HABERLER>POLİTİKA
9 Mayıs 2016 Pazartesi - 12:30

Gül’ün eniştesi yazdı: Davutoğlu neden ‘azledildi?’

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eniştesi AK Parti İzmir eski Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevden ayrılma gerekçelerini sıraladı. Tekelioğlu, “Ahmet Davutoğlu’nun öne çıkıyor olması Tayyip Erdoğan’ı çok rahatsız etti ve azlin ana sebebi oldu” dedi.

Gül’ün eniştesi yazdı: Davutoğlu neden ‘azledildi?’

EGEDESONSÖZ - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakacağını açıklamasının ardından gözler 22 Mayıs’ta yapılacak olağanüstü kongreye çevrilirken parti içinde yaşanan tartışmalı süreç ise devam ediyor.

Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ayrılığın sebepleri sıralanırken önemli bir isimden farklı değerlendirmeler geldi. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eniştesi AK Parti İzmir eski Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu, ana sebep olarak Davutoğlu’nun öne çıkmasını ve bu durumdan Erdoğan’ın rahatsız olmasını gösterdi.

Geçtiğimiz aylarda hükümete yakın medya kuruluşu Star Gazetesi’ndeki yazılarına son verilen Tekelioğlu, bir internet sitesindeki “Davutoğlu nerede duruyordu?” isimli yazı yazdı. Yazısında, Davutoğlu ile Erdoğan’ın görevdeyken ilişkilerini, ayrılık kararlarını ve daha birçok konunun altını çizdi. Prof. Dr. Tekelioğlu, Davutoğlu’nun beklentilerin aksine önceki süreçlerde de dik duramadığını ima etti.


İŞTE O YAZI
Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı bırakacağının belli olduğu günlerdeydi. Herkes kendince bir başbakan tayin ediyordu. İsmi en çok konuşulanlardan biri de Ahmet Davutoğlu idi. Ben buna şiddetle itiraz ediyor ve “olmayacak duaya âmin demeyin” diyordum.

İki sebebe dayanıyordu itirazım.
Bana göre Tayyip Erdoğan, kim Başbakan olursa olsun, onu da yönetecekti. Tayyip Beyin mizacı bu idi ve bunu baştan kayıtsız şartsız kabul edecek biri olmadıkça ilerde anlaşmazlık çıkması mukadderdi. Tayyip Bey, Ahmet Davutoğlu’nun böyle bir zımni anlaşmaya uygun olmadığını bilir ve onu Başbakanlık makamında görmek istemezdi.

Ahmet Davutoğlu da Tayyip Beyin mizacını bilir, yetki karmaşasından doğması kuvvetle muhtemel olayları bugünden kestirir ve başbakanlık teklifini kabul etmezdi. Benim tanıdığım kararlarında tam bir bağımsızlık düşkünü Ahmet Davutoğlu’nun böyle bir teklife evet demesi için görünürdekilerin dışında bir sebep olması gerekirdi. Oysa böyle bir şey ufukta mevcut değildi.

Hem Tayyip Bey açısından hem de Ahmet Davutoğlu açısından yanıldığım ortadaydı. Kendi kendime benim tanıdığım Tayyip Erdoğan yönetim mekanizmasının baskın unsuru olmaktan vazgeçmez diyordum hala.  Demek ki Ahmet Davutoğlu konusunda yanılıyordum. Onu iyi tanımadığıma hükmettim.

Güçlü cumhurbaşkanı, güçlü başbakan söylemi sözde kalmaya mahkûmdu. Fakat Ahmet Davutoğlu nasıl oluyor da bunları görmezden geliyordu. Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında nasıl bir cumhurbaşkanı olacağının işaretlerini vermemiş miydi?

O zaman biraz benim gibi düşünen arkadaşlarım “önümüzde olağanüstü ve olağan kongrelerdeki MKYK listeleri, bakanlar kurulu listesi, milletvekili listeleri ve daha bir sürü kritik süreç var, acaba bunların getireceği kopmalar olabilir mi?” diye konuşuyorlardı. Olmadı, hiçbiri olmadı. Davutoğlu, Tayyip Beyin düşündüklerinin dışına çıkmadı. Bir iki kritik süreç yaşandıysa da Diyanet İşleri Başkanı ve başkalarının araya girmesiyle ve Davutoğlu’nun geri adım atmasıyla iş tatlıya bağlandı.

Fakat “içi beni, dışı seni yakar” misali her iki tarafın içine attığı meseleler de yok değildi. Bunlar Ahmet Davutoğlu’nun azli için sahici gerekçeler miydi, tam bilemiyoruz, ama birkaçını sayarak işin aslını kavramaya çalışalım.

Galiba en başta Tayyip Beyin olmazsa olmazı haline gelen başkanlık için Davutoğlu’nun yeterince gayret göstermediği kanaati vardı.

Davutoğlu’nun önemli bulduğu kamuda şeffaflık paketi de iki isim arasında görüş ayrılıklarının yansıdığı bir başka başlıktı.

Hakan Fidan'ın Davutoğlu ile istişare ederek 7 Haziran seçimleri için milletvekilliğine aday olmasına Cumhurbaşkanı Erdoğan karşı çıktı.

Erdoğan ile Davutoğlu arasında yaşanan görüş ayrılıklarından biri Dolmabahçe açıklaması oldu. Daha sonra çözüm masasının yeniden kurulmasına ilişkin olarak da görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Davutoğlu belli şartlarla çözüm masası yeniden kurulabilir derken Tayyip Erdoğan buna da olmaz dedi.

Yaşanan iki kongredeki MKYK listeleri ve milletvekili listeleri de tartışmalara yol açtı. Ama sonunda Davutoğlu, Tayyip Bey ne diyorsa ona peki dedi.

Akademisyenlerin tutuksuz yargılanması konusunda Davutoğlu, "ben prensip olarak hüküm verilene kadar tutuklu yargılamaya karşıyım, düşüncenin hiçbir türüne sınır getirilmesini kabul edemem" derken Tayyip Erdoğan buna da itiraz etti.

AB ile mülteciler konusundaki anlaşma da Tayyip Erdoğan’ın karşı olduğu hükümler içeriyordu ve kendisinden habersiz olarak bu işin götürülmesine içerlediği açıktı.

Tayyip Erdoğan Amerika seyahatinde Obama ile görüştü ama bu hem zor gerçekleşti hem de görüşmenin içeriği korumaların zorbalıkları ile lekelendiği için biraz can sıkıcı oldu. Durum böyleyken Davutoğlu’nun Obama’dan randevu istemesi Tayyip Beyi farklı kuşkular içine itti. 29 Nisan MKYK harekâtı olmasaydı Davutoğlu, Obama ve yardımcısıyla 5 Mayıs günü görüşecekti.

Öyle görünüyor ki dış konjonktür itibariyle Ahmet Davutoğlu’nun öne çıkıyor olması Tayyip Erdoğan’ı çok rahatsız etti ve azlin ana sebebi oldu. Bu konunun yakında daha fazla tartışılacağını sanıyorum.

Kimilerine göre Davutoğlu kitlelerin gönlünde bir lider profili olarak ön plana çıkmaya başlamıştı. Mayınlı sınırın aşıldığı yer burası mıydı yoksa?

Şimdi kafamı kurcalayan sorular var:
İstişare bir Ak Parti geleneği değil miydi? Ak Parti bu prensibi terk mi etti acaba? MKYK’da yaşananlar ve takip edilen rencide edici yöntem bu prensibin hiç göz önüne alınmadığını gösteriyor. Nitekim Davutoğlu da buna vurgu yapıyor: “MKYK’da yaşananları, önergenin kendisini ve takip edilen yöntemi refik olma özelliğiyle bağdaştıramadım.”

Ortaya çıkan halin kendi tercihi olmadığını da ekliyor Ahmet Davutoğlu.

Hem biz Gülen cemaatine niye kızıyorduk? İradelerini kayıtsız şartsız, istişaresiz başkasına teslim etmelerine yanlış demiyor muyduk? MKYK’daki 50 kişiden bu işin yönteminde bir tuhaflık var diyen çıktı mı acaba? Çıkmadığı ve iradelerin teslim edildiği anlaşılıyor. Yapılan görünürde demokratik bir işlem ama… Gerisini siz getirin.

Anayasa ve başkanlık sistemi işleri şöyle ya da böyle sonuca bağlanmadan Türkiye’de istikrarı yakalamak zor. Bunlar olduktan sonra istikrar gelir mi, o ayrı soru…

Bir husus daha var. Altı ay önce yapılan seçimde halk, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı,  Ahmet Davutoğlu Başbakan düşüncesiyle oy vermişti. Bu oylara saygı kaygısı taşımak gerekir miydi sizce?

Bu durumda güçlü cumhurbaşkanı, mutî başbakan ile 2019’a kadar devam mı? Bunun bir sonucu da anayasa değişikliği yok demek galiba… Başkanlık resmi olmuş, fiili olmuş fark etmez görüşü öne çıkıyor anlaşılan…

Benim en baştaki tahminlerim, yani Tayyip Bey ile Davutoğlu’nun anlaşmalarının zor olduğuna ilişkin kaygılarım biraz geç tecelli etti. Eh ne de olsa ben alaylı değil mektepli siyasetçi sayılırım. Olur o kadar yanılgı.

Söylenecek söz çok. Fakat çok sözün bir faydası yok. Yine de Ahmet Davutoğlu’nun nezaketini ve zarafetini ve iç çekişmelere yol açabilecek davranışlardan uzak duruşunu anmadan olmaz.

 
Yeşilova Höyüğü'nde 5 bin yıllık yaşam izi!
 
Flaş! Avrupa'yı şoke eden istifa
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
izmirli 10 Mayıs 2016 Salı 09:32

sizide gördük sanki teşkilatın sesini çok dinlediniz de

Yorumu oyla      11      5  
Akpartili 9 Mayıs 2016 Pazartesi 16:50

Sayın vekilim izmir millet vekilliği yaptınız sadece vekilim demedi diye il başkanına elinizden geleni yapmadımızmı izmire ne yaptınız akraba işleri hariç açtormayınız insanların ağzını sizde istişaremi var bir toplantıda mahalle başkanını derdini dinlemediniz Mah başkanı görevden alın diyen siz değilmisiniz millet vekili olamadım diye Tayyip Erdoğan'ı eleştirmek size yakışmıyor kimse anasından vekil doğmamıştır herkez hata yapabilir ama medyaya yorum yaparak değil partili iseniz eğer bunu gelin teşkilatlara bu davaya gönül vermiş kişilere anlatın anlattıklarınızda doğru söylüyorsanız

Yorumu oyla      12      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
YDK İzmir’e taşınıyor: Çiğlililer savunma yapacak
YDK’nın İzmirli üyeleri Mercan ve Polat’ın girişimleri sonucu kurul İzmir’de ...
Ve Davutoğlu veda turlarına başladı!
Başbakan Ahmet Davutoğlu, veda ziyaretleri kapsamında Genelkurmay Başkanlığı’nı ziyaret etti.
Flaş! MHP’de iki isme daha inceleme
MHP'de genel başkanlığa aday olan Meral Akşener'in ardından Sinan Oğan ...
 
Dervişoğlu’ndan İzmir Teşkilatı’na istifa daveti: Kendi durumlarını…
Genel Başkan Adayı Akşener’in İzmir mitingine görevdeki 11 ilçe başkanının ...
CHP'de deneyim konuştu: 2 Başkan anlattı, gençler dinledi!
CHP İzmir Gençlik Kolları’nın gerçekleştirdiği Akran Eğitim Programı’nda ...
CHP'den 'Kilis' kararı: Heyet gönderiyor!
CHP, Suriye'deki IŞİD mevzilerinden atılan füzelerin hedefi olan Kilis'e heyet gönderecek.
 
Şentop: Başkanlık sistemi Türkiye için zaruret
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, "Başkanlık sistemi Türkiye için zarurettir" dedi.
HDP ilçe eşbaşkanı hakkında flaş karar!
İzmir'de, 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla gözaltına alınarak ...
AK Partili Özdağ: Dünün sabahı dünde kaldı!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, ...
 
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Köy Enstitülü olmak…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Geleceğe ‘miras’ altın ses!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva