Kaç kişi iki yaşında şöhreti yakalar?
Mehmet KARABEL

Aşağı yukarı 60 küsur yıl öncenin İstanbul’u… 

Türk Sineması istim üstünde…

Ağlatan melodramlar acayip revaçta…

Vatandaşın en büyük eğlencesi sinema…

Böylesi bir atmosferde…

Kıvrak kalemine çok güvenen bir hikaye yazarı var…

Adı, Hamdi Değirmencioğlu

O kadar güzel çocuk hikayeleri yazıyor ki…

Sadece okumakla kalmıyor; adeta yaşıyorsunuz…

Bi’de dünya tatlısı kızı var…

İki yaşındaki Zeynep, tam bir “Şeytan Çekici”

Bir bilmiş ki, demeyin gitsin…

O yaşta sanki dünyayı parmağında oynatıyor…

Büyükler bile O’nunla çocuklaşıyor…

***

Yazar baba, sonunda bir film yapımcısı ile anlaşıyor…

Yıl; 1956…

Önce…

O minicik kız çocuğu önce “Papatya” filminde…

Kendisi gibi “minicik” bir rolde oynayacak…

Tutarsa, bir yıl sonra gerisi gelecek…

Senaryoyu baba yazacak, iki yaşındaki kızı oynayacak…

Tek şartı var, senarist babanın…

Her filmde kızının adı “Ayşecik” olacak…

Yapımcı tayfası fazla üstünde durmadı; “okey” dediler…

***

Kahverengi gözlü, buğday tenli o “Ayşecik” var ya…

O kadar şirindi ki, bi’anda setin neşesi haline geldi…

Küçük kız film çekildiğinden bile habersizdi…

Kamera karşısında çok rahattı…

“Şeytan Çekici” özelliği ile ortalığı birbirine kattı…

***

Hele, afişlerde adının kocaman yazıldığı…

1958 yapımı…

“Ölümden de Acı” vizyona girdiğinde…

(Düşünün artık, 64 yıl önce çevrildi o film…)

Türkiye’de yer yerinden oynadı…

Nursan Alçam gibi…

Çocuk seslerinde son derece başarılı bir sanatçı…

Sesiyle hayat verdi o doğuştan yetenekli yavruya…

Çocuk filmlerine hasret seyirci…

Bir anda bağrına bastı “Ayşecik” adlı şeker kızı…  

***

“Ayşecik” tiplemesi…

O kadar sevildi ki…

Dört yaşındaki “Zeynep”, ilk filminden 50 bin lira aldı…

Senaryo için babasına da 5 bin lira ödendi…

Ayşecik, henüz dört yaşında olduğu için kazandığı parayı…

Ailesi O’nun adına aldı; yatırım yaptı…

***

Hemen yeni filmler için hazırlık başladı…

Ayşecik, bu kez 200 bin lira alacaktı…

O filmde resmen “yıldızlar geçidi” ile oynayacaktı…

Adı, afişlerde…

Necdet TosunVahi Öz ve Münir Özkul gibi aktörlerin…

Üstüne yazıldı…

Mesela…

Hulusi Kentmen, değişmez dedesiydi Ayşecik’in…

Sadri Alışık ile Ayhan Işık da…

Yetenekli Ayşecik’le onlarca filmde başrolü paylaştılar…

***

Zaman geçiyor…

Ayşecik…

Büyüyor, serpiliyor ve genç kızlığa doğru yelken açıyordu…

Ünlü yönetmen Hulki Saner çok bastırdı…

“Genç kız rolleri için harika senaryolar yazarız” diye…

Ama senarist baba Hamdi Değirmencioğlu…

Ayşecik filmlerinin sayısının 70’i bulduğunu hatırlattı…

Kızını düşünerek…

“Misyonumuzu tamamladık, tadında bırakalım” dedi…

***

“Ayşecik”in büyüsü neydi?

Mesela…

Çok bilmişlik, en tatlı özelliğiydi…

İyilik yapma duygusu ile yoksulluğun bir araya gelmesinden oluşan…

Olağanüstü öykülerin içinden…

Bir “fındık kurdu” gibi çıkan bu kızın yaptıkları…

Türk Ailesi’nin sinema salonlarına koşmasına neden oluyordu…

“Ayşecik” filmlerinin çok tutmasının temelinde…

İşte bu “ayrıntı” yatıyordu…

Türk Sineması, “Ayşecik” filmleri ile…

İlk kez komşu ülkelere açıldı; yapımcılar büyük paralar kazandı…

***

Ayşecik’in hayatında tatlı sürprizler hep devam etti…

1972 yılında…

“Hayat mı Bu?” filminde beraber rol aldığı…

Dönemin ünlü futbolcusu Serkan Acar’la 3 yıl sonra evlendi…

İki erkek evlat sahibi oldu…

Son kez, kameraların karşısına geçtiğinde…

Takvimler 1974’ü gösteriyordu…

“Macera Yolu” filmiyle noktayı koydu…

İki yaşından beri setleri birbirine katan afacan kız…

Sinemayı bıraktı…

Evinin kadını oldu…

Ne var ki, uzun bir süre sonra evliliği çatırdamaya başladı…

O tatlı kız…

38 yıl sonra eşi Serkan Acar’a “şiddetli geçimsizlik” nedeniyle…

Boşanma davası açtı…

Gelin görün ki, üç yıl sonra…

Serkan Acar hastalandı, ne yazık ki kurtaramadılar…

***

Ayşecik, İstanbul’da yaşıyor ve yıllarca “emlakçılık” yaptı…

Hali, vakti yerinde…

Ayrıca, Fenerbahçe’de soyadını taşıyan bir kebapçı işletti…

Yakın dostlarına…

Geçmişle harmanladığı bugünlerini içinden geldiği gibi özetliyor:

“Zaten iki yaşından 20’li yıllarıma kadar setlerdeydim... Oyunculuğa benim bıraktığım yaşta başlayanlar var... Çocukluğu, genç kızlığı setlerde geçmiş biri olarak evlilik hayatı, ev hanımlığı ve çocuklar çok daha cazip geldi zamanında bana... Sinemayı bıraktığıma hiç pişman olmadım... Ayrıca hiç özlemiyorum…”

***

Yeşilçam’ın her devrinde çocuk yıldızlar oldu…

O kadar sevimliydiler ki…

Al koltuğunun altına eve götür; o kadar yani…

Ancak…

Hiçbiri, “Ayşecik”in yerini tutamadı…

***

Bitiriyoruz…

Sizlere…

10 gün önce 69 yaşını basan…

Üstelik…

En son 48 yıl önce kamera geçmesine karşın…

Türk halkının hiç unutmadığı…

Ölümsüz “Ayşecik” rollerinin yetenekli yıldızı…

Zeynep Değirmencioğlu’nun öyküsünü anlatmaya çalıştım…

İnsan merak ediyor…

Acaba, bugün teklif gelse…

Tatlı ama bi’o kadar da “Şeytan Çekici” bir kayınvalide rolü…

Nasıl da yakışır…

Zeynep Değirmencioğlu’na…

Eh, ne de olsa bizim “tertip”ten…

Nokta…

Hamiş: Zeynep Değirmencioğlu, dokuz yıl önce 65 yaşında vefat eden eşi Serkan Acar’ın cenaze töreninde konuşurken kelimeler boğazına düğümleniyordu… Şöyle veda etti, eşine Ayşecik: “O benim hayatımdı… Bu, canım-aşkım-sevgilim gibi bir söz değil, gerçekten hayatımdı… Çünkü tanıştığımızda ben 14, O 20 yaşındaydı… Biz bir ömrü paylaştık, birlikte büyüdük…"

Sonsöz: “O yıldızlar hiç sönmesin; duamız budur… / Anonim…”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/kac-kisi-iki-yasinda-sohreti-yakalar/17652