HABERLER>GÜNCEL
31 Ocak 2020 Cuma - 14:57

Sendikadan kamulaştırma tepkisi: 40 yıl hiçbir şey değişmemiş!

12 Eylül döneminde bazı zorluklar yaşadıklarını açıklayan Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Çalışkan, Urla’daki acele kamulaştırma kararı için, “Sonuç olarak geçen 40 yılın hiçbir şeyi değiştirmemesi demokrasi bakımından acı ve utanç vericidir. İşçi sınıfına, haklarına, değerlerine askeri yönetim dönemindeki bakış açısının bugün de sürüyor olması son derece üzücüdür. İşçi sınıfının da bu durumu iyi değerlendirmesi gerekmektedir” dedi.

Sendikadan kamulaştırma tepkisi: 40 yıl hiçbir şey değişmemiş!

EGEDESONSÖZ- İzmir’in Çeşme ve Urla ilçelerinde çok sayıda parseli kapsayan acele kamulaştırma kararı dikkat çekti. Çeşme’nin Alaçatı Mahallesi’nde Vali Kutlu Aktaş barajı ile deniz arasında kalan toplam 178 adet parsel ve Urla’da ise Zeytineli Mahallesi’nde Uzunkuyu mesire alanı ile deniz arasında kalan 333 adet parseli kapsayan hamle kentte gündem oluşturdu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel İş Sendikası’nın da bazı arazilerini kapsayan kamulaştırma sonrasında Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı açıklamalarda bulundu. Sarı ayrıca parsellerin bulunduğu bölgede kamulaştırmanın dışında kalan bazı arazileri de dikkat çekti. Konuyla ilgili Genel-İş Sendikası da yazılı bir açıklama yaptı. Tüm bu gelişmeler sonrasında

Genel İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan bölgeye gelerek basın açıklamasında bulundu.

40 YIL HİÇ BİRŞEYİ DEĞİŞTİRMEMİŞ
İşte o açıklama: Sendikamızın unutulmaz Kurucu Genel Başkanı Abdullah Baştürk ve arkadaşları tarafından işçilere tatil yeri yapmak üzere 1975 yılında sendikaya kazandırılan İzmir Urla Zeytineli Köyü Böğürtlen mevkiindeki 61 dönüm büyüklüğündeki taşınmazımıza iktidar tarafından hukuk dışı el koyma girişimine karşı DİSK/Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan tarafından yapılan basın açıklamasıdır.

Bundan 40 yıl önce ülkemiz demokrasiyi ortadan kaldıran bir askeri darbe, bir ara rejim yaşadı. Bu dönemde hukuk askıya alındı, meclis ortadan kaldırıldı, siyasi partiler, sendikalar kapatıldı, mallarına el kondu.

Hatırlayanlar olacaktır. Önünde durduğumuz bu bina Cumhurbaşkanlığı köşküne komşu, Sendikamızın ve Konfederasyonumuz DİSK'inde kullanacağı bir bina olacaktı. Sendikamızın kurucu Genel Başkanı Abdullah Baştürk'ün işçi sınıfının değer ve önemini ifade etmek için simgesel olarak burayı özellikle seçtiğini bilmenizi isteriz. Bu bina 12 Eylül askeri yönetimince hedef alındı ve derhal kamulaştırıldı. Askeri yönetimin gelir gelmez ilk çıkardıkları yasanın kıdem tazminatını tırpanlamasında olduğu gibi bu tavır da simgeseldi. Askeri yönetimin işçi sınıfına bakışını yansıtıyordu. İronik biçimde işçi sınıfına ait bu bina, Anayasayı askıya alan yönetimce Anayasa Mahkemesi'ne tahsis edildi. Askeri yönetim, Sendikamıza atanan kayyım yönetimine kamulaştırmanın iptali davası açılmaması talimatını vererek kamulaştırma işleminin dava konusu olmasını da engelledi.

Zamanın çok bir şeyi değiştirmediğini hep birlikte gözlemliyoruz. Bugün de kıdem tazminatına yeni müdahale girişimleri var. Hakları geriye götürmek, kamusal emeklilik sistemini zayıflatmak suretiyle kıdem tazminatı fonunun kurulması zorlanıyor, zorunlu bireysel emeklilik ile entegre edilmeye çalışılıyor ve işsizlik sigorta fonu aracılığıyla özel sektöre, ekonomiye kaynak sağlamanın planları yapılıyor. Bugün de işçi sınıfına bir bakış var. Bu emek düşmanı bir bakış. Asgari ücrete, emekli maaşlarına, işçi sınıfına ait her şeye yansıyan bir bakış.

1980'de işçilere ait kazanımlara, değerlere olan tavır bugün de devam ediyor. Bundan bir süre önce 28 Kasım 2016 tarihinde dönemin Ankara valisi ve Ankara büyükşehir belediye başkanı diğer pek çok şeyde kullanıldığı üzere olağanüstü hal rejimini kullanarak bir gecede Sendikamızın Dikmen-Öveçler'de bulunan arsasının ortasından kamulaştırmaya dahi gerek duymadan dozerlerle, iş makineleriyle yol geçirmiştir. İşçilere ait bir değere yeniden saldırılmış, el atılmıştır. Hala bu kamulaştırmasız,  el atma işleminden doğan davamız devam etmektedir.

Bu dava devam ederken bu kez de yine Genel Başkanımız Abdullah Baştürk ve arkadaşları tarafından 1975 yılında işçilere kazandırılan 61 dönümün arazimiz İzmir Çeşme- Urla bölgesinde köylülerin arazileriyle birlikte kamulaştırmaya konu edilmiştir. Bu bölge önceden SİT alanı statüsündeydi. 13 Eylül’de yine bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilmiş SİT alanı statüsünden çıkarılmıştır. Önce taşınmazlar üzerine kamulaştırma şerhi konulmuş, hemen sonra da 25 Ocak Cumartesi günü Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle acele kamulaştırma yapılmıştır. Yapılan işlemlerin sürati son derece dikkat çekicidir. Henüz Sendikamıza ve diğer mağdur köylüye resmi olarak kamulaştırma kararı tebliğ edilmemiştir.

Yapılan acele kamulaştırma işlemi de başka bir hukuksuz durumdur. Yurt savunması gibi olağanüstü hal durumlarına özgü hallerde yapılması gereken acele kamulaştırma yönteminin işçilere ve köylülere ait taşınmazların lüks turizm tesisleri için tahsis edilmesinde kullanılmaya cüret edilmesi ayrıca manidardır.

Yaptığımız araştırmaya göre bu şekilde 500’ün üstünde parselin oluşturduğu uzun bir kıyı alanı kamulaştırılıp özel kişi ve kuruluşlara uzun dönemli kiraya verilecektir. Bu arada bazı kişi ve kurumlara ayrıcalık tanınıp kamulaştırma kapsamı dışında tutulduğu bilgileri de gelmektedir. Milletvekilleri de Mecliste konuyla ilgili soru önergeleri vermişlerdir. Bunların elbette takipçisi olacağız.

Kamunun bütün eylem ve işlemleri kamu yararına uygun olmak zorundadır. Sendika ve bazı vatandaşlara ait taşınmazlara el konulup özel kişi ve kuruluşlara kiraya vermek bu kamu yararı kavram ve ilkesine aykırıdır. Bazı kişilerin kayırılması söz konusu olmuş ise yasaların eşit objektif uygulanmaması kamusal işlemi sakatlar, hukuk dışına çıkarır. Anayasanın mülkiyet hakkı ile ilgili düzenlemelerine de aykırılık oluşturur.

Zamanında işçilerin tatil yapması hedeflenerek alınmış bu arazinin, köylülerin, vatandaşların elinden taşınmazların alınarak lüks otel yatırımlarına dönüştürülmesi, onların gelirleri itibariyle asla yararlanamayacakları, işçilere fiilen yasak bir kamulaştırmanın neresi kamu yararı amacı taşıyacaktır. Kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz.

Sonuç olarak geçen 40 yılın hiçbir şeyi değiştirmemesi demokrasi bakımından acı ve utanç vericidir. İşçi sınıfına, haklarına, değerlerine askeri yönetim dönemindeki bakış açısının bugün de sürüyor olması son derece üzücüdür. İşçi sınıfının da bu durumu iyi değerlendirmesi gerekmektedir.

Biz işçi sınıfına ait bütün diğer değerler gibi bu konuda da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Başta acele kamulaştırma işleminin iptali için dava açmak olmak üzere her türlü mücadeleyi yapacağız. Buradan iktidara sesleniyoruz. Bazı kişi ve gruplara menfaat sağlamaktan başka hiçbir anlamı ve amacı olmayan ve adına kamulaştırma denilen bu hukuksuz uygulamadan bir an önce vazgeçilmelidir.

 
Söke'de bir dönemin sonu: Çöp şişçiler kalkıyor!
 
Rusya Türkiye'den ithalatı artırıyor
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Virüsün merkezine gidiyor: Koca Yusuf yola çıktı!
Yeni tip koronavirüs salgınının yaşandığı Çin'in Vuhan kentindeki Türk ...
Bankalara yasadışı bahis incelemesi!
MASAK, yasa dışı bahse ve kumara aracılık ettikleri iddiasıyla bazı banka ...
Türk bayrağını yırtmaya soruşturma!
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk bayrağını yırtan AP üyesi ırkçı Yunan ...
 
Kızılay'dan İzmir'de Elazığlı depremzedeler için seferberlik
Türk Kızılayı İzmir Şubesi Başkanı Kerem Fahri Baykalmış, Elazığ depremi ...
İzmir'in ilçe ilçe deprem raporu: Hangi bölgeler riskli? Hangi bölgeler sağlam?
İzmir'in ilçe ilçe deprem raporu: Hangi bölgeler riskli? Hangi bölgeler sağlam?
Ölüm yolculuğu Dikili'de son buldu!
İzmir'in Dikili ilçesi açıklarında, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince ...
 
Mehmet KARABEL yazdı... Namert komşu!
Mehmet KARABEL yazdı... Namert komşu!
Zonguldak'ta maden ocağında göçük!
Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde ruhsatsız işletildiği belirtilen bir maden ...
Ergenekon Davası'nın gizli tanığı ölü bulundu
Ergenekon Kumpas davasında tutuklanan daha sonra gizli tanıklık yaparak ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva