdem ve değerleriyle buluştuğunda yepyeni bir Türkiye hayal olmayacaktır. İzmir bu toplumsal seferberliğin doğal öncüsüdür.

Adalet ve eşitlikten güç alan, demokratik ilkelerle şekillenen bu siyaset alanı dönüşüm yaşanmasının anahtarı olacaktır.

Hem de bugünden tezi yok, yarından yakın.

Gelecek olsun"

 
İzmir'de mafyaya bir baskın daha!
 
Seçim yasakları yarın başlıyor
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Fuat 20 Mart 2024 Çarşamba 18:08

Dedi sineği ve çöpü kokuyu kentsel dönüşüm ü yapamayan çamur yolları berbat alt yapı imar i olmayan izmirin gereksiz başkanı

Yorumu oyla      0      1  
Kskli 20 Mart 2024 Çarşamba 13:43

Issizlik zor siyasi issizlik daha zor.

Yorumu oyla      0      1  
Görmedim , göremedim , göstermediler . 20 Mart 2024 Çarşamba 10:46

“ Adalet ilkesi farklılıklar arası eşitlik ilkesidir ve cumhuriyet fikrinin temelinde yatan bu ilkenin demokratik değerlere referansla tanımlanması gerekir . Eşitlik bir eşit ilan etme meselesi değildir . Demokratik siyaset , eşitsizlik yaratan tüm yapıları görerek , yani eşitsizliği görerek eşitliği tesis etme mücadelesidir . “ Söylemek kolay , ancak İş icraata gelince her nedense yapılmıyor , yapılamıyor . İzmir BB’si kamu hizmeti olan toplu taşımada ayrımcılık yapıyor . İzmir merkez ilçelerindeki metro , otobüs , vapur ve tramvaylarda 120 dakika ücretli aktarma hakkı VAR . İzmir çevre ilçe otobüslerinde 120 dakika ücretli aktarma hakkı YOK . İzmir BB Başkanı sayın Tunç Soyer . İZTAŞIT ( İzmir çevre ilçe toplu taşımayı özelleştirme işi ) projesi başlatılarak , İzmir çevre ilçelerine belediye otobüsü ( ESHOT ) bile YOK . İzmir BB Başkanı sayın Tunç Soyer . İzmir’i 5 yıl kim yönetti . İzmir çevre ilçe otobüslerinde de ; 136 km.lik İZBAN hattındaki tarife ve ücretlendirmeyi uygulamak çok mu zor du ? Bu yönetim , bu siyaset anlayışınızla bundan sonraki siyasi yaşantımızın halk nazarında geniş bir karşılığınız olmaz . Dar çerçevede siyaset yapabilirseniz ne ala . Vesselam , İzmir’i iyi yönetemediniz. “ Hatalar saman çöpleri gibi su yüzünde giderler , insan hemen görebilir . “ John Dryden

Yorumu oyla      1      0  
20 Mart 2024 Çarşamba 09:43

ağam başkanlıktan olunca yeni işini bulmuş..şatoda oturmaya benzemez ama yine de hayırlı olsun..

Yorumu oyla      4      1  
Derya 20 Mart 2024 Çarşamba 09:28

Sen mi yapacaksın bunu? Daha izmiri yönetememiş olan sen

Yorumu oyla      4      1  
:) 20 Mart 2024 Çarşamba 09:10

keşke torpilli bürokratların içinde bir reçete yazsaydın da personel 5 yıl eziyet çekmeseydi

Yorumu oyla      4      1  
VfV 20 Mart 2024 Çarşamba 09:03

...der ve bisiklete binerek uzaklaşır...

Yorumu oyla      3      1  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Söke otogarı Duman konseriyle açıldı!
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun Söke'ye kazandırdığı ...
İzmir büyük iftar sofrasında buluştu
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin her sene Ramazan sofralarında bereketi ...
Çerçioğlu'na Bozdoğan'da sevgi seli!
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Bozdoğan ilçesinde ...
 
Başkan Soyer: İzmir’e 4 yeni fabrika kazandırdık
İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İzDoğa’nın yeniden kurduğu ...
İZSU'dan Torbalı mesaisi... İçme suyu hatları yenilendi!
Torbalı’da ekonomik ömrünü tamamlayan içme suyu hatlarının yenileme çalışmalarını ...
Karşıyaka’da Robotex rüzgarı
Karşıyaka Belediyesi, geleceğin teknolojisi robotik alanında önemli bir ...
 
Aydın'da Çanakkale Zaferi coşkusu
Aydın Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Zaferi’nin 109’uncu yıldönümünde özel bir konser düzenledi.
Soyer mal varlığını açıkladı!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer mal varlığını açıkladı.
Üçüncü raunt... İzmir'de 6 bin işçi yine iş bıraktı!
6 bin belediye işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Alkışlayalım mı? Eleştirelim mi?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bumerang!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli bir tür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yumuşama mı, oyun kurmak mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bitki kıyameti
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Gerçek annelik
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva