Daha öncede yazmıştım. Erdoğan’ın sandığa canhıraş saldırışı kendisini ve avenesini kurtarmaya yöneliktir.
Erdoğan’ın durma, köşesine çekilme ve partileri baş başa bırakma lüksü yok.
Erdoğan kaybedemez. Çünkü kaybettiğinde görevine devam etmesi, ya da diğer siyasi eskiler gibi normal vatandaş olarak yaşamına devam etmesi imkanı yok.
Güç zehirlenmesi bütün ruhunu sarmış. Kırallığını ilan etmiş kendi bedeninde.
İçeride bütün odakları bitirdi. Savaşacağı kimse kalmadı.
Dışarıdan birilerini bulması lazım artık.
Görünür en yakın rakip ise bir zamanlar kardeşim dediği Esat (Eset’mi demeli yoksa)
Herkes asrın liderinin hak için hukuk için savaşı dahi göze aldığını düşünecek, zira öyle pompalanacak bilgi kirliliği.
Aslında doğrusu seçimlerin ertelenmesinin başka yolunun olmaması.
Anayasa seçimlerin ne zaman yapılacağını, nasıl yapılacağını, sistemini açıklamış.
Yine Anayasaya göre zamanı gelen seçimi ertelemenin bir yolu yok.
Tek yolu var daha doğrusu.
Savaş.
78. maddeye göre savaş halinde seçimler bir yıl ertelenebilir. Koşullar değişmemiş ise yeniden ertelenebilir.
Kuşkusuz ertelemeyi TBMM yapacaktır.
Üçte biri üç dönem koşuluyla, üçte biri yeni eşe dosta yer açmak için seçim dışı kalmış meclisin AKP li üyeleri buna evet demez mi?
Bence der. Seneye de garanti, daha ne olsun.
Kamuoyu yoklamalarına güvenmiyorum.
Mutlaka kamuya açıklanmayan ama yukarının bildiği gerçek anketler vardır.
Eğer AKP’nin sandıktan hesap soracak değil de hesap verecek bir oranda çıkma ihtimali var ise savaş kapıda.
Ve demokrasinin son 18 günü…
Şiir diyelim.
YARALI SEVDA