Denizli'de Başsavcı'nın öldüğü kazada şoförün cezası belli oldu!

Başsavcı Mustafa Alper ve makam şoförü Muzaffer Akşehirli'nin hayatını kaybettiği kazayla ilgili açılan davanın görülmesine Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. 

Duruşmaya, tutuksuz sanıklar kamyon sahibi Zeki Akyol, şantiye şefi İbrahim Yağız ve şirketin şantiye sorumlusu Ali Ünlüler ile sanık ve müşteki avukatları katıldı. Tutuklu sanık kamyon şoförü Uğur Tufan, İzmir 1 No'lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda olduğundan duruşmaya katılmadı. 

Sanık ve müştekilerin taleplerinin dinlendiği duruşmada müşteki avukatları, olay yerinde yeniden yapılacak keşifle suçluların cezalandırılmasını talep etti. 

Sanıklar beraatlerini isterken, makam şoförü Muzaffer Akşehirli'nin avukatı ve damadı avukat Uğur Özkul, reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti talebin reddine karar verdi. 

Alper'in avukatı Neşe Menderes, kamyonun trafiğe çıkmasında ihmali olanların da kazada kusurunun bulunduğunu belirterek tüm sanıkların cezalandırılmasını istedi. 

Makam şoförü Akşehirli'nin avukatı Uğur Özkul ise bunun basit bir trafik kazası olmadığını ifade ederek, "İhmaller zinciri söz konusudur. Bunun cezası bir kişiye bırakılamaz. Diğer sanıkların da kusuru vardır. Bütün sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum." dedi. 

Sanık avukatları ise müvekkillerinin beraatlerini talep etti. 

KAMYON ŞOFÖRÜNE 12 YIL CEZA 
Savunma ve taleplerin alınmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmaya bir süre ara verdi. 

Aradan sonra kararı açıklayan mahkeme başkanı Haki Öncü, kamyon şoförü Uğur Tufan'ın "taksirle ölüme sebebiyet vermekten" önce 8 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, daha sonra cezanın 1/2 oranında artırılarak 12 yıla çıkarılmasına, diğer sanıklar kamyon sahibi Zeki Akyol, şantiye şefi İbrahim Yağız ve şirketin şantiye sorumlusu Ali Ünlüler'in ise beraatlerine karar verildiğini bildirdi.  

GEREKÇELİ KARAR FOTOĞRAFLARLA DESTEKLENEREK AÇIKLANDI
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper ve makam şoförünün hayatını kaybettiği kazaya ilişkin açılan davada, kamyon şoförüne verilen 12 yıl hapis cezasının gerekçesi fotoğraflarla açıklandı.

Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan 17 sayfalık gerekçeli kararda, 12 yıl hapis cezasına çarptırılan kamyon şoförünün cezasının, bilinçli taksirden dolayı yarı oranında artırıldığı belirtildi. 

Gerekçeli kararda, tutuklu sanık kamyon şoförü Uğur Tufan'ın yola gerekli dikkati vermediği, dur levhasına uymadığı, kavşağı kontrol etmediği, ilk geçiş hakkının yolun sağdan gelen araç sürücüsünün olduğu kuralına uymadığı gerekçesiyle "asli kusurlu" olduğu vurgulandı. 

Mahkeme Başkanı Haki Öncü tarafından, 15 Temmuz gecesi çekilen fotoğrafın altında "Ülkemizin 15 Temmuz tarihinde yaşadığı hain darbe girişimine, yapmış olduğu başarılı başsavcılık görevi ile göğüs geren, güvenlik güçleri ve savcıları bu süreçte organize eden Başsavcı Alper'in acaba bir suikaste kurban mı gittiği yönünde toplumda endişe havası oluşması nedeniyle, soruşturma gerçekten büyük bir titizlikle yürütülmüş, tüm tarafların ve tanıkların ayrıntılı beyanları alınmış, makam aracının lojmandan çıkmış olduğu andan kaza mahalline kadar, herhangi bir araç takibi olup olmadığı irdelenmiş, İTÜ öğretim görevlilerinden oluşan 5 kişilik heyet tarafından keşif yapılmış, sunulan raporda kamyonu kullanan sanık Uğur Tufan'ın 'dur' levhasına uymaması, hız limitlerinin üzerinde seyretmesi sonucu birinci derecede asli kusurlu olduğu belirtilmiştir." ifadelerine yer verildi.

CUMHURİYET BAŞSAVCISI MUSTAFA ALPER'İN FETÖ İLE MÜCADELESİ
Adliye önündeki cenaze töreninden fotoğrafın yer aldığı kararda, şu ifadeler kullanıldı:

"Sayın Başsavcımızın ardından 'Zalimler için yaşasın cehennem' diyen ve sevinç çığlıkları atan zavallı insanlar. Şimdi özgür dünyada yaşadıklarını zannetmiş olsalar da, hayatları boyunca vatansız, milletsiz, devletsiz olarak başka ülkelerin keyfi ve takdiri altında, sığıntı şekilde o ülkelerde kalacak, vatan haini olduklarından, hayatlarının sonuna kadar Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim edilme korkusu ile yaşayacak ve bir gün öldüklerinde, tüm yakınlarından uzakta, sahipsiz bir mezarda kendilerine bir mezar bulacaklardır. Vatanımız ve devletimiz için hain darbe girişiminde canını dişine takıp, gece gündüz çalışan başsavcımızın hizmetlerini, işlerine gelmediği için beğenmeyen, yıllarca insanların kul hakkını yiyen, hayatları boyunca yalanlar içinde yüzen, son yıllarda masum birçok insan ki başta hakim adayı Didem Yaylalı, Yarbay Ali Tatar'ı intihara sürükleyen, haksız cezaevlerine atılan vatanperver, aydın yurttaşlardan Kuddusi Okkır, Türkan Saylan, İlhan Selçuk, Uçkun Geray, Erhan Göksel ve Kaşif Kozanoğlu'nun ölümlerine sebep olan, darbe gecesi, başta vatan için ölüme gözünü kırpmadan koşan kahraman Ömer Halisdemir olmak üzere o gece 248 şehit yurttaşımızın ölümüne, 2 bin 196'sının ise yaralanmasına, ülkemizin ekonomisinin zarara girmesine neden olan, akıl tutulması yaşayarak hangi ırktan, hangi inançtan olduğu dahi muamma olan emperyalist güçlerin maşası bir kişiyi kutsallaştırarak peşinden koşan vatan hainlerine Allah'ım fırsat vermesin."

"BAĞIMSIZ, TARAFSIZ YARGILAMA YAPILMADI DENMESİN"
Türk bayrağına sarılı tabuta merhum Başsavcı Mustafa Alper'in eşi ve kızlarının sarıldığını gösteren fotoğrafın altında ise şu ifadeler yer aldı:

"Rahmetli Başsavcımızı andığımız iki satırı gerekçe göstererek sakın bağımsız, tarafsız yargılama yapılmadı denmesin. Çünkü aylar süren ve toplumda oluşan 'suikast mi' şüphelerini yok etmek için titizlikle yürütülen soruşturma sonucu olası kast ile adam öldürme suçu ile ilgili hiçbir delil yok iken varmış gibi dava açılmasını bağımsız mahkeme olarak düzelten ve eylemin bilinçli taksirle ölüme sebebiyet olduğunu savunan, ilk celsede işletme sahibini, kamyon sahibini tahliye eden, doğru yönde yargılamayı sonlandıran, hiçbir etki altında kalmayan bağımsız ve tarafsız mahkememiz olmuştur. İnsanlar haksızlığa uğradığında, adaletin önemini anlar. Kendisine haksızlık yapanın en yüksek ceza almasını ister fakat yasa koyucu tarafından tayin edilen cezanın üzerinde bir ceza verilmesi asla düşünülemez. Rahmetli Başsavcının mesai arkadaşı olsak da olması gereken, doğru olan, adil olan verdiğimiz bu karardır."

Gerekçeli kararda, kamyon sahibi Zeki Akyol, şantiye şefi İbrahim Yağız ve şirketin şantiye sorumlusu Ali Ünlüler hakkında, yargılama sırasında elde edilen delillerden, tarafların beyanlarından, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapordan, sanıkların bu suçun oluşumunda ve işlenmesinde kusurunun bulunmadığına hükmedilerek beraatlerine karar verildiği belirtildi.

Tutuklu sanık kamyon şoförü Uğur Tufan hakkında ise taksirle kazaya sebep olduğu, Başsavcı Mustafa Alper ve Muzaffer Akşehirli'nin vefatı, koruma polisi Ramazan Uğur'un yaralanmasında asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği gerekçesiyle TCK'nın 85/2. maddesi gereği suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, kazanın oluş şekli, kusur durumu, sanığın geçmişteki hali, verilen zarar göz önünde bulundurularak, takdiren alt hadden uzaklaşılmakla takdiren ve teşdiden 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiği ifade edildi. 

Öte yandan, dosyaya yansıyan delillere göre, "Sanığın alkollü olarak araç kullanması, sürücü belgesi alıkonulduğu halde araç kullanmakta ısrarcı olması, kullandığı kamyonun trafikte kullanım izni olmadığını bildiği halde aracını kullanmış olması, kamyonun 10 lastiğinden 9'u kabak, aşınmış lastik olduğu halde bu durumu normal kabul etmesi, kamyonun üzerine yüklenen hafriyatın, normalde olması gereken miktar üzerinde, 28 bin 25 kilo olması, kamyonun güzergah olarak kullandığı yol yeni yapılmış, asfalt bir yol olsa da diğer yola nazaran tali yol olmasına rağmen bu durumu kabullenmeyip kusuru Karayollarına atması, kavşağa gelinen noktada dur tabelası olmasına rağmen durmaması, kamyonun yüklü olarak hızının olması gerekenden çok fazla ve kaza anında 73,9 km/h olması, sanığın savunmasında dile getirdiği üzere kavşağa girerken dur tabelasına uymadan durmayıp binek aracı gördüğü an fren yaparak durmaya çalışmayıp tam aksine süratini artırarak çarpışmaya neden olması" gibi düşünce ve etkenler dikkate alındığında sanığın eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiği kanaatinin mahkemede oluştuğu bildirildi. Bu doğrultuda, TCK'nın 22/3. maddesi gereği cezai artırım uygulandığı, bilinçli taksirin oranı göz önünde bulundurulup cezanın artırım oranının mahkeme tarafından üst had olarak takdir edildiği vurgulanarak, cezanın 1/2 oranında artırılması suretiyle sanığın 12 yıl hapis cezasına çarptırılmasına  karar verildiği kaydedildi.

Öte yandan kararda şehit Başsavcı Alper'in, katıldığı bir etkinlikte zeybek oynarken çekilen fotoğrafının altına da "Hakim ve savcı meslektaşlarının, adliye personelinin, vatandaşların rahatı için çabalamış, görme engellilerin yürüyebilmeleri için adliye içine şerit çektirmiş, çok sevdiği kayak sporunu icra ederken, lojmandaki çocuklara ilk kez kayak sporunu öğretmiştir. Rahmetliyi, önder kişiliği ile hakim ve savcıların veda gecesinde yalnız oynadığı muhteşem zeybek oyunu ile anacağız." ifadesine yer verildi.

Kararda, Başsavcı Alper'in hayattayken çekilen fotoğrafları kullanılarak yaşamı ve meslek hayatı anlatıldı. Kaza yerinden çekilen fotoğrafla başlayan karar yazısında, Başsavcı Alper'in 15 Temmuz darbe girişimi sırasında çalışırken, eşi ve iki kızıyla çocuklara kayak öğretirken, zeybek oynarken, hakim ve savcılarla birlikteyken ve cenaze töreni sırasında çekilen fotoğrafları yer aldı.

OLAY 
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in (48) içinde bulunduğu, makam şoförü Muzaffer Akşehirli'nin kullandığı 20 AB 548 plakalı otomobil, 10 Mayıs'ta Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna giderken Salihağa yolundaki kavşakta Uğur Tufan (53) yönetimindeki 64 DL 821 plakalı hafriyat yüklü kamyonla çarpışmıştı. Kamyonun üzerine devrildiği otomobildeki Başsavcı Alper ile makam şoförü Akşehirli hayatını kaybetmiş, koruma polisi Ramazan Uğur yaralanmıştı.

Kamyon şoförü Uğur Tufan, araç sahibi Zeki Akyol, şantiye şefi İbrahim Yağız ve şirketin şantiye sorumlusu Ali Ünlüler hakkında da "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istenmişti. (AA)