İYİ Partili Dervişoğlu, Büyükşehir'in 2,5 yılını değerlendirdi: Önemli işlere imza atıldı ancak...

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İYİ Parti İzmir İl Örgütü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Başkan Vekili  ve İzmir Milletvekili Musavat Dervişoğlu'nunda basın mensupları ile kahvaltıda bir araya geldi.

Toplantıya Dervişoğlu'nun yanı sıra İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, il yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı.

Kahvaltı sonrası açıklamalarda bulunan Dervişoğlu'nun hedefinde ise hükümet vardı.

BOŞLUĞU VATANDAŞLARIMIZ DOLDURMAYA ÇALIŞTI
İzmir'de 2019 yılında kapatılan ve son günlerde yaşanan orman yangınları ile yeniden gündeme gelen Buca’daki Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi Müdürlüğü hakkında da konuşan Dervişoğlu, "Öngürüsüzlük yüzünden bazı kurumları kapattı bu hükümet. Sahadan ekipmandan ziyade ekip eksikliğinden bahsedildi. Bu boşluğu vatandaş doldurmaya çalıştı. Kendi kendilerini vaziyet almadılar. Muğla'da yangın var, Konya'dan vatandaş gidiyor destek için.  Öngöreceksiniz, strateji geliştireceksiniz, fizibilite hesapların yapacaksınız. Bunun uygulanabilir olup olmadığını planlayıp böyle bir bedel ile karşı karşıya kalınca eylem planını ortaya koyacaksınız. Bu planın olmayışı hükümete bu hatayı yaptırdı. Birçok alanda personel zafiyetini ortaya koydular. Canını dişine takarak orman yangınlarında müdahale eden itfaiye görevlilerimize de ayrıca şükranlarımız sunuyoruz" dedi.

BOYLARIN POSTLARINA BAKMADAN GENEL BAŞKANLARA LAF EDİYORLAR
 Son dönemlerde İzmirli siyasiler arasında sert sözler ile yaşanan tartışmalar hakkında da konuşan Dervişoğlu, "20 yılı aşkın bir süredir İzmir'de siyaset yapıyorum ve bende zaman zaman sert bir dil kullanmıştım. Eğer siyasetin dilinde bir bozulma varsa bunun sorumluları belli. Kim birbirlerini karşı terbiye sınırlarını zorlayan meydanlarda bulunuyorsa sorumlusu da onlar. Ben onlar istiyor diye onların dilinde konuşamam. Ben İzmir'in istediği dilden konuşmak zorundayım ve bu yüzden ağzımdan çıkana da dikkate almam lazım. İktidar partisine mensup bir takım milletvekilleri boylarına postlarına bakmadan siyasi partilerin liderlerine laf atan densizce laf eden bir takım insanlara var. Biz onların seviyelerine inmeyiz. İYİ Parti'nin Türk siyasetindeki en önemli misyonu budur.  Hele İzmir siyasetçileri açısından çok yadırgadığımı söyleyebilirim. Hepimiz hitabet sanatından yararlanabilecek kabiliyete sahibiz. Öyle ağır cümleler kurabilirsiniz ki kimseyi rahatsız etmeden ince espriler ile meseleyi geçiştirmek mümkünken İzmir'e yakışmayan kaba dilin kullanılması İzmir'e yakışmıyor. İzmir'de siyaset yapan İzmirce konuşacak” diye konuştu.

HİÇ OLMAZSA İSTİFA EDECEK KADAR ADAM OLSUNLAR
Yangınların söndürülmesi konusunda bakanlık ve belediyeler arasında yaşanan yetki tartışmalarına ilişkin soruyu ironi üzerinden yanıtlayan Dervişoğlu, dönem bakanlarına da sert bir dille çıkışarak istifaya çağırdı ve “O süreçte vazifesini yapamayan bir orman bakanlığı söz konusudur. Dolayısıyla çok yerde eş zamanlı başlayan ve yayılan yangınlar esasında vatandaşlar da durumdan vazife çıkararak vaziyet almışlardır. Hiçbir kuşkuya yer yoktur ki orman yangınları belediyelerin dışında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgi alanına girer. O tartışma da yerleşim birimleri belediyenin yetki sınırları içindedir. Yerleşim alanlarında çıkan yangınların söndürülmesi hususunda da aktif rol belediyelere verilmişti. Ama şunu söyleyeyim. Sizin bir yangın söndürme uçağınız var. 2 tane daha temin ettiniz. Ama Orman Bakanlığı’nın izni olmaksızın yangın söndürmede kullanamazsınız. Mevzuat bunu söyler. Yani belediyeler bakanlığın iznine tabidir. Sizin gibi ben de ikileme düştüm. Bu yangınlarda belediyelerin itfaiyeleri, arazözleri kullanılıyorsa uçakları neden kullanılmasın? Ben hükümetin bir daha böyle bir doğal afetle karşı karşıya kalındığında eş güdüm ve merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin koordineli çalıştığı bir yönetim planının yaşama geçirilmesi gerekiyor. Ama bu hükümet enteresan maalesef... Yangın yerlerinde çıkan çoğu belediye Millet İttifakının seçilmiş belediye başkanlarını yönettiği yerler. Geçtiğimiz yıllar İzmir’de de yangınlar çıkmıştı. Biz o zaman da büyükşehir belediye olarak bu kiralamayı yapabilir miyiz diye müracaatta bulunmuştuk ve reddedilmişti. Hükümet orman yangını bile olsa kendisine muhalif diye belediyelerle koordineli çalışmaya yanaşmıyor. Hangi makam bunu söyleyebilir? Orman yangınlarının söndürülmesi için uçağa ihtiyacımız var diye meseleyi seslendirmek hangi bakış açısına göre devleti aciz göstermek olarak tarif edilebilir? Herkes Türkiye'nin gücünden emindir, emin olmadıkları tek şey hükümetin niyetidir. O nedenle ben bu çalışmaların koordineli sürdürülmesi yanındayım. Orman yangının söndürmek için itfaiyesini kullandığı belediyenin uçağını niye kullanmasın? Orada mevzuattan kaynaklı bir sıkıntı var. Ama herkesin de ‘Kendi uçağım kendim kaldırırım’ dememesi lazım. Bu yüzden eylem planı dedim. Eskiden Türkiye bu tür afetlere hazırlıklı olurdu. Stratejik eylem planları yapardı. Balyoz Davası’yla bazı kurumlar dağıtıldı ve bazı şeyler karşısında Türkiye savunmasız kaldı. Bunun da müsebbibi iktidardır. Biz bunu söyleyince ‘Muhalefet siyaset yapıyor’ oluyor. Ben siyaset yaparım ama afet üzerinden siyaset yapmak vatandaş olarak bana yakışmaz. Ama sen bakansın. Sana bu dönemde siyaset yapmak sana hiç yakışmaz. Bu dönemde görev yapan bir sorumlu bakanın sabah aynaya bakamaması lazım. Öyle başarısız. Hiç olmazsa istifa edecek kadar adam olsunlar. Yaraların sarılması içinde yönetime her türlü desteği vereceğimizi buradan bildiriyoruz” diye konuştu.

İZMİR DAHA İYİSİNİ HAK EDİYOR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in performansını değerlendiren Dervişoğlu, "İzmir büyük bir metropol bir kent. Büyük sorunlar ile baş etmek zorunda olan bir kent. Soyer 2,5 yıldan 3 yıla gidiyor. Ancak İzmir uzun süredir Tunç Soyer'in mensup olduğu parti tarafından yönetiliyor. Önemli işlere imza attığı söylenebilir. İzmir'de merkezi yönetim yerel yönetim uyumsuzluğunun ortadan kaldırılabilmesi konusuna fedakar adımlar atan tarafta olarak anılabilir, ancak daha önemli adımlar bekliyoruz. Trafik sorunu var mesela bunun çözülebilmesi için ortak aklın hayata geçirilmesi lazım. Kentte yaşayanların da buna katkısı icap ediyor. İzmir bazı adımların atılmasında kendi kendisi ile mahkemeleşen bir hal haline de geliyor. Bu nedenle projelerin ortak akılla hayata geçirilmesi lazım. İzmir halkı daha fazlasını hak ediyor. Bu kent verdiklerinin karşılığını alabilen bir kent karşılığı alınmalı. İzmir kendi imkanları ile kendi kaynakları ile kendi potansiyeli ile doğru bir yolculuğu sürdürmeye gayret sarf ediyor" ifadelerini kullandı.

BOŞUNA UĞRAŞMASINLAR
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Rize ve Sivas’ta yaptığı ziyaret esnasında yaşananlara değinen Dervişoğlu, "Genel Başkanımızın önderliğinde köy belde ziyaretleri yapıyoruz. Ortak aklı devreye sokmaya gayret ediyoruz. Bu millet ile buluşma programlarımızı sürdüreceğiz. Ziyaretler esnasında bir takım provokatif saldırılar ile karşı karşıya kalıyoruz. Eskiden arkasında kimler var diye tereddüt yaşardık. Ancak şimdi hükümet ve hükümetin sözcüleri dikkate alındığında bu tahriklerin merkezi yönetim tarafından yapıldığı aleni bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu saldırılar bizim halkla buluşmamızı engelleyemez. Boş yere uğraşmasınlar. Millet bizi çağırıyor bizde millete gidiyoruz" diye konuştu.

SINIR KAPILARI DELİK DEŞİK OLAN ÜLKE GÖRÜNTÜSÜ SERGİLEMEMİZ LAZIM
Son günlerde gündemde yer alan 'göçmen' konusu ile ilgili konuşan Dervişoğlu, "Türkiye'de göç yönetiminden kaynaklı sorunların yaşandığı aşikardır. Bunun izlerini İzmir'de de yaşadık. Mağdur olan insanların ülkemize gelmelerini yadırgamıyorum ancak bunun bir plan çerçevesinden gerçekleştirmemi lazım.  Sınır kapıları delik deşik olan ülke görüntüsü sergilememiz lazım. Her isteyenin Türkiye'nin dışından gelip istediği yere yerleşebilmesini önünü açılmaması lazım. Uzun vadede bir takım demografik problemlerle de karşı karşıya kalma sorunları oluşabilir. uU alanda yaptığımız her uyarıyı sanki mazlum insanları ülkesinde istemiyor gibi tarif edilmeyi de hükümetin terk etmesi lazım. Ankara'nın göbeğinde bazı olaylar yaşanıyor. Bazı yerlerde Afganlar Taliban bayrağı açtı gibi videolar görüyoruz. Sosyal medya da her şeye inandığımız için değil. Provokatif videoları da olabiliyor. Burası İzmir bu tür konulara kanmayacak insanlar dolu. Burada Türkiye'nin en aklı selim insanları yaşıyor ancak burada bile bunlardan etkilenmediğimiz söyleme mümkün değil " dedi.

 VATANDAŞLAR SEÇİM HAVASINA GİRMİŞ DURUMDA
Olası bir erken seçim ya da baskın seçim iddiaları hakkında da konuşan Dervişoğlu, "Bu zaman kadar yaşanmamış bir süreç geçiriyoruz. Seçmene demokrasinin en kıymetli şey olduğunu göstermek için ayağına giden biri siyasi partiyiz. Seçim olsun, olmasın seçmenin yağına gidiyoruz.  Vatandaşta söyle bir hissiyat var. Vatandaş sandığın bir an önce sandığın önüne gelmesini istiyor. Siyasi partilerden daha çok vatandaşlarımız seçim havasına girmiş durumunda" açıklamasında bulundu.

İSTİFA TEK TARAFLI BİR DURUM
İYİ Parti'den yaşanan istifaları da değerlendiren Dervisoğlu, "İstifalar ile ilgili manipülatif haberler olarak görmüyorum. İstifa tek taraflı bir durum. Beklentilerini almayan, yeni siyasi  partilere geçmek isteyenler olabilir. Bizde bu siyasi partiyi kurarken başka  partilerden gelenlerle kurulduk. Biz Türk siyasi hayatında demokrasi mucizeleri ile geldik. Yeni bir yapının içerisinde beklentilerine karşılık bulamayan olur, fikir ayrılığına düşenler olabilir. Partinin demokratik hiyerarşisine uymayan olabilir.. Uyumsuzluklar söz konusu olabilir. İçinizden ayrılan bazı arkadaşların parti kurma çabaları da olabilir. Bunu saygı ile karşılıyorum" dedi.

EN YAKIN ZAMANDA İZMİR ZİYARETİ GERÇEKLEŞECEKTİR
Meral Akşener'in İzmir'e ne zaman geleceğinin de sorulmasını yanıtını da veren Dervişoğlu, "Hem referandum hem seçim döneminde sayın Genel Başkanımızın çok sayıda İzmir programı var. Şimdi o kadar yoğun bir program olur ki biz yetişemiyoruz. Bize hoş geldiniz ziyareti yaparken koltuklarınızı değil ayakkabılarınızı eskiteceksiniz dedi. Ayakkabılarımız delik deşik oldu. En yakın takvim içinde Genel Başkanımızın İzmir ziyaretlerini gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandu

ERDOĞAN'A RAKİP SEÇME HAKKI VERECEK SAFLIKTA DEĞİLİZ
Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusunu da yanıtlayan Dervişoğlu, "Millet İttifakı, Cumhur İttifakı’ndan farklı bir ittifak modeli. Biz bu ittifakı oluştururken her seçimin kendi içindeki şartlarının dikkate alınması yönünde konuştuk.  2019 ila 2018 seçimlerindeki ittifak durumumuz farklıdır. Bizim isimi geçen kimseye karşı duruşumuz yoktur. Böyle bir söylemde bir isimlere karşı olmak demek, seçimle hakkının da karşısında olmaktır. Herkesin hakkıdır aday olmak. Kılıçdaroğlu da zaten açık ve net bir biçimde Millet İttifakı karar verirse böyle bir şey olabileceğini belirtmiştir. Seçim sürecine girmedik henüz. Seçim sürecine girmeden, Erdoğan'a rakip kim olacak diye rakip seçme hakkı verecek kadar siyasi saflıkta değiliz. Biz ince eleyip sık dokuyacağız. Her parti genel başkanını Cumhurbaşkanı olarak görmek ister. Bizim hedefimiz Türkiye'nin önünü tıkamak değil açmaktır" ded,