Bir Çeşme hikayesi ve Türk Polisi!
Dr. Hakan Tartan

Doğrusu yazıp yazmamakta tereddüt ettim.
Acaba? Acaba!
Ama.. Yazmalıydım..
Hem uyarı, hem önlem, hem de takdir için..
Gözde tatil merkezlerinde “keyif ve uyku kaçıran” yüksek fiyatları yazmıştım.
Dert yanan yanana..
Çözümü de gösterdiğim için rahatım; gitmeyin, ölmezsiniz! Bildik - tanıdık mekanları tercih edin, yanılmazsınız! Bir de.. Fiyatları sorun; ayıp değil!

***
Şimdi gelelim; yeni Çeşme hikayesine..
İki yerde, iki benzer hikaye..
Mekan sahiplerinin “günahsız” olduğuna inandığım için isim yazmıyorum, ama “adı bende saklı”..

***
Hikaye şu: Üç - beş gece mekanı “teröristi”, üç - beş “şerefsiz” müzikli - içkili bu mekanlarda bir şekilde eğlenen genç kızlarımıza yanaşıyor, ya içki ikram ediyor, ya “Biz içemedik, kalmasın, devam edin…” deyip kokteyl, konyak, neyse içki verip “kenara çekiliyor”
İçki; ilaçlı..

“Yol göstermeyeyim”, adı malum. Dizilerde bile bol bol var!
İçeni sersemletiyor, el ayak tutmuyor..
Olanın bitenin farkındasınız, ama güç yok, takat yok..
Tam bir teslimiyet!

Bu “şerefsizler”in, bu “ahlaksızlar”ın oyunu bu.
Nice masum alet edilmiştir, nice acılar yaşanmıştır kesin..
Ama.. Benim hikayem “şanslı”..
Kızlarımız ikramı kabul ediyor, içki içiliyor, sonra..
Sonra “neredeyse kısmi felç”..
Zor yürüme, zor konuşma, elden ayaktan düşme..

“Çakallar” devrede; “Biz sizi bırakalım; istediğiniz yere!”

Amaç belli; şerefsizlik; istedikleri yere!
Neyse ki direniyor kızlar, atıyorlar kendilerini dışarı..
Şansa bak ki; kapıda taksi!
Çeşme’de..! Mekan önünde zınk diye..!
Olur mu? Olmuş..
Önce bir kızımızı, sonra diğerini , çok şükür ki evine bırakmış..
Yolda konuşmuşlar; nasıl oldu, ne yaşandı diye..
Kızlarımız da anlatmış; “Yan masadan birileri içki ikram etti” diye..

Hikayenin güzel sonu; neyse ki o taksici polis!

Aslanlar aslanı Türk polisi..
Canımızın, malımızın..
Çoluğumuzun çocuğumuzun..
Evimizin barkımızın güvencesi..
Mekan adı, “şerefsizler”in tarifi, oralara operasyon; tatsız gecenin sonrası..

Sadece.. Sonucu bilmiyorum!
O şerefsizler’in yakalanıp yakalanmadığını..
Ama.. En üstten taksideki polis kardeşime kadar bu konuda emek veren Emniyet mensuplarını kutluyorum..
Bizi mutlu ettiniz, yüzümüzü ağarttınız, güvenimizi haklı çıkarttınız!

Türk polisi budur..
Gururumuzdur..


Lütfen devam..
Bu “ırz düşmanları”na, bu “şerefsizler”e göz açtırmayın..
Çocuklarımız kendini güvende hissetsin, gönüllerince eğlensin..
Onlar bizim “geleceğimiz”
Bir çok yerde yaşanan bir hikaye bu..
Benim bildiğim “iyi son”..
Kötü ve acı olanları  da var elbette..
Son sözüm; gelin, elele verelim.. Polisimize destek olalım..
Ne mi yapalım?

***

- Mekan sahipleri -
Çoğunuz duyarlısınız, biliyorum, ama biraz daha özen.. Bu şerefsizler’i tanırsınız siz, ihbar edin.

- Servis elemanları - Çoğu evine ekmek götürme derdindeki garson kardeşlerim, siz tanırsınız bu tipleri, tutun atın dışarı.. Polise telefon edin..

- Anne – babalar - Başıboş bırakmayın, arayın, sorun çocukları.. Bu şerefsizler’e en büyük darbe gönül bağı, ilgi, sevgi..

- Yurttaş - Nahoş duruma müdahale edin, polisi arayın, çocuklarımıza sahip çıkın. Paylaşın bu yazıyı, birlikte mücadele edelim.

“Hissedilmeyen şey anlaşılmaz”

Hissedelim, anlayalım, çözümü de bulalım..
Gençlerimiz bunu hak ediyor..

Hadi; el ele…



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/bir-cesme-hikayesi-ve-turk-polisi/17483