HABERLER>POLİTİKA
20 Nisan 2015 Pazartesi - 14:37

Kılıçdaroğlu’ndan ‘bildirge’ mesajları: CHP parayı nereden bulacak?

CHP Genel Başkanı canlı yayında seçim bildirgesine ilişkin tüm sorulara yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu’ndan ‘bildirge’ mesajları: CHP parayı nereden bulacak?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün seçim bildirgesini açıkladı ve ''Yaşanacak bir Türkiye'' sloganıyla ekonomi ağırlıklı vaatlerini tek tek sıraladı.
 
Partisinin seçim bildirgesini açıkladıktan sonra NTV’ye konuk olan Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.


İşte Kılıçdaroğlu’nun sorulara verdiği cevaplar ve yaptığı açıklamalardan satır başları:
 
SORU: Elbette sosyo-ekonomik vaatleriniz çok konuşuluyor. Epey tepki var. Nasıl yapacaklar, bu parayı nereden bulacaklar şeklinde. Maliye Bakanı "eğer böyle olursa bu 150 milyara denk geliyor, IMF’ye gider, ben de CHP’ye üye olurum" demiş.
 
Sayın Bakanı bekliyoruz. Gelip üye olursa mutlu oluruz. Ben size bugüne kadar konuşulmayan rakamları vereceğim. Maliye Bakanı unutmasın ben eski bir hesap uzmanıyım. Devlet bütçesinden sonraki en büyük bütçeyi topladım. Şunu açık ve net söyleyebilirim. Eğer bu ülkede 10 kişi ben vergi toplamasını bütçe yapmasını biliyorum diyorsa o 10 kişiden birisi benim. Sayın bakanın hiç maliyet deneyimi yok. O verginin nasıl toplandığını bilmez, ben bilirim. Ama CHP’ye üye olmak istiyorsa önce kısaca bizim eğitimimizden geçmesi lazım.
 
Bakan rakam vermek isterim. 1923 – 2002 toplam 57 hükümet hizmet verdi. 57 hükümetin harcadığı kaynak ne kadar? 79 yılda 546 milyar dolar vergi harcamışlar. 95 milyar dolar iç borç yapmışlar. 130 milyar dolar dış borç yapmışlar 8 milyar dolar özelleştirme geliri. Toplam 779 milyar dolar para harcanmış.
 
Geliyorum AKP iktidarına 2003 – 2014. 12 yılda harcanan para.
 
"TOPLAM 1 TRİLYON 900 MİLYAR DOLAR TOPLADILAR"
Vergi gelirleri 1,5 trilyon dolar. İç borç 96 milyar dolar. Dış borç 273 milyar dolar. Özelleştirme geliri 52 milyar dolar. Toplam harcanan para 1 trilyon 900 milyar dolar. 1 trilyon 869 milyar dolar. Rakamı şişirdiler demesinler diye.
 
79 yılda harcanan paradan çok daha büyük bir para son 12 yılda harcandı. Harcanan fazla para 1 trilyon 900 milyar dolar. 79 hükümetten daha fazla para harcadılar. Bütün vatandaşlarım, elini vicdanlarına koyup şu sorunun yanıtı versinler. 12 yılda ne yapıldı? Atatürk barajı mı Keban mı Erdemir mi Kardemir mi yapıldı? Elbette bir şeyler yapıldı ama 1 trilyon 90 milyar dolar deneyimli iktidar elinde olsaydı Türkiye bilgi toplumunu yakalamıştı.
 
Şimdi bana dönüp para var mı diye soruyorlar. 12 yılda 1 trilyon 90 milyar dolar harcadınız. Bütün tesisleri de satarak bunu yaptınız. Deniyor ki parayı nereden bulacaksınız. Türkiye onların düşündüğünden daha zengin bir Türkiye. Kaynak var, bütün mesele kaynağı yerinde kullanmak. Siz 1 trilyon 90 milyar doları nasıl buldunuz, demek ki var.
 
31 milyar dolarlık net hata noksan burada yok. 31 milyar dolar daha kullandılar. Emekliye iki maaş ikramiye, vay kaynağı nereden bulacaksınız. 720 lira veriyoruz, 3 milyon 750 bin hane. Türkiye’de para var. Soru parada değil, soru parayı nerede kullanacağında yatıyor. Bu rakamların hiçbirisine bir kuruşuna bile maliye bakanı itiraz edemez, çünkü onun rakamları.
 
SORU: Yoksulluğu tarihe gömeceğiz dediniz ve iktidarı 12 yılda yoksullukla mücadele etmemekle suçladınız. Sizin bildirgenize de baktığınız zaman vaatler var. Hem AKP’yi yoksulluğu yönetmeyle suçluyorsunuz, siz de yoksullara yapılacak yardımlar üzerinden seçim bildirgesini şekillendiriyorsunuz.
 
Çok güzel bir soru. Biz yoksulluğu idare etmeyeceğiz, bitireceğiz. Bu bizim başlangıç noktamız. Ben 4 yıllık süre istiyorum. Ama 100 günde 1 yılda neler yapacağımızı açıkladım. Aile sigortası, Amerika’da gidin AB ülkelerinde var. Niye bizde yok? Sosyal devlet ailenin çocuğun yaşlının işsizin geleceğini güvence altına alan devlettir. İşsizlik sigortası var mı var, ama işsizlik de var.
 
Neden aile sigortası hayata geçirilmiyor? Çünkü yoksullar iktidarın arka bahçesine dönüştürülmek isteniyor. Aile sigortası sosyal devletin koruması demektir. Nasıl hastalanan gidiyorsa, ailenin geliri düşebilir. Ben size örnek vereceğim. Emeklilik yaşı 65’e çıktı. Diyelim ki 60 yaşındasınız, patron dedi ki iş akdini feshediyorum. Emeklilik için beş yıla ihtiyacınız var. 60 yaşında iş arıyorsunuz kimse size iş vermiyor. İşte aile sigortası orada devreye girecek.
 
Ben sana şunu şunu vereceğim ama sen benim hep arkamda dur. Ama hiçbir zaman ben senin sayını azaltacağım demiyor. Yoksul sayısı arttı. Bizim iktidarımızda yoksul olmayacak. Hiç kimse yoksulluğu teşhir etmek gibi bir düşüncemiz olmayacak. 60 yaşına gelen birisi işsiz kaldığında sosyal devlet ona aile sigortasından bakacak. İş verecek, daha bunun devamı var. Aile sigortasından ömür boyu yararlanacak diye bir şey yok.
 
Nasıl hastalık sigortası tedavi ediyorsunuz bitiyor. Aile sigortası kişinin asgari yaşamını sürdürmesi için bir kural olacak.
 
SORU: Gerçekten çok sarsıcı vaatler. Siz bunun yıllık maliyetini hesapladınız mı? Maliye bakanı 150 milyara yakın bir fatura çıkar dedi. Siz varsayalım ki iktidarsınız sene sonunda bir bütçe yapılması gerekiyor. Bütçeye koyarken kaç liralık bir kaynak çıkıyor. Bir kaynak kaynağı bize gösterebilir misiniz? Mesela kaynak ne olabilir?
 
Kaynak bütçe. Bütün mesele şu, bütçede hangi harcamaya öncelik vereceksiniz, sorun orada zaten. Eğer bunu yaparsanız, devleti iyi yönetirseniz kaynak var. 12 yılda elde edilen kaynak 1 trilyon 869 milyar dolar. Bundan daha büyük kaynak mı olur? Bununla ilgili hiçbir şey yapılmadı biz yapacağız.
 
Türkiye’de olağanüstü bir gelir dağılımı bozukluğu var. bu da devletin rakamı. 2002, Türkiye nüfusunun yüzde 1’i, Türkiye servetinin 39,4’üne sahip. Geliyorum 2014’e, nüfusun yüzde 1’i, toplam servetin yüzde 54,3’üne sahip. Kim yaptı bunu, izlenen ekonomi politikaları.
 
Biz kaynağı nereden bulacağız? Üç ana eksen vardır. Vergi politikası, bütçe politikası, sosyal harcamalar. Refahı tabana yayma bu politikalarla olur.
 
SORU: Daha fazla vergi mi?
Hayır, kayıt dışı ekonomiyi denetleyerek alacağız.
 
Kobilere ne dedik, ödediği vergi ve sigorta bedeli kadar bir yıl süreyle faizsiz kredi. Bir üretim artacak mı, artacak. İstihdam yaratacak mı yaratacak. Devlet şu anda 30 milyar lira tahsil edemediği vergi ve prim var. Ne oluyor 30 milyar lirayı alamayınca, gidiyor yüksek faizle devlet borçlanıyor. Bizim projemizde, üretimi istihdamı artırıyoruz, kayıt dışı ekonomiyi, patron artık diyecek faizsiz kredi alacağım diyecek. Vergimiz artacak, istihdamımız artacak, katma değeri yüksek üreten KOBİ’lere ek teşvik vereceğiz.
 
Bizden saygın bir adamı çip üretmek istedi. Dedi ki 1 milyar dolar paraya ihtiyacım var. ben başbakan olsaydım bir milyar doları verirdim. Türkiye teknolojide müthiş bir sıçrama yapacaktı. Ama bunlar yapmadılar.
 
Türkiye’nin en iyi iktisatçıları, uygulamacılarıyla çalıştık. Bu projeleri bir gecede hazırlamadık.
 
Bakın konut için 277 lira taksitle diyoruz. bunu sadece biz yapmadık. Müteahhitlere gönderdik test ettik olur mu olmaz mı diye. Bu vaadin kendi içinde tutarlılığı esastır. Çok iyi yapılabilir dendi bize. Kaynak sorunumuz yok, bunu açık ve net söylüyorum.
 
Eğer kaynak konusunda sayın başbakan kuşkuya düşüyorsa, bizim seçim bildirgemizle ilgili kuşkuya düşüyorsa, sayın haksever burada oturur beraber tartışırız. Bizim mi onların mı projeleri daha tutarlı, oturur tartışırız.
 
SORU: Maliyetle ilgili bir şey var mı?
 
Bütün onların hesabı yapıldı. Nerede ne kadar nasıl toplanacak nereye harcanacak bunlar yapıldı. Biz seçim bildirgesinin ötesinde, bir hükümet programı sunduk. Bu bizim hükümet programımızdır aynı zamanda.
 
SORU: Kanal İstanbul’dan söz etti, üçüncü havalimanı projeler vardı. Ama biz nedense hiç sorgulamadık bunların parası nereden diye. Çılgın kanaldan bir şey yok. Şimdi sanki çalışanlara çalışmayanlara emeklilere bir şey geldiğinde biz gazeteciliğimizi hatırladık herhalde. İşin kinayesi bir yana, burada acaba siz dün açıklarken, işsiz sayısından emekli sayısından söz ettiniz. Acaba CHP’nin sosyal demokrat köklerini hatırlayıp daha öne çıkarması mı tartışmaya yol açıyor?
 
“CHP’YE ÜYE OLACAKSA VAY HALİMİZE”
Bütçeye yük diye aktardığımız harcama 720 lira olacak. 3 milyon 750 ile 720’yi çarparsanız çıkar ortaya. En ciddi rakam. Borçları sileceğiz, faizleri sileceğiz dedik. Sayın Maliye bakanı, yani hayret ediyorum. Maliye bakanı sabah televizyonda diyor ki, “efendim bunu nasıl yapabilirler, nasıl gerçekleştirebilirler” diyor. İki kez yaptı bunu AKP hükümeti. Bir 2003’te bir 2009’da yaptı. Bu olursa muhalefet Anayasa Mahkemesi’ne gidermiş. E biz gitmedik. Niye gidelim? Yani kendi yaptıklarından bile haberdar olmayan maliye bakanı CHP’ye üye olacaksa vay halimize. Nasıl o koltukta niçin oturuyor ben gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
 
“UYGULADIKLARI FAİZ ÇOK ÖZÜR DİLERİM AMA TEFECİ FAİZİ”
Borçların faizini sileceğiz. En az yüzde 80’ini dedim sileceğiz. Soru şu, nasıl sileceğiz. Bakın 2008-2014. Satın alınan batık alacak tutarı, varlık yönetim şirketleri tarafından, 19 milyar lira. 19 katrilyon liralık vatandaşın borcunu bankalar sattılar. Bankalar kaça sattı, 19 milyarlık alacağı 2 milyar 800 milyon liraya sattılar. Aradaki fark 16-17 milyar lira. Banka kendi isteğiyle vazgeçiyor zaten. Bunun devlete yükü var mı? Yok. Varlık yönetim şirketi devralıyor, bir avukat ordusu kuruyor, vatandaşların üzerine gidiyorlar, ödeyeceksiniz ya da hapse atacağız diyorlar. Üstelik uyguladıkları faiz çok özür dilerim ama tefeci faizi. Yüzde 34. Merkez Bankası’nın faizine itiraz ediyorsunuz, vatandaşa uygulanan yüzde 34 faize ses etmiyorsunuz.
 
Bunun devlete maliyeti kocaman bir sıfır. Bu da büyük bir proje. Beş milyon vatandaş rahat bir nefes alacak. 800 bin civarında vatandaş hapse girmekten kurtulacak.
 
SORU: Madem bunu yapabiliyordunuz, önceki seçimde niye yapmadınız? Ne sizi sevk etti? Halkı ilgilendiren, hayatına cebine değen konulara ne sevk etti sizi?
 
“CHP’NİN DE DERS ÇIKARMASI LAZIM”
Anadolu’ya indiğimizde Trakya’ya indiğimizde vahim bir tablo yoktu. Bakın biz ekonomide kriz vardır lafını kullanmadık ama sayın cumhurbaşkanı kullandı. Biz koşulları bildiğimiz için, buna çözüm üretmek zorundayız ve bir şey daha samimi söylüyorum vatandaş gerginlikten de kavgadan da bıktı. Şunu öğrenmek istiyor vatandaş, hepiniz siyasi partisiniz, ama bize vatandaşa ülkeye ne yapacaksınız bunu anlatın diyor. Vatandaş diyor evimde televizyonu açmaktan bile korkuyorum diyor. Hepimizin ders çıkarması lazım e CHP’nin de ders çıkarması lazım. Bizim ufuk açacak, onun için dedik yaşanacak bir Türkiye projesi hazırlıyoruz diye.
 
Yine üzülerek ifade ediyorum. İran’daki üniversiteler, Türkiye’deki üniversitelere göre daha fazla bilimsel yayın yapıyorsa bunu düşünmek lazım.
Sosyal demokrasiye denilince, vatandaşın derdini düşünen parti zaten sosyal demokrat partidir. Onun inancını etnik kimliğini sorgulamayan parti zaten sosyal demokrat partidir.
 
“ESKİ KAVGALARI BİR KENARA BIRAKALIM”
SORU: Cumhurbaşkanı koalisyon iflastır dedi. Ne dersiniz bu konuda?
 
Önce şunu söyleyeyim. Bizim hedefimiz tek başına iktidar olmaktır. Az önce söyledim bir hükümet programıdır bu bildirge. Bunu bütün vatandaşların bilmesini isterim. Eğer size dokunan hizmet eden bir devlet istiyorsanız, elinde sopa olmayan bir devlet istiyorsanız bizi iktidar yapın. Eskileri bir tarafa bırakalım, eski kavgaları da bir kenara bırakalım. Ben bu başlangıcı yapmaya hazırım. Benim siyasi geçmişim de bellidir, bürokratik geçmişim de bellidir.
 
“KOALİSYON OLABİLİR Mİ, OLABİLİR VATANDAŞIN TERCİHİ ÖYLEYSE. BEN BUNA SAYGILIYIM”
Hiçbir zaman zenginleşme amacı olarak görmedim siyaseti. Bu ülkede çocuklar aileler mutlu olsun. Türkiye büyüsün gelişsin. Türkiye onurlu yerini alabilsin. Hedefimiz budur. Ama biz aynı zamanda demokrasiye inanan bir partiyiz. Koalisyonlar elbet olabilir. Vatandaşı korkutarak oy almak gibi ucuz politika Türkiye’de üretilmemelidir. Ülkeye yazık günahtır. Koalisyon olabilir mi, olabilir vatandaşın tercihi öyleyse. Ben buna saygılıyım.
 
“KRİZ VAR DİYOR EKONOMİDE. E TEK BAŞINA İKTİDAR YOK MUYDU?”
Koalisyon iflastır. Ama zaten, 13’ncü yılın sonunda geldiğimiz nokta da budur. Kendisi söylüyor, kriz var diyor ekonomide. E tek başına iktidar yok muydu? Tek başına iktidar vardı. Elinden tutan yoktu. Başbakan adayı sen kendi elinde getirdin, kurultaydan önce başbakanımdır dedin. Kimi suçluyorsunuz o zaman. Halka şantaj yapıyorsunuz, aman ha başka yere verme. Hiçbir şey olmaz, Türkiye cumhuriyeti güçlü bir ülkedir.
 
“NAMUS VE ŞEREFİ ÜZERİNE YEMİN ETTİ”
Sayın cumhurbaşkanının da sıcak siyasetin dışında olması lazım. Namus ve şerefi üzerine yemin etti. Bunların içini siyaseten boşaltırsanız topluma en büyük kötülüğü yapmış olursunuz.
 
SORU: Siz de tek başına iktidar olma isteğiyle yola çıkıyorsunuz. Dediniz ki belirli ilkeler değerinde uzlaştığımızda koalisyon yapabiliriz dediniz. Üç partiyle de koalisyon yapar mısınız?
 
AB büyükelçileriyle yediğim yemekte yaptığım konuşma farklı şekilde yansıdı. Orada koalisyonlardan söz edildi. Bir koalisyon olasılığı olursa bu konuda neler düşüneceğimiz ifade edildi, bende düşüncelerimi ifade ettim. Halk böyle bir tercihi ortaya çıkarırsa saygı göstermemiz gerektiğini ifade ettim.
 
“CHP, MHP, HDP İTTİFAKINA İNANMIYORUM”
 
SORU: Mesela CHP, MHP, HDP koalisyonu, sizin için bir koalisyon markası mıdır?
Böyle bir ittifakın gerçekleşebileceğine inanmıyorum.
 
SORU: Neden?
 
Gerçekçi olmamız lazım. Böyle bir koalisyon olur mu olmaz mı, tabi iki sayın lider adına konuşmak doğru değil ama bugüne kadar ortaya çıkan tablonun böyle bir koalisyona izin vermeyeceğini görüyoruz.
 
Bugünden koalisyon tartışması yapmanın doğru olduğuna inanmıyorum. Biz önce bir halka gidelim anlatalım, dertlerini bir dinleyelim. Ben Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına bir seçim bildirgesiyle bir gelecek vizyonu sundum. Kabul göreceğine inanıyorum. Bizim bunu çok daha iyi anlatmamız lazım. Kahvede sokakta kırda evde her yerde anlatmamız lazım. Ve bizim sunduğumuz seçim bildirgesinin özelliği tek boyutlu değil.
 
“TÜRKİYE’NİN AŞAMAYACAĞI ÇÖZEMEYECEĞİ HİÇBİR SORUN YOKTUR”
İş dünyasını da kapsayan, üretimi önceleyen, katma değeri yüksek ürünü üretmeyi önceleyen bir sistem. Bir ildeki fabrikayı söküp götürüyorsunuz teşvik oluyor. Bunların tamamen önüne geçeceğiz. Hele bir de israf var tabi. Devlet liyakat esasına göre eğer yönetilebilirse, ehil kişiler tarafından yönetilebilirse, Türkiye’nin aşamayacağı çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur.
 
SORU: Bu seçimlerde dikkat ettik HDP konusu çok hassas bir konu. Burada sizinle ilgili tartışmalar şu. AK Parti’nin konforlu bir parlamento çoğunluğuna sahip olmaması için CHP tabanından HDP’ye kaymalar olabileceği söyleniyor. Sizin seçmeninize bir mesajınız, ya da argümanınız nedir?
 
HDP’ye oy kayabileceğine inanmıyoruz. İki bu seçimlerde yeni seçmen kitlesi kazanacağız. Şu iddiayla biz yola çıktık, bugün içinde bulunulan koşullardan Türkiye’yi çekip çıkaracak tek partinin biz olduğuna inanıyoruz. Dürüstlüğüyle, her kuruşun hesabını verişiyle biz bunu taahhüt ediyoruz. Açık ve net söylüyorum. Gazeteci arkadaşlarımızın yorumlarıdır, yazarlar çizerler. Biz yeni seçmen kitlesi kazanacağımıza inanıyoruz.
 
Demokrasimizde gölge var. gölgeyi yapan kişi 12 eylül askeri darbesidir, yani yüzde 10 seçim barajıdır. Yüzde 3’mü 5’mi neyse, benim şahsi kanaatim yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı da Meclis’e gelmeli. Düşünce ifade özgürlüğü diyoruz, parti genel başkanlarının meclis’e gelmelerinin önüne duvar örüyoruz.
 
Bu ülkede kadına seçme ve seçilme hakkını İsviçre’den önce Türkiye verdi. Demek ki biz demokrasiyi getirebiliriz.
 
Eğer hülle yoluyla partiler parlamentoya geliyorlarsa onun ayıbı o yasa ve onu savunan siyasal anlayıştır.
 
SORU: HDP’nin barajı aşıp aşmayacağı en çok tartışılan konulardan biri. Siyasetin akışı bakımından, mesela sayın Erdoğan’ın süper başkanlık diyorum ben. Süper başkanlık sisteminin kurulması, başka türlü bir meclis dengesi, temsil sıkıntısı açısından nasıl değerlendirirsiniz?
 
“SİZ TEMSİLİYETİ DARALTIRSANIZ İNSANLARI SOKAĞA ÇIKARIRSINIZ”
 
HDP’nin parlamentoda olması doğrudur. HDP’nin de, Saadet’in de, Vatan Partisi’nin. Şu veya bu şekilde temsil edilmesi lazım. Siz temsiliyeti daraltırsanız insanları sokağa çıkarırsınız. Oysa parlamentoda tartışabiliriz. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıysa, neden parlamento dışına itiyorsunuz? Seçim barajını niye kaldırmıyorsunuz?
 
Diyorsunuz ki darbeye karşıyız, ama darbe hukukunu neden savunuyorsun?
 
Sayın başbakan istikrar için diyor. 6 milyon 200 bin işsiz, nerede istikrar?
 
"ŞİDDET OLAYLARI, TERÖRÜ REDDEDİYORUZ"
 
SORU: 6-7 Ekim olayları yaşandı. HDP’nin bazı politikalarının kritik edileceği konular oldu. genelde CHP olarak bu konuya girmiyorsunuz. Rakibiniz değil mi HDP?
 
Biz muhalefetteki hiçbir partiyle özel bir tartışma alanı yaratmak istemiyoruz. Muhalefet kendi arasında kavga ederse o da demokrasiye zarar verir. Ama şunun altını özenle çizeyim. Kesinlikle şiddet olaylarını terörü reddediyoruz. Arkasında kim olursa olsun. şiddetten terörden bu ülke büyük acılar çekti. Bir siyasal parti teröre destek veriyorsa buna biz doğru bakmayız, doğru bulmayız. Yanlıştır böyle bir şey.
 
Eğer terör olacak ve bunun arkasında birileri duracaksa onun demokrasiden söz etmeye hakkı yoktur.
 
"BİZ TEKLİF ETTİK AKP'NİN OYLARIYLA REDDEDİLDİ"
 
SORU: Kürt sorunu demokrasi ve insan haklarının altında yer buldu. Bunun TBMM çatısı altında, uzlaşma içinde çözülmesi gerektiğini belirttiniz. Ana dilde öğrenim imkanı. Çözüm sürecine bakıldığında CHP’ye yöneltilen, somut olarak ne adım atılacak? Çerçevenin içini göremedik.
 
Kürt sorunu Türkiye’nin en temel sorunlarından birisidir. Bu sorunu da biz çözeriz. Bu sorunu çözmek için samimi ve dürüst olacaksınız, o yok. İki, gizli kişisel bir ajandanız olmayacak, ajandaları var. millete hesabını veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. Dört TBMM ve millete bilgi vereceksiniz. Neden biz çözeriz? Gayet açık ve net, uzlaşma komisyonu kurulması lazım. Eşit sayıda. Onun paralelinde akil adamlar heyeti olmalı. Bunu kabul etmiyorlar. Biz bununla ilgili kanun teklifi de verdik. Ama gelin görün ki AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. Hele hele karşılıklı güvensizlik üzerine bir sorun çözüm bulamaz. Biz samimi olduğumuzu kanıtlamak için söylediğimiz her şeyi kanun teklifi olarak verdik. Hani derler ya CHP söyler ama ertesi gün vazgeçer. Biz ne kadar samimi olduğumuzu kanıtlamak için götürüp verdik. Faili meçhuller konusunda da zaman aşımı kaldırılsın diye de kanun teklifi verdik.
 
SORU: Anayasa’nın 66’ncı maddesi herkes Türk’tür diyor. Bu madde değişmeli mi? Nasıl değişmeli?
 
Türk milleti kavramını savunuyoruz. Adımız ne Türk milleti. Şimdi biz bunu kaldıralım, niye kaldırıyoruz? Hangi gerekçeyle kaldırıyoruz? Bildirgeyi okurken söyledim. Yüce Türk milletinin önünde açıklıyorum dedim. Yurtdışında ne diyeceğiz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım.
 
Bir imparatorluktan her etnik kimlikten insanımızı bir çatı altında tutuyoruz. Türk bir üst kimliktir. Onun altında pek çok alt kimlik var. ama biz etnik kimliğe dayalı siyaseti reddediyoruz. İnanca dayalı siyaseti de reddediyoruz. Bugün bazı gazeteler yazıyor. CHP imam hatip okullarını kapatacak. Nerede yazıyor bu? Yahu herkesin inancına saygı gösteren birisi, çocuğumu göndermek istiyorum, e öğrensin, niye engel olalım biz buna? Ön yargılarla biz zaman zaman siyasi partileri eleştiriyoruz. Dünya değişiyor, CHP de değişiyor, biz de değişiyoruz. Teknoloji değişiyor, bilim değişiyor. Dünya küçüldü giderek, Afrika’daki bir olayı saniyeler içinde duyuyoruz.
 
SORU: 2011 seçimlerine giderken vatandaşlık tanımının değişebileceğini söylemiştiniz. Bu değişmeden sorun çözülebilir mi?
 
Anayasa komisyonlarına katılan arkadaşlarımız var, CHP’nin önerdiği vatandaşlık tanımı var. bu tanım iktidar partisi tarafından da kabul edildi.
 
SORU: PKK ile diyalog. 2012’de barışçıl bir çözüm bulmak için önemli bir adım attı hükümet. Siz şeffaflık kısmını eksik buluyorsunuz. Bence de Meclis kısmı aksayan bir projedir. Fakat sayın başbakanın açıkladığı AKP’nin beyannamesinde bu yer almadı. Bu eleştirilince unutulduğu ifade edildi. Acaba bu unutma ifadesi bir gerekçe bulmak mıdır, yoksa seçim dönemi sizce iktidar partisi Kürt diyaloğunu öne çıkarmak istemiyor mu? Siz nasıl tahlil ediyorsunuz bu durumu?
 
Benim okuduğum kadarıyla sayın başbakan Kürt sorununun çözümüyle ilgili bazı sayfaların basılmak üzere götürülürken dijital ortamda kaydığı düştüğü ifade ediliyor. Çok vahim bir şey bu… Kaldı ki seçim bildirgesinde düşmüşse bu kadar temel bir sorun. Siz düşüncelerinizi açıklayamamışsanız siz başbakanlık koltuğunda niye oturuyorsunuz ki? İnanın Aziz Nesin’in aklına bile gelmez.
 
İktidar kanadı şu ana kadar bu sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin hiçbir düşünceyi açık ve net ifade etmemiştir.
 
SORU: Planlarınızda İmralı olacak mı?
 
Az önce söyledim. AB’nin yeni fasıl açmasını beklemeden biz birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz. Kapalı kapılar ardında görüşmenin hiçbir anlamı yok. PKK o zaman marjinalleşmiş olur. Teröre devam ederse bütün dünya karşısında durur. Niye demokrasiyi getirmiyoruz? Düşünce özgünlüğünü niye getirmiyoruz? Oysa bu ülkenin özgüveninin yüksek olması lazım... Türkiye dünkü devlet değil, bir aşiret devleti değil.
 
Görüştünüz de ne oldu? Ufak bir anlaşmazlık çıktı herhalde bilmiyorum, 6-7-8 Ekim olayları çıktı. İnsanlar hayatını kaybetti. Sorumlusu kim bunların? O insanların ölmesinden kim sorumlu? CHP mi sorumlu? İktidarda kim var? Adalet ve kalkınma partisi niye sorumluluğu almadı üstüne? Hemen koşa koşa niye gittiler, talimat verin olaylar engellensin diye.
 
Ben şunu söyledim. Bu hükümet, ülkenin başına çok daha büyük felaketler açacak. Doğuda PKK’nın askere alma dairesi var, mahkemesi var mı var. Paralel yapıdan söz ediyor, yahu paralel yapı zaten var. ben bildiğim halde özellikle dillendirmiyordum. Çıktı başbakan ifade etti. E sen başbakan değil misin? İkinci mahkeme olur mu? İkinci duruşma olur mu? Hakimini valini niye gönderdin o zaman? Niye öyle bir tabloya izin verdin diye bizim sorma hakkımız yok mu?
 
SORU: Bölgede yaşayanlar için birinci sınıf demokrasiyi getirdiğimiz zaman terör örgütü kendiliğinden kalkacak diyorsunuz ama eve dönüşler nasıl sağlanacak, genel af ilan edilecek mi? Sizin görüşünüz nedir?
 
Toplumsal uzlaşma bizim ana sözcüğümüz anahtarımız budur. HDP’yi siz gayri meşru bir siyasi oluşum diye tanımlayamazsınız. Parlamentoda olan, hülle yoluyla bağımsız gelip grup kuran bir yapı. O nedenle diyoruz, neden hülle yoluyla, kaldırın seçim barajını gelsinler. Onlar da Türkiye vatandaşları. Bayrak hepimizin bayrağı. Kurtuluş savaşını beraber verdik, anlaşamayacağımız sorunlar yok. Oturur pekala adam gibi bunların
 
SORU: Toplumsal uzlaşma olursa genel af gündeme gelebilir mi?
 
Şu aşamada genel af düşüncesi son derece yanlıştır.
 
SORU: Siz de dediniz IRA’ya gittik araştırdık. Fakat demokratikleşme ve 10 yıllık sürede adımlar atıldı ama PKK o marjinalleşme seviyesine gitmedi. Sorun daha derin, kesin önlemler gerektiriyor olabilir mi? Uzlaşma diyorsunuz ama nasıl? Ana dilde eğitim, özerkliğe yaklaşan talepler var. anayasa tanımları var. sert demokratik hamleler gerekiyor zannedersem.
 
Daha ileri demokratik adımlar atılmak isteniyorsa o zaman bu yasaları niye çıkardılar?
Şimdi bakınız, biz yerel yönetimler özerklik şartına evet diyoruz. Türkiye’deki bütün belediyeler için geçerlidir. Belediyeler idari ve mali açıdan özerktir diyor. Doğru mu doğru, belediyenin meclisi var mı evet, var. meclis üyelerini halk seçiyor. Bundan kim yararlanacak özerklik şartından, bu zaten daha önce çıkmış. Uygulamayı bakanlar kuruluna bırakmış. Gelip Ankara’da bakanların kapılarının önünde saatlerce beklemeyecekler. Bu şu anlama gelmiyor sakın, merkezi yönetimin denetimi dışında. Hayır öyle bir şey yok, merkezi yönetim her kuruşun hesabını sormak zorundadır. Sayıştay hepsini denetlemek zorundadır. Vergi denetimini yapmak zorundadır. Biz belediyeler daha özerk, mali kaynakları daha güçlü kurumlar haline gelsinler.
 
Yerel yönetim özerklik şartı bu zaten. Yoksa bölgeye özerklik verelim, bunun yakından uzaktan alakası yoktur bölgesel özerkliğe de karşıyız. Biz Türkiye’nin üniter yapısından yanayız.
 
“HÜKÜMET ÖNCE SUÇLADI, SONRA GERİ ÇEKTİ”
Yeni faili meçhullere yol açacak, çekip vurmaya izin veren bir maddeydi bu. Biz dedik ki bu doğru değil dedik. Nitekim hükümet önce suçladı, sonra geri çekti. O yasada bir madde daha vardı. Diyor ki hükümet belli aralıklarla çözüm süreciyle ilgili kamuoyunu bilgilendirir. Bırakın bilgilendirmeyi tek cümle dahi kurulmuş değil.
 
SORU: Ağrı Diyadin’de ne oldu? Araştırma için partiden isim yolladınız galiba. Aldığınız bilgiler ışığında ne dersiniz?
 
Ağrı Diyadin’de şöyle söyleyebilirim. Sorun çıkmayabilirdi. Ama sorunun çıkması için hükümet tarafından her şey yapıldı. Bir anlamda açıkça söylemek gerekirse askerler ölüme gönderildi. Bu doğru değildi.
 
SORU: PKK’lıların şehre indiği söyleniyor.
 
PKK silahla iniyorsa git yakala. Devlet değil misin?
 
SORU: Başka bir olay mı cereyan etmiş? Resmi açıklama PKK’lılar geliyorlar müdahale yapılıyor.
 
Şehre silahla geldikleri halka baskı yaptıkları şeklinde. Varsa öyle bir şey müdahale edersiniz. Siz silahlı şehrin içine gireceksiniz devlet müdahale etmeyecek, bu da doğru değil. niye müdahale ettiniz, görmezlikten gelin böyle bir iddiamız yok. Hukuk devletini savunuyoruz biz.
 
Valinin kaymakamın emniyet müdürünün vatandaşa bilgi vermesi gerekiyordu.
 
Buyurun genelkurmayın açıklaması, hükümetin açıklaması hangisi doğru? Efkan Ala’nın o olayda ne işi var? İçişleri Bakanı değil, neden talimat veriyorsunuz? Kimsiniz siz? Pek çok karanlık noktayı içinde barındıran bir olay.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İzmir’de ‘Maskeli pankart’ davası: CHP’li Başkan hakim karşısına çıktı
17-25 Aralık operasyonları yıl dönümünde ilçe binasına asılan maskeli ...
Erdoğan’ın kafasındaki sistem: Başbakan da yok…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dile getirdiği başkanlık sisteminin ne olduğuna ...
Erdem’den bomba tahmin: Seçmen bu kez AK Parti’ye…
KONDA araştırma şirketinin sahibi Tarhan Erdem, 7 Haziran’daki genel seçimlerde ...
 
Atalay’dan ‘HDP barajı aşabilecek mi?’ sorusuna yanıt
AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay, seçimlere parti olarak girme kararı alan ...
Bakan Şimşek: Ortaya koysunlar, oyum CHP'ye!
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CNN Türk'te katıldığı televizyon programında ...
HDP'li Önder: Ağrı'da ihale askere yıkılacaktı
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, hükümetle HDP arasında ...
 
Erdoğan'dan 'koalisyon' Davutoğlu'ndan 'vaat' eleştirisi
Levent-Rumeli Hisarüstü metro hattı düzenlenen törenle açıdı. Törende ...
Şimdi de MHP'nin seçim bürosuna silahlı saldırı!
Sarıyer'de yüzleri maskeli kişiler MHP Armutlu seçim bürosuna silahlı ...
HDP Genel Merkezi'ne saldırıda sürpriz gelişme
HDP Genel Merkezi'ne pompalı tüfekle ateş açan B.K.Ş. ve B.K. emniyetteki ...
 
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva