İzmir’de en eski meyhanesi… Giden müdavimi oluyor

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – İzmir’in yaşayan en eski meyhanesi… Kültürpark’ın Cumhuriyet Kapısı’nın arkasında kalan Kahramanlar Mahallesi’nde yan yana dizilmiş küçük dükkanların arasında dar bir kapıya sıkışmış küçük bir meyhane Dargeçit Meyhanesi… Osmanlı Dönemi’nden kalma bir ahırın yeniden yapılmasıyla 1960’lı yıllardan kapısını Fuar’dan çıkan ve fabrikalardan gelen müşterilerine açtı. O yıllardan beri devam ediyor hizmet vermeye.

MÜŞTERİ OLARAK GİRDİ, İŞLETMECİSİ OLDU
İşletmecilerinden olan Mesut Ünal, buranın kapısından müşteri olarak girmişti en başta. Şimdi işletmecisi olduğu Dargeçit anılarını “Buraya hasbel kader bir şekilde ortak oldum. Normal mesleğim hep bu oldu. Farklı bir işte çalışmadım. Meyhane, birahane gibi ortamlarda çalıştım. Ben buraya geldiğimde müşteri olarak girdim. Rahmetli Sezer Ağabey vardı o zamanlar. Ondan sonra başka yerde çalışmaya başladım. Bir gün akşam izinliydim, kafam güzel geldim buraya. O zamanlar buranın işletmecisi Köfte Ahmet’ti. İçeri girdim ‘kusura bakma abi, evim hemen şurada iki duble rakı içebilir miyim’ dedim. Gece saat 11’i geçiyordu. ‘Gel be koç, gel iç’ dedi. Oturduk beraber içtik, para verdim para almadı. O akşam bir söz verdim ona, beraber çalışalım dedi. 13 sene burada kaldım. 17-18 sene oldu, küçük ayrımlar oldu. Gittim, geldim. Sonuçta yine hep buraya geldim. Ben de alıştım buraya. Müşteriler de geldiği zaman tanıdık yüz istiyor” ifadeleriyle anlattı.

21’İNDE BAŞLADI, 56’SINDA USTALIĞA DEVAM EDİYOR
1988’den beri Dargeçit’in mutfağında mezeler yapan Ahmet Usta ise “Burası meyhane olarak 1960’lı yıllardan beri var. 21 yaşında İzmir’e geldim. Askerden sonra burada kaldım, burada devam ettim. Rahmetli patronumuz sakatat işi yapıyordu. Babası emekli astsubaydı ve burayı almıştı. Kendisi eşiyle beraber işletiyordu. Ben de öyle başladım burada” ifadeleriyle buradaki serüveninin başlangıcını anlattı.

BABADAN OĞULA DEVAM EDEN KUŞAK
1960 yılında astsubay olan Hayrullah Övül’ün açtığı Dargeçit’i bugün oğlu Zafer Övül işletmeye devam ediyor. Oğul Övül, Dargeçit macerasını, “Annem Fransızca Öğretmeni, babam astsubay. Kahramanlar’da doğdum, burada büyüdüm. Bir abim eczacı, diğeri gazeteciydi. Gazeteci olan abimle (Mehmet Sevil Övül) beraber meyhaneye başladık. Burası 1960 yıllarında açıldı. Babam ordu mensubuydu, o açtı. Ondan sonra bir iki tane kiracı geldi. Akçalı Mehmet çalıştırdı burayı. 1981’de ben evlendim, abimle beraber ben işlettim. ‘81’den beri çalıştırıyorum” sözleriyle anlattı.

HERKESİN BİR LAKABI VAR… DARGEÇİT MESUT, BOZUK ZAFER…
Meyhanenin içinde bulunduğu mahallede ise herkes birbirini bir şekilde tanıyor. Meyhanenin müşterileri de işletmecisi de hep bu yörenin insanı oluyor. İşletmecilerden Ünal, herkesin bir lakabı olduğundan bahsediyor. Dargeçit’i Dargeçit yapan Akçalı Kel Mehmet’ten bahsediyor. Kendisine Dargeçit Mesut diyorlar.

Övül ise lakabının hikayesini şu sözlerle ifade etti:

“Benim lakabım cübbesiz savcı. Savcılarla çok oturduğumdan maddeleri az buçuk biliyorum. Zaten savcı ve hakimler öğretti bana efendiliği. Yoksa bir ara ben fırtınaydım”

YOKSUL DA GELİYOR, VARLIKLI DA…
Ünal, mekanın müşteri kitlesinin her kesimden olduğunu ifade ederek, “Buraya gelip bazen iki meze yiyip kalkan da oluyor. Gelip sıcağını, mezesini yiyip giden insan da var. Yoksul da gelebiliyor varlıklı insan da gelebiliyor. Gelmesi de gerekiyor zaten. İlla ki zengin kesime hitap edecek diye bir şey olmaz. Özel günlerde mekanı kapattıranlar oluyor. Öyle müşteri almayız. Rezerve veriyorlar, istedikleri özel bir şey varsa onları söylüyorlar. Tiyatrodan çıkmış bir grup da oluyor bazen. Futbol takım taraftarları da oluyor” dedi.

YILDIZLAR GEÇİDİ, DARGEÇİT
Eskiden Fuar’a gelen sanatçıların Dargeçit’e de uğradığını belirten Övül, “İbrahim Tatlıses geldi, Tanju Okan geldi, Müzeyyen Senar geldi, Oya Aydoğan geldi, Yıldız Tilbe geldi, Mustafa Keser geldi. Artistler hep geliyorlardı. Grup Laçin geldi. Kurtlar Vadisi ekibi gelmişti. Kellemizi, kokoreçimizi yediler” diyerek Dargeçit’in bir dönem yıldızlara ev sahipliği yaptığını söyledi.

KURTLAR VADİSİ EKİBİ İLE BİR ANI: BURASI ÇİNGENE MAHALLESİ’NDE BİR MEYHANE
İşletmeci Ünal, eski işletmecilerden olan Adem Ağabey’in Kurtlar Vadisi ekibi ile yaşadığı anıyı şu sözlerle ifade etti:

Kurtlar Vadisi’nin meşhur olduğu zamanda buraya gelmişler. O zaman sigara serbest. Oturup yiyorlar, sürekli kül tablasını boşalttırmak istemişler. Adem Abi vardı o zamanlarda en son gelmiş, kül tablasını fırlatmış. ‘Burası Çingene mahallesinde bir meyhane kardeşim. Sen lüks bir yer istiyorsan ya Kordon’a gideceksin ya da İstanbul’a’ demiş. ‘Ama biz geldik, hizmet ve özellik isteriz’ demiş Kurtlar Vadisi ekibi… Adem Abi de ‘Olur mu kardeşim öyle şey. Sen aynısın o da aynı’ demiş.

KADINLAR ÇOK RAHAT GELEBİLİR, ABLA KARDEŞ GİBİ İLGİ GÖRÜRSÜNÜZ
Gençliğinden beri burada güzel anılar yaşamış olan bir müşteri, cinsiyet ayrımı olmadan rahatça herkesin gelebileceğini ifade ederek, “Burası çok eski bir meyhanemizdir. En azından çocukluğumdan beri burayı biliyorum. Harika bir yer. Bizim için nostaljik bir yer. Herkesi buraya davet ediyorum. Gelip görmelerini de tavsiye ediyorum. Kadın olarak çok arkadaşlarım geliyor. Kadınlar buraya çok rahat bir şekilde gelebilir. Burada kimse kimseyi rahatsız etmez. Abla-kardeş gibi ilgi görürsün. İhtiyacını bile giderirler. Kendi halinde sade, güzel bir yer. Küçücük bir yerimiz zaten burası, o kadar da sevimli” dedi.

BURADA BİR DOST ORTAMI VAR
Bir başka müşteri olan müşteri ise meyhanenin dost ortamı içinde sürdüğünü belirterek, “Biz de bu mahallede yaşadığımız, bu mahallede büyüdüğümüz için hep bildiğimiz bir yerdi. Çocukken kapısından bakardık. Genç olduktan sonra gelmeye başladık. Buranın özelliği hep mahalledeki insanlar tarafından işletildi. Mahalle dışından birisi işletmeye çalışınca başarılı olamadı. Bir dost ortamı var burada. Herkes kendi masasında selamlaşır, oturur yer içer. Mezeleri her zaman tazedir. Ürünleri her zaman güzeldir. Fiyat olarak günümüz koşullarında sürekli gelinebilecek ender meyhanelerden biridir. Sakatat ürünlerini en iyi yapan meyhanelerden biri. Burada yediğiniz kelleyi, kokoreci, ciğeri, badem uykuluğu başka yerde yeme şansınız yok” şeklinde konuştu.

DARGEÇİT’TE KÖTÜ ANI OLMAZ
Dargeçit’tin hep iyi anılara ev sahipliğini yaptığını belirten bir müşteri, “Burada anı çok. Gençken geldiğimizde anılarımız var, son zamanlarda yaşadıklarımız var. Sanatçı arkadaşlarımızla gelip şarkı türkü söylediğimiz, hep birlikte eğlendiğimiz günler var. İzmir’in sporcularının yan masamızda içtiği anılar var. Sevdiğimiz mekan. Dargeçit’te kötü anı olmaz” dedi.

Sakatat ürünleri ile nam salmış olan Dargeçit Meyhanesi; kelle, badem, boğazlık, sütlük yapıyor. Ahmet Usta’nın elinden çıkan bu tatlar için mekana özel isimleri bile var. Bademe beyaz elmas, kokorece atom diyorlar. Bir meyhane geleneği olarak 23:00’de kapanan Dargeçit, güzel anılarla yaşamak için mücadele veriyor.