HABERLER>SAĞLIK
29 Ocak 2016 Cuma - 11:25

İzmir’de sağlığın patronu projeleri anlattı: Hedef hastalandırmamak!

İzmir İl Halk Sağlığı Müdürü Bediha Kızılkaya, İzmir İl Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak yürüttükleri çalışmaları aktararak, vatandaşa sundukları sağlık hizmetlerini, özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik yaptıkları projeleri anlattı.

İzmir’de sağlığın patronu projeleri anlattı: Hedef hastalandırmamak!

Yeşim YAVUZER/EGEDESONSÖZ - Temel hedef olarak belirlediği ‘hastalandırmamak’ üzerine çalışmalar yürüten İzmir İl Halk Sağlığı Müdürlüğü İzmirlilere sağlıklı ve hareketli yaşamı ‘bir hayat tarzı’ olarak benimsetebilmek için projeler geliştiriyor.

İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, yemekhanede tuzlukların göz önünde olmaması, istemedikçe çayın yanına şeker gelmemesi, Pazartesi Çarşamba ve Cuma olmak üzere Halk Sağlığı Müdürlüğü personeline yönelik aerobik dersleri gibi uygulamalarla vatandaşlara sağlıklı ve hareketli yaşamı benimsetebilmek için öncelikle kendisi örnek olmaya çalışıyor.

İzmir İl Halk Sağlığı Müdürü Bediha Kızılkaya, İzmir İl Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak yürüttükleri çalışmaları aktararak, vatandaşa sundukları sağlık hizmetlerini, özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik yaptıkları projeleri anlattı.

YÜZ FELCİNE DİKKAT!
İzmir’in bu kadar soğuğa alışkın olmadığını söyleyen Bediha Kızılkaya, soğuklarla mücadele konusunda gripten ve yüz felcinden korunma noktasında vatandaşların alması gereken tedbirleri sıraladı.

Soğuklarda özellikle yüz felci riski konusunda vatandaşların dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Kızılkaya, “Bu soğuklar grip açısından da yüz felci geçirme açısından da çok riskli. Yüzümüzü koruyamadığımız ve ıslak saçla dışarı çıktığımızda sinüzit hastalığından yüz felcine kadar varabilen birtakım tablolarla karşı karşıya kalabiliriz. Islak saçla dışarı çıkmayacağız, saçımızı mutlaka kurutacağız. Saçımızı, başımızı, ağzımızı, yüzümüzü atkıyla sarmakta fayda var. Soğuk alışık olduğumuz bir soğuk değil. Islak saç sinüzit için en temel nedenlerden biri. Yüz felcinde cereyanda kalmamak da çok önemli. Araba kullanırken karşılıklı iki camı açtık ya da bir anda soğuk havaya çıktık. Hem yüzümüz hem de yüzümüzdeki sinirler çok hassas. Bir atkıyla sarmak gerekir” şeklinde tedbirleri sıraladı.

‘DOMUZ GRİBİ ÖLDÜRÜR’ DİYE BİR ŞEY YOK
Gribin temel olarak tedbir alındığı takdirde önlenebileceğini ifade eden Kızılkaya, “Grip, iyi beslendiğimiz ve hareketli olduğumuz takdirde önleyemediğimiz de bile hasta olduğumuzda hafif atlatabileceğimiz; ancak iyi beslenmiyorsak, hareketli bir yaşam tarzımız yoksa, vücut direncimizi istediğimiz ölçüde geliştirememişsek ve dik tutamamışsak gribin hangi çeşidi olursa olsun ölüme sebebiyet verebilir. ‘Domuz gribi öldürür’ diye bir şey yok. H1N1 özel bir tedbir uyguladığımız bir virüs değil” dedi.

GRİP AŞISI TOPLUMDA BİR TÜRLÜ YERLEŞMEDİ
Grip aşısının toplumda bir türlü yerleşmediğini kaydeden Kızılkaya, aşının önemini şu şekilde anlattı: “Aşı,‘bak böyle bir mikrop girdiğinde seni alıştırıyorum nasıl savaşacağını sana öğretiyorum’ diyen bir tedbir. Ama genelde aşıdan çekiniyoruz. Aşı oluyorum faydası olmuyor diyorlar. Aşının yüzde 100 koruyuculuğu var diyemeyiz. Ama özellikle bu seneki aşıyla ortamda dolaşan virüsün içeriğinin aynı olması nedeniyle koruyuculuk yüzde 90’larda. Özellikle 65 yaş üstü, şekeri, kalp yetmezliği, astımı, akciğer hastalığı gibi kronik hastalığı olanlar, çocuklar ve gebeler aşı olmalı. Bu gruplarda grip normal seyretmeyebilir. İlla öldürür demiyorum. Ama normalde 2-3 gün yatarak atlatabileceğimiz durumlar bu gruplarda böyle olmuyor. Aşıyla bu mikrop bu veya buna benzer virüslerle mücadeleyi vücuda öğretiyor. Vücudun tanıması ve dışardan giren bir mikroorganizmaya direncinde belli öldürücü hücreleri hazırlaması yaklaşık 10-14 gün süren bir süreç. Aşıyı olanlarda o hücreler hazırdır ve mikrop girdiği zaman ‘ben bunu biliyorum’ der. Tekniğini değiştirmiştir, stratejisini daha önce belirlemiştir, antrenmanlıdır. Bu mantık çerçevesinde aşıyı öneriyoruz. Aşıyı hala olabiliriz, mutlaka olalım. Çünkü geçirdiğimiz enfeksiyonun aşıyla korunabileceğimiz enfeksiyonlardan olup olmayacağını hasta olarak bilemeyiz.”

EN ÖNEMLİSİ EL TEMİZLİĞİ!
Grip konusunda alınacak en önemli tedbirin el temizliği olduğunun altını çizen Kızılkaya, “Gribal enfeksiyonlar solunumla bulaşıyor. Öksürüğümüz tıksırığımız hapşırdığımız solunumla etrafa saçılıyor ve havada asılı kalıyor. O yüzden hapşırırken kolumuzu kullanalım diyoruz. Elimizi bulaştırdığımızda mikrop birkaç saat dış ortamda yaşıyor. Elimizde ve elimizin değdiği her yerde yaşıyor. Dokunduğum alanları sadece kendim kullanıyorsam sorun değil ama ortak alansa ve sizin astımınız varsa, beni öldürmeyen enfeksiyon size zarar verebilir. Ben vatandaş olarak tedbirli olacağım. Aşımı olduktan sonra özellikle ellerimi temiz tutacağım. Hastaysam bunu enfekte etmemeye, ellerimle bulaştırmamaya çalışacağım. En önemli bulaş yollarından biri el. El temizliğine dikkat edeceğim. Ağzıma yaklaştırmayacağım, her fırsatta elimi yıkayacağım, yanımda dezenfektanlı ıslak mendil bulunduracağım ve büyük bir bulaş yolunu engelleyeceğim” ifadelerini kullandı.

Öte yandan hastayken en önemli tedbirin ise, evde istirahat etmek olduğuna dikkat çeken Kızılkaya, “Birkaç günlük istirahat hem iyileşme sürecini kısaltır hem de hastalığı başkalarına bulaştırmamış oluruz” dedi.

OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM YOK!
Bu sene olağanüstü bir durumla karşı karşıya kalınmadığını vurgulayarak, Aralık 2014 – Ocak 2015 ile Aralık 2015 – Ocak 2016 aralığını değerlendiren Kızılkaya, “Aralık 2014 – Ocak 2015 tarihleri arasında 250-300 kadar hastayla karşı karşıya kaldık. Ön tanılı değil, hastaneye yatmış, tam grip olan ve başka hastalığı olmayan hasta sayısı bu. Fakat Aralık 2015 – Ocak 2016 aylarına baktığımızda hasta sayısı daha 150’yi bile bulmadı. Tabii ki acillerimiz grip hastalarıyla dolup taşıyor. Ama zaten bu mevsimin özelliği. Bu virüs soğuğu seviyor ve soğukta varlığını muhafaza ediyor. Bizim de vücut direncimiz yeteri kadar güçlü değilse bu soğuk havalarda virüsü kapıyor, yeniliyoruz. Bu doğal bir süreç, olağanüstü değil beklediğimiz bir süreç” dedi. ‘Domuz gribi’ne mevsimsel grip olarak baktıklarını belirten Kızılkaya, farklı bir tedbir almaya ihtiyaç duymadıklarını ekledi.

HEDEF MANKEN OLMAK DEĞİL, SAĞLIKLI OLMAK
Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün temel olarak ‘hastalandırmamak’ üzerine görev edindiğini ve çalışmaların bu kapsamda yapıldığını söyleyen Kızılkaya, hedefin manken olmak değil, sağlıklı olmak olduğuna vurgu yaparak, “Biz, vatandaşı hastalandırmayacağız. Sağlıklı olmak varken neden hastalanalım? Bu vücut bize Allah’ın emaneti. Dolayısıyla biz iyi beslenelim. İyi beslenmeden kastım sütümüzü içelim, yoğurdumuzu peynirimizi yiyelim. Hiçbir şeyi yemeyelim demiyorum, ölçüsü ve porsiyonları azaltarak yiyelim. Hem obeziteden kurtulmuş olacağız, hem daha fit bir görünüme kavuşacağız. Hedef manken olmak değil, hedef fit olmak da değil. Hedef sağlıklı olmak. Sağlıklı olduğumuz zaman zaten hem daha canlı bir görünüme sahip olacağız hem daha güzel bir görünüme sahip olacağız, dinamik olacağız. Hem sağlıklı beslenme hem de hareketli bir yaşamla mutlu olacağız. Mutluluk hayatta üretmeyi sağlar” ifadelerini kullandı.

EV KADINLARININ MUTLULUĞU
Ev hayatında kadınların mutluluğunu çok önemsediklerini vurgulayan Kızılkaya, özellikle ev kadınlarına yönelik planladıkları projeleri aktardı. Mahalle aralarında yaptıkları etkinliklerin özellikle açık alanlar olmasını tercih ettiklerini belirterek, havaların ısınmasıyla tüm şehirde spor yapan insanların görüleceğini söyleyen Kızılkaya, “Biz komşularımızla hangi düşünceden olursa olsun, hangi ilden olursa olsun dostuz, arkadaşız. Bu devletin Türkiye’nin bir evladıyız. Birlikte eğleniriz, birlikte spor yaparız, birlikte mücadele ederiz mesajını da böylece vermeye çalışıyoruz” mesajı verdiklerine dikkat çekti.

MAHALLE ARALARINDA AEROBİK!
Kızılkaya Bir ailenin mutluluğunun toplumun huzurunun temeli olduğuna inandıklarını ifade ederek şu şekilde konuştu: “Ailenin mutluluğunun temelinde anne var, toplumun huzurunun temelinde de aile var. Daha çok ev kadınlarını hedefleyerek mahalle aralarında aerobik derslerine başladık. Büyük ilçelerde 2-3 nokta, küçük ilçelerde merkezi noktalar olmak üzere haftanın en azından 1 günü aynı yerde, aynı saatte, sistemli ve istikrarlı bir şekilde devamlılığı olan bir aerobik yapıyoruz. Karabağlar’da Uğur Mumcu Parkı’nda başlattık. Perşembe günleri 13.00-14.00 saatleri arasında yapıyoruz. Karşıyaka’da da arkadaşlar başladı. Konak'ta 2 veya 3 yerde başlayacak. Hava şartlarının çok kötü olması bunu aksattı. Amacımız, kadınlarımız evlerine mutlu dönsünler. Döndüklerinde yapacakları yemeği daha lezzetli yapsınlar, çocukları okuldan geldiğinde daha mutlu baksınlar. Kiloları varsa kilo versinler. Biraz özendirici olsun istedik, özendirici olsun diye de görünür mahalleler aralarında olsun istedik. Spor aletlerini olduğu veya vatandaşların rahat gelebileceği park alanlarda müzikle kanlarını kaynatacak şekilde uyguluyoruz. Aerobik’ten sonra o bölge halkının kültürüne göre, Doğulu ise halay çekiyor, Roman mahallesinde ise onların oyunu tarzında 10-15 dakika birlikte oynuyoruz. Birlikte bir kol kola girelim sırtlarımızı dayayalım, halay çekelim ve birlik olalım. Bizim millet olarak bir olmaya birlikte olmaya ihtiyacımız var. Ülkemizin de içinde bulunduğu sıkıntılı durumlarda bunu özellikle önemsiyoruz. Çok güzel başladık. Karabağlar’daki aktiviteye katıldım, hepsine de katılacağım. Bir süre sonra muhtemelen havaların da ısınmasıyla İzmir’in değişik bölgelerinde cıvıl cıvıl hem müzik sesleri hem de spor yapan insanlar göreceğiz sokaklarda...”

14 MART’TA KORDON'DA AEROBİK VE ZUMBA!
Tabipler Odası, üniversiteler ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurumlarının 14 Mart’ı ortaklaşa kutladıklarını belirterek, bu yıl 14 Mart’ta Kordon’a aeobik yapacaklarını duyuran Kızılkaya, “14 Mart etkinliklerimiz kapsamında ya Gündoğdu ya da Cumhuriyet Meydanı’nda aerobik yapacağız. Ardından da Zumba yapacağız. Biraz hareket, biraz can, biraz kan” dedi.

YENİ DOĞUM YAPMIŞ KADINLARA EVLERİNDE DESTEK
Ege Üniversitesi ile imzaladıkları protokol kapsamında yeni doğum yapmış kadınlara yönelik birtakım çalışmalar yürüttüklerini ekleyen Kızılkaya, “Doğum yapmış anneleri ilk gününden itibaren ebelik bölümü hocalarımız, asistanlarımız ve öğrencilerimizle beraber evlerine ziyarete gidiyoruz. Maddi durumlarına bakıyor, sıkıntılıysa maddi destek ayarlıyor, psikolojik destek ve bilgi desteği veriyoruz. Birkaç günde bir bebeğe ve anneye bakıyoruz. Bebeğin nasıl emdiğine bakıyoruz, annenin onu nasıl beslediğine bakıyoruz. Anne sütü çok önemli.. Lohusalık dönemi annelik depresyonunun en ağır geçtiği dönem, anneye yardımcı olalım istiyoruz. Bornova bölgesinde pilot olarak bunu başlattık. İnşallah belli bir aşamaya getirdikten sonra Karşıyaka’yı ekleyeceğiz ve diğer ilçelerimize de gücümüz ölçüsünde yayacağız” dedi. Öte yandan riskli gebeleri de takip edeceklerini söyleyen Kızılkaya, en çok anne ölümlerini engelleme konusunda hassas olduklarını belirtti.

OBEZİTE İLE MÜCADELE
Sağlık Bakanlığı’nın Obezite ile mücadele eylem planı çerçevesinde ilk kez İzmir’de obezite danışma merkezlerini kuran Halk Sağlığı Müdürlüğü, Obezite ile mücadele konusunda her yaş grubuna yönelik çalışmalar yürütüyor.

Obezite ile mücadelede temel prensiplerinin bir ‘yaşam tarzı oluşturmak’ olduğunu söyleyen Kızılkaya, “Obezite, şeker hastalığına, tansiyon hastalığına ve birçok hastalığa taban hazırlayan bir sorun. Obezite ile mücadelede temel prensibimiz bir yaşam tarzı oluşturmak. Toplum Sağlığı Merkezlerimizde Obezite danışma birimlerimiz var. Biz burada gelen vatandaşın beslenme alışkanlıklarını sorguluyoruz. Ailelerin beslenme alışkanlığı gelenekle, annenin alışkanlığıyla alakalı. Tabii ki maddi imkanlarla da alakalı olabilir ama doğru beslenmek her zaman maddi imkanlarla doğru orantılı değil. Kısıtlı imkanlara sahip olabiliriz ama bu her öğünde hamur işi yiyeceğimiz anlamına gelmez. Çok uygun sebzelerimiz, meyvelerimiz var, yoğurdumuz, sütümüz var. Bunların dengelenmesi gerektiği, her öğünde mutlaka almamız gerekenler veya nerelerin alındığının sorgulanması, doğru olanlara devam edilmesi, yanlış olanların düzeltilmesi şeklinde yaklaşıyoruz” diye konuştu.

ÇOCUKLARIMIZIN SAĞLIĞI, GELECEĞİMİZ...
Okullarda çocukların boy ve kilolarının ölçümünü yaparak beden kitle endeksi çalışması yaptıklarını söyleyen Kızılkaya, “Bu yıl tüm ilçeleri kapsayacak şekilde çocukların beden kitle endeksini çıkaracağız. Bizim projemizin temelinde, çocuklara sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme derslerini verebilmek var. Hiçbir şeyi yasaklamadan şunları şunları daha az yiyin diyerek sağıklı beslenmeyi öğretmek istiyoruz. 2012’de İl Halk Sağlığı Müdürlüğümüzü kurduğumuzda Karşıyaka’da bu çalışmayı yapmıştık ve kabaca oranlar elimize geçmişti. Neredeyse 3 çocuktan 1’inin normalin üstünde kilolu olarak belirlemiştik. Biz çocuğun psikolojisini de düşünüyoruz, diğer çocuklardan ayrıştırılarak bir şey yapıldığını hissetsin istemiyoruz. O nedenle evlerine ailelerine ziyarete gideceğiz” diye açıkladı.

BEHÇET UZ VE TEPECİK’E OBEZİTE POLİKLİNİĞİ AÇILACAK
Behçet Uz Çocuk Hastanesi ile Tepecik Araştırma Hastanesi’nde Obezite ile mücadele için ayrı bir poliklinik açılacağını da duyuran Kızılkaya, “Obez çocuklar aileleriyle beraber o polikliniklerde metabolik hastalıklar açısından değerlendirilecek. Belki bir hastalığı vardır az yiyor ama kilo alıyordur. O açıdan da değerlendireceğiz. Spor yapmalarını teşvik edeceğiz. Bu noktada milli eğitimimizin desteğini alacağız. Bu hizmetler veriliyor hastanelerde ancak derli toplu olsun hastanelerde cebelleşmesinler, direkt gidip başvurabilecekleri bir yer olsun dedik” dedi.

UYUŞTURUCUYLA MÜCADELEDE ‘AKRAN EĞİTİMLERİ’
Kızılkaya, uyuşturucu ile mücadele alanındaki çalışmaları ise şu şekilde aktardı: “Hem Valilikle hem de uyuşturucuyla mücadele platformlarıyla ortak çalışıyoruz. Konak’ta okullarda bir çalışma başlattık. Emniyet, Milli Eğitim ve Konak Toplum Sağlığı Merkezi olarak ortaklaşa bir proje yapıyoruz. Okullarda akıllı çocuklara ‘akran eğitimleri’ verip o çocuklar aracılığıyla uyuşturucu kullanmaya meyilli çocukları etkilemeye çalışıyoruz. Tabii Emniyet de satıcıları alıcıları tespit edip tedbirlerini alıyor.”

EVDE SAĞLIK HİZMETLERİ: DEVLET OLARAK VARLIĞIMIZI HİSSETTİRECEĞİZ
Yatalak, felçli, ağır kanser hastaları gibi pekçok yatalak hastalık grubuna koordinasyonunu Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün yaptığı 120 kişilik bir ekiple evde sağlık hizmeti verdiklerini belirterek bu ekiplere özel eğitim verdiklerini kaydeden Kızılkaya, “Bize telefonla ya da internet üzerinde ulaşıyorlar, ekiplerimiz gidiyor ve hastanın ihtiyacı neyse gideriyor. Ekiplerimiz evden çıkıp hastaneye gidemeyecek durumda olan hastaların örneğin kanını alıyor, tahlilini yaptırıyor, sonucu alıp kendisine getiriyor ve ilgili uzmanla da görüşüyor. Kanser hastalarına müdahalede ekipler yetersiz kalabiliyor. Özellikli bir alan, Onkologların bilebileceği bir alan. Ama o ağrıyı kesmenin yolları belli, ekiplerimiz onu öğreniyor. Koordinasyon Merkezimize bir danışma merkezi oluşturacağız. Bu merkezde uzmanlar olacak. Şu anda da yapıyoruz ama bu merkezle daha sistematik yapacağız. Kim ulaşıyorsa, kim kime ulaşabiliyorsa... Kuracağımız sistemle artık vatandaşı kayda alacağız ve takibini yapacağız. Onun hamisi, yakını biz olacağız. Devlet olarak varlığımızı hissettireceğiz” ifadelerini kullandı.

SAĞLIK TARAMA ARAÇLARI MAHALLE MAHALLE DOLAŞIYOR
İl Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne bağlı sağlık tarama araçları mahalle mahalle dolaşarak vatandaşlara diş ve kanser taraması yapıyor. Bu çalışmalara kendisinin de katıldığını belirten Kızılkaya, “Tarama yapılan herhangibir mahalleye gidiyorum. Muhtar duyuruyor ya da camiden anons yapılıyor, ‘Halk Sağlığı’nın diş tarama aracı ve kanser tarama aracı burada’ diye. Vatandaşlar geliyor. Kendi kendine muayeneyi gösteriyoruz, taramaları yapıp tespitleri yapıyoruz ve yakındaki merkezlerle bağlantı sağlayıp randevularını alıyoruz. Kendisi gidemeyecek durumdaysa biz götürüyoruz. Ben de doğum yapmış anneleri, evde yatalak olan hastaları ziyaret ediyorum” dedi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI: CAN VEREN ELE VEFA
Vatandaşın sağlığı kadar sağlık çalışanlarının sağlığını da önemsediklerini söyleyen Kızılkaya, sağlık çalışanlarına yönelik yaptıkları uygulamaları şu şekilde ifade etti: “Her vatandaşımız gibi sağlık personelimiz de kıymetli. ‘Can veren ele vefa projesi’ kapsamında bütün sağlık çalışanlarını kanser taramasından geçiriyoruz. ‘Mum dibi ışıtmaz’ diye bir atasözü var. Başkalarına mamografi çektir, simir testi yaptır deriz ama o birimde çalışan insanların aklına gelmez kendilerine de yapmak. Bu taramalar çerçevesinde, kanser taramaları yapan bir sağlık personelimizde daha kanserleşmemiş evredeki rahim patolojisini simirde tespit ettik. Hemen ameliyatını oldu ve kanser başlamadan önüne geçmiş oldu. Biz tedbirimizi alacağız ve 10 bin kadar sağlık personelini tarayacağız.”

MÜLTECİLERİN SAĞLIĞI
Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak, mültecilere yönelik sağlık taramaları ve çocuk mültecilere aşı yaptıklarını belirten Kızılkaya, Göçmen Poliklinikleri hakkında da bilgilendirme yaptı: “Suriyeli mültecilerin sağlıklarını hem insan hakları açısından önemsiyoruz hem de Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak ne tarz risklerle karşı karşıya olabileceğimizi bilmek açısından takibini sağlıyoruz. Çocuklara aşı takvimimizdeki aşıları yapıyor takibe alıyoruz. Türkiye’de temizlenmiş, artık yok olduğunu bildiğimiz hastalıkların yeniden görülmemesi için, Sağlık Bakanlığı tedbir amacıyla Suriye’den gelen belli bir yaş grubundaki çocuklara 3 kere polio aşılaması yaptı. Yine gebeleri takibe aldık. Bizim 1160 noktada aile hekimimiz var, Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak 42 tane sağlık evimiz var. Buralardan ve muhtarlıklarımızdan mültecilere ulaştık. Ayrıca şu an da Konak, Bornova, Buca ve Karabağlar olmak üzere 4 noktada göçmen polikliniğimiz var. Göçmen polikliniklerimizde daha çok Arapça bilen doktor ve sağlık memurları çalışıyor. Onların dilini de konuşabilen ve direkt onların başvurabileceği yerler. Ayrıca zaten tüm aile hekimliklerimize de başvurabiliyorlar.”

BİSİKLET KULLANIMI KONUSUNDA BELEDİYELERE ÇAĞRI
Bisiklet kullanımının yaygınlaşması konusunda çok fazla çaba sarf ettiklerini söyleyen Kızılkaya, üniversitelere, Milli Eğitim’e bağlı okullara ve belediyelere Sağlık Bakanlığı’nın desteğiyle bisiklet dağıttıklarını belirtti. Belediyelere bu konuda çağrıda bulunan Kızılkaya, “Belediyelerimiz yaptığı ve yapacağı bisiklet yollarını bize planlarıyla projeleriyle bildirsin. Biz zaten bir yazıyla duyurduk ama tekrar duyurmak istiyorum. Bisiklet yolu yapsınlar, yaptıklarını bize bildirsinler biz bunları planlamaya alalım onlara bisiklet verelim. Vatandaşın kullanımına ne şekilde uygun görüyorlarsa, o şekilde bisikletleri vatandaşın kullanımına sunsunlar” dedi.

HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ OLARAK TAHAMMÜLÜMÜZ YOK...
Kapalı mekanlarda sigara içme yasağı konusunda uyarıda bulunan Kızılkaya, “Mekanlara sizin aracılığınızla bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kapalı alanda sigara içme yasağı var. Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak konuda tahammülümüzün olmayacağını buradan yumuşak bir şekilde ifade edeyim. Denetim ekiplerimiz sigara yasağı ihlallerine karşı gece gündüz yetebildikleri ölçüde mekanları denetliyor. Bunun hem mekana hem sigara içen vatandaşa cezası var” dedi.

 
Küçük Alima yeni hayatına kavuştu
 
Bornova Belediyesi’nden çocuklara golf daveti
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
sli 30 Ocak 2016 Cumartesi 07:49

Sn müdürüm obesite metabolik bir hastalık diyorsunuz fakat tepecikte aile hekimliği uzmanlığı hem palyatif bakımda yatarak ve obesite polk kurarak bir eğitim ve araştırma hastanesinde bu tedaviyi yapıyorlar bunun ideali endokrin ve metabolizma hast uzmanıdır sizin soyleminizle tepecik egitim hastanesinin yaptığı çelişiyor

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türkiye'de domuz gribine 57 kurban!
Türkiye'de 280 kişide H1N1 virüsü tespit edildiğini söyleyen Sağlık Bakanı ...
Zeki insanlar daha sağlıklı oluyor
Araştırmayla ilk kez zeka ve sağlık arasında bir ilişki olduğu tespit ...
İzmir’deki ameliyatı 100 doktor canlı izledi!
İzmir’deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve ...
 
Uzmanından yüz felci uyarısı!
Denizli Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Sandıkçı, soğuk havaların ...
Doktorun taciz ettiği kadın memur sürüldü!
Konya'da Halk Sağlığı Müdürlüğü'nde görev yapan 2 çocuk annesi S. kurumdaki ...
Pekmezle de olsa kar yemeyin!
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Karakaya, Türklerin özellikle ...
 
İzmir’de mucize: 6 hafta sonra yaşama döndü
İzmir’de, trafik kazasında kafa travması geçirip ağır yaralanan Dokuz ...
Aynı hastanede ikinci mucize
İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne bağlı Karşıyaka ...
Yaşama yol vermiyorlar!
İzmir'de, trafiğin yoğun olduğu kent merkezinde, kurallara uyup arkadan ...
 
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva