Buca’da AKP’li aday adayı olmak…
Gönül Soyoğul

İzmir’in tamamı vücutsa… Bu vücutta, basit gibi görünüp çok kompleks görevini oldukça karmaşık ve harika sinirler yardımıyla yapan ‘mide’ye benzetirim ben Buca’yı.
Sınıfsal olarak kentin ‘gelişmiş’ semtleriyle ‘varoşları’ arasında bir yerde, tıpkı midemiz gibi ‘orta’larda bir yerde konuşlanmış olmasından ziyade; tepkilerini tıpkı mide gibi ‘bulanarak, kasılarak, ağrıyarak’ ilk elden ve hemencecik verdiği… Sempatik ve parasempatik adlı, birbirine zıt görevler yapan sinirlerle uyarılan, sinir ağları ve düğümleriyle kuşatılmış mide misali; refleksleri/tepkileri çok güçlü olduğu için belki.
 
Buca ile ister eleştirel, ister övgü dolu olsun, yazılan her haber ya da yorumu, hiçbir zaman karşılıksız bırakmayan okur, son yazıma da aynı coşkun duygu ve düşüncelerle karşılık verdi nitekim.
Birileri övdü, birileri yerdi, birileri ‘içinde doğru da var eğri de’ dedi, birileri fazla eleştirel buldu.. Aristosever bir hemşerim ‘ya sev, ya terk et’ misali ‘madem nefret ediyorsun, Buca’dan taşın’ önerisi yaptı, başka bir hemşerim de ‘kimin nerede yaşacağına ne yapacağına sen mi karar vereceksin’ karşılığını verdi. Sanırım aynı dönem Buca Lisesi’nde okuduğumuz kimi arkadaşlar da hızlarını alamayıp hakkımda övgü dolu cümleler sarf etti. Yayınlanmadığı için görmediniz ama bazıları da (muhtemelen takım tutar gibi parti/aday tutan fanatik CHP’liler) her zamanki gibi hakaret/kötü söz yağdırdı.
‘Aday belli oluncaya kadar tüm aday adaylarına eşit mesafedeyim’ desem de aday adaylarından Levent Köstem’in derli toplu/net anlatımından ötürü beğenip ‘niçin aday oldum’ metnini yayınladığımdan dolayı, gönül koyan/gücenen CHP’li arkadaşlar da oldu.
 Her neyse… Hakaret dışında hepsine, eleştiriye de övgüye de eyvallah, seven de sağolsun, sevmeyen de deyip…
Aday adaylarının duygusal tepkilerini de ‘adaylık psikolojidir, olur’a bağlayıp…
Bugün ‘Buca AKP’ cephesini aralayalım biraz.
 
CHP cephesiyle ilgili yazımda belirttiğim gibi Buca’da CHP aday adayı olmak ne denli zorsa, AKP’de Buca adayı olmak da o kadar kolay!
Cemil Şeboy’dan sonra göreve seçilen CHP’li Belediye Başkanı, Bucalılar tarafından o kadar kıyasıya eleştiriliyor, memnuniyetsizlik o kadar had safhada ki, AKP’lilerin ‘gık’ demeleri yetiyor, ardını Bucalılar dolduruyor zira.
Hem CHP’de, hem de AKP’de aday adayı bolluğunun en önemli nedenlerinden biri de bu durum zaten siyaseti az çok okuyanlara göre.
Sahaya çıkmış 16 CHP’li aday adayına karşılık, AKP’de çoğu resmi başvuru yapmasa da adı kuvvetle geçen 10’un üzerinde aday adayı ismi dolaşıyor Buca semalarında.
AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan yardımcısı ve Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Kenan Çakar, İlçe Başkanı Mustafa Solmaz, Buca Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Arslan, uzun yıllar CHP’de siyaset yaptıktan sonra AKP’ye transfer olan Meclis Üyesi Adnan Öztekin, eski Büyükşehir Belediye meclis üyesi Fikret Aktaş, geçmişte DYP’den ve MHP’den de belediye başkan adayı olan İsmail Bekiroğlu, eski Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy’un avukatlarından Mehmet Girgin, Dr. Cafer Büyükalmus, İsmet Çetinkaya, Aksolculardan Aybar Uygur ve de AKP İzmir Milletvekili Rıfat Sait’in eşi Sevilay Sait gibi…
Bu isimlere eklenecek daha pek çok isim ve gönlünde ‘başkanlık sarayı’ yatan, şimdilik etrafı kolaçan etmekle meşgul pek çok Ak Bucalı’nın bulunduğu bilinse de…
‘Güzel ve yalnız ilçem’de düğümü çözecek isim, Buca’nın eski belediye başkanı Cemil Şeboy olarak görünüyor.
3 dönem belediye başkanlığı yapan, 3. dönemin sonunda mağduriyete uğrayıp cezaevine giren, bu süreçte partisi tarafından yalnız bırakılsa da Bucalıların gönül tahtından hiç indirmediği Cemil Şeboy; ilçedeki siyasi gücünü, 2011 seçimlerinde büyük destek verdiği Rifat Sait’i 6. sıradan Meclis’e taşıtarak da göstermişti. (Bu yüzden ‘şimdilerde’ pişmanlık duyuyor olabilir ama hangimiz yanlış tercihlerde bulunmadık ki!)
 
Adı 2009’de de ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi aday adayları’ arasında geçen Cemil Başkan, her ne kadar ‘en büyük zenginlik özgürlük. Başkanlık bitti özgürlüğüme kavuştum’ dese de… Hatta bu konuda onu samimi bulduğumu söylesem de ahali tarafından rahat bırakılmadığı için, adaylığı belki ‘son kez’ deneyebilir diye tahmin ediyorum.
Cemil Şeboy’a ‘Büyükşehir’i yedirirler mi bilinmez ama Buca’da AKP’nin Cemil Şeboy’u aday göstermesi hiç kimse için sürpriz olmaz.
Adını saydığım tüm aday adaylarının aleni ya da gıyabi olarak ‘Eğer Cemil Bey aday olacaksa, ben olmam’ dediğini, siyasi kulislerde azıcık dolaşan biri bile bilir de… O cephede tüm mesele ‘Cemil Şeboy’un Buca’dan aday olmaya ikna’ edilmesinde.
Başkanlığının son döneminde omuzlarda girdiği belediye binasından polislerin arasında çıkan ve partisince haksız yere yalnız bırakılan Cemil Başkan’ın aday olması, ancak AKP Genel Merkezi’nin çağrısı/ısrarı, ‘iade-i itibar’ şartıyla mümkün, bana göre…
Ve yine şahsıma göre, Cemil Şeboy AKP Buca adayı olursa, CHP’nin Buca’da kazanması için ilçeye ‘yığınak yapması’ gerekebilir.
‘Şahsıma göre’ diyorum ama aslında bunu ‘sokak’ söylüyor.
Çarşıyı pazarı biraz dolaşan, esnafla muhabbet eden, Buca’nın kaldırımlarını arşınlayan; bu sesleri duyacaktır. Duyuyor da…
 
 



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/buca-da-akp-li-aday-adayi-olmak-/6927