HDP'den MHP'ye çağrı!

HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken, bir açıklama ile MHP yöneticilerine çağrı yaptı.
 
"Hakareti bırakın, siyaset yapın" başlıklı açıklama şöyle: Açıklama ve demeçleri küfür, hakaret ve terbiyesizlik içeren; diplomatik nezaket başta olmak üzere tüm insani nezaket kurallarından yoksun olan partinin genel sekreteri, partimiz ve Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş hakkında kendi çizgilerine gayet uygun, ama ülkemizde barış isteyen, aralarında çok sayıda MHP seçmeninin de olduğu milyonların asla kabullenemeyeceği yazılı bir açıklama yapmıştır.
 
MHP yöneticileri, partimize ve Eş Genel Başkanlarımıza karşı aldıkları bu tutumla ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlamadıklarını açıkça ortaya koymuşlardır. Sadece dünya görüşü ve ülkemizin temel sorunlarına yaklaşımda değil, insani değerlere sahip olma konusunda da evrensel kimi ölçütlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan Genel Sekreter, son günlerde partimize yönelik çirkin üslubun dozunu giderek arttıran, seviyeyi de en aşağılara çeken bu açıklamasıyla partisinin siyasi düzeyini de ele vermiştir.
 
Partimize yönelik bir algı operasyonunun parçası olan, seçmenlerin tehdit edildiği yalanına sarılarak adeta Saray sözcülüğüne soyunan MHP Genel Sekreteri’nin bu açıklaması, partisi ve yöneticileri hakkındaki değerlendirmemizde ne kadar haklı olduğumuzun adeta bir belgesi niteliğindedir. Ancak bu haklılığımızdan mutluluk duymuyoruz. Besbelli ki, herhangi bir utanma ya da sıkılma belirtisi olmadan yazıldığı anlaşılan, baştan sona düzeysizliklerle dolu metni doğrusu biz okurken, yazan adına utandık.
 
Bu yaklaşım, ülkemizin içinde bulunduğu zor günlerin yarattığı tahribatı arttırmaktadır. MHP yöneticilerinin bu nefret söylemi pek çok seçmeni ve 7 Haziran seçimlerinde partimize oy vermiş olanları, hatta inanıyoruz ki siyasette ve ülkede huzur isteyen başta MHP seçmenleri olmak üzere taraflı tarafsız herkesi rahatsız etmektedir; diğer partilerin seçmenleri de bu durumdan son derece rahatsızdır. MHP sözcülerinin bu pervasız yaklaşımları, halklarımıza kin ve nefret tohumları saçmaktadır. Ancak bu amaçlarında başarılı olamayacakları nettir. Türkiye her alanda olduğu gibi siyasette de yapıcı ve barışçıl bir üslup beklemekte ve bunu da hak etmektedir.
 
MHP’nin partimiz hakkında içine girmiş oldukları saldırgan tavrın, 7 Haziran seçimleri sonrasında AKP ile yaptıkları işbirliğini kamuoyundan gizleme amaçlı olduğu da açıktır. MHP’nin; Meclis başkanlığı seçimi, Meclis Başkanlık Divanı üyelerinin Saray’da el pençe divan durmaları, RTÜK üyesi Genel Kurul seçimi, Suruç Katliamı araştırma komisyonu kurulmasının engellenmesi, çözüm sürecinin tamamen durdurularak savaş konseptine dönülmesindeki tutumlarında da görüldüğü gibi AKP ile olan işbirlikleri saklanamayacak buruma gelmiştir. MHP’nin partimize yönelik bu saldırgan tutumunun, HDP’nin Saray’ın ve AKP’nin politikalarını teşhir eden tutumunun kamuoyunda tartışılmaya başlandığı bir döneme denk gelmesi de son derece manidardır. MHP bu tutumuyla Saray etrafında adeta ırkçı bir kalkan olarak görev yapmaya hazır olduğunu tüm kamuoyuna göstermiştir.
 
HDP nefretiyle kör olmuş, bu yüzden de partimizi ve gerçekleri göremeyen MHP yöneticilerine bir gerçeği hatırlatmak isteriz: Halkların Demokratik Partisi, 7 Haziran’da düzenlenen genel seçimlerde 6.058.489 kişiden oy almış, 14 ilde birinci çıkmış, % 13.12 oy oranı yakalamıştır. Bu seçmen iradesini ve tercihini yok görme, aşağılama, rencide etme hakkına ve rahatlığına sahip değilsiniz. Bize oy vermiş olup da politikalarımızı destekleyenler, oy vermese de gönlü bizde olan ve çözüm yaratan politikalarımızı dikkatle izleyen bir tek kişiye bile kötü söz söyleme hakkınız olamaz.
 
Bu gerçeği MHP yöneticilerine bir kez daha hatırlatıyoruz. Demokratik siyasetin diline ve üslubuna uygun davranma zorunluluğunu bir kez daha vurguluyoruz. Türkiye’nin herhangi bir yerinde yaşanacak her türlü olumsuzluğun sorumluluğunun MHP yöneticilerinin bu kışkırtıcı, sorumsuz, hakaret ve nefret dolu açıklamaları olacağını vurguluyoruz.
 
MHP yöneticilerini partimize yönelik saldırılardan vazgeçmeye, siyasi düşüncelerini ve ülkemizin sorunlarına ilişkin çözüm önerilerini halklarımıza sunacak bir siyasi düzeye davet ediyoruz.