Yoksa yönü belli olmayan esen fırtına nedeniyle ahlaktan ve eserden onur kalmayacaktır.
Bütün bunları yaparak cesaret alışkanlığımdan yanayım.
Bazılarının içinde biriken sihirli sözcükler, gerçeğe düşmanlıktan yana görünüyor. Her gün aynı şeyleri tekrarlayarak etrafa işkenceden yana tavırlıdırlar. Ama kahramanlar ölse de minnetle anılacağını, hainlerin de lanetle anılacağını kavrayamadılar. Beden tutsak alınabilir, ama özgür beyinlerin her şeyi yıkıp geçeceğinin de farkına varamadılar.
“Ununu eleyip, eleğini asanlar” cümlesi Anadolu insanının ağzındadır. Ama ben onurunu eleyenler, onur eleğini asıp, zevkten ve çıkardan ağzı sulananlardan bahsetmek istiyorum.
-Demokrasinin, cumhuriyetin içinde olmayıp, etrafında dolaşanlar.
Onurunu eleyenlerdir, mezarlıkta her dilden, dinden ve ırktan yatan siyah-beyaz sessiz çoğunluk onurludur.
“Ben aydınlığı severim. Her türlü karanlık beni korkutur” diyen Behçet Necatigil onurludur.