Başkan Soyer, SonSöz TV’ye konuştu: İtalya’dan maskematik talebi geldi!

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, SonSöz TV canlı yayınına katıldı ve gündeme dair önemi açıklamalarda bulundu.

Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, koronavirüs salgını sürecinde yürütülen çalışmalara dair bilgiler verdi.

Aynı zamanda rutin belediyecilik faaliyetleri üzerinden de konuşan Başkan Soyer, önceliğin virüsle mücadele olduğunu ifade etti. Soyer, AK Parti kanadından gelen eleştiri ve tepkiler karşısında da kısa ve net cümleler kurdu.

23 NİSAN’IN KIYMETİNİ BİLİYORUZ
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin konuşan Soyer, “Çok daha görkemli bir şekilde kutlamak isterdik. Egemenliğin ulusa verilişinin 100’üncü yılının dönümü çok daha coşkuyla kutlanmayı hak ediyordu. Ama ne yazık ki içimizde bulunduğumuz koşullar bunu engelliyor. Evimizde, balkonumuzda kutlayacağız. Çünkü kıymetini biliyoruz. Çok anlamlı bir gün bu! Böyle bir günün çocuklara armağan edilmesi ayrı bir anlamlı” dedi.

İTALYA’DAN MASKEMATİK TALEBİ GELDİ!
Metro istasyonlarına konulan maskematiklerle ilgili önemli bir bilgi veren Soyer, “Bu sayılar arttırılacak. 10 tane maskematik montajı daha yaptık. Önümüzdeki hafta içinde hem Karşıyaka hem Buca’da yeni maskematikler olacak. Aslında sadece İzmir’de sınırlı olmayacak. İtalya’dan talep geldi. Bu maskematikleri İtalya’ya gönderecek arkadaşlar” dedi.

KAMPANYA İLE İFTİHAR EDİYORUM
‘Biz Varız’ adı altında yürütülen dayanışma kampanyasına dair konuşan Soyer, “İftihar ediyorum. Bu şehrin insanları gerçekten olağanüstü yüce gönüllü insanlar. Halkın Bakkalı adı altında 2 paket sunmuştuk, bugün yeni paketi ekledik, iftar menüsü. 2 kişilik olacak ve bedeli 20 lira olacak. Vatandaşlarımız nasıl önceki 2 paketi aldıysa şimdi iftar sofrası bağışlayabilecekler. Hedefimiz 10 bin. Ama aşacağımızı düşünüyoruz. İftar çadırları bu sene kurulamayacak. Bu şekilde telafi edeceğiz. Ne kadar gücünüz yetiyorsa o kadar sipariş vereceksiniz. Biz İzmir büyükşehir Belediyesi lojistik destek sağlayacak, ulaştıracak, adeta kurye hizmeti vereceğiz. Çok gururluyum. Sel gider kum kalır! Bu sel bittiğinde elde kalan bu dayanışmanın güzelliği olacak” ifadelerini kullandı.

ERZAK PAKETLERİNE YENİ ÜRÜNLER GELİYOR
Erzak paketlerine ilerleyen günlerde yeni ürünler ekleneceğini söyleyen Soyer, “Yakında bezelye, enginar, kiraz var. Bunlar olacak. Aslında bir yandan üreticimizi teşvik etmek istiyoruz. Bu sıkıntılı günlerde üretici de çok mağdur. Biz geçen hafta erzak paketlerine bakla koyduğumuzda üretici neredeyse tarladan toplamaktan vazgeçmişti. Tüccarın verdiği parayla toplamak mümkün değildi. Ama büyükşehir belediyesi devreye girdi ve hem vatandaş dalından kopmuş baklalara kavuştu. Buna devam edeceğiz. Üreticimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

YÜZDE 20 OLAN İŞSİZLİK KATLANARAK BÜYÜYOR
“Gücümüz yettiğince ihtiyaçları karşılamaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini sürdüren Soyer, “Kriz belediyeciliği adı verdiğimiz yeni bir döneme girdik. Normal çalışmalarımızı bir kenara koyduk. Daha az insanımız mağdur olsun derdindeyiz. Önceliklerimizi buraya çevirdik. O nedenle sağlık çalışanlarımıza sahip çıkıyoruz. Bu salgından sonra bizi çok ağır bir ekonomik kriz bekliyor. Üretimi, aramızdaki dayanışmayı güçlendirmek mecburiyetindeyiz. O nedenle bu dayanışma çok kıymetli. Salgın öncesi işsizlik yüzde 20’lerdeydi, şimdi katlanıyor. Günlük yevmiyesini kazanamaz oldu insanlar. Sadece berberler 4 klasör dosya getirdi. Garsonlar, komiler var. O kadar büyük sıkıntı var ki! El ele vermek mecburiyetindeyiz. Bu krizle başa çıkmanın başka yolu yok” açıklamasında bulundu.

BİR SÜRE RAFA KALDIRDIK AMA HİÇBİR PROJEMİZDEN VAZGEÇECEK DEĞİLİZ!
Ulaşım başta olmak üzere belediyenin faaliyetlerinin akıbetinin sorulması üzerine konuşan Soyer, “Şimdilik hepsini rafa kaldırdık. Ama hiçbirinden vazgeçmiş değiliz. Hepsinin süreçleri devam ediyor. Bu konularda çok yol aldık. Sadece adım artmıyoruz ve erteliyoruz bir süre. Ama kriz ilelebet sürmeyecek. Bir süre sonra etkisini azaltacak ve biz de kaldığımız yerden devam edeceğiz. Taahhüt ettiğimiz hiçbir projeden vazgeçmeyeceğiz. Bilinmezlikle karşı karşıyayız. Örneğin ulaştırdığımız paket sayısı 60 binin üzerine çıktı. 40 bin aileye 400 lira dağıttık. Sadece 16 milyon bunun bütçesi tutuyor. Herkes müsterih olsun. Hiçbirinden vazgeçmeyeceğiz” dedi.  

HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR DERSEK BU TAHRİBAT DAHA BÜYÜK OLACAK
Soyer ayrıca, “Herkes elini taşçın altına sokuyor. Biz birbirimize muhtacız. Her koyun kendi bacağından asılır dersek bu tahribat daha büyük olacak. Herkes bunun farkında. İzmirliler bu konuda çok duyarlı. Büyükşehir Belediyesi meclis üyelerimiz bin 70 paket almışlar ve teslim ettik. Orada yüzlerce insan o paketlerin hazırlanması için çalışıyorlar. Gönüllüler hizmet yapıyor. İzmir’in her yerinden genç ve gönüllü insanlar gelip, destek olmak istiyor. Bu o kadar kıymetli ki! Bu salgın bitecek ve hafızada kalan en önemli şey bu dayanışma kalacak” ifadelerini kullandı.

DEVLET NİYE BABA?
Hükümetten beklentilerini dile getiren Soyer, “Acilen müdahale edilmesi gereken toplu taşıma… 10 Mart’ta günlük toplu taşıma kullanan vatandaş sayısı 1 milyon 800 bindi. İlk sokağa çıkma yasağının bir gün öncesinde 250 bine düşmüştü.  Muazzam bir düşüştü. Yeni bir planlama yapma ihtiyacı duyduk. Metrolar, otobüsler 3-5 kişiyle gidiyor. Bunların giderleri var. Şunu düşündük; bunlar bizim babamızın parası değil! Bunlar İzmirlinin parası. Bunların kaynaklarını havaya savuruyoruz. Ondan sonra sınırlamaya karar verdik. O güne kadar aynı şekilde devam etmiştik. Ama o saatten sonra iş saatlerine göre uyarlama yaptık. 2 gün geçirdikten sonra Pazartesi günü vatandaşlarımız dışarıya aktı. Bu hiç öngörmediğimiz bir şeydi. O güne kadar olan trendin dışındaydı. Şimdi de aynı şey oldu. Aşırı bir yoğunlaşma görüyoruz. Önümüzdeki hafta mutlaka bir düzenleme yapacağız. Bir yandan vatandaşlar nasıl evde kalsın istiyorsak bir yandan da toplu taşıma kullanırlarken sosyal mesafeye dikkat etsinler istiyoruz. Hükümetten acil beklentimiz; bu toplu taşımadaki giderin azaltılmasıyla ilgili bir çalışmaya ihtiyaç var. KDV’nin yüzde 18 olması, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kabul edilebilir bir şey değil. Bunlar bizim çok büyük gider kalemlerimiz. Hükümetin belediyelere yeni kaynaklar bulması lazım. Çalışmalarımız devam ederken buralara ciddi kaynak ayırıyoruz. Buralarda belediyelere yeni kaynak yaratılması ve destek çıkılması lazım… Devletimizden bunu bekliyoruz. Dünyanın birçok yerinde çok büyük destekler var. Devletin Vatandaşlara bu dönemde sahip çıkması lazım! Devlet ne için var? Devlet niye baba? Devlet bu dönemde babalığını gösterecek. Devletin babalığına ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.  

ONLAR NE KADAR DEVLETSE BEN DE DEVLETİM
Devlet kurumlarıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak olumlu diyalog kurduklarını söyleyen Soyer, koordinasyonun eksikliğine dikkat çekti. Soyer, “Bizim diyaloğumuzda sıkıntımız yok. Valimizle, sağlık müdürlümüzle ve hepsiyle medeni bir ilişkimiz var. Hepsi devlet görevi ifa ediyorlar ve saygı duyuyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak ben de sokağa çıkma yasağını vatandaşla aynı anda duyuyorsam bunda sıkıntı var. Biz de devletiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi devlet kurumudur. Bizim dışarıda olmamız demek o müessesenin zayıflaması demektir. Bizim televizyondan haberdar olmamız demek yürüttüğümüz kamu hizmetinin aksaması demektir. Ben önceden bilirsem vatandaşı mağdur etmeyecek tedbirler alabilirim. Yakınmamız bundan ibaret. Yöneticilerimizle, valimizle hiç sorunumuz olmadı, olmaz da! Onlar ne kadar devletse ben de devletim. Biz de mağduriyetin giderilmesi için çalışıyoruz. Ama aramızda çok daha fazla koordinasyona ihtiyaç var. Biz buna talibiz” dedi.

EKMEK GÖTÜRDÜK, GÖTÜRMEYE DE DEVAM EDECEĞİZ!
Bazı büyükşehir belediyelerinin ekmek dağıtma konusunda merkezi iktidarın yasağıyla karşılaşmasına değinen Soyer, “Ekmek konusunda sıkıntımız yok. Sokağa çıkma yasağı olduğu ilk gün biz gece kapasiteyi 2 katına çıkardık ve 106 bin civarında ekmek dağıttık. Engelleyecek bir şey yoktu. Çünkü son anda öğrendik ve mağduriyet yaşanmasın diye bunu yaptık. Ama ikinci yasakta bunu yapmadık çünkü biliyorduk. Evinden çıkamayan vatandaşlarımızın evlerine ekmek götürdük, götürmeye devam edeceğiz. İlk gün yaptığımız şeyi artık yapmıyoruz” açıklamasını yaptı.  

BÖYLE GLOBAL KRİZ KARŞISINDA HALA SEN AK PARTİLİSİN, CHP’LİSİN DENİLECEK BİR DURUM YOK
Erzak yardımlarının CHP’lilere yapıldığının iddia edilmesi ve ayrım yapıldığının öne sürülmesi karşısında konuşan Soyer, “Evet söylendi ama doğru değil! Çok umursamıyorum. Böyle bir şey asla yapmadık, yaptırmadık, yapmayız da! Ben İzmir Büyükşehir Belediye başkanıyım. Bana oy vermiş olanın da olmayanın da! Bana göre tek bir neden var, salgından dolayı mağdur olanın dertlerini hafifletmek. Bu virüs ne AKP’li ne CHP’li ne MHP’li ne çalışan ne patron tanır! Böyle global kriz karşısında hala sen AK Partilisin, CHP’lisin denilecek bir durum yok. Bundan kurtulmak mecburiyetindeyiz. Bu ayrıştırıcı siyaseti şimdi bırakamazsak hiçbir zaman bırakamayız. Bundan daha beter ne olabilir, başımıza ne gelebilir? Artık bu siyaset kültürünün bırakılması lazım! Asla ayrıştırmacı bir dil ve üslup kullanmamak lazım. Paçadan çekiştirmeci siyaset anlayışı geride kalsın ki biz bu salgını en az hasarla atlatabilelim!” dedi.

BUNLARIN HİÇBİRİ BENİM BABAMIN PARASI DEĞİL!
Geçtiğimiz günlerde ‘Tunç Soyer gönüllüleri’ yazılı yeleklerle evlere yardım götüren kişilerin görüntüleri sosyal medyada yayılırken AK Parti kanadından gelişmeye dair tepkiler yükselmişti. Soyer bu konuyla ilgili de, “Bizimle 1 sene öncesinde çalışan genç guruplar vardı. Seçim öncesinde kampanyaya her yerde o yelekleriyle katılıyorlardı. Ondan sonra böyle bir şeye ihtiyaç da duymadık, talebimiz de olmadı. Bu çalışmaya o arkadaşlar da geldi, o yeleklerle gelen arkadaşlara çıkarttırdık. O yayınlanan fotoğraf Kiraz’da 3-4 arkadaşın bizim kontrolümüz dışında oluşmuş görüntüsü. Bizim böyle bir irademiz olmaz, doğru da bulmayız. Biz devlet kurumu olarak çalışıyoruz. Tunç Soyer’in bir hediyesi yok, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir aracılığı var. Bunların hiçbiri benim babamın parası değil! İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kaynakları, vatandaşların bağışlarıdır. Böyle bir şeyi doğru bulmam, yapmam!” açıklamasında bulundu.  

SAHRA HASTANESİ KONUSUNDA VALİMİZ VE BAKANLIĞIMIZIN EMRİNDEYİZ!
Sahra hastanesi kurulması halinde Kültürpark ve Fuar İzmir alanlarını vermeyi haftalar öncesinden açıklayan Soyer, hükümet kanadından talep gelip gelmediğinin sorulması sonrasında konuştu. Soyer, “ Henüz talep yok. Muhtemelen ihtiyaç olmadı diye düşünülüyor. Biz hazırlıklarımızı yaptık. Bir her şeyimizle Sayın Valimiz ve bakanlığımızın emrindeyiz. Ne zaman söylerlerse bu hazırlığı yerine getireceğiz” açıklamasında bulundu.

BU SÜRECİN İYİ İŞLERİNDEN OLDU
Buca’dan başlayan ve İzmir’deki ilçelere yayılma aşamasında olan Seyyar Pazar uygulamasına değinen Soyer, “Seyyar Pazar artacak. Türkiye’nin başka illerinde de hayata geçmiş. Bu seyyar Pazar bu sürecin iyi işlerinden oldu” dedi.

HER ŞERDEN BİR HAYIR ÇIKAR DİYELİM!
Evlerde kadına şiddetin artmasına dair konuşan Soyer, “Maalesef bununla ilgili çok kaygı verici tablolar ile karşılaşıyoruz. Kamu kuruluşlarıyla bir araya geldik ve hazırlık yapıldı. Belediyenin sayfasından ve şahsi sayfamdan başvurulacak telefon numaralarını yayınladık. Bu konuda ciddi bir koordinasyon içindeyiz. Özellikle Baro’muzla bu çalışmayı sürdüreceğiz. Bu tür hadiselerle karşılaşıyoruz ama aynı zamanda ev hayatı, birlikte yaşamanın güzelliği, komşuluk ruhu canlanmaya başladı. Hep olumsuzları konuşmayalım, olumlu yanları da oldu. Birlikte masaya oturmak, sohbet etmek, ilişkileri perçinledi. Her şerden bir hayır çıkar diyelim” ifadelerini kullandı.

BAŞTAN AŞAĞI SOYUNARAK EVE GİRİYORUZ
Ev hayatıyla ilgili kısa bilgilendirme yapan Soyer, “Eve girerken baştan aşağı soyunuyoruz, her şeyimiz dezenfekte ediliyor. Eve girdiğimizde uzun zamandır hasret olduğum kızımı görüyorum. Sohbet ediyoruz, tartışıyoruz. Baba olarak uzun zamandır hasret kaldığım bir tablo. Bu sadece benim özelimde değil her evde yaşanan durum” dedi.