Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Milletvekili seçimleri öncesinde CHP’de parti içi yarışta önseçimden çıktığı halde üç partilinin yaptığı başvuru nedeniyle adaylığı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından düşürülen Atilla Sertel ile ilgili gelişmeler sürüyor.
- SERTEL DOSYASINDA FOTOĞRAF NETLEŞİYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başvuru yapanlar için “sorumlular kimse gereken yapılacak” dedikten sonra İzmir’de başlayan disiplin süreci farklı boyutlara taşındı. Sertel’in adaylığının düşürülmesinin arkasında bulunduğu iddia edilen İl eski Başkanı ve Milletvekili Adayı Ali Engin ile kardeşi Abdullah Engin disiplin kuruluna savunma yapmak üzere çağrılırken sorumlu görülen kişi sayısına iki yeni isim daha eklenmişti. İl Disiplin Kurulu Başkanı Birol Soylu’nun, “bizim yetkimizin dışında kalan isimler” diyerek açıkladığı iki yeni ismin Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ve İl Başkan Yardımcısı Niyazi Arslan olduğu iddia edildi. Partide konuşulmaya başlanan son gelişmelerin ardından farklı açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Sertel’in düşürülmesine neden olan organizasyonun arka planında yer alan isim olarak gösterilen Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan sert konuştu. Arslan, meseleyi yalanlarken kendisine karşı siyasi bir operasyon yapılmaya çalışıldığını söyledi. Arslan, “Önseçimde partide uzun yıllar il başkanlığı yapan Ali Engin’e destek verdim. Bunu neden yapmayayım? Ben partili belediye başkanıyım. Gökten zembil ile inmedim. İlçe kongresinde desteklediğim aday kazanamadı. Küsmedim, darılmadım. Partim için tüm seçimlerde çalıştım. Çünkü bu partili bir başkan olmanın gereğidir. Şimdi benim adım bir yerlere malzeme yapılarak geçmişin hesabı görülmeye çalışılıyor. Disiplin Kurulu’nun başkanı Çiğli’den aday adayı oldu. Ve aday gösterilmedi. Tüm bu gelişmelere bu açıdan bakılması lazım. Partimi kamuoyunda tartışan, açıklama yapan, işlem yapmadan önce basına konuşan disiplin kurulu başkanı mı olur? İzmir’e böyle bir disiplin mekanizması daha önce gelmemiştir. Ne yazık ki kendisine yer açmak için şimdi benim adım kurulda gündeme getiriliyor. Ali Engin Tunceli’dir. Hasan Arslan ve amcasının oğlu Niyazi Arslan da Tunceli kökenlidir. Meseleye bu açıdan bakıldığında bir sistemli saldırı var” dedi.
İSPAT ETSİNLER BAŞKANLIĞI BIRAKIRIM
Başkan Arslan, Atilla Sertel’in düşürülmesi kararının arkasında hiçbir zaman olmadığını söyledi. Arslan, “Atilla da bizim arkadaşımız Ali Engin de… Burada birileri parti içinde karışıklık çıkarmaya çalışıyor. Gündeme şikayetçi isimlerden Ozan Çelik’in belediyeden iş aldığı ve ona destek verdiğim iddiaları getiriliyor. Bir kişi Çelik’in belediyeden iş aldığını kanıtlasın belediye başkanlığını bugün bırakırım. Kendisi partiden istifa ettikten sonra da seçim çalışmalarına katıldı. Partide herkes onu tanıyor. Partililik bilinci ile saha çalışmalarına katıldı. Ona ‘gelme, buradan çık’ deseydik daha mı iyi olurdu? Böyle bir anlayış var mı? Birileri 2019’un hesaplarını ve planlarını şimdiden yapıyor” diye konuştu.
Arslan, belediye başkanlığı koltuğunu kendi çıkarları için asla kullanmayacağının da altını çizdi. Arslan, “Beni seçimden sonra yemeye çalıştılar. Aday olamayanlar açlık grevine başladı. Onlara bile kötü laf konuşmadım. Şimdi de başka işler planlayanlar var. Yine beni yemeye çalışıyorlar. Ama şunu söyleyeyim kesinlikle yiyemezler. Ayrıca yeseler de umurumda değil. Bir dahaki dönem kimin ne olacağının garantisi mi var? Ben belediye başkanlığı koltuğuna hevesli değilim. İşi gücü olan, sağlam bir partiliyim” dedi.
BU PANİK NEDEN?
Tartışmaların odağındaki isim İl Disiplin Kurulu Başkanı Birol Soylu da açıklamalarda bulundu. Soylu, yaptığı değerlendirmelerde hiç kimsenin ismini telaffuz etmediğini belirtirken Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ve İl Başkan Yardımcısı Niyazi Arslan’ı üstü kapalı eleştirdi. Soylu, “Hakkımdaki söylemleri üzüntü ile izliyorum. Hiçbir yerde isim belirtmedim, kimsenin adını ortaya koymadım. Bunları yapmama rağmen durum neyin telaşıdır. Bu feryat, bu panik neyin nesidir” dedi.
KİMSENİN ADAMI DEĞİLİZ
İzmir il disiplin kurulunun yapılan açıklamalarla baskı altına alınmaya çalışıldığını ifade eden Soylu, “Bu panik ve feryat ile baskı altına gireceğimizi sanıyorlarsa yanılıyorlar. Kimseden korkmuyoruz. Biz hiçbir zaman bu kurulda yer alanlar olarak kimsenin adamı olmadık. Tüzük gereği çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kesinlikle buna tenezzül bile etmesinler. Basın yoluyla partiyi küçük düşürmesinler. Benim şahsımı sevmeyebilirler. Ama bu kurula saygı göstermek zorundalar. Eğer daha da fazla devam ederlerse işlem başlatmak zorunda kalırız. Daha önce adı geçen kişilerle ilgili kamuoyunda değerlendirmeler oldu. Bazı yerlerde haberler de çıktı. Bu durumun bizimle ne alakası var. Kimseyi suçlamıyoruz. Herkes kendisini gözden geçirsin” diye konuştu.