|
|
Nereden bilebilirdi ki… Alın yazısındaki “hayat rotası”nın… Tunceli’nin Pertek İlçesi’nde başlayıp… Taaaa… 1.300 kilometre uzaktaki İzmir’de final yapacağını? Bir ilkokul öğretmenin… Yedi evladından biri olarak gözlerini dünyaya açmıştı… Baba öğretmen olduğu için… Okul havasından sıyrılmak mümkündü… Pertek’in yetiştirdiği yanık sesli ozanların… Yürekleri titreten türküleriyle büyüdü… Tarlada çalışırken kendisi de mırıldanıyordu ama… Sazıyla bütünleşince… Dinleyenleri büyüleyen yerel halk müziği ozanlarının sesinden… “Gül Türküsü”nü… “Dersim’in Orta Yerinde”yi… “Eşrefoğlu”nu… “Elma Attım Yuvarlandı”yı… Hiç unutabilir miydi? Bunları yaparken neyi öğrendi; bilir misiniz? “Müziğin, hayatın ta kendisi olduğunu…” *** 17’sinde İzmir’e göçtü… Ege Üniversitesi’nden… Sıkı bir Cumhuriyet Tarihçisi olarak mezun oldu… Mesleğini yapmadı ama iş hayatında yıldızlaştı… Gelgelelim… Müzik hep hayatının en önemli parçasıydı… Senfonik müziğe aşıktı… Operadaki galaları asla kaçırmıyor… Senfoni müzik eserlerinin seslendirildiği gecelerde… Konak’taki Atatürk Kültür Merkezi’nin… Eşiyle birlikte müdavimlerinden oluyordu daima… *** Bu yazının kahramanı… Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’dir… Siyaseti severek yaptı… İzmir İl Başkanı olarak CHP bayrağını taşıdı… Dört yıl önce de İzmir’in Narlıdere Belediye Başkanı seçildi… Hem de… Sandıklarda Türkiye rekoru kırarak! Söz verdi, başkan koltuğuna otururken: “Türkiye’nin sadece çocuklardan ve gençlerden oluşan bir senfoni orkestrası kuracağım… Göreceksiniz, o yetenekli çocukları bu güzel ülkenin anne-babaları ayakta alkışlayacak…” *** Süratle hayata geçirdi, projesini… Belediyeler… Sergi düzenliyor, kurslar açıyor, konserlerle kenti renklendiriyordu ama… Hiç… “Çocuk Senfoni Orkestrası” kuran yoktu… 2019’un Nisan’ında koltuğa oturdu… Verdiği sözü unutmadı… Aynı yılın Aralık ayında… “Narlıdere Belediyesi Çocuk Senfoni Orkestrası”… İlk konserinde ayakta alkışlanıyordu… O orkestranın yakasında bir “nazar boncuğu” daha vardı… Türkiye’nin… Mevcut 922 ilçesi arasında… “Çocuk Senfoni Orkestrası” kuran “ilk ilçe belediyesi” olarak… Cumhuriyet Tarihi’ne adını yazdırdı… Kolay mı? *** Enstrümanlar satın alındı… Her çocuğun müziğe yatkınlığı test edildi… Pandemiye rağmen… O “Çocuk Senfoni Orkestrası” öyle hızlı adımlar attı ki… Alkış yağmuru altında… Dört yılda dünya kadar konserde iz bıraktı… Eskilerin dediği gibi… Arzular şelale olunca… Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi başta olmak üzere… Aydın'da, Foça'da, Selçuk'ta ve onlarca kent merkezinde… İzlemeye gelenlerin alkışlarıyla sahnelerde devleştiler… *** Merak ettiniz di’mi? O şahane orkestra… “8 ila 16 yaş aralığında 65 çocuktan oluşuyor…” Şaşırırsınız… Repertuarları çok geniş… Başkan Ali Engin, alkışların odağı yavrular için… Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi’nde özel prova salonu oluşturdu… Öyle yetenekliydiler ki… Şöhretlerle aynı sahneyi defalarca paylaştılar… Türkiye’nin bağlama ustası Cengiz Özkan… Dünyaca ünlü keman virtüözü Cihat Aşkın ve… Tevfik Rodos gibi isimler çocuklara eşlik etti… Kartal Akıncı, Tulio Gagliardo Varas gibi yıldızlar da… O dünya tatlısı orkestraya şeflik yaptı… *** Peki, merak etmiyor musunuz? Nasıl yaşıyor bu “Senfonik Yıldızlar” takımı? Sadece… Narlıdere Belediyesi’nin öz kaynaklarıyla… Bu projenin temelinde sadece… Çocukların sanat eğitimine yapılan yatırım var… *** Tamam o 70 yetenekli genci ayakta alkışlayalım… Ama bir de… Projenin yaratıcısı Narlıdere’nin Reisi Ali Engin’e kulak verelim: “İstiyorum ki, çocuklar bu senfoni orkestrası sayesinde san’atla büyüsün… Yeni yetenekleri keşfedelim, onlar da dünya çapında sanatçı olsun… Unutmayalım ki, her şey bir hayal ile başlar… Biz hayali gerçek yaptık o yavrularla… Ne mutlu bize…” *** Bitiriyoruz… Göze ve dahi özellikle kulağa seslenen bir özel proje… Bu kadar mı “on numara beş yıldız” olabilir diyeceksiniz… Onları izledikten sonra… Eminim… Her birini bağrınıza basmak isteyeceksiniz… Hatta öylesine duygulanacaksınız ki… Hayal ederken… “Bugünün fidanları, yarının sanatçıları”nı… Gözlerinizin önünden… “Narlıdere Çocuk Senfoni Orkestrası”nın… Yabancı ülkelerin sahnelerinde… Alkış yağmuruna tutuldukları geçecek… Bahse girerim! Nokta… Hamiş: Müzik; hayatın ta kendisidir... Birçok medeniyet, kültürel dokunun korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması sürecinde müzik sanatına büyük önem vermiş ve müzik eserlerini koruyarak öz kültürlerini koruyacakları bilincine erişmiştir… Darısı hep bizim başımıza…” Sonsöz: “Kalp denizdir, dil de kıyı… Denizde ne varsa kıyıya o vurur… / Hz. Mevlana…”