İYİ Parti İzmir adayı Özlale'den ilçe adayları mesajı: Küskünler masada!

EGEDESONSÖZ - İYİ Parti İzmir Milletvekili ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Ümit Özlale, SONSÖZ TV’de Gazeteci - Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı.

Özlale, adaylığının ilanından itibaren tanınırlık faaliyetlerini tamamladığını ve proje anlatma aşamasına geldiğini belirterek “Bence yolunda. Daha önce konuk olduğum zaman da tanınırlık bilinirlik faaliyetlerine başlamıştım. 1. Bölgeye ağırlık vererek tanınırlık faaliyeti yürüttüm. Şimdi sıra yavaştan projelerimizi anlatmaya geldi. İzmirlinin beni yeterince tanıdığını düşünüyorum. Nasıl bir İzmir vaat edeceğimi anlatacağım. Şu ana kadar iyi gidiyor” diye konuştu.

‘İZMİR HİÇBİR ZAMAN HIRÇIN SİYASET İSTEMEDİ’
CHP’nin İzmir’de Tunç Soyer’i yeniden aday göstermemesiyle ilgili değerlendirmesi sorulan Özlale şu ifadeleri kullandı:

“Bir kez daha Tunç Bey’e sevgilerimizi, saygılarımızı gönderelim. Salı günü bir telefon görüşmesi yaptım. Bu süreçte kendisine karşı bir hatam, kırıcı bir davranışım olduysa özür diledim. Hizmetleri için teşekkür ettim. Bir Bornova Lisesi’nden abimsiniz, ikincisi de sevdiğim saydığım birisiniz. Siyasi rekabette olmayı çok isterdim. Ne o ben rencide eder ne ben onu. İkimiz de birbirimize çok büyük saygı duyarız. Kendisi de buna mutlu olduğunu, kendisi de istemeden beni kırdıysa özür diledi. Gördüğüm ilk yerde otururum, sarılırım. Bizler İzmir’de bunu unutmuş durumdayız. İzmir hiçbir zaman hırçın siyaseti istemedi. Tunç Beyle aramızda da hırçın bir siyaset olmamıştı. Ben sadece Tunç Bey’den daha iyi bir belediye başkanı olacağımı söylemiştim. Onun dışında rencide edecek bir söz söylemedim, Kendisi de öyle. Kendisine de yapılanı da siyasi bir nezaketsizlik olduğunu düşünüyorum. Ne kadar haddime bilmiyorum ama. Bu işin son ana kadar sürüncemede bırakılması, kendisine tebliğ edilmesi siyaseten nazik bir davranış değildi. Tunç Bey daha iyisini hak eden, hem İzmir’in hem de CHP’nin sevdiği saydığı bir isim. Bunu çok kalpten söylüyorum.”

‘TEK AVANTAJIM ZAMANDI’
Özlale, kendi adaylığının rakip adayların açıklanışından çok önce olması hakkında ne düşündüğü sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bütün adaylara buradan başarılar dilerim. Günün sonunda İzmir’in kazandığı bir yarış olsun. Ben İzmir ile dertlenen, İzmir’i daha iyi bir yere getirecek adayların yarıştığı, İzmir’in kazandığı bir yarış olmasını istiyorum. Benim de ortaya çıkışım buydu. Kutuplaşmış bir siyaset var. İzmir’de çeyrek asırdan beri AK Parti ya da öncesinde de merkez sağ bir partiyle CHP arasında sıkışmış bir siyasette insanlara ya bu, ya bu diyorlardı. Ben üçüncü bir alternatif olarak, liyakatime güvenen birisi olarak ‘AK Parti adaylarına mecbur değilsin burada ben de varım’ dedim. AK Parti’nin kadar kamu kaynağım olmadığı için, CHP’li belediyeler kadar kaynağım olmadığı için tek avantajım zamandı. 20 Eylül 2023’te Türkiye’nin ilk açıklanan belediye başkanı olarak İzmir’i dolaştım. Bunu yapmam gerekiyordu. Yerel seçimler genel seçimlerden daha yıpratıcı. Birincisi 30 ilçe var ve 1 kişi seçiliyor. Genel seçimin yorgunluğun üstümüzden atamadan bir yerel seçime girdik ama iyi ki böyle yapmışım. Özellikle 25 günde ortamın kızıştığı bir ortamda kendimi anlatamayacaktım. Erken yola çıkmak, yıpratıcı olmakla birlikte doğru bir kararmış bunu anladım.”

‘ÜÇÜMÜZ ARASINDA GÜZEL BİR YARIŞ OLACAK’
Diğer büyükşehir adaylarının açıklamasından sonra hala ilk 2’ye girme iddiasında olup olmadığı sorulan Özlale, “İlk 1’de olurum artık. Ben bu seçimi kazanmak için çıktım. İlerleyen zamanlarda bütün projelerimizi detaylarıyla anlatacağız. Lansman yapacağız. Egedesonsöz de ön sıralarda yer alacak tabii ki. İddiamı güçlendirerek devam ettiriyorum. İki kişi de çok değerli insanlar. Hamza Bey AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı. Burada da çok fazla söylenti çıkmıştı. AK Parti aday çıkarmayacak beni destekleyecek yönünde. Ben de sizin programınızda demiştim ki AK Parti’nin burada 8 milletvekili var, CHP’nin 10 tane milletvekili var. AK Parti burada güçlü bir aday çıkaracaktır dedim. Genel başkan yardımcılarını çıkardılar. İzmir’in de bildiği bir figür. CHP de büyük ilçelerden bilinen bir ismi çıkardı. Güzel bir yarış olacak. Benim avantajım geldiğim yer, mesleğim, özgeçmişim. Hamza Bey, avukat, Cemil Bey estetik cerrahı, ben de ekonomistim. Hem de diplomalı ekonomistim. Yıllar yılı şehirler için bakanlıklar için yurt içi yurt dışı birçok projeye imza attım. Şimdi onları gerçekleştirmek için yola çıkıyorum. Benim burada ön plana çıkan özelliğim liyakatım ve bu tür şehirlerde yapılmış ve başarıyla sonuçlanmış projelerimin İzmir’de gerçekleştirme hayalim ve İzmirli olmam. Çok büyük memnuniyetle İzmir çocuğuyum diye söylüyorum. Şuradan biliyorum önemini. Ben Hatay semt pazarındaydım. Orada bizim oranın çocuğu geldi denir. Kendi semtimde. Babam hala Hatay Üçyol’da oturuyor ben de İzmir’de olduğum zamanlar Üçyol’da oturuyorum. O semt pazarında, gittiğim her yerde insanların beni bağrına basması, senin gençliğini çocukluğunu biliyoruz demeleri benim için mutluluk kaynağı. Şunu da gösteriyor bana. İzmir’den eğitimimden ve akademisyenliğimden dolayı uzak kaldığım zaman İzmir zaten azalmamıştı. İnsanlar beni hatırlıyorlar, seviyorlar. Diğer adaylardan bir farkım da gerçekten İzmir’i sevip bütün değerlerini bünyemde taşıyor olmam” dedi.

‘DEM’İN ADAY ÇIKARMASI BENİM EKMEĞİME YAĞ SÜRER’
Özlale, ‘Dem Parti’nin İzmir’de büyükşehir adayı çıkartması haline çok adaylı bir seçimin hangi adayın hanesine eksi yazar, kimin ekmeğine yağ sürer?’ sorusu üzerine şu ifadeleri kullandı:

“Benim ekmeğime yağ sürer çok açık söylüyorum. DEM Partisi burada çok güçlü bir aday çıkaracaktır. DEM’den bana çok fazla oy geçişi olacağını düşünmüyorum. Bu o seçmeni asla değersiz gördüğüm anlamına gelmiyor. Benim için bütün seçmenler aynı derece önemlidir ama onlardan bana oy geçişi olacağını zannetmiyorum. Onlardan daha çok AK Parti ve CHP’ye oy geçecektir diye düşünüyorum. Aday çıkarırlarsa bu bana yarar.”

‘KÜSKÜNLERİN ORTAYA ÇIKMASINI BEKLİYORDUK’
CHP’nin ilçe adaylarını açıklamasından sonra Çiğli’de ve Çeşme’de yaşanan tartışmalar hakkındaki değerlendirmesi sorulan Özlale, “Bizler belediye başkan adaylarını belirlerken o ilçenin sevilen figürler olmalarına dikkat ediyoruz. Şu anda belirlenen adaylar o ilçede ikamet eden, o ilçeyi sokak sokak gezen insanlar. Bundan sonraki aday özellikleri da aynı özelliklerde olmalı. İkincisi bizim kurucu değerlerimize yakın birisi olmalı. Dolayısıyla CHP ya da AK Parti doğru aday göstermedi biz hemen bu aday sarılalım diye bir şey bizde söz konusu değil. O adayın İYİ Parti’nin istediği özellikleri taşıması, o ilçede ikamet etmesi, projelerin olması bizim için öncelikli. Burada aynı şeyi söyleyeceğim. Bizler nasıl ilçe belediye başkan adaylarımızın yerli ve milli olmasına dikkat ettiysek bundan sonraki süreçte de buna dikkat edeceğiz. Şimdi aday havuzumuz biraz daha genişledi. Çünkü AK Parti, CHP bizim aday açıklamadığımız ilçelerde adaylarını açıkladı.  Küskünlerin ortaya çıkmasını zaten bekliyorduk. Mesela Urla’da CHP’nin 52 aday adayı vardı. Diğer ilçelerde böyle. Urla çok uç bir örnek olduğu için söylüyorum. AK Parti için de bu geçerli. Bir seçim yapıldığı zaman bazı hayal kırıklıkları, küskünlükler yaşanıyor. Biz de siyasi rekabetten dolayı bunu değerlendirmek isteriz” diye konuştu.

‘ADAYLARI POTAYA SOKMAMIZ ÇOK ANLAŞILABİLİR’
Özlale’ye Araştırmacı, Gazeteci Ümit Yaldız’ın SONSÖZ TV’deki programda CHP’li aday adaylarının aday gösterilmemesi durumunda yaşanabilecek ‘DSP benzetmesi’ soruldu. Özlale şu yanıtı verdi:

“Adaşımın son cümlesi kıymetli. Bizim partili olan, kurucu değerlerimizle uyumla adaylara tabi ki biz gidebiliriz. CHP ve AK Parti kendi adaylarını çıkardı, seçimini yaptı. Dolayısıyla bizim onların çıkartmadığı adayları değerlendirme potamıza sokmamız siyaseten çok anlaşılabilir ve ahlaki kurallar açısından kabul edilebilir bir şey. Bizler kısa bir dönemde bu ilçelerdeki belediye başkan adayları havuzunu genişletip değerlendireceğiz.”

‘PARTİLER ARASI GEÇİŞLER NORMAL BİR SÜREÇ’
İYİ Parti’den CHP’ye ve AK Parti’ye geçişlerin yaşanmasını değerlendiren Özlale, “Bence doğal. İYİ Parti’de başlayıp CHP’ye geçen CHP’de başlayıp İYİ Parti’ye geçen aynısı AK Parti için de olabilir. Bu benim için oldukça normal bir süreç. İYİ Parti’yle CHP’ye baktığınız zaman kurucu değerler açısından herhangi bir fark görmüyorsunuz. Ben bunu çok olağan dışı görmüyorum, mümkün. Aynı şeyi AK Parti için de şöyle söyleyebiliriz.  AK Parti içinde merkez sağda olup bugün partinin geldiği noktadan rahatsız olup İYİ Parti’yi ya da CHP’yi değerlendirmesi kadar normal bir şey yok bence” dedi.

‘ADAYLARI AÇIKLAMAK İÇİN BEKLEMEK İSTEDİK’
Adaylarını en geç açıklayan CHP’nin İzmir ilçelerini açıklamasından sonra İYİ Parti geç kalmadı mı sorusu üzerine Özlale şöyle konuştu:

“Biraz daha beklemek istedik. Biraz daha diğer partilerin adaylarını açıklamasını bekledik. Bazı ilçeler var ki bizim orada birkaç tane adayımız vardır ama CHP ve AK Parti’nin çıkardığı adaylar vardır ona göre o iki üç ayadan birini ön plana çıkarmak doğru olabilir. İlçelerin hepsinde belirlediğimiz aday adayları var. Tahmin ediyorum önümüzdeki hafta çarşamba itibarıyla önemli bir kısmını açıklamış oluruz. En az 10 taneyi daha açıklamış oluruz. Bu aslında mantıklı bir strateji. Bizler de diğer iki partinin çıkardığı adayları görüp ona göre bir konumlandırma yapmak istedik.”

‘PARTİDEN GİDEN BAZI ARKADAŞLAR ORTAMI GERMEK İÇİN YAPTI’
Özlale, Tire’ yaşanan adaylık krizi ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Son dönemlerin en sevindirici gelişmelerden bir tanesi Atakan Bey’in bizim partiden aday olarak seçime girmesiydi. Ben kriz yaşandığını düşünmüyorum. Birincisi MHP tarafından çıkartılan haberler aslında çok fazla gerçeği yansıtmıyordu. Biz Atakan Beyle il başkanlarımız milletvekilleriyle temas halindeydik. MHP’deki bizden giden arkadaşların biraz daha ortamı germek için yaptıkları bir şeydi. Atakan Bey de sağolsun orada rahat durdu. İkinci nokta şu: Atakan Bey’in bu seçimi iş birliği ile çok rahat kazanacağını olacağını düşünenlerdenim. Kendisi çok iyi bir belediye başkanı. Bu iş birliğinin son ana kadar olursa seçimi çok rahat götürebileceğini söylüyordu. Genel idare kurulumuz seçimlerde tek başımıza gireceğimizi söyleyince Atakan Bey de parti aidiyetinin her şeyden önde olduğunu bizle beraber yola çıktı bence çok sevindirici bir gelişme. Belirlendikten sonra da Atakan Bey ile durum değerlendirmesi yaptık. Biz bu hafta daha başka belediye başkan adaylarımızı açıklayacaktık. Atakan Bey’i tek başına açıklamak istedik. Çok güzel bir iş yaptı Tire’de çok başarılı oldu. Kendisini İzmir’de açıklanan tek aday olarak onore etmek istedik.”

‘YAZANLAR NİYETİNİ BELLİ ETTİ’
Özlale, Fatih Altaylı’nın ortaya attığı ‘Ümitleri karıştırmışız’ iddiası üzerine şöyle konuştu:

“Birincisi o kadar zannedildiği kadar rahatsız olmuyorum. Siyasette 3,5 yılım daha dolmadı. İlk öğrendiğim şeylerden bir tanesi burası tam bir dezenformasyon yuvası. Basın gereğidir belki, söylendi konuşulduğu gibi. Ama kaynak belirtilmiyor. İlk önce OdaTv yazı sonra Fatih Altaylı o haberin üzerine kendi yorumunu ekleyerek bir şeyler yazdı. Ben de oradan bir yalanlama açıklamasında bulundum OdaTv’nin haberinde baştan aşağı hiç doğru olmayan, siyasi etiğe de çok sığmayan şeyler yazıldı. Böyle bir şey olmadı. Ben bir iddia ortaya koydum. Temmuz, Ağustos gibi belediye başkan adayı olmak istediğimi söylemiştim. 20 Eylül’de adaylığım açıklandı ondan sonra siz de şahitsiniz o kadar çok yer dolaştım, gezdim. Hiç de öyle istifa edecek kadar mutsuz, hoşnutsuz gibi bir aday gibi de gözükmüyordum. Dolayısıyla yazanların niyetini belli etme olarak görüyorum bunu. Ben her geçen gün hızımı arttırarak yoluma devam ediyorum”

‘BEN İZMİR’DE NEYE ADAY OLDUĞUMU BİLİYORUM’
Bu konuyu Genel Başkan Akşener ile konuşup konuşmadığı sorulan Özlale, “Sormama hiç gerek yok. Adaylığım itibarıyla nerdeyse her ay adaylıktan çekileceğim ile ilgili haberler yapıldı. Birçok haber yapıldı. Bir tanesi benim İzmir adaylığımın Ankara ve İstanbul için bir pazarlık unsuru olabileceği söylendi. Ankara ile İstanbul arasında anlaşma sağlanırsa adaylıktan çekilebileceğim söylendi. Aytun Bey iddia etmişti. AK Parti’nin benim lehime çekilebileceği söylendi. En son da bu olay. Benim hiç böyle bir derdim yok. Ben İzmir’de neye aday olduğumu biliyorum.  Çok da istiyorum” dedi.

PROJELERİNDE NELER VAR?
Özlale, İzmir projelerinden şu ifadelerle bahsetti:

“Benim İzmir’de ilk değiştirmek istediğim şey için bana birkaç sene lazım. İzmir yaşlanan, yolları ve binasıyla pırıltısını kaybetmiş bir şehirdir. İzmir kaybetmeye yüz tutmuş bir şehirdir. İzmir neredeyse tarihini inkar edecek şekilde yaşlanıyor, yavaşlıyor, hızını kaybediyor. Ben de demiştim ki İzmir’in en hızlı şehir olmasını istiyorum. İzmir’deki ticari faaliyetlere belediyenin izleyeceği politikalarla Türkiye’nin İzmir’i en hızlı yaşayan, en zengin şehri yapmak istiyorum. Bunu bir vizyon olarak koyalım. Nasıl projeler yapabileceğiz? Alsancak Limanı arkası projemiz var. Bunların hepsini lansmanda anlatacağım. İkinci bahar köyümüz, yaşam bilimleri enstitümüz var, Türkiye’nin en büyük girişimcilik merkezini Basmane Çukuru’nda yapmak gibi projelerimiz var. Temel ortak noktası şudur: İzmirli gençlerin İzmir’de hayallerini gerçekleştirme imkanı bulamayıp Ankara’ya İstanbul’a, Eskişehir’e ya da yurt dışına gitmelerine dayanamıyorum. Burası hayallerimizin, gençlerimizin hayallerini gerçekleştirebileceği bir şehir olmak zorunda. Burası yaş almış vatandaşlarımızın emekli olduktan sonra yaşayacağı bir yer değil, tam tersine gençle riçin bir cazibe merkezi olmak zorunda. Emekliler için de ikinci bahar köyü projemiz var. Babam da içerisinde. O şherin kalabalığında şehrin hayat pahalılığından, trafiğinden boğuluyorlar. Babam 10 bin 700 lira maaş alıyor, açlık sınırının altında. Böyle 1 milyondan daha fazla yaş almış vatandaşımız var İzmir’de. İkinci bahar köyü şöyle;  uydu kentler, şehrin dışında yeşil alanı olan sağlık kompleksi olan,  sosyal yaşam tesisleri olan ikinci bahar köyleri. Babam şu an oturduğumuz evleri 15 bin liraya kiraya verse verir. O ise ikinci bahar uydu kentte şehir dışında olduğu için aylık konaklama bedeli 5 bin liradan fazla olmayacak. Bu uydu kentleri biz yapsak, adına ikinci bahar köyleri desek, yeşil alan üretilse, yaş almış vatandaşlarımız şehrin keşmekeşinden kurtulsa. İkinci baharlarını orada geçirmelerini sağlasak ceplerinde para kalıyor. Kendi oturduğu evi 15 bine kiralasa, oturduğu ikinci bahar köyüne 5 bin lira ödese cebinde ekstra 10 bin lira kalıyor bir de emekli maaşı 10 bin lira cebinde 20 bin lira kalıyor. Şehrin dışındaki yaşam daha kolay olduğu için en azından ömrünün geri kalanında çok rahat yaşayabilir. Ben bu projeyi nerede anlatsam ilgiyle karşılandı. Sayın Karayalçın, Ankara’da Batıkent’i uydu kent vizyonuyla yapmıştı. İzmir’de böyle bir yer yok. Böyle olunca yaş almış vatandaşlar, daha rahat yerlerde yaşayacaklar. Şehrin merkezi, çalışan vatandaşlara açılmış olacak ve trafikte açılma olacak. Böylelikle kazan kazan durumu olacak. Bu projelerden bir tanesi.”

KENTSEL DÖNÜŞÜM MESAJI
İzmir’in kentsel dönüşüme ihtiyacının İstanbul’dan daha fazla olduğunu dile getiren Özlale,  “İzmir’in yüzde 60’ı gecekondu olarak inşa edilmiş. Daha sonrasın ruhsat – tapu verildikten sonra da çok çarpık bir kentleşme ile bugünlere gelmişiz. Bugün İzmir’in temelinde bu çarpık kentleşme var. İzmir’in mutlaka diğer şehirlerden daha acil bir kentsel dönüşüme ihtiyacı var. İzmir’in kentsel dönüşüme İstanbul’dan daha fazla ihtiyacı var. İzmir de İstanbul kadar deprem riski var. Bunun yolu alan ya da ada bazlı kentsel dönüşümdür. Bir binayı yıkıp onun yerine 6-8 katlı bina yapıp otopark yapsanız bile şehrin trafiğini azaltmazsınız görüntü kirliliğine ve gereksiz bir kalabalığa neden olursunuz. Fakat ada bazlı kentsel dönüşüm neredeyse bütün mahalleyi kentsel dönüşüme tabi tutarsanız, o zaman yeşil alan üretebilirsiniz. O bazdaki yerleri ticari yerler yapabilir, oradan edeceğiniz gelirlerle dar gelirli vatandaşların kendi evlerinde 0 maliyetle evlerini yenilemesine imkan sağlayabilirsiniz” şeklinde konuştu.

‘İLÇE TEŞKİLATLARI ÇOK İYİ ÇALIŞIYOR’
İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan’ın 31 Mart Seçimlerinde hedefinin 30+1 olduğu hatırlatılan Özlale şu ifadeleri kullandı:

“İl başkanımız bu cevabı verdiyse ondan başka bir cevap vermek istemem ama büyükşehir kesin. Ben 6 tane ilçeyi bunların içinde metropoldeki büyük ilçeler de var. 6-7 tane ilçeyi alırsak müthiş yaparız. İsimleri söylemeyeyim, söylersem oradaki söylemediğim ilçelerdeki belediye başkan adaylarımız gönül koyabilirim ama inan çok iyi gidiyor. Mesela bu hafta iki defa farklı programlarla Gaziemir’e gittim. Orada çok iyi çalışan bir ilçe teşkilatı var. Konak her zaman müthiş programlar yapıyor bizim için. Karşıyaka’da şimdi bir ivme kazanacağız. Bornova çok iyi çalışan bir ilçe teşkilatı. Geçen hafta Pazar günü 7 tane köye gittik. Bornova’nın köyleri arka planda bırakılmış yerler. Teşkilat çok iyi çalışıyoruz. Başarılı olacağımızı düşünüyorum.”

‘SİNAN BEY’İN SÖYLEDİKLERİNE ŞAŞIRDIM’
Sinan Bezicilioğlu’nun görevden alınması Ülkü Doğan’ın atanması sürecinde kendisine yönelik olarak söylenen ifadeler üzerine Özlale,

“Sinan Bey’e yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ederim. Teşekkürü hak etti. İkincisi Sinan Bey ile teşkilat başkanımız yolları ayırmak istemedi ve dedi ki ‘gelin sizi ege bölge koordinatörü yapalım ya da bir ilçe belediye başkanı olarak sizi aday gösterelim’ Sinan bey de ilk başta bu fikre soğuk bakmadı. Daha sonra böyle zehir zemberek bir açıklama yapınca bu bende şaşkınlık uyandırdı. Bunun dışında bana egolu, kapris, şımarık denmesi… Bunlar benim için önemli şeyler değil. Siyasetin içerisinde anladım ki insanlar istemedikleri bir sonuçla karşılaştıkları zaman bu tür cümleleri sarf edebiliyorlar. Bozulmuyorum, gönül kırıklığı yok. Ben sadece yoluma devam ediyorum. Kendim için çizdiğim bir hayal var. İzmir’i kazanmaya çalışıyorum. Belki de il yönetiminin istediğimiz hızda çalışamaması, istediğimiz tempoda sokakta olamaması, yerel seçimlere çok iyi hazırlanamaması vardı. Bu olabilir ama ben gazetelerde yazdığı gibi ‘ya o ya ben’ gibi genel başkanımıza bir tehdit şantaj gibi algılanabilecek, ‘ya o ya ben’ diyebilecek bir insan değilim” dedi.

Akşener’in ‘Bizi engelleyen saray değil Saraçhane’ sözleri üzerine yorum yapan Özlale, “O sözü billboard reklamları için kullandı. Üç tane büyükşehirde billboard kiralamak istediğimizde engelle karşılaştık. Şirket, bize o emrin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden geldiğini söyledi. O cümlenin esas adresi İstanbul” dedi.

AKŞENER – İMAMOĞLU SOĞUKLUĞU HAKKINDA NE DEDİ?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile Akşener arasındaki soğukluğa değinen Özlale, “Abla kardeşin arasında bazen öyle kırıklıklar olabiliyor.  Şu konuya açıklık getirmek istiyorum. Bizim hayal kırıklığımız şuydu kendi adıma da konuşmak isterim. Bizler 1 Mart itibarıyla genel seçimlerde Tayyip Erdoğan’ın iki tane belediye başkan adayından hangisi olursa olsun ikisi de CHP’li belediye başkanı.  Birisinin çıkmasını istedik. İki tane belediye başkanının bizim belediye başkanlarımız olduğundan değil. Anketlerde bu belediye başkanları ön plana çıkıyordu. Biz değil halk istedi. Anket verileriyle 6’lı masaya da getirdik, CHP’ye de sunduk ve kabul görmedi. Maalesef haklı olduğumuz 17-28 Mayıs’ta değil, CHP kongresinde ortaya çıktı. CHP’li dostlarımız, cumhurbaşkanı olarak görmek istedikleri Kemal Bey’i, çok değil 6 ay sonra CHP genel başkanı olarak görmek istemediklerini söylediler. Kemal Bey’in cumhurbaşkanlığı adaylığını dayatan ve bu konuda bizimle tartışan, bizi yok sayan grup 6 ay sonra Kemal Bey’i CHP genel başkanlığından indirdi. Biz haklıydık. Birçok programda şunu söyledim. Bu üç tane cumhurbaşkanı adayından en rahat ev en iyi Kemal Bey ile çalışırım. Devlet terbiyesi almıştır, çok başarılı bir bürokrat kariyeri vardır. Nezaketinden saygısından kimsenin herhangi bir şüphesi olamaz. Ama orada bizim dikkate almamız gereken şeylerden biri anketlerdi. Anketlerde o iki belediye başkanı önde çıkıyordu. Bunu onlara belirtmemiz gerekiyordu.  Çok daha rahat bir seçim götürebilirdik. Kemal Bey’in adı zikredildiğinde diğer partiler de onu desteklediğinde hiç ses çıkartmasak bugün belki bizim 130-140 tane milletvekilimiz olurdu. Orada bir sorumluluğumuz var. Mart’ın başındaki anketlerde maalesef Kemal Bey Tayyip Bey’yin arkasında çıkıyordu. Biz de bunun bir risk içerdiğini söyledik ve maalesef bu gerçekleşti” dedi.

‘KOKU PROBLEMİNİ İZMİR’İN İLK BEŞ PROBLEMİ ARASINA KOYMAM’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘körfezde kimyasal kullanıyorlar’ ifadelerine değinen Özlale, “Ben bu sözün arkasındayım. Bir, körfezin kokusunu İzmir’in ilk beş problemin arasına koymam. Ben bu kimyasal kullanılıyor dediğimde. Körfez’deki ekosistemi ve insan sağlığını tehdit ettiğini söylemedim. Bu kokuyu bastırmak için kimyasal kullanılıyor dedim. Bununla ilgili yapılan ihale var zaten. Bazen ben siyasette birebir tamamen karşı olduğum cumhurbaşkanıyla aynı cümleyi de kullanıyorsam çoğu şeyi de aynı düşünüyorum anlamına gelmiyor. Ben bu iddiayı ortaya koyduğumda, dedim ki İzmir’de körfezin kokusunu bastırmak için İZSU koku giderici kimyasal kullanıyor dedim. Önemli olan İzmir’in koku probleminden çok daha önemli kentsel dönüşüm problemi, trafik, genç işsizlik, uyuşturucuyla mücadele problemi var. Suriyeli problemi var. Maalesef her gün içimizi yakan öfkelendiren cinayetler var. En son taksici kardeşimiz yaptığı iyiliğin kurbanı oldu. Pazar günü taksi durağını ziyaret edeceğiz. Geldiğimiz nokta şudur; İzmir giderek tekin olmayan, madde bağımlılığının kol gezdiği, düzensiz göçün olumsuz etkilediği bir yer haline geldi” ifadelerini kullandı.