Fırat BAŞARAN/EGEDESONSÖZ – Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Cihan Büyükoral’ın ‘yaktığı ateş’ tribünlerden de destek buldu.
Başkan Büyükoral’ın geride kalan günlerde 28 Ekim’de oynanacak Karşıyaka-Göztepe derbisinde tribünlerin yarı yarıya paylaşılmasından, Atatürk Stadı’nda yeni bir rekor günü yaşanmasından yana olduğunu söylemesinin ardından ‘kısıtlamaya’ karşı duruş Taraftar Hakları Derneği’nden de ses buldu.
Dernek sosyal paylaşım sitelerinde de yayınladığı yazılı açıklamasında, ‘Kısıtlamaya hayır, yarı yarıya oynansın’ dedi
İŞTE O AÇIKLAMA
Şehrimizde, 28 Ekim 2012 tarihinde Karşıyaka-Göztepe futbol takımları arasında oynanacak olan futbol karşılaması için tribünlerin ‘yarı yarıya’ açılması konusuyla ilgili tartışmaları önemsemekte ve Taraftar Hakları Derneği olarak öneriyi desteklemekteyiz.
Bir seyir oyunu olan futbolda, taraftarlara ve tribünlere getirilen her türlü kısıtlılığa karşı olduğumuzu özellikle belirtmek isteriz.
Bir zamanlar her iki takım taraftarının da birlikte maçlara gidip geldiği, yan yana maç izlediği günlerden deplasman taraftarının maçlara alınmaması şeklinde bir uygulamanın yürürlüğe sokulduğu bugünlere gelmiş olmak düşündürücüdür.
Yarı yarıya tribünlerin paylaşılması, anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir uygulama iken, deplasman taraftarına %5 lik kontenjan kısıtlılığı getirilmesi, hatta kimi derbi maçlara (Süperlig’de ve bu sene de İzmir’de Atatürk Stadı dışında oynanmak istenen derbi maçlara) deplasman taraftarı alınmaması uygulamalarını doğru bulmuyoruz ve bu uygulamaları bir hak gaspı olarak değerlendirmekteyiz. Bu süreçlerle ilgili olarak, uygulamadan doğrudan etkilenen taraftarların görüşleri dahi alınmamıştır. Uygulamaya konan %5’in bilimsel karşılığı ortaya konulmamıştır. Neden %10 ya da %20 değil de %5 kontenjan?
Süreç ve uygulamalar göstermektedir ki, futbolun vazgeçilmezi olan taraftarlar adeta yok sayılmakta, sadece baskı, yasaklar, kısıtlamalar ile cezalandırılması gereken “kriminal topluluk” olarak görülmektedir.
Tribünlere ve taraftarlara getirilen kısıtlamalar, yasaklamalar bu alandaki şiddeti sözde önlemek ve bu alanı düzenlemek adına yapılmaktadır. Ancak, bu uygulamaların taraftarlar üzerinde daha negatif etkiler yarattığı, camialar arasındaki gerilimleri arttırıp, düşmanlıklara dönüştürdüğü görülmelidir.
Sıkça ifade ettiğimiz bir saptamamızı bir kere daha yinelemek istiyoruz: Şiddet futbolun, tribünlerin, taraftarların içinden çıkan bir sorun değil, toplumumuzun bir sorunudur ve her yerde, her alanda yaşanmaktadır. Ve tribünlere yasaklar getirmekle, taraftarları cezalandırmakla da çözülememektedir, çözülemez de.
Tribünlerin, toplumumuzun bir minyatürü olduğu unutulmamalıdır.
Yaşanan sorunların çözülmesinde, taraftarları daha fazla ‘aşırılıklara’ yöneltecek yöntem ve uygulamalar yerine taraftarları çözümün bir parçası haline getirecek yöntem ve uygulamalar tercih edilmelidir.
Dünyanın sayılı derbileri arasında gösterilen, Karşıyaka-Göztepe derbisi vesilesiyle başlayan bu tartışmanın, taraftarların takımlarını destekleme hakkını kısıtlayan, engelleyen yanlış uygulamaların sonlandırılması yönünde kalıcı bir adıma dönüştürülmesine hizmet etmesini istiyoruz.