Komşuda kadın
Rifat ÖZER

İran’la kimi Arap ülkeleri, aslında birbirlerini

pek sevmezler de… Konu kadın olunca, çok benzerler. Kadınların koruyucusu Atatürk sevmezliğinde de… birleşirler!

Oysa, İran Şahı Rıza Han, büyük bir Atatürk hayranıydı… Atatürk’ü sık sık ziyaret eder görüşürdü. Atatürk Türkiye’de ne yaparsa, O’da İran’da aynısını… yapardı.

Atatürk bir gecede Arap harflerini kaldırdı,

Latin Alfabesini getirdi. Arap kültürü ile ilgiyi kesti. Şah Rıza’da, kültür ve hukuk devrimi yaptı. Medeni Yasa ve Ceza hukukunu getirdi.

Çarşaf giymeyi de yasakladı. İran artık Türkiye gibi laik bir ülke oldu…

Kendisinden sonra yerine gelen Muhammed Rıza Pehlevi’de, babasının yolundan gitti…

Kadınlar erkeklerle eşit oldu. Çok eşlilik yasaklandı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. Kadınlar, kocaları tarafından habersiz olarak boşanamayacak oldu. Artık kimliksiz değil, kimlikli ve özgür kadınlar vardı.

***

Sevilen bir Tv sunucusu, daha kapanmamıştı. 2006’da Hürriyet Gazetesindeki söyleşisinde yaklaşığıyla şöyle demişti…

Nasip oldu iki kere umreye gittim. Mekke’de Atatürk’e çok dualar ettim… Çünkü oradaki kadınların perişanlığını gördüm. Suratlarını demir parçalarıyla kapatmışlardı. İyi ki bizim Atatürk’ümüz vardı…

Kimliği kesin olarak bilinen tek varlık annedir.

Çünkü anne… çocuğu doğuran kadındır. Öyleyse kadınlara bu hınç nedendir?

Cevabı bellidir : Aydınlanma karşıtı mollalar, kadının özgürleşmesine… hep karşı çıktılar!

***

Farah Diba… Sorbonne’da Hukuk, Paris’te Mimarlık eğitimi almış, aydın bir Kraliçeydi.

Kocasına hep destek oldu… 2003’de yazdığı anılarında, İran’da olan bitenleri anlattı…

Kadının özgürleşmesi yolunda… büyük mücadele veren kadın Milli Eğitim Bakanı Ferruhru Parsa, 1979 devriminden sonra molalar tarafından kurşuna dizildi. Düşerken katillerin nefsini tahrik edebilir diye de…

İdam öncesi, kenevir çuvalına sokuldu!

Aynı şekilde binlerce kadın idam edildi…

İdam edilirken bakire olanlara “cennete gitmesin” diye, yüz karası şeyler yapıldı!

***

Liberaller ve solcular, özellikle de komünistler, mollaların safına geçmişlerdi… Tam bir kırmızı ve siyah ittifakı oluşmuştu!

Humeyni, 1979’da Paris’ten Tahran’a geldi.

Milyonlar… karşıladı!

İran’da ne hak… ne de özgürlükler kaldı.

Önce kırmızıları temizlediler. Medeni Yasa ve Ceza Hukukunu kaldırdılar. Şeriat hukukunu getirdiler. Kadınları peçe altına sokan, diri diri karanlığa gömen bir devrimi gerçekleştirdiler.

Hatemi, Ruhani gibi bazı ılımlı muhafazakar dönemlerde hava, parçalı bulutlu olsa da… Genelde radikal muhafazakarlar zamanında havayı… karabulutlar kapladı!

Gazeteci Yalçın Doğan’ın, Ahmedinecad döneminde Tahran’dan yazdığına göre…

Kadın iptal durumunda. İkinci sınıf insan. Otobüste kadın erkek ayrı ayrı ama, kadın mutlaka arkada. Bir erkekle tokalaşma yok. Üniversiteye kadar kız erkek ayrı okullarda. Üniversitede de… ayrı ayrı oturmalarda!

***

İran’da en sıkı kapanma aracı baş örtüsü.

Bazı kadınlar saçlarını hafif hafif görünür biçimde bıraksa da. Bu da bir cesaret işi :

Önce mahkeme… sonrasında kamçılama!

Bu günlerde 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin,

başına gelenler... Bir parça saçı görünüyor diye, İnsan Hakları Örgütünün dediği :

Ahlak polisince döve döve… öldürmeler!

Bitiyor…

Kadın kadının kurdu değil, desteği olmalı.

Şarkının ilk dizesi gibi… İranlı Kadınlar ;

Karabulutları… Kaldır aradan !

İyi Pazarlar…



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/komsuda-kadin/17682