Çıray o haberlere isyan etti: Akar'a soru sormadık!

Komisyonun CHP’li üyelerinin başlangıçtan beri ilgililere yazılı soru sorulmasına kesinlikle karşı çıktıklarını vurgulayan Çıray, bunun gerekçesini şöyle açıkladı:

15 TEMMUZ FETÖ DARBE KOMİSYONU’NA KÖSTEK
“15 Temmuz  FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonun temel fonksiyonu, tarihimizin bu en karanlık ve utanç verici olayının tüm aktörleri ve kurgusu ile aydınlatılmasına katkıda bulunmaktı.  Biz esasen olayın olağanüstü vahameti ve derinliği göz önüne alındığında, bu komisyonun  bir soruşturma komisyonu olarak kurulmasını tercih ederdik. Ancak bunun AKP tarafından tercih edilmeyeceğini bildiğimizden Araştırma Komisyonuna  razı olduk. Bu komisyon üzerine düşeni yaptığı takdirde bir Soruşturma Komisyonuna dönüşmesi nasılsa kaçınılmaz hale gelir diye düşündük. Cumhurbaşkanı’nın 15 Temmuz’da hayati bir badirenin kıyısından dönmüş olması onun bu konudaki teşebbüsleri köstekleyici değil destekleyici bir tavır almasını sağlayacağına inandık. Ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanı’ndan 15 Temmuz’un aydınlatılmasına yönelik hiçbir destekleyici tavra şahit olmadık. Komisyon’un AKP’li Başkanlık Divanı tarafından birçok engellerle karşılaştık. Ancak bütün bunlara rağmen özellikle üç eski Genelkurmay Başkanı’yla bir MİT Müsteşarının açıklamaları, FETÖ’nün AKP iktidarı tarafından devletin içine yerleştirildiğini ortaya çıkardı. Bu da AKP yönetimini ürküttü ve komisyonun çalışmalarını engelleme kararı aldılar.”

MEKTUPLA SORU 15 TEMMUZ’U KARARTIR
15 Temmuz’un aydınlatılmasına önemli katkılarda bulunacak birtakım isimlere komisyonun huzuruna gelmeden yazılı sorular sorulması yönteminin teklif edilmesinin bir engelleme taktiği olduğunu ifade eden Çıray, buna kesinlikle karşı çıktıklarını sözlerine ekledi. Soruların yazılı olarak değil, Komisyon üyelerinin bizzat onların ayağına giderek sorulmasını talep ettiklerini ilâve eden Aytun Çıray sözlerine şöyle devam etti. 

“Bu komisyon sorularını mektupla soracak idiyse adını ‘Mektupla Araştırma Komisyonu’ koysaydık. Mektupla soru sistemi ile bu konu aydınlatılacak olsaydı diğer konukları neden çağırdık? Daha önce kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu üyeleri yaşı 90’a dayanmış aziz merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’i Güniz Sokak’ta  ziyaret ederek, tam yedi saat boyunca onun muazzam derinlikteki açıklamalarını milletin tutanaklarına geçirmişti. 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu’na çağrılmayan şahsiyetler Demirel’den mühim şahsiyetler mi? Biz bu nedenle 15 Temmuz’un açık-örtülü, doğrudan-dolaylı aktörlerine ve zanlılarına soruların yazılı olarak sorulmasını reddettik, ‘yazılı sorular 15 Temmuz’un aydınlatılmasına değil karartılmasına hizmet eder’ dedik. Bu nedenle mesela 15 Temmuz’u yapan sanık-şüpheli üst komuta mensuplarının önünün açılmasında birinci derecede etkili olduğunu düşündüğümüz bir önceki Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in komisyonun huzuruna gelmeyip soruları yazılı olarak verilip yazılı olarak cevaplandırmak istemesini kesin bir dille reddettik.”

SORULARDAN HABERİMİZ YOK
Çıray, Necdet Özel’in hükümet tarafından korunduğunu, 15 Temmuz’un dört kilit aktöründen biri olan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a sorulacak soruları yazılı olarak sormayı akıllarının ucundan bile geçirmediklerini, dolayısıyla şu anda kamuoyuna komisyonun Hulusi Akar’a 10 kritik sorusu diye servis edilen haberle uzaktan yakından ilgilerinin olmadığını anlatarak sözlerine şöyle devam etti:

“Hulusi Akar’a sorulduğu iddia edilen sorular Komisyon’un CHP’li üyeleri olarak bizim için de sürpriz olmuştur. Gerçeklerin aydınlatılmasına on vatlık bir gece lambası kadar bile katkısı olmayacak sade suya tirit on sorunun Komisyonun bütün üyelerinin imzası varmış gibi sunulması 15 Temmuz’un örtbas edilmesidir. Ona ilişkin kontrollü karşı darbe iddialarına belli bir haklılık şüphesinin düşürmek ve bu şüpheleri güçlendirmektir. Akar’a sorular, 15 Temmuz’un rejimi bir tek adam devleti olarak değiştirmeye yönelik gayrı meşru girişimi güçlendirmeyi ve ona kan vermeyi hedeflemektedir.”

15 TEMMUZ’U MAGAZİNLEŞTİRİYORLAR
“Ancak 15 Temmuz’a örtbasa yönelik cürümler bu tür sözde aydınlatma, gerçekte karartma teşebbüsleriyle sınırlı kalmamıştır. CHP’li üyelerin hiçbir katkısının olmadığı AKP’li uzmanlara hazırlattığı sözde raporda bu hıyanet şebekesinin sinema ve dizi sektöründeki etkinlikleri magazinleştirilmiş, popülist bir sansasyonelliğe alet edilerek vatandaşlarımızın 15 Temmuz’a ilişkin bilinçleri iyice bulandırılmıştır. Kısaca 15 Temmuz FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu saray güdümlü iktidar zihniyeti tarafından battal hale getirmekle kalınmamış, aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla yozlaştırılmıştır. Ortaya çıka çıka aydınlatma değil, utanç verici bir karartma ve örtbas çıkmıştır. Bu tam da Meclis’in boynuna çığırtkanlığını yaptıkları idam ipinin geçirilmesidir. Bize, hedeflenen tek adam devletinde Meclisin nasıl zavallı bir pozisyonu olacağını da ibret verici bir şekilde  göstermektedir.”