Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Özelleştirme İdaresi Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun Bornova ve Bayraklı’da yaptığı kamu arazilerindeki plan değişikliği kararları yargıya taşınıyor. Mülkiyeti Karayolları Genel Müdürlüğü adına kayıtlı toplam 44 bin 542 metrekarelik alandan oluşan Bayraklı İlçesi, Mansuroğlu Mahallesi’ndeki araziler ile ile mülkiyeti Maliye Hazinesi ve Karayolları adına kayıtlı Bornova Kazımdirik Mahallesi parsellere yönelik yapılan plan değişikliği kararına Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi resmen itiraz etti. Kamu arazilerine bölgesel iş merkezleri fonksiyonu getirerek bölgenin rantını arttıran kararın önümüzdeki günlerde mahkemeye taşınacağı da ifade edildi.
Oda, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun kararı ile onaylanan imar planı değişikliklerinin onay süreci planların kademeli birlikteliğine uygun olmadığını ifade etti. Yapılan başvuruda, “Planlama esasları ve imar mevzuatına göre, her plan türünde alt ölçekli planlamaya veri teşkil edecek kararlar oluşturulur. Ayrıca, planların hazırlanması sürecinde planlama alanının özelliği yanında, plan türüne göre de veriler elde edilir. Her plan türünün kendine ait planlama sürecinde analiz, araştırma ve sentez aşamalarında toplanan veriler o plan türünün planlama kararlarını belirler. Dava konusu imar planı değişikliklerinin aynı anda ve aynı planlama sürecinde onaylanması, plan kademelenmesi ilkesini ve kuralını hiçe sayan bir uygulamadır” denildi.
KAMU YARARI YOK
Dava konusu plan değişikliklerinin parsel bazında hazırlanarak onaylanmasının İmar Kanunu’na aykırı olduğunu ifade eden oda, başvuruda, “Söz konusu parseller, Bornova İlçesi, mevcut 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarında Resmi Tesis Alanı kullanımında kalmakta olup çevresinde ise Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı ve Küçük Sanayi kullanımları yer almaktadır. Plan değişikliği ile önerilen yeni kullanım biçimine yürürlükteki planın hangi hesaplama ile ihtiyaç duyduğu ve bu ihtiyacın dava konusu parsellerde karşılanması gerekliliğine ilişkin herhangi bilimsel bir gerekçe veya açıklama plan açıklama raporunda yer almamaktadır. Ayrıca, plan değişikliği alanın çevresi ile ilişkisi, işlevi, yapı yoğunluğu, kent bütününe etkisi, yerleşmenin gelişme potansiyeli, sektörel hedefleri ve alt yapıların dağılımı gibi etkenler göz önüne alınmaksızın gerçekleştirilmiştir. Bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanağı bulunmayan dava konusu plan değişikliği ile kamusal alan kullanımı metropoliten aktivite merkezine dönüştürülerek özel mülkiyete konu edilerek planlamanın sağlamakla yükümlü olduğu kişi ile kamu yararı arasındaki dengeleri, kamu yararı aleyhine değiştirmektedir.Resmi Tesis Alanı’nda kalan parseller kamusal alan kullanımından çıkarılarak kamu zarara uğratılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
YOĞUNLUK ARTIYOR
Oda yaptığı itirazında plan değişikliğinin bölgedeki yoğunluğu arttırıcı nitelikte olduğunu, ulaşım bağlantıları ile alt ve üst yapı açısından ciddi sorunlar yaratacağına vurgu yaptı. Başvuruda, “Plan değişikliği sınırları içinde imar adası içinde yapılacak özel otopark dışında genel otopark alanı ayrılmadığı görülmektedir.Plan değişikliği ile önerilen “Metropolitan Aktivite Merkezi” kullanım kararı içeriği gereği kullanıcı yoğunluğu, ulaşım ve otopark talebini artırıcı nitelikte olduğundan bu yoğunluk gerek altyapı gerekse üst yapı açısından ciddi sıkıntılar doğuracaktır. Söz konusu plan değişikliğinin ulaşım bağlantılarına dikkate almaması ve çevre bağlantıları göz ardı etmiş olması planın bütünlüğünü bozucu nitelikte olduğundan planlama esasları ve şehircilik ilkeleri ile uyarlılık göstermemektedir. Plan değişikliği, getirdiği fonksiyonlar, arazi kullanım kararları itibarıyla, söz konusu bölgede yapı, nüfus ve trafik yoğunluğunu arttırmakta, emsal teşkil edici ve plan bütünlüğünü bozucu bir nitelik taşımaktadır. Emsal teşkil etmesi yönünden çevresindeki parsellerinde benzer plan değişiklikleri önermesi planın donatı dengesi, hesapları ve planın bütünselliği, mevcut yoğun yerleşim dokusu göz önüne alınmadan, sadece parsel bazında gerçekleştirilen düzenlemelerle, planlarla birlikte kurulmuş olan düzenlemelerin tamamen bozulmasına neden olunmaktadır” ifadeleri kullanıldı.