İzmir'deki FETÖ davasında şok detay: Maaşların yüzde 10'u örgüte!

İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya, İzmir'deki, 'askeri casusluk' adıyla bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davası soruşturmasında çeşitli usulsüzlükler yaptıkları ve bazı bilgileri sızdırdıkları öne sürülen, FETÖ/PDY'ye üyesi oldukları belirtilen 48'i tutuklu, 23'ü firari, toplam 102 kişi hakkında iddianame hazırladı. Sanıkların 10 ila 15'er yıl hapis cezasına çarptırılması istenen iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 697 sayfalık iddianamede, örgütün elebaşı Fethullah Gülen, gazeteci Tarık Toros, Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli Albay Gürsel Yüce, eski Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Roma Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Albay Mehmet Demirağ, FETÖ/PDY'nin üst düzey yöneticileri oldukları belirtilen Mehmet Ali Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül, Mehmet Hanefi Sözen, Naci Tosun ve İsmail Büyükçelebi'nin aralarında bulunduğu 102 sanığın 'Silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği' suçlamalarından yargılanmaları talep edildi.

MAAŞIN YÜZDE 10'U ÖRGÜTE
İddianamede, örgütün TSK'da uyuyan hücresinin deşifre edildiği ve kendilerinden olmayan askeri stajyer pilot teğmenlerin, FETÖ/PDY üyesi doktorlar tarafından verilen 'elverişsiz' raporları ile ekarte edildikleri belirtildi. Işık evleri yoluyla FETÖ/PDY'ye kazandırılanların deşifre olmamak için, ışık evleri abileri tarafından verilen kod adlarını kullandıkları, askeri okullardan mezun olan örgüt mensuplarının maaşlarının yüzde 5 ile 10'luk dilimini himmet adı altında örgüte verdikleri vurgulandı. Askeri öğrencilere, askeri okullarda ve devamında gelecek olan meslek hayatında deşifre olmamak için hiçbir suretle namaz kılmamalarının ve oruç tutmamalarının, gerektiğinde alkol alıp kadın arkadaş edinmelerinin, tüm sosyal aktivite ve spor etkinliklerine katılmalarının, bu uğurda yapılanların günah sayılmayacağının söylendiği de iddianamede yer aldı. Askeri okullardan mezun olacak öğrencilerin görev yeri tercihlerinin örgüt amaç ve idealleri doğrultusunda hususi örgüt mensupları tarafından yapıldığı, askeri teamüllere göre general rütbesine terfi edebilecek komutanlıklarda görev almalarının sağlandığı, bu yönde yönlendirmelerin yapıldığı, örgüt mensuplarının kurmay subay olana kadar evlenmelerine müsaade edilmediği, ancak kurmay olduktan sonra örgüt tarafından belirlenecek kadınlarla evlendirildikleri de kaydedildi. FETÖ/PDY'nin örgüt terminolojisinde askeri öğrenciler, teğmen ve yarbay rütbesi arasındaki örgüt mensuplarının  'yıldız', albay- general rütbesinde olanların ise 'kılıç' olarak anıldığı vurgulandı.

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yerleştirilen örgüt mensuplarının örgütsel duyarlılıklarını diri tutarak görev yaptığı birliklerdeki tüm personel hakkında fişlemeler yaptıkları, örgüt tarafından sızdırılan ve arşivlenen bilgi/belgelerin örgüt mensubu personele kadro açmak için ve örgüt mensubu olmayanların tasfiyesi amacıyla kullanıldığı belirtildi. Bekar olan askeri personelin FETÖ/PDY içerisindeki hiyerarşi sırasında, sorumlulardan izin alınmadan evlenmemelerine izin verilmediği, askeri personelle evlendirilecek kadınların da yine örgüt içindeki kadın sorumluları tarafından evlendirildikleri vurgulandı.

"UYUŞTURUCU KULLANIYORLAR RAPORU"
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde FETÖ/PDY'ye mensup olmadıkları için tasfiye edilmeye çalışılan stajyer teğmenler için, kullanmadıkları halde, askeri hastanedeki örgüt mensupları tarafından 'uyuşturucu kullanıyor' şeklinde rapor düzenlendiği, pilot olmasını istemedikleri veya pilot olup da tasfiye etmeyi düşündükleri pilotların pilotaj muayenesinde de olmayan teşhislerde bulunulduğu öne sürüldü.

İNSANÜSTÜ ÖZELLİKLER
Sarmaşık kod adlı gizli tanık da ifadesinde örgütün TSK içinde ne şekilde yapılandığını anlattı. Gizli tanık ifadesinde "1993 yılında ışık evlerine gittim. TSK'nın o dönemde Aleviler, ve dinsizlerin elinde bulunduğu, Peygambere ve Allah'a küfür edildiği söyleniyordu. Atatürk'ün 'deccal7 olduğu empoze ediliyordu. Fethullah Gülen ve Sait Nursi'nin insan üstü özelliklere sahip olduğu, kalp gözlerinin açık olduğu, özellikle Gülen'in geceleri ışık evlerini gezerek şakirtleri, Kabe'yi ziyaret ettiği, geleceği görebildiği, bir bakışı ile gusül abdesti olup olmadığını anlayabildiği gibi propagandası yapılıyordu" dedi. (DHA)