Evet, nicedir ki komiklikler ülkesi oldu Türkiye.
Biliyor musunuz aslında gülmeyi amaçlayan değil de, acayipleştiren bir olgudur komedi.
Ama asıl komedi, acı acı güldürendir.
Tıpkı cuma günü İzmir Büyükşehir Belediyesi için dokuz günlük bekleyişin ardından verilen karar gibi.
Evet, cuma gününden beri kendime gelebilmiş değilim.
Biz İzmirliler olarak adalete güvendik.
Amaçları sadece İzmir’e ve İzmirliye hizmet etmek olan bu insanlara yapılan yanlışın, haksızlığın düzeleceğine inandık.
Ama nereden bilebilirdik ki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, Türkiye'nin adaletini çalarak kendi isimlerinin arasına saklayıp koyduğunu.
Bunun için de bulunamayacak oluşunu nereden bilebilirdik.
Aslında bilmeliydik vicdanın kaybolduğuyerde adalet olmadığını.
Erhan Bey ve Muharrem Derbentoğulları’nın özgürlüklerine kavuşmalarından dolayı mutluyum.
Üzgünüm Hüseyin Kırmızı için…
Tülay Azeri, Hilmi Özen, Ali Süha Sabuktay, Abdülhalim Yazıcı, Selçuk Savcı, Mehmet Sayar, Cafer Konca, Cafer Alt için...
Hem de çok üzgün.
Ayrıca Aziz Başkanın savunmasında belirttiği ‘’şeylerden şey çıkartılmaya çalışılan şeyler’’ sözlerini duyunca, şeyini şey ettiğimin şeyini sahneleyen üstat Nejat Uygur’u anmadan da geçemeyeceğim.