Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ihale krizi ve sendika tartışmaları ile gündeme gelen önemli şirketlerinden biri olan İZBETON’da yaşanan hareketli süreç devam ediyor. Şirkette örgütlü olan TÜRK-İŞ’e bağlı Belediye İş Sendikası’nın genel merkez ile İzmir Şubesi arasındaki gergin ortam geçtiğimiz günlerde işçilere yansımıştı. Büyükşehir Belediyesi’nin diğer şirketi İZELMAN’da yaşanan ihale krizine destek için eyleme katılan işçilerden ‘işyerini izinsiz terk etmekten’ savunma talep edilmişti. Belediyenin asfalt, altyapı ve birçok yatırımını koordine eden şirkete Büyükşehir’in ikinci ismi Genel Sekreter Pervin Şenel Genç, 1 Mayıs Emek Bayramı sonrasında çıkarma yaptı. Cezaevinden çıktıktan sonra ilk olarak gittiği yer olan İZBETON’a ikinci kez giden Genç, bu kez yanına sendikanın Genel Merkez Yöneticisi Örgütlenme Genel Sekreteri Ali Çelenk’i de alarak gitti.
İZBETON Genel Müdürü Hüseyin Sezer, yardımcıları ve ilgili bürokratların da bulunduğu sabah kahvaltısında işçilerle bir araya gelen Genç, kısa bir konuşma yaparken işçilerden emeklerinin siyasete alet edilmesine izin vermemelerini istedi.
EGOLARINIZA YENİLMEYELİM
İZBETON Genel Müdürü Hüseyin Sezer, Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyon sonrası görülen davalarda bir şey çıkartamayanların şirketlerin ihalelerine girerek sorun oluşturmaya çalıştığını söyledi. Bu hamlenin ilk olarak İZBETON üzerinden başlatıldığını anlatan Sezer, “Türkiye’de taşeronlaşmayı bitiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’dur. Belediye şirketlerinin girdiği ihalelere dışarıdan şirketler giriyor. Belediye şirketleri Sayıştay incelemesine tabi olduysa protokol ile belediyeden iş almalıydı. Hizmet alımlarında belediye şirketlerine ihalesiz iş verilmelidir. Bunun yasal düzenlemesi yapılmalıdır. Büyükşehir’in önünde eylemler yapıldı. Eylemlere saygımız var. Ama orada ‘satanı biz de satarız’ gibi sözlerle yapılan eylemler ne belediyeye ne de personele yakışır. Bu slogan belediye başkanına da atılmaz. O eylemler muhataplarına yapıldığında sizinle birlikte olmazsam, sizlerle birlikte polis copu yemezsem namerdim. Bu kentte 6 bin kişilik taşeron sistemini sendikalı yapan birisine bu yakışmaz. Belediye acılar yaşadı. Başkana ‘bize rağmen taşeronu bitiyorsan al başına çorap’ dediler. Hırslarımıza, egolarımıza yenilmeyelim. Koskoca şirketi ve emekçileri tartıştırmayalım” dedi.
TARAF OLMAM
İZBETON’da örgütlü olan kendi arasında sıkıntı olduğunu ifade eden Sezer, “Burada ciddi bir sorun var. 14 aydır susuyorum. Yeri geldi kan kustum kızılcık şerbeti içtim. Belediye içindeki şirkette kaos olmamalıydı. Biz taraf değiliz. Biz, halktan yana tarafız. Kavganın içinde bulunmayacağız. Bunu defalarca söyledim. Kendi aranızdaki tartışmayı işyerine taşımayınız. Kim haklı kim haksız beni ilgilendirmiyor. Benim elimde terazi yok. Sendikanın görevi işyeri performansını arttırmak ve iş barışını sağlamaktır. Bizim yapacaklarımız da vardır. Görevimizi yerine getirirken aynısını diğer arkadaşlardan bekliyorum. Tartışarak sorun çözülmez. Kimsenin dini, mezhebine bakmam. Bunu göreve geldiğimde de ifade ettim. Ayrım yaparsam emek verenler ve vermeyenler olarak yaparım” diye konuştu. Sezer, siyasetle ilgilendiği için kendisinin yıpratılmaya çalışıldığını söyledi.
BİZ İMZALADIK VALİ ÜZÜLDÜ
Belediye İş Sendikası Örgütlenme Genel Sekreteri Ali Çelenk de yaptığı konuşmada sendikaya karşı iktidarın savaş açtığını söyledi. Çelenk, “Biz sizden aldığımız güçle çalışıyoruz. Onurlu duruşumuzu asla bozmayacağız. İktidarın önünde asla diz çökmeyeceğiz. İzmir’den seçilen bir insanım. Toplantılarda ‘İzmirliyim’ dediğim zaman moral oluyor. Belediyede toplu sözleşme imzaladık. Hiçbir zaman dış güçlerin müdahalesine imkan vermedik. Bizi kavgaya çekmek isteyenler üzüldüler. Biz toplu sözleşmeli imzaladıktan sonra sendikamızın bölge temsilcisi valiliğe gitti. Vali ‘toplu iş sözleşmesi nasıl bitti’ diye sordu. O da hiçbir problemin olmadığını söyledi. Sayın vali buna üzülüyor. Nasıl kavga çıkmadı, nasıl belediyenin önüne çadır kurulmadı, nasıl Aziz Kocaoğlu’na yuh çekilmedi diye üzülüyor. Bu konu valinin görevi midir? Dışarıdan müdahalelere taviz vermeyelim. Eğer ki İzmir’i kaybedersek de İZBETON, ne de başka bir şirket kalır. Bizi mahvederler. Aile içinde küçük çaplı tartışmalar yaşanabilir. Bu tartışmaları dışarıda yaparsak bizi yok ederler” dedi.
ÇAKAR, ÇAKMAZ
Sendikaların İzmir’de zor durumda bırakılarak belediye ile karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını ifade eden Çelenk, herkesin uyanık olmasını istedi. Konuşmasında İZELMAN krizini örnek veren Çelenk, “Yakın zamanda ciddi sorunlar ortaya çıktı. Büyükşehir Meclisi AKP Grup Başkanvekili Yusuf Kenan Çakar mı, çakmaz mı ne sendikaya gidiyor ve orada hava atıyor. Ben buna çok üzüldüm. Orada ‘başkan vekili olarak beni bıraksınlar ihaleyi iptal ederim’ dedi. Peki taşeronlaşmayı çıkartan, bu sistemi yasal hale getiren onlar değil mi? Bu adamların dostluğuna ne kadar güvenilir? Sermaye artışına gidilirken ret oyu kullananlar samimi değillerdir” diye konuştu.
YAZIKLAR OLSUN!
Genel Sekreter Pervin Şenel Genç, İZBETON Genel Müdürü Hüseyin Sezer ve ilgili bürokratların sofralarında ekmeklerini paylaşmalarından sendika yöneticisi olarak onur ve gurur duyduğunu ifade eden Çelenk, bürokratların işçilerin katıldığı eğitim toplantılarına gelmesinin de kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini söyledi. Çelenk, “Bu ziyaretleri çarpıtanları doğru bulmuyorum. Yazıklar olsun. Bürokratlar bizim içimizden gelen insanlar. Biz, binin üzerinde belediyede örgütlüyüz. Bırakın üst düzey bürokratı şefler bile işçiyle muhatap olmazlar. Yıllardır Pervin ablacığımı tanırım. Ben ona ‘abla’ diyorum. Çünkü onu çok seviyorum. Dürüstlüğüne güveniyorum. Kendisi dürüstlük abidesi, işçilerin ablasıdır. Genel müdürümüz de içimizden birisi. Arkadaşımızın arkasında durmak zorundayız. Sağda solda dedikodu yapmamalıyız. Ben bu arkadaşlarımızla çalışmaktan mutluluk duydum, onur duydum. Benim anlıma bakın. Orada ‘aptal’ yazıyor mu? Kesinlikle Aziz Kocaoğlu ile kavga etmeyeceğim. Bunu bilecek kapasitede insanım. Bizi kavga ettirmek isteyenler aldanıyor. Taşerona karşı mücadele edilecekse, çadır kurulacaksa orası da AKP’nin önüdür. Çadırları işçi düşmanlarına karşı kurup, mücadeleyi onlara karşı yapacağız. Sendika olarak ölümüne savaşmaya devam edeceğiz. Belediye başkanımız Kocaoğlu aday olduğu müddetçe benim oyum ona anasının ak sütü gibi helal olsun” dedi.