Bilime kulak vermezseniz acınız büyük olur!
Nedim ATİLLA

Evet şimdi birlik, beraberlik zamanı ama balık hafızalı da olmama zamanı… Ama önce şu soruyu soralım mı: Deprem kuşağında yaşayan insanların yüzde kaçı binalarının depreme dayanıklılığını kontrol ettirmiştir acaba? Siz yaşadığınız binanın dayanıklı olup olmadığını biliyor musunuz?

Küçük bir mitolojik bilgi ile başlayalım: Cassandra Sendromu, ileri sürüldüğünde başkaları tarafından inanılmayan, sonrasında gerçekleşerek insanları şaşırtan kötü ve üzücü olaylar için kullanılan bir terimdir.İnsanlardaki kötü haber ve olayları göz ardı etme isteğini ve sonrasında gelen reddetme göz ardı etme eğilimini gösteren sendrom, adını mitolojideki geleceği görme yetisi verilen, ancak hiçbir zaman doğru söylediğine inanılmayan Cassandra’dan almıştır.

Antakya’daki sevgili dostlarımdan gelen kötü haberle uyandım bu sabah 06’da…

O andan itibaren de Naci Görür Hoca’yı sosyal medyadan okumaya başladım. Hani bazılarının “bırakın şu felaket tellalını” dediği kıymetli Hoca…Sevgili Nilay Örnek’in benzetmesi ne doğru: Türkiye’de depremin bilimiyle uğraşanlar, “geleceği gören ama kehanetlerine kimseyi inandıramamakla lanetlenmiş birer mitolojik karakter gibi! İşte Cassandra Sendromu!

Prof. Dr. Naci Görür… Depremden hemen sonra uyandırılmış doğal olarak, “Yıllardır uyardığımız yer. Tek bir yerel yönetici arayıp ne yapalım demedi. Bunca uyarıyı niye yaptık” diyordu.

Başka neler söyledi: “Arkadaşlar, çok üzgünüm ama Maraş’ın Pazarcık yöresinde 7,7 büyüklüğünde deprem oldu. Çok büyük bir deprem umarım zaiyatımız az olur. Bu depremin gelmekte olduğunu yerbilimciler olarak söyleye söyleye, yaza yaza dilimizde tüy bitti. Hiç kimse ne diyorsunuz diye tepki bile vermedi.”

3 Şubat’ta ne yazmış Hoca: “Gün geçmiyor ki 4,0’lar mertebesinde deprem bilgisi vermeyelim. Yarın gelir, Allah korusun, daha büyükleri olur. Bu seçim sonucu iktidara gelecek partilerden “Deprem Dirençli Kentler Sözü İstiyoruz”. Çocuklarımız yatağa girerken çatı başımıza çöker mi korkusu olmadan büyüsünler”.

Kendisi ile alay edenlere de erkenden cevabı vermiş: “Arkadaşlar, bazılarımız deprem gibi bilimsel ve toplumu etkileyecek bir konuyu bile anlamsız ve yanlış yorumlamaktan çekinmiyor. Bunu gır gır olarak da öyle düşünüyorsanız da yapmayın. Bilmediğiniz konulara fikir ileri sürmeyin. Bu işin vebali ve sorumluluğu vardır. Yakışmıyor”.

***

Bu vesile ile vebal ve sorumluluk nedir bilmeyen bazı aşağılıklardan, aynı ülkenin yurttaşı olmasından bile üzüntü duyduğum tiplerden söz edeyim:

SOSYAL MEDYA KÖTÜLERİ: Ülkemiz tarihinin en büyük felaketini yaşıyoruz, sabahın köründen itibaren acil yardım çağrısı yapılıyor sosyal medyadan… Retweetlediğim 50’den fazla acil yardım çağrısının 45 tanesinin etkileşim almak için atılmış sahte tweetler olduğunu tespit ettim. Hepsini sildim. Neden bu kadar kötüsünüz? İnsanlar can çekişirken üstelik. Bu sosyal medya fenomeni denen aşağılıklar kötü örnek oluyor topluma. Hem de çok kötü örnek…

***

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN HIRSIZLARI:Depremde birçok devlet binası ile birlikte iki de hastane yıkıldı. Asla yıkılmaması gereken binalar yani, bir depremde özellikle ihtiyacımız olan binalar. Deprem Yönetmeliği’ne göre de bu binalar konutlardan 1,5 kat dayanıklı olmalıydı. Antakya ile konuştum.15 yıllık Hatay havalimanı yıkılmış, yeni yapılan hastaneler yıkılmış. Yollardaki büyük yarıklar nedeniyle şehre karayolu ulaşımı da zorlaşmış…

İnşaattan çalınanlar kaç kalemde paylaşılıyorsa artık demire, çimentoya para kalmamış. Fay hattı filan zaten dinleyen yok!

Daha önceki depremlerde de yazmıştık, “bu ihaleleri alan/veren, denetleyen herkes cinayetten yargılanmalı”diye ama birkaç gariban dışında hapse atılan kimse yok.

İnşaat hırsızları bu ülkenin en büyük dertlerinden biridir.

Acımız büyük ama hafızamız da büyük olsun



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/bilime-kulak-vermezseniz-aciniz-buyuk-olur/18177