Ve ‘Varyant’ 71 yaşında…
Mehmet KARABEL

Ara sıra, “Off, of…” çekerek…

“Mazi kalbimde yaradır…” deriz ya…

Aynen öyle bir durum…

Bi’farkla…

Eskiyi korumanın dayanılmaz huzuru var, içimizde!

***

Geçtiğimiz hafta sonu eve giderken…

Beni de taşıyan “21 numaralı” otobüs…

Konak’tan hareket edip…

Yılan gibi kıvrıla kıvrıla Varyant’ı tırmanarak…

Her akşam olduğu gibi…

Şato’nun yanından Hali Rıfat Paşa Caddesi’ne sapacağı yerde…

Sol’a kırıp…

Öğrenci Yurdu’na doğru seğirtince…

Otobüsü dolduran vatandaşlar…

Doğal olarak…

Hep bir ağızdan koro halinde, “Hooop, kaptan…” diyerek…

Dikkat çektiler…

Herkeste bir gülümseme tabii…

Öyle ya…

Galiba ilk kez bir ESHOT şoför “bu minik hata”nın kaptanı olmuştu…

O sırada…

Güneş İzmir’e veda ediyordu…

İşte o akşam…

Belki de ilk kez…

Halkın dilindeki namıyla “Varyant” yolunun…

Ya da…

Fi tarihinde kalma adıyla “Birleşmiş Milletler Caddesi”nin…

Görkemine…

Bir kez daha tanık oluyordum…

Ve…

İşte o kıvrıla kıvrıla…

Eşrefpaşa ile Konak’ı birbirine bağlayan “deniz manzaralı” o yol…

Önümüzdeki ay…

70 yaşını geride bırakıyor…

Hala cazip… Hala görkemli… Hala görevini yapıyor ve… Hala öyle güzel ki…

***

Önce, bir tespit…

Türkiye’nin diyemeyeceğim ama…

Ege’nin tüm illerini, ilçelerini dolaşın…

Trafiğe açık hiçbir yol…

İzmir’in Varyant’ı kadar keyif vermez…

Eşrefpaşa’dan Konak’a doğru inerken…

Sizi…

Olağanüstü güzellikte bir İzmir panoraması karşılar…

Peki…

Kıymeti biliniyor mu Varyant’ın?

Geleceğiz, oraya…

***

Takvimler…

1950’nin ilk aylarını gösterirken…

Vali Halil Rıfat Bey dönemi…

Güzel İzmir’i yönetenler şuna karar veriyor:

Konak Meydanı’nı Değirmendağı'ndan Eşrefpaşa, yukarı mahalleler ve yeni açılan Hatay Caddesi'ne bağlayan varyant bir yolun açılması şart olmuştur…”

Bu arada…

Aklınıza mutlaka takılmıştır…

Ya da…

Acaba merak eden olmuş mudur?

İzmir’in kentsoylusu bu yola neden “Varyant” demiş?

Çünkü…

Bir yol şebekesi üzerinde, belli bir noktadan ayrılarak başka bir noktada aynı yolla yeniden birleşen ikinci derecedeki yola, Fransızlar (varyant) diyormuş… Biz de oradan almışız… Türkçe değil ama n’apalım?

Önemli olan…

Aslanlar gibi ayakta o “yakışıklı” yol…

***

O tarihlerde…

Özellikle Büyük Menderes Havzası ile…

Aydın, Denizli ve Konya yönünden İzmir’e gelenler…

Alternatif olmadığı için…

Son derece dar olan…

İkiçeşmelik Caddesi’ni kullanmak zorundaydılar…

Dik bir yokuş halindeki bu yol…

Hiç kullanışlı değildi…

O zaman anlaşıldı ki…

Acilen bir “Varyant” yaratılacaktı…

Başka çare yoktu…

Şaka, maka…

70 yıl önceki vizyona bakar mısınız?

***

O tarihlerde işler (eski teknolojiye rağmen) hızlı ilerliyormuş…

Çalışmalara…

1949 yılının son aylarında başlanmış…

Önce…

“Bu yolun adını koyalım” önerisi masaya gelmiş…

Henüz yol filan yok ama…

Adı, hemen konmuş:

“Birleşmiş Milletler Yolu”…

Nereden çıktı bu “BM Yolu” diyecekseniz, hatırlatalım…

Birleşmiş Milletler…

O sıralarda henüz dört yaşındaydı ve…

İzmir’i yönetenler…

Uluslararası kuruluşa jest yapmak istemişlerdi…

Gelgelelim…

70 yıldır…

Kimseler buraya “BM Caddesi” demedi / demiyor…

Sadece…

Varyant’ı tırmanırken…

Karşıdaki duvara çivilenmiş…

Geçmişi yad etmek adına…

“Birleşmiş Milletler Caddesi” levhası…

Taaa…

Törenle ilk kez trafiğe açıldığı “28 Aralık 1952” gününden beri…

Size, bize, hepimize hizmet veriyor…

Yüksünmeden…

Tablodan farksız görüntüsüyle…

***

İnanır mısınız?

Başlangıçta köprü ayaklarının arası…

Dükkan olarak kullanılsın diye boş bırakılmış…

Sonra…

Bi’daha düşünmüşler…

Sonra şu soru gelmiş akıllara:

“Ya beton ayaklar köprünün ağırlığa dayanamazsa?”

Planı değiştirmişler…

Bugünkü gibi ayakların arasını doldurmuşlar…

Yalnız toprakla değil…

Sağlam olsun diye…

Karafatma’dan getirilen kayalarla…

Minik bir ayrıntı…

Varyant’ın bi’özelliği daha var:

“İzmir'de floresanla aydınlatılan ilk cadde…”

Başınızı kaldırıp, Konak tarafından baktığınızda…

Sanki…

Işık saçan bir UFO tepenizde!

Ne kadar havalı değil mi?

Tarihi bi’daha hatırlatalım…

Tüm bunlar 70 yıl önce oluyor…

***

Bitiriyoruz…

Bir gün mutlaka…

İzmir’in Çatısı’na…

Varyant’tan…

Eşsiz bir manzara eşliğinde…

O daracak beyaz korkuluklu kaldırımdan yürüye yürüye…

Eşrafpaşa’ya kadar…

Çevrenizi yeniden keşfedin…

Yılan gibi kıvrılan o yol üzerinde…

Yavaş adımlarla yol alırken…

Arkeoloji, Etnografya ve Oyuncak müzelerinin yanından geçerken…

Çok mutlu olacaksınız…

Minik bir tüyo…

Tatar Mahallesi’nin ara sokaklarındaki…

Çi börekçilerle (Halk arasında çiğ börek) selamlaşmayı unutmayın…

Yolunuzun üstünde…

Devasa öğrenci yurdunu göreceksiniz…

Bugün için işlevini tamamladı ama…

Neden inşaat edildiğini bir bilseniz…

Meğer…

İzmir’in yöneticileri…

O günün teknolojisiyle…

“Ucuz Halk Apartmanı” yaratmak istemişler…

Ucuz dedikleri de…

İnanılmaz bir körfez manzarası ayaklar altında bir “teras kent”

Bi’tane bile talipli çıkmamış…

Neden acaba?

Nokta…

Hamiş: Çocukluğumuzdaki bir bölümü Arnavut kaldırımlı hali, daha mı şahaneydi acaba?

Sonsöz… “Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım… / Necip Fazıl Kısakürek – Şair, romancı, oyun yazarı ve İslamcı ideolog…”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/ve-varyant-71-yasinda-/17918